Bazen yüzleşmekten kaçarsınız, aydınlatmaktan, içinde olduğunuz durumdan, düşünmek istemezsiniz, yüzeysel bakar olayın vehametinden kendinizi çekmek istersiniz. Bunun adı asla “alışmak” değil.
Hayattaki, yanınızdaki, dibinizdeki eksiklikle bu hayatın içinde, sorumlu olduklarınıza karşı olumlama yaparak, melankoli halinden uzaklaşarak, kalbinizdeki acıyı odalarda kilitli bırakarak, içinize akıttıklarınızla, gülümseyerek devam edersiniz yaşamaya. Değişen hiçbir şey yoktur, üst üste geçen senelerden başka. Acı aynıdır, yangın dinmemiştir, hasret de hiç bitmeyecektir. Ne burnumun sızısında azalma, ne göğsümün içindeki burukluk ne de fiziken hissettiğim boşluk geçmemiştir.
Alıştım desem hiç değil, belki yaşamayı öğrendim demeliyim. Öğrenmesem ne yapacaktım ki..
Hele de bayramlarda....