Yoga birleşme veya katılma anlamına gelen Hintçe bir terim olan yeug kökünden türemiştir. Yoga Hinduizm, Budizm ve Janizm’de kişiyi zihinsel, ruhsal ve bedensel olarak disipline etmek için kullanılan uygulamadır. Yoga sekiz aşaması olan bir ruhsal yolculuk olarak tanımlanır.
Hindu kutsal metni olan Bhagavad-Gita Upanişadından bazı nakiller yapacağım. Bhagavad-Gita Upanişadı tanrı bilgisinin yoga incelemesinin ve Şri Krişna’yla Arcuna arasındaki konuşmanın anlatımıdır. Krişna ona varoluşun sebebini ve insanların tanrılar hakkında bilmeleri gerekenleri anlatmıştır. Malum Şri Krişna Hindu tanrılarından biri Arjuna da Hint mitolojisinde dünya üzerindeki en büyük savaşçı, korkusuz bir okçu, Hindu destanı Mahabharata’nın beş kahramanından biridir. Kelime anlamı parlak, ışıltı, beyaz veya gümüş olan Arjuna yenilmez Vişnu olarak kabul edilir.
Soluğunu burnundan alıp vererek giren çıkan soluğu dengeleyerek, algıları düşünceleri duyguları bilge düzenlemenin yolunu bulur. İstekler kuşkular tutkular yok olur ve sonunda o, sonsuza dek kurtulur. Özverinin çabaların amacı, bütün varlıkların yaratıcısı, bu koca evrenin ulu Tanrısı gör onu. Beni gören onu görür om.
Ne Veda’larla ne adak sunmakla, ne özveriyle ne de tapınmakla göremez beni herhangi bir kişi senin beni görmüş olduğun gibi Arcuna. Yalnız derin bir iç görüyle bütün gerçekliğimle, gerçek yüzümle bilinebilirim, görülebilirim. İşte o zaman erişilebilirim. Benim işimi gören, beni yüce bilen içtenlikle coşkuyla bana yönelen, bütün canlılara sevgiyle bakabilen kim ise Arcuna gelebilir yanıma Om.
Aydınlatır her şeyi salt bilinçle varlığı ve varlığı tanıyan canı. Bilinçli gözlerle gören, ayıran tutsaklığın bağlarından kurtulur tanır kendi özünü, Tanrıya kavuşur Om.
Düşlerini gönlüne gömmeli yogi. Yaşam soluğu başının tepesinde kendini toplamalı, yoğunlaşmalı om diye diye Brahman’ı anmalı. Titreşen ses beni anımsatmalı. Bu durumda kendinden geçerse o benim en yüce katıma ulaşır. Dikkati hep aynı yerde dağılmadan beni anımsarsa bir yogi durmadan kolaylıkla erer sonunda bana. Beni bulur kararlı olan Arcuna.
Oluşturur bütün görünen varlıkları ikiliğimin karşılıklı oyunu. Ben hem var oluşum hem de yok oluşum. Benim yaratıkların başı ve sonu ey mal mülk sahibi varlıklı kişi yoktur evrende benden ayrı varlık. Çünkü bütün varlıklar bana bağlı bir ipe dizili inciler gibi. Tatlı suyun tadıyım ben Arcuna. Güneşin ve ayın aydınlığıyım ve dallarda titreşen om sesiyim. İnsanınsa özüyüm, gücüyüm.
Herhangi bir şeye bağımlı olmayan. Aşağılanmaya, övülmeye bakmayan. Hiç bir şeyi olmasa da memnun olan. Bir tutamak bulmasa da sıkı duran gönül eridir, benim sevgilimdir. Bildirdiğim bu ölümsüz yüce yasaya kuşku yok, ölümsüzlüğe kavuşur uyan. Bana inanan, bana ermeyi dileyen gönül eridir, benim sevgilimdir om.
Geri mi kalmalı bu kimselerden Saygın Kşatriya’lar, inançlı Brahman’lar Acı dolu geçici dünyadayken Bana ulaşmaya çalışmalılar. Sen de içtenlikle bana yönel, bana kendini ver, saygıyla eğil. Beni düşün, bana sevgili ol, beni gönülden dile, bana gel om.
«namaskuru», “namaz kıl”. Namaz Farsçadan Türkçeye girmiş olan bir sözcük. Farsçayla Sansktritçe aynı dil ailesinden. “Surya Namas-kfır” (Güneşe ya da Güneş Tanrısı Surya ‘ya Setam) adındaki Yoga hareketleri dizisi, çok eski çağlardan kalmış olan bir namaz türüdür. Yoga pilates ya da diğer spor türleri gibi bir egzersiz değildir. Yoga Hinduizm kökenli sonradan Budizm ve Janaizm ve başka dinlere de girmiş bir tapınma ayinidir. Amaç sadece egzersiz yapmak değil zihni ve ruhu bir yöne yönlendirmektir. Yoga yaparken mantra denen başta om olmak üzere tüm kelimeler Hindu tanrılarını zikretmektir. Yoga bir dini ritüeldir bu sebepten yoga yapmak asla caiz olamaz.
ibrahim zeren