Yahudilikte bakire bekaretlik

Katılım
3 yıl 2 ay 3 gün
Mesajlar
997
Tepkime puanı
364
Konum
Gerçeğin Ruhu
Cinsiyet
vtEvVy
Bu dini konularla siyaset konuları hep böyle la niye böyle :haha: herkes ben hocaya bakmam inanmam der kendin okuycan der .. ama kendin okuycan diyenede bak şu şöyle sen yanlış biliyorsun der.. demekki her okuyan aynı anlamıyor dinde herkesin doğrusu kendisinindir diye birşey yok :D ona kaldıysa bende size derimki musa ile allah pazarlık'mı yapıyor ? istediğim gibi çarpıtırım yani iş zeka işi zekilik işi değil'mi siz bilmiyorsunuz der çıkarım.. hiç gerek yok bunlara en iyisi çay içmek valla bak çay içek yokmu çay ya :cay:
O da bir hurafe :) Hurafeyle örnek getirerek doğru kıyas yapamazsın :)
 

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
3 yıl 8 ay 13 gün
Mesajlar
25,269
Tepkime puanı
8,715
Yaş
35
Konum
Memed' Home
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal
O da bir hurafe :) Hurafeyle örnek getirerek doğru kıyas yapamazsın :)
Kafanmı güzel ? hurafe olan ne la :D kuranda hz musa kısası geçiyor sen neye hurafe dedin onu anlamadım.. ayrıca burda kimse senin inancını onaylamak zorunda değil biliyon dimi :D ben kafire kafir derim eğer sen kurandaki musa olayına hurafe dersen müslüman demem sana.. ama musa ile allah pazarlık yapıyor der çıkarım dediğime diyorsan onu zaten ben diyorum der çıkarım diye...

Şimdi öyle bir olduki kimin ağızı laf yapıyorsa karşı tarafı susturan oluyor bu işler öyle yürümez.. müslümansan müslümanlığın gereğini bileceksin.. şimdi bana 5 vakit namaz kılmayanın tartışmasıyla 5 vakit kılanın tartışmasının objektifliğine kapı açtırmayın :haha:

bir olay vardır inanırsın inanmazsın... adam nasıl namaz kılınacağına dair uyarı alıyor adama diyorlarki namazı şöyle kılacaksın yıllardan beri yanlış kılıyorsun diyorlar adam nasıl kılcam napıcam diyor.. anlatıyorlar adam namazı öyle kılmaya çalışırken kafası karışıyor kısastır bu gerçekliği gerçek dışılığı önemli değil örnek olması yeterli... giden adam suyun üstünde yürüyor bakıyorki aklı karışan adam yanına gelmiş oda suyun üstünde ... diyor namazı nasıl kılacaktım kafam karıştı diyor... suyun üstündeki adam onunda suyun üstünde olduğunu görünce diyorki sen yine bildiğin gibi kıl diyor...

yani arkadaş hadise değinmiş hadislere inanmamak değil inkar etmek günahkarlık sebebi sayılıyor ehli sünnette... hiç kimse peygamberden direk nakledilen hadise bir yorum getiremez çünkü kuranla çelişmez.. ama günümüzde topluma uyarlanmışcasına geçerliliği olmayan hadislerde vardır.. hadisin iyisini alacaksın kötüsünü salacaksın inkar etmiyceksin sadece...

bu bizim tarihte ne olmuş olaylarının aynısı hadis durumu böyle yani islam tarihinden gelen bilgilerdir bunlar..
 
Katılım
3 yıl 2 ay 3 gün
Mesajlar
997
Tepkime puanı
364
Konum
Gerçeğin Ruhu
Cinsiyet
vtEvVy
Kafanmı güzel ? hurafe olan ne la :D kuranda hz musa kısası geçiyor sen neye hurafe dedin onu anlamadım.. ayrıca burda kimse senin inancını onaylamak zorunda değil biliyon dimi :D ben kafire kafir derim eğer sen kurandaki musa olayına hurafe dersen müslüman demem sana.. ama musa ile allah pazarlık yapıyor der çıkarım dediğime diyorsan onu zaten ben diyorum der çıkarım diye...

Şimdi öyle bir olduki kimin ağızı laf yapıyorsa karşı tarafı susturan oluyor bu işler öyle yürümez.. müslümansan müslümanlığın gereğini bileceksin.. şimdi bana 5 vakit namaz kılmayanın tartışmasıyla 5 vakit kılanın tartışmasının objektifliğine kapı açtırmayın :haha:

bir olay vardır inanırsın inanmazsın... adam nasıl namaz kılınacağına dair uyarı alıyor adama diyorlarki namazı şöyle kılacaksın yıllardan beri yanlış kılıyorsun diyorlar adam nasıl kılcam napıcam diyor.. anlatıyorlar adam namazı öyle kılmaya çalışırken kafası karışıyor kısastır bu gerçekliği gerçel dışılığı önemli değil örnek olması yeterli... giden adam suyun üstünde yürüyor bakıyorki aklı karışan adam yanına gelmiş oda suyun üstünde ... diyor namazı nasıl kılacaktım kafam karıştı diyor... suyun üstündeki adam onunda suyun üstünde olduğunu görünce diyorki sen yine bildiğin gibi kız diyor...

yani arkadaş hadise değinmiş hadislere inanmamak değil inkar etmek günahkarlık sebebi sayılıyor ehli sünnette... hiç kimse peygamberden direk nakledilen hadise bir yorum getiremez çünkü kuranla çelişmez.. ama günümüzde topluma uyarlanmışcasına geçerliliği olmayan hadislerde vardır.. hadisin iyisini alacaksın kötüsünü salacaksın inkar etmiyceksin sadece...

bu bizim tarihte ne olmuş olaylarının aynısı hadis durumu böyle yani islam tarihinden gelen bilgilerdir bunlar..
Musa Peygamber ile Muhammed peygamber konuşup gidip gelmişler 50 vakitten 5 vakite kadar düşürülmüş hikayesine hurafe dedim.

Karşı tarafı susturmakla alakası yok. Dinin kaynağı belli, Kur’an ona uy yeter.. :)

Yoksa namaz 5 vakittir. Kılınması mecburidir. Devlet zoruyla değil ama mümin birisi kılar.. :)
İkisini birbirine karıştırma..
 

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
3 yıl 8 ay 13 gün
Mesajlar
25,269
Tepkime puanı
8,715
Yaş
35
Konum
Memed' Home
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal
Musa Peygamber ile Muhammed peygamber konuşup gidip gelmişler 50 vakitten 5 vakite kadar süşürülmüş hikayesine hurafe dedim.

Yoksa namaz 5 vakittir. Kılınması mecburidir. Devlet zoruyla değil ama mümin birisi kılar.. :)
İkisini birbirine karıştırma..
namaz farzdır ama kılma şekli yoktur.. hani işi hadisle kıyaslamaya vurursan kıldığımız namazlar rekatlarda tartışılır.. yok ben karıştırmıyorumda sen konuda olmayan şeyleri kafanda sorup cevaplayıp yazıyorsun musa peygamber ile muhammed efendimizin konuşması gidip gelmesi diye bir yazı yazılmadı burda :D memet iyimisin la :D
 
Katılım
3 yıl 2 ay 3 gün
Mesajlar
997
Tepkime puanı
364
Konum
Gerçeğin Ruhu
Cinsiyet
vtEvVy
Kur’an’da en ayrıntılı şekilde anlatılan şey namazdır.. Şekli falan her şeyi var.. Rekat sayıları da fiili sünmetle gelmiştir. Hadisle falan değil..

Hadis yasaktı Ali bin Ebu talip döneminin sonuna kadar..


“ona kaldıysa bende size derimki musa ile allah pazarlık'mı yapıyor ?” diye yazan sensin :)

Ben gayet iyiyim.. :)
 

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
3 yıl 8 ay 13 gün
Mesajlar
25,269
Tepkime puanı
8,715
Yaş
35
Konum
Memed' Home
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal
“ona kaldıysa bende size derimki musa ile allah pazarlık'mı yapıyor ?” diye yazan sensin :)

Ben gayet iyiyim.. :)
tamam işte kuranı kendim okuyunca mesela bir arkadaşına o ayetleri okut baştan sona o okuyan kişide diyecek'ki vay be musaya bak pazarlık yapıyor gibi konuşmuş yaratıcısıyla diye düşünür.. ya abi peygamber ayetleri topladı'mı ? topladı her olaya tarihsel zaman olarak bir ayet indi'mi indi.. bu ayetler bir seferde inmedi'ki olaylar üzerine indi bu olaylar sırf kuranı kerimde kısas olarak anlatılması için allah tarafından düzenli şekilde indirildi... benim demek istediğim şu... Peygamber efendimiz olmasaydı hadislerle şu ayet şunu demek istiyor şu zamanda indi o olay üzerine ama bu ayetin kapsamı kıyamete kadar olacak olayların içinede gidiyor şeklinde açıklamaları hadistir... günümüze kadar gelenlerin incelikleri doğrulukları tartışılır..

Bu arada ayetleri topladı derken kitap haline getirmesinden bahsetmiyorum aslında cebrailin aktarmasına vesile olmasından peygamberliğinden bahsediyorum..

bak kuranı kerim apaçıktır okuyan anlar şeklinde olsada peygamber efendimize sehabeler sorardı anlamadığı ayetleri efendim derdi bu ayet ne demek istiyor ? ona açıklardı ogünün not tutanlarından gelen yazılara biz hadis diyoruz .. peygamber efendimizin yaptıklarını anlatıp bu günlere kadar gelen bilinenlerede sünnet diyoruz... yani kuranın ap açık anlaşılacak şekilde olması demek bunu herkes kavraya biliecek demek değil.. öyle olsa peygambere gerek kalmazdı allah bir gecede kitap yapar indirirdi çokmu zor bir ol demesine bakar olay... zamanında sehabeler bile soruyormuş efendim bu ne demek diye ?

Düşüne biliyormusun ? islamın gelişme aşamasında an'ın içinde zeki bilgili kişiler bile bunu soruyor yani.. biz diyoruzki kuranı oku anlarsın.. afedersin bok anlarsın... müslüman adam okuyor kafir olup çıkıyor ben deistim diyor :haha:
 
Katılım
3 yıl 2 ay 3 gün
Mesajlar
997
Tepkime puanı
364
Konum
Gerçeğin Ruhu
Cinsiyet
vtEvVy
Hangi ayetlerden o izlenime kapılacakmış yaz bakalım..

Öyle bir ayet okumadım ben..
 

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
3 yıl 8 ay 13 gün
Mesajlar
25,269
Tepkime puanı
8,715
Yaş
35
Konum
Memed' Home
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal
Hangi ayetlerden o izlenime kapılacakmış yaz bakalım..

Öyle bir ayet okumadım ben..
Kuranı okuyun anlarsınız diyon okumadığın kurandan'mı konuşuyon sen ? Musa firarun ayetlerini okumadın'mı sen ? Googleden mi parça ayet okuyorsun sen ? gerçekten samimi soruyorum hiç kuranı okudun'mu kaç kere okudun mesela ?
 

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
3 yıl 8 ay 13 gün
Mesajlar
25,269
Tepkime puanı
8,715
Yaş
35
Konum
Memed' Home
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal
abi okumadığınız kitap hakkında google alimliği yapmayın hiç sevmem al bak sana sırasına göre tümü.. okursun bi ara :D

KAMER SURESİ
İniş Sırası: 37 • Mushaf Sırası: 54 • Mekki Sure • 55 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
41. Firavun’un erkânına da tehditler/uyarılar gelmişti.
42. Bütün (yazılı ve mucizevî) âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları; galip, güçlü olanın yakalama tarzıyla yakalayıverdik.

ARAF SURESİ
İniş Sırası: 39 • Mushaf Sırası: 7 • Mekki Sure • 206 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
103. Sonra onların ardından ayetlerimizle Musa’yı gönderdik; Firavun’a ve ileri gelen adamlarına. Onlar onlara (ayetlere) hainlik ettiler. Bak bozguncuların sonu nasıl oldu?
104. Musa dedi ki: “Ey Firavun! Gerçekten ben, âlemlerin Rabbinden bir elçiyim.
105. Allah’a karşı, gerçekten başkasını söylememem üzerime bir borçtur. Size Rabbinizden apaçık bir delil ile geldim. Artık İsrailoğulları’nı benimle birlikte gönder.”
106. Firavun dedi ki: “Bir ayet (mucize) ile geldiysen, eğer doğrulardan isen onu göster bakalım.”
107. Bunun üzerine asasını attı, o birden apaçık kocaman bir yılan/ejderha oluverdi!
108. Elini çıkardı, o da ne?! Bakanlar için parlayan bembeyaz bir şey!
109. Firavun kavminden ileri gelenler, dediler ki: “Gerçekten bu bilgili/alim bir sihirbazdır.
110. Sizi toprağınızdan çıkarmak istiyor, ne buyurursunuz?”
111. Dediler ki: “Onu ve kardeşini beklet, şehirlere toplayıcılar gönder.
112. Bilgili/alim sihirbazların hepsini sana getirsinler.”
113. Sihirbazlar Firavun’a geldiler ve dediler ki: “Eğer galip gelirsek bize ödül verilecek değil mi?”
114. (Firavun): ”Evet! Şüphesiz siz en yakınlarımdan olacaksınız” dedi.
115. Dediler ki: “Ey Musa! Önce sen mi atacaksın yoksa, ilk atanlar biz mi olalım?”
116. ”Siz atın” dedi. Attıkları zaman insanların gözlerini büyülediler ve onları (fen ve teknikleriyle) ürküttüler. Büyük bir sihir (fenni olaylar) ortaya koydular.
117. Biz de Musa’ya: “Asanı at” diye vahyettik. Bir de baktılar ki, onların gösterdiği şeyleri yutuyor.
118. Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların tüm yaptıkları bir hiç olup gitti!
119. Orada mağlup oldular ve küçük düştüler.
120. Sihirbazlar hemen secdeye kapandılar.
121. Dediler ki: “Âlemlerin Rabbine iman ettik.
122. Musa’nın ve Harun’un Rabbine!”
123. Firavun dedi ki: “Ben size izin vermeden ona inandınız ha?!.. Bu kesinlikle sizin halkı oradan çıkarasınız diye, şehirde kurduğunuz bir tuzaktır! Ama, size ne yapacağımı yakında göreceksiniz.
124. Ellerinizi ve ayaklarınızı mutlaka çaprazlama keseceğim. Sonra hepinizi asacağım.”
125. (Sihirbazlar) dediler ki: “Biz zaten Rabbimize döneceğiz.”
126. Dediler ki: “Sen bizden intikam alıyorsun. Rabbimizin ayetleri bize ulaştığında iman ettiğimiz için. Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır! Bizi müslümanlar olarak vefat ettir.”
127. Firavun kavminden ileri gelenler, dediler ki: “Musa’yı ve kavmini arzda/yeryüzünde fesat/karışıklık çıkarsınlar, seni ve ilâhlarını terketsinler diye, serbest mi bırakacaksın?” (Firavun) dedi ki: “Onların oğullarını katlederiz, kadınlarını sağ bırakırız. Elbette biz onları ezecek güçteyiz!”
128. Musa halkına şöyle dedi: “Allah’tan yardım isteyin ve sabredin. Bu ülke Allah’ındır. Kulları içinden kim onun düzenine uyarsa onu bu ülkeye mirasçı kılar. Mutlu son, Allah’tan çekinerek kendini koruyanların[*] olacaktır.”
[*] Müttekiler: Allah’tan çekinerek korunanlar, kendini(fıtratını) bozmayanlar. Bakınız Bakara 2/2
129. Dediler ki: “Sen bize gelmeden önce de bize eziyet edildi, sen bize geldikten sonra da.” Musa dedi ki: “Umulur ki Rabbiniz, düşmanlarınızı helâk eder ve sizi, yeryüzünde yönetici kılar da nasıl işler yapacağınız görülür.”
130. Gerçekten Biz, Firavun sülalesini tuttuk/kıskıvrak yakaladık, senelerce; kıtlıkla, ürünlerini azaltmakla sıktık ki, hatırlayıp (akıllarını başlarına alıp) ders/ibret alsınlar!..
131. Onlara bir iyilik geldiği zaman: “Bu bizim hakkımızdır” dediler. Bir kötülük isabet edince de Musa’nın ve onunla birlikte olanların uğursuzluğuna yoruyorlardı. İyi bilin ki; onlara gelen belâlar/musibetler Allah katındandır. Fakat onların birçoğu bilmiyor.
132. Dediler ki: “Kendisiyle bizi büyülemen için, her ne ayet/mucize getirirsen getir, biz sana inananlar değiliz.”
133. Biz de üzerlerine; tufan, çekirge, haşerat, kurbağa ve kan gönderdik; ayrı ayrı mucize/ayetler olarak, ama yine de kibirlendiler ve suçlu bir topluluk olmayı sürdürdüler.
134. Üzerlerine pislik azabı çökünce, dediler ki: “Ey Musa! Sana verdiği söze dayanarak Rabbine bizim için dua et. Eğer bu cezayı bizden kaldırırsa; ant olsun ki sana inanırız ve kesinlikle İsrailoğulları’nı seninle birlikte göndeririz.”
135. Üzerlerinden bir süre için cezayı kaldırdığımız zaman, hemen yeminlerini/sözlerini bozmaya başladılar.
136. Biz de onlardan intikam aldık ve onları denizde boğduk: Ayetlerimizi yalanladıkları ve onlara kulak asmadıkları için!
137. Ezilmekte olan kavmi; içini bereketli kıldığımız yeryüzünün doğularına ve batılarına mirasçılar kıldık. Sabretmeleri yüzünden, Rabbinin İsrailoğulları’na verdiği güzel söz tamam oldu. Firavun’un ve kavminin yapıyor olduklarını ve yükseltmekte oldukları şeyleri yerlere serdik!
138. İsrailoğullarını denizden geçirdik. Derken putlara tapan bir topluluğa rastladılar ve dediler ki “Musa! Onların tanrıları gibi bir tanrı da bize yapsana!” Dedi ki “Siz gerçekten kendini bilmez bir topluluksunuz.”
139. ”Şunların içinde oldukları din yok olmaya mahkûmdur ve yapmakta oldukları şeyler bâtıldır.”
140. (Musa) Dedi ki “Size Allah’tan başka bir tanrı mı ararım? Hâlbuki o sizi bu âleme üstün kılmıştır.”
141. Ve: “Hani sizi Firavun hanedanından kurtarmıştı. Size azabın en kötüsünü yapıyorlardı; oğullarınızı öldürüyorlar ve kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda Rabbinizden sizin için büyük bir belâ vardı” (dedi).
142. Musa’ya otuz gece için süre verdik, buna bir on (gece) daha ekledik. Böylece Rabbinin tayin ettiği vakit kırk geceye tamamlandı. Musa, kardeşi Harun’a dedi ki: “Kavmim içinde benim yerime geç ve ıslah et. Sakın bozguncuların/karışıklık çıkaranların yoluna uyma!”
143. Musa, söylediğimiz yere geldiği zaman Rabbi onunla konuştu. “Rabbim” dedi: “Bana kendini göster de sana bakayım.” Allah buyurdu ki: “Sen, Beni asla göremeyeceksin. Fakat dağa bak, eğer o yerinde durursa, sen de Beni görürsün.” Rabbi dağa göründüğü zaman onu darmadağın etti ve Musa baygın olarak düştü. Ayılınca, dedi ki: “Seni tenzih ederim! Sana tövbe ettim. Ben inananların ilkiyim.”
144. (Allah) buyurdu ki: “Ey Musa! Şüphesiz Ben risaletimle (mesajlarımla) ve seninle konuşmakla, seni insanlar üzerine seçtim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol.”
145. Levhalarda ona her şeyden bir öğüt ve her şey için bir açıklama yazdık. “Haydi onları kuvvetle tut ve kavmine de emret. Onlar da en güzel şekilde tutsunlar. Yakında size sözünde durmayıp doğru yolu tutmayanların yurdunu göstereceğim.”
148. Musa’nın halkı, ondan sonra süs eşyalarından boğa gibi böğüren bir sığır yavrusu yaptılar. Onun kendileriyle konuşmadığını ve onlara yol göstermediğini görmüyorlar mıydı? Onu (ilah) edindiler ve yanlış yapan kimseler oldular.
149. Ne zaman ki pişman oldular ve kendilerinin sapıtmış olduklarını gördüler, dediler ki: “Eğer Rabbimiz, bize merhamet etmezse ve bizi bağışlamazsa, muhakkak ki biz, ziyana uğrayanlardan oluruz.”
150. Musa kavmine döndüğünde (yaptıklarından dolayı), kızgın ve üzgün olarak dedi ki: “Ne kötü şeyler yapmışsınız! Benden sonra Rabbinizin emrini (beklemeyip) acele mi ettiniz?” Levhaları attı ve kardeşinin başını tuttu; kendine doğru çekmeye başladı. (Kardeşi) dedi ki: “Ey anamın oğlu! Bu kavim beni zayıf gördü ve neredeyse beni öldüreceklerdi. Düşmanları bana güldürme, beni zalim toplum ile bir tutma!”
151. (Musa) dedi ki: “Rabbim, beni ve kardeşimi bağışla ve bizi rahmetine kabul et. Sen merhametlilerin en merhametlisisin.”
152. Buzağıyı ilâh/tanrı edinenlere, Rablerinden bir hışım ve dünya hayatında da zillet erişecektir. Biz iftira edenleri işte böyle cezalandırırız.
153. Kötülük işleyip de bunun ardından tövbe ederek iman edenler var ya; işte onlar için şüphesiz ki Rabbin, bundan sonra da elbette bağışlayandır, esirgeyendir.
154. Musa’dan öfke gidip sakinleşince levhaları aldı, onların bir nüshasının içinde hidayet ve rahmet vardı; Rablerinden sakınanlar için.
155. Musa belirlediğimiz gün için halkından yetmiş adam seçti. Bunlar depremle sarsılınca dedi ki “Rabbim! Gerek görseydin onları da beni de daha önce yok ederdin. Aramızdaki akılsızların yaptıkları yüzünden bizi yok mu edeceksin? Bu, senin imtihanından başka bir şey değildir. Böylece kimilerinin sapıklığına karar verir, kimilerinin de yola gelmişliğini onaylarsın. Bizim velimiz sensin. Bizi bağışla, bize ikramda bulun. Bağışlamayı en güzel yapan Sensin.
156. Bu dünyada da Ahirette de bize güzel şeyler yaz; biz sana yöneldik.” Allah dedi ki “(Azap edilmesi) gerektiğine karar verdiğim kişiyi azabıma çarptırırım, ikramım ise her şeyi kapsar. İkramımı, benden çekinerek kendini yanlışlardan koruyanlar, zekât verenler ve âyetlerime güvenenler için ayıracağım."
159. Musa'nın kavminden bir topluluk vardı ki, gerçekle (ayetler+akıl+bilim+faydalı iş ile) doğru yolu gösterirler ve onunla, adaletle hareket ederlerdi.
160. Onları, on iki kabile halinde topluluklara ayırdık. Halkı kendisinden su isteyince Musa’ya: “Asanla taşa vur” diye vahyettik. Hemen ondan (o taştan) on iki göze fışkırdı, her kabile içeceği yeri bildi. Bulutu üzerlerine gölge yaptık. Onlara kudret helvası ve bıldırcın indirdik. “Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin.” Onlar Bize zulmetmediler, aksine kendilerine zulmetmekte idiler.
161. Hani onlara: “Şu kentte oturun ve ondan dilediğinizi yiyin. Ve ‘affet/bağışla!’ deyin. Secde/itaat edici olarak (kentin) kapı(sın)dan girin ki, (böylece) hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanlara ise daha da artıracağız” denilmişti.
162. Onlardan zulmedenler; sözü, kendilerine söylenenden başka bir sözle değiştirdiler (veya kendilerine söylenen kelimelerin anlamını değiştirdiler.) Biz de üzerlerine gökten bir belâ, bir afet gönderdik; zulmetmeleri yüzünden!

TAHA SURESİ
İniş Sırası: 45 • Mushaf Sırası: 20 • Mekki Sure • 135 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
56. Gerçek şu ki; ayetlerimizin tümünü ona (Firavuna) gösterdik, yine de yalanladı ve (şeytanlaşarak yalanında) diretti.
57. (Firavun) dedi ki: “Sihrinle bizi yurdumuzdan çıkarmak için mi bize geldin Ey Musa?
58. Biz de sana mutlaka onun gibi bir büyü getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda bir buluşma yeri ve zamanı ayarla. Bizim ve senin muhalefet etmeyeceğin uygun bir yer olsun.”
59. (Musa) dedi ki: “Buluşma zamanımız; Bayram Günü kuşluk vaktinde insanların toplandığı an olsun!”
60. Firavun dönüp gitti, tuzağını topladı, sonra geldi.
61. Musa onlara dedi ki: “Yazıklar olsun size! Allah’a karşı yalan uydurup da iftira etmeyin. Sonra bir azap ile sizin kökünüzü kurutur. Doğrusu iftira eden kimse kaybetmiştir!”
62. Bunun üzerine işlerini aralarında tartıştılar ve gizlice, fısıldaşarak konuştular.
63. Dediler ki: “Bu ikisi büyücüdür. Büyüleri ile sizi yurdunuzdan çıkarmayı istiyorlar ve emsalsiz tarikatınızı/işlerinizi yıkmak istiyorlar.
64. Onun için tuzağınızı toplayın sonra da sıra halinde gelin. Ant olsun, bugün üstün gelen kimse kazançlı çıkmıştır.”
65. Dediler ki: “Ey musa! Ya sen at, ya da önce atan kişiler biz olalım.”
66. (Musa) “Hayır!” dedi “Siz atın.” Bir de ne görsün! Onların attıkları şeyler (içi civa dolu yılan cesetleri), bilimsel nedenlerle (kızgın zemin üzerinde) hareket ediyor.
67. Musa, içinde bir tür korku hissetti.
68. “Korkma!” dedik. “Şüphesiz sen, üstün gelecek olan sensin!
69. Sağ elindekini at, bu onların yaptıklarını yutacaktır. Çünkü onların yaptıkları yalnızca bir sihir hilesidir. Sihirbazlar, nerede olursa olsun sana karşı kazanamazlar.”
70. Sihirbazlar secdeye kapandılar: “Harun’un ve Musa’nın Rabbine iman ettik” dediler.
71. (Firavun) dedi ki: “Ben size izin vermeden önce ona inandınız ha! Şüphesiz o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Ant olsun ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim. Ve elbette sizi hurma dallarına asacağım! Hangimizin azabı daha şiddetli ve sürekli imiş bileceksiniz!”
72. Dediler ki: “Seni asla bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana tercih etmeyeceğiz. Yapacağını yap/elinden geleni ardına koyma! Sen yalnızca bu dünya hayatında istediğini yapabilirsin!
73. Şüphesiz biz Rabbimize iman ettik, hatalarımızı ve bize zorla yaptırdığın sihri/hileyi bağışlaması için! Allah daha hayırlı ve daha kalıcıdır.”
77. Ant olsun/gerçek şu ki, Musa’ya şöyle vahyetmiştik: “Kullarımı geceleyin yürüyüşe geçir, sonra; (asanla vurarak) denizde onlara kupkuru bir yol aç, yetişilmekten/yakalanmaktan korkmadan ve endişe etmeden.”
78. Firavun ordularıyla onların peşine takıldı. Derken denizden onları örten şey örtüverdi.
79. Firavun kavmini saptırdı ve onları doğru yola götürmedi.
80. Ey İsrailoğulları! Sizi düşmanınızdan kurtardık ve Tûr’un sağ tarafını size buluşma yeri olarak belirledik. Size helva ve bıldırcın indirdik/yarattık.
81. Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve bu konuda haddi aşıp azgınlık etmeyin. Yoksa gazabım üzerinize çöker. Gazabım kimin üzerine çökerse; o, kesinlikle tepetaklak yuvarlanmıştır.
82. Şüphesiz Ben çok bağışlayıcıyım; tövbe eden, inanan ve salih amel/faydalı işleri en iyi şekilde yapan, sonra da doğru yola gelen kimseye karşı!
83. “Seni kavminden çabucak ayırıp getiren nedir Ey Musa?”
84. Dedi ki: “Onlar benim peşimde(yolum üzere)ler. Rabbim, razı olman için Sana acele geldim.”
85. Allah dedi ki: “Senden sonra halkını fitneye [*] (kendilerini yakan bir imtihana) soktuk. Samiri onları yoldan çıkardı.”
[*] Harun aleyhisselama rağmen Mısırlıların tanrı edindiği Apis’i hatırlatan buzağı heykeline tapmaları, Firavun’unun servetine konmalarından sonra olmuştu. (Bkz. Zümer 39/49, Araf 7/137 vd)
86. Musa, çok kızgın ve üzüntülü olarak derhal kavmine döndü. “Ey kavmim!” dedi. “Rabbinizin size verdiği güzel ahit/söz hoşunuza gitmedi mi?! Yoksa söz/ahit (veya aranızdan ayrılmam) size uzun mu geldi? Rabbinizden üzerinize bir gazabın çökmesini mi istediniz? Bana verdiğiniz sözden de caydınız?”
87. Dediler ki: “Sana verdiğimiz sözden kendi irademizle caymadık. O kavmin süs eşyasından bazı ağırlıklar yüklenmiştik. İşte onları (kızgın ateşteki kalıba) attık, aynı şekilde Samirî de attı.”
88. O, onlara böğürmesi olan bir buzağı heykeli ortaya çıkardı. Ve bunun üzerine onlar da (birbirlerine) dediler ki: “İşte bu, sizin de Musa’nın da ilâhı/tanrısıdır, ama o unuttu.”
89. Görmüyorlar mı ki? Kendilerine bir sözle cevap veremez. Kendilerine ne bir zarar ve ne de bir fayda vermeye gücü yetmez.
90. Başlangıçta Harun şöyle demişti: “Ey halkım! Siz bununla sadece imtihandan geçiriliyorsunuz. Sizin Rabbiniz, O Rahman’dır. Siz bana uyun ve benim emrime girin.”
91. Onlar ise “Musa dönüp gelene kadar ondan ayrılmayacağız” demişlerdi.
92. (Musa) dedi ki: “Ey Harun! Onların saptıklarını gördüğünde seni ne engelledi?
93. Bana neden tâbi olmadın? Emrime isyan mı ettin?!”
94. (Harun) dedi ki: “Ey anamın oğlu! Sakalımı ve saçımı başımı tutma! Ben, ‘İsrailoğulları arasına ayrılık soktun ve sözümü gözetmedin’ demenden korktum!”
95. (Musa) dedi ki: “Ya senin kastın/maksadın nedir, ey Samirî?”
96. (Samirî) dedi ki: “Ben onların görmediklerini gördüm (ben bu dini herkesten çok iyi biliyorum veya Mısır’da bu işin, heykel yapmanın tekniğini öğrendim). Elçinin yoluna/izine (çok iyi bildiğim dinine; öğretilerine, eserine), önce sıkı sıkıya sarıldım ve sonra bıraktım (elçinin öğretilerini terkettim!) İşte, canım böyle istedi/durum bundan ibaret!”
97. Musa: “Öyleyse def ol!” dedi. “Yaşadığın sürece senin cezan 'Bana dokunmayın!' demendir. Senin için kaçamayacağın bir gün de var. Yanından ayrılamadığın ilahını gör şimdi. Onu ateşte eritecek sonra da toz halinde denize serpeceğiz.”
98. Sizin ilâhınız ancak kendisinden başka İlâh olmayan Allah’tır. (O Allah ki), ilimce her şeyi kuşatmıştır.”
99. İşte Böylece, sana geçmişin haberlerinden anlatıyoruz. Ant olsun, sana katımızdan bir öğüt verdik.

ŞUARA SURESİ
İniş Sırası: 47 • Mushaf Sırası: 26 • Mekki Sure • 227 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
10. Ve (hatırla); hani, Rabbin Musa’ya seslenmişti: “Zalimler topluluğuna git,
11. Firavun halkına! Hâlâ korunup sakınmıyorlar mı?”
12. “Rabbim!” dedi; “Ben onların beni yalanlamalarından korkuyorum.
13. Göğsüm daralıyor, dilim tam açılmıyor, Harun’a da elçilik görevi ver.
14. Benim üzerimde, onlara karşı işlediğim bir suç var; bundan dolayı beni öldürmelerinden endişe ediyorum.”
15. (Allah) buyurdu: “Hayır! İkiniz de ayetlerimizle gidin. Şüphesiz, Biz sizinle beraberiz, dinleyicileriz.
16. Firavun’a gidin, deyin ki: Gerçekten, biz âlemlerin Rabbinin elçisiyiz.
17. İsrailoğulları’nı bizimle beraber gönder.”
18. Firavun dedi ki: “Biz seni, bir çocukken yanımızda büyütmedik mi? Ve ömründen nice yıllar içimizde kaldın.
19. Sonunda, yaptığın işi de yaptın. Nankörlerden birisin sen.”
20. (Musa) dedi ki: “O dediğini bilmeyerek/hataen/istemeden yapmıştım.
21. Sizden korkunca hemen aranızdan kaçtım. Sonra, Rabbim bana lütfetti, hükmetme gücü verdi ve beni elçilerden kıldı.
22. Başıma kaktığın iyilik bu mu? Oysa sen, İsrailoğulları’nı (esir alarak) köleleştirdin!”
23. Firavun dedi ki: “Âlemlerin Rabbi nedir?”
24. (Musa) dedi ki: “Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. Eğer işin iç yüzünü düşünüp gerçeği anlayan kimseler iseniz!”
25. (Firavun) çevresindekilere dedi ki: “Duyuyor musunuz?”
26. (Musa) dedi ki: “Sizin ve önceki atalarınızın Rabbidir.”
27. (Firavun) dedi ki: “Size gönderilen elçiniz, şüphesiz bir mecnundur.”
28. (Musa) dedi ki: “Doğunun, batının ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. Eğer aklediyor iseniz!”
29. (Firavun) dedi ki: “Şayet, benden başka bir ilâh/tanrı edinirsen, seni hapsedilenlerden yapacağım.”
30. (Musa) dedi ki: “Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?!”
31. (Firavun) dedi ki: “Eğer doğrulardan isen onu getir.”
32. O, asasını atıverdi, bir de baktılar ki; o, apaçık bir ejderha!
33. Elini çıkardı, bir de ne görsünler; o, bakanlar için bembeyaz bir şey!
34. Firavun çevresindeki ileri gelenlere dedi ki: “Şüphesiz bu bilgin bir büyücüdür.
35. Büyüsüyle sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Ne buyurursunuz?”
36. Dediler ki: “Onu ve kardeşini beklet, kentlere toplayıcılar gönder.
37. Bilgin büyük büyücülerin tümünü sana getirsinler.”
38. Büyücüler belli bir günün vaktinde toplandı.
39. Halka da: “Sizler de toplanır mısınız?” denildi.
40. ”Umulur ki büyücüler üstün gelir, böylece biz de onlara uyarız.”
41. Büyücüler geldiği zaman Firavun’a dediler ki: “Bize bir ücret var değil mi? Eğer galip gelen biz olursak”.
42. Firavun: “Evet” dedi. “Üstelik siz, o zaman bana yakın kimselerden olacaksınız.”
43. Musa onlara dedi ki: “Atacağınız şeyleri atın!”
44. Attılar iplerini/fenni yapıtlarını ve aletlerini! Dediler ki: “Firavun’un gücüyle/adıyla/onur ve şerefine, kesinlikle biz galip geleceğiz.”
45. Sonra Musa asasını attı; birden onların uydurduklarını yutmaya başladı.
46. Büyücüler secde edenler olarak (yere) kapandılar.
47. “Âlemlerin Rabbine inandık!” dediler.
48. “Musa’nın ve Harun’un Rabbine.”
49. (Firavun) dedi ki: “Ben size izin vermeden ona inandınız ha! Şüphesiz o size büyü öğreten liderinizdir. Yakında bileceksiniz. Şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim. Kesinlikle hepinizi asacağım.”
50. Dediler ki: “Zararı yok! Biz Rabbimize dönücüleriz!
51. Rabbimizin hatalarımızı bağışlamasını umarız; inananların ilki olduğumuz için!”
52. Ve derken, Musa’ya vahyettik: “Kullarımı geceleyin yürüt. Kuşkusuz siz takip edileceksiniz.”
53. Firavun kentlere toplayıcılar gönderdi:
54. “Şüphesiz şunlar az bir topluluktur.
55. Şüphesiz onlar bize, kin ve öfke duymaktadırlar.
56. Biz ise varlıklı, dikkatli bir topluluğuz!”
57. Böylece onları çıkardık; bahçelerden, çeşmelerden,
58. hazinelerden ve verimli yerden!
59. İşte böyle! Onlara İsrailoğulları’nı mirasçı kıldık.
60. (Firavun ve orduları) Güneş doğarken , onların ardına düştüler.
61. İki topluluk birbirini görünce Musa’nın arkadaşları dedi ki: “Şüphesiz yakalandık!”
62. (Musa) “Hayır hayır!” dedi. “Şüphesiz Rabbim benimle beraberdir; bana bir çıkış yolu gösterecektir.”
63. Musa’ya: “Asanla denize vur” diye vahyettik. (Deniz) hemen (ortadan ikiye) yarıldı; her bölüm kocaman bir dağ gibi oldu.
64. Ve diğerlerini de buraya yaklaştırdık.
65. Musa’yı ve beraberindeki kimselerin hepsini kurtardık.
66. Sonra diğerlerini boğduk.
67. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Ama onların birçoğu yine de inanmıyor.
68. Şüphesiz O Rabbin; üstün, merhametli olan O’dur.

KASAS SURESİ
İniş Sırası: 49 • Mushaf Sırası: 28 • Mekki Sure • 88 Ayetti
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
1. Ta, Sin, Mim.
2. Bunlar, apaçık kitabın ayetleridir.
3. Sana Musa’nın ve Firavun‘un haberlerinden bir kısmını okuyoruz. Doğru habere inanan bir toplum için gerçek şekliyle.
4. Gerçekten Firavun yeryüzünde büyüklendi. İnsanları çeşitli partilere/tarikatlara böldü. Onlardan bir grubu zayıflatmaya çalışarak, oğullarını boğazlıyor ve kadınlarını sağ bırakıyordu. Gerçekten o bozgunculardan idi.
5. İstiyorduk ki, yeryüzünde zayıflatılan kimselere iyilikte bulunalım, onları liderler/önderler yapalım ve mirasçılar kılalım,
6. Ve yeryüzünde onları söz sahibi/hâkim kılalım; Firavun’a, Hâman’a ve onların ordularına, korkuyor oldukları şeyleri gösterelim!..
7. Musa’nın annesine şöyle vahyettik: “Onu emzir. Başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman, onu suya/nil nehrine bırak! Korkma ve üzülme! Çünkü Biz onu sana tekrar geri vereceğiz. Ve onu, gönderilen elçilerden kılacağız.”
8. Nihayet Firavun ailesi onu aldı; kendilerine karşı çıkan biri ve üzüntü veren biri olabilir, diye düşünmediler. Gerçekten Firavun, Hâman ve ikisinin orduları, hata yaparak yanılanlar idiler!
9. Firavun’un karısı dedi ki: “(Bu çocuk) sana da bana da göz aydınlığı! Onu öldürmeyin. Belki bize bir faydası olur. Ya da onu evlât ediniriz.” Oysa onlar ne yaptıklarını bilmiyorlardı!
10. Musa’nın annesi ise gönlü bomboş olarak sabahladı. Neredeyse işi açığa vuracaktı; inananlardan olması için kalbini pekiştirmemiş olsaydık!
11. Ve annesi Musa’nın kızkardeşine dedi ki: “Onu takip et.” O da onlar farkına varmadan onu uzaktan gözetledi.
12. Daha önce süt verenlerin sütünü emmeyi ona engelledik. Musa’nın kızkardeşi dedi ki: “Sizin için onun bakımını üstlenecek bir aileyi göstereyim mi? Onlar ona nasihat (güzel öğretmenlik) de ederler.”
13. Böylelikle onu annesine geri verdik; (annesinin) gözü aydın olsun, üzülmesin ve Allah‘ın vaadinin gerçek olduğunu bilsin! Fakat onların birçoğu bilmiyorlar.
14. Derken (Musa), güçlü çağına erişip (zihnen) iyice olgunlaşınca; ona hüküm ve ilim verdik. İyilikte bulunanları işte böyle ödüllendiririz.
15. (Musa) halkının haberi olmadığı bir zamanda şehre girdi. Orada dövüşen iki adam gördü. Birisi kendi taraftarı, diğeri ise düşmanlık yapanlardandı. Kendi taraftarı olan kimse, düşmanlık yapan kimseye karşı ondan yardım istedi. Musa da diğerine (ayırmak için) bir yumruk attı, o da derhal ölüverdi. Dedi ki: “Bu (dövüş) şeytanın işindendir! Gerçekten o; apaçık, saptırıcı/saldırgan bir düşmandır!”
16. Dedi ki: “Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim, beni bağışla!” O da onu bağışladı. Çünkü O; çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
17. Dedi ki: ”Rabbim! Bana verdiğin nimetlere karşılık, bundan böyle suçlulara yardım etmeyeceğim.”
18. Korku içinde gözetleyerek şehirde sabahladı. Bir de baktı ki, dün kendisinden yardım isteyen kişi, yine kendisinden yardım istiyor. Musa ona dedi ki: “Şüphesiz sen; apaçık, azgın birisin!”
19. Sonunda; ikisine de (Musa ve taraftarına) düşman olan o kişiyi, yakalamak istediği zaman dedi ki: “Ey Musa! Dün bir kişiyi öldürdüğün gibi, beni de mi öldürmek istiyorsun? Sen sadece yeryüzünde bir zorba olmak istiyorsun, düzeltenlerden olmak istemiyorsun.”
20. Şehrin öbür ucundan koşarak bir adam geldi; “Ey Musa! İleri gelenler senin hakkında aralarında konuşuyorlar; seni öldürmek için! Hemen burayı terket! Ben sana öğüt verenlerdenim” dedi.
21. Oradan korku içinde etrafı kollayarak hemen çıktı. “Rabbim! Beni zalim kavimden kurtar” dedi.
22. Medyen‘e doğru yöneldiğinde de: “Umarım ki Rabbim beni doğru yola eriştirir” dedi.
23. Derken Medyen suyuna varınca, suyun başında hayvanlarını sulayan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de, hayvanlarını sudan uzakta tutan iki kız gördü: “Sizin durumunuz nedir?” dedi. Dediler ki: “Çobanlar sulayıp çekilmedikçe biz sulayamayız; babamız ise çok yaşlı birisidir.”
24. Hemen onların sürülerini suladı. Sonra, gölgeye çekildi: “Rabbim!” dedi. “Doğrusu ben bana bahşedeceğin her hayra öyle muhtacım ki!”
25. Az sonra utangaç bir şekilde yürüyerek, iki kızdan birisi ona geldi. Dedi ki: “Babam seni çağırıyor; bizim için sulamanın ücretini ödeyecek.” (Musa) ona (kızların babasının yanına) geldiğinde, başından geçen olayı ona anlattı. “Korkma!” dedi. “Zalim bir kavimden kurtuldun.”
26. O kızlardan birisi dedi ki: “Babacığım onu ücretle çoban tut. Şüphesiz ücretli tuttuğun kişilerin en hayırlısı budur! Üstelik güvenilir güçlü birisi!”
27. Dedi ki: “Şu iki kızımdan birini, sekiz yıl kalarak hizmet etmen karşılığında, sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan bu senin tarafından iyilik olur. Ben sana sıkıntı vermeyi istemem. İnşallah beni salihlerden bulacaksın.”
28. (Musa) dedi ki: “Bu seninle benim aramdadır. İki süreden hangisini yerine getirirsem getireyim, bana düşmanlık yok. Allah dediğimiz üzerine vekildir.”
29. Ve Musa sonunda süreyi tamamlayınca, ailesi ile geceleyin yola çıktı. Tur’un yanında bir ateş gördü, ailesine dedi ki: “Siz oturup bekleyin ben bir ateş gördüm. Belki ben ondan size bir haber veya ateşten bir kor getiririm. Belki böylece ısınırsınız.”
30. Oraya gelince mübarek yerdeki, vadinin sağ yanında olan ağaç istikametinden seslenildi: “Ey Musa! Şüphesiz Ben âlemlerin Rabbi Allah’ım!
31. Asanı at!” Onun bir yılan gibi titreşerek hareket ettiğini görünce, geriye bakmadan arkasını dönüp kaçtı. “Ey Musa! Dön ve korkma! Şüphesiz sen güvende olanlardansın.
32. Elini koynuna sok, kusursuz bir halde bembeyaz olarak çıksın. Ve korkudan (açılan) kollarını kendine çek. İşte bu ikisi, Rabbinden iki delildir. Firavun ve onun ileri gelen adamlarına! Çünkü onlar yoldan çıkan bir kavim olmuşlardır.”
33. Dedi ki: “Rabbim! Ben onlardan bir kişiyi öldürmüştüm. Onların da beni öldürmelerinden korkuyorum.
34. Kardeşim Harun; dil bakımından benden daha düzgün konuşur. Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak, benimle beraber gönder. Çünkü ben, beni yalanlamalarından korkuyorum.”
35. Allah buyurdu ki: “Pazunu kuvvetlendireceğiz/seni kardeşinle destekleyeceğiz. Size bir güç vereceğiz ki, ayetlerimiz sayesinde size yetişip erişemeyecekler. Siz ikiniz ve ikinize tabi olan kimseler galip geleceksiniz.”
36. Musa, onlara açık açık ayetlerimizle gelince dediler ki: “Bu uydurulmuş bir büyüden başka bir şey değildir. Biz bunu önceki atalarımızdan duymadık.”
37. Musa dedi ki: “Rabbim kendisinden bir hidayetle gelenin kim olduğunu ve bu dünya evinin sonunun kime ait olacağını en iyi bilendir. Şüphesiz zalimler kazançlı çıkmazlar.”
38. Firavun dedi ki: “Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka bir ilâh olduğunu bilmiyorum! Ey Hâman! Benim için çamurun üzerinde bir ateş yak da yüksekçe bir kule yap. Belki ben Musa’nın İlâhı’na çıkar ulaşırım! Çünkü ben onun yalancılardan olduğunu sanıyorum.”
39. O ve orduları haksız yere yeryüzünde büyüklük tasladılar. Ve Bize döndürülmeyeceklerini sandılar!
40. Onu ve ordularını yakaladık! Onları denize attık. Zalimlerin sonu gör/bak (araştır) nasıl oldu!
41. Onlar ateşe çağıran öncüler oldular. Kıyamet günü asla yardım göremezler.
42. Bu dünyada (zulümlerinden dolayı) onları, rahmetinden uzaklaştırdı/peşlerine lânet (huzursuzluk) taktı, (bundan dolayı kâfirler, bu dünyada asla) huzur bulamadılar! Kıyamet gününde ise onlar aşağılananlardan olacaklardır.
43. Hiç kuşkusuz Biz Musa’ya kitabı verdik, önceki (zalim) nesilleri helâk ettikten sonra; insanları bilinçlendirici, yol gösterici ve rahmet olarak!.. Belki düşünüp öğüt alırlar.

İSRA SURESİ
İniş Sırası: 50 • Mushaf Sırası: 17 • Mekki Sure • 111 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
101. Gerçek şu ki, Musa’ya her şeyi açıklayan dokuz ayet/mucize vermiştik. İsrailoğulları’na sor? Hani bir zaman (Musa) kendilerine gelmişti de Firavun ona: “Ey Musa! Seni büyülenmiş birisi olarak görüyorum” demişti.
102. (Musa) dedi ki: “Sen bunları göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini çok iyi bildin; uyandırıcı belgeler/basiretler olarak! Ey Firavun! Gerçekten ben de seni mahvolmuş birisi olarak görüyorum.”
103. (Firavun) o yerden onları çıkarmak istedi. Biz de onu ve yanındakilerle birlikte hepsini boğduk. 104.Onun ardından İsrailoğulları’na dedik ki: “O yurtta/yeryüzünde yerleşin. Ahiret günü geldiği zaman/vadimiz gerçekleştiğinde, hepinizi bir arada/derleyip toplayacağız”.

YUNUS SURESİ
İniş Sırası: 51 • Mushaf Sırası: 10 • Mekki Sure • 109 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
75. Sonra onların ardından Musa’yı ve Harun’u; Firavun’a ve ileri gelen adamlarına, (Allah’ın var olduğunu kanıtlayan) mucizelerimizle gönderdik. Böbürlenip büyüklendiler. Onlar gerçekten suçlular topluluğu idiler.
76. Onlara katımızdan gerçek gelince: “Şüphesiz bu, apaçık bir sihirdir” dediler.
77. Musa dedi ki: “Size gerçek gelince böyle mi diyorsunuz? Bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar umduklarına eremezler.”
78. Dediler ki: “Atalarımızı bulduğumuz yoldan bizi çevirmek için mi bize geldin? Yeryüzünde büyüklük yalnız ikinizin olsun diye mi? Biz size inananlardan değiliz.”
79. Firavun dedi ki: “Bilgin sihirbazların hepsini bana getirin.”
80. Sihirbazlar geldiğinde Musa onlara: “Siz atacağınızı atın!” dedi.
81. Onlar atınca Musa dedi ki: “Sizin getirdiğiniz şey bir sihirdir. Şüphesiz ki Allah onu iptal edecektir/boşa çıkaracaktır. Allah fesat/karışıklık çıkaranların işini düzeltmez.
82. Allah kelimeleri/sözü ile gerçeği ortaya çıkarır. Suçlu günahkarlar istemese de!..”
83. Sonunda Musa’ya, kavminden genç bir kuşaktan başkası inanmadı! Firavun ve ileri gelen adamlarının, kendilerine kötülük yapmasından korkuya düştükleri için! Çünkü Firavun, yeryüzünde çok büyüklenen bir zorba idi. Gerçekten o, çok aşırı giden kimselerdendi.
84. Musa dedi ki: “Ey kavmim! Eğer Allah’a inandıysanız O’na güvenin. Eğer teslim olanlar iseniz!”
85. Bunun üzerine dediler ki “Biz Allah’a güvenip dayandık. Ey Rab! Bizi yanlışlar içindeki o topluluğa ezdirme.
86. Bizi inkârcı kavimden rahmetinle kurtar!”
87. Musa’ya ve kardeşine: “Mısır’da kavminiz için evler hazırlayın“ diye vahyettik. “Evlerinizi mescid edinin ve namazı ikame edin.” “Müminleri müjdele!”
88. Musa dedi ki: “Rabbimiz! Firavun’a ve ileri gelen adamlarına, dünya hayatında süs ve mallar verdin. Ey Rabbimiz! Senin yolundan saptırsınlar diye mi? Ey Rabbimiz! Onların mallarını yok et! Kalplerini iyice sık, acı azabı görünceye kadar (isterse) iman etmesinler.”
89. (Allah) buyurdu: “Duanız kabul olundu. Dosdoğru olun ve sakın bilmeyen kimselerin yoluna uymayın!”
90. İsrailoğulları’nı denizden geçirdik. Firavun ve askerleri de azgınlık ve düşmanlıkla onların peşine takıldı. Nihayet, boğulma onu yakaladığı zaman (Firavun): “İsrailoğulları’nın inandığından başka bir İlâh olmadığına inandım. Ben de teslim olanlardanım” dedi.
91. “Şimdi mi?! Oysa sen daha önce isyan etmiştin ve bozgunculardan olmuştun.
92. Bugün ise, senin bedenini kurtara(rak sahile çıkara)cağız. Senden sonra gelen kimselere ibretlik olması için!” Şüphesiz insanların birçoğu ayetlerimizden gafildirler.

HUD SURESİ
İniş Sırası: 52 • Mushaf Sırası: 11 • Mekki Sure • 123 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
96. Ant olsun, Musa’yı da ayetlerimizle ve apaçık bir delil ile gönderdik.
97. Firavun’a ve ileri gelen adamlarına... Ancak onlar, Firavun’un emrine uydular. Firavun’un emri ise doğruya götürücü değildi.
98. Kıyamet günü kavminin önünde gider... İşte onları ateşe götürdü. Varılan yer ne kötü bir yerdir!
99. Bu dünyada peşlerine bir lânet/mutsuzluk takılmıştır. Ve kıyamet gününde de... Verilen bu ceza, ne kötü bir cezadır.
100. İşte bu sana anlattıklarımız, o şehirlerin haberlerindendir. Onlardan kimi hâlâ ayaktadır, kimi de biçilmiş ekin gibidir!

SAFFAT SURESİ
İniş Sırası: 56 • Mushaf Sırası: 37 • Mekki Sure • 182 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
114. Ve ant olsun ki, Biz Musa’ya ve Harun’a da iyilikte bulunduk.
115. O ikisini ve kavimlerini büyük sıkıntıdan kurtardık.
116. Onlara yardım ettik. Böylece onlar, galip gelenler oldular.
117. Onlara açık net ifadeli kitabı verdik.
118. Her ikisini de doğru yola ilettik.
119. Sonradan gelenler içinde, onlara iyi bir ün bıraktık.
120. Musa’ya ve Harun’a selâm olsun!
121. İyi davrananları işte böyle ödüllendiririz!
122. Çünkü ikisi de mümin kullarımızdandı

MÜMİN SURESİ
İniş Sırası: 60 • Mushaf Sırası: 40 • Mekki Sure • 85 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
23. Ant olsun, Biz Musa’yı ayetlerimizle ve apaçık bir kanıtla gönderdik.
24. Firavun’a, Hâman’a ve Karun’a... Onlar şöyle demişlerdi: “Bu çok yalancı bir sihirbazdır!”
25. Katımızdan onlara gerçeği getirince: “Onunla birlikte iman eden kişilerin oğullarını öldürün, kadınlarını da sağ bırakın” dediler. Ama, inkârcıların tuzağı hep boşa çıkar!
26. Firavun dedi ki: “Beni bırakın Musa’yı öldüreyim de o, Rabbine yalvarsın. Çünkü ben; onun, sizin dininizi/yaşam biçiminizi değiştirmesinden ya da yeryüzünde fesat/karışıklık çıkarmasından korkuyorum.”
27. Musa dedi ki: “Şüphesiz ben, benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olana sığındım, hesap gününe inanmayan her kibirliden.”
28. Firavun ailesinden, imanını gizleyen mümin bir adam, dedi ki: “Siz bir adamı; ‘Rabbim Allah’tır’ demesinden ötürü, öldürüyor musunuz? Oysa o, size Rabbinizden apaçık deliller getirmiştir. Eğer bir yalancı ise yalanı kendi aleyhinedir. Eğer doğru söyleyen ise, size vadettiklerinden bir kısmı size isabet eder. Şüphesiz Allah; aşırı giden, yalancı kişiyi doğru yola iletmez (rasûl seçmez).
29. Ey kavmim! Bugün mülkün idaresi (bu beldenin yönetimi) sizindir, yeryüzünde zahiren/görünen o ki, üstünsünüz! Fakat, Allah’ın verdiği belâya karşı bize kim yardım eder, eğer o belâ bize gelirse?” Firavun dedi ki: “Size, doğru gördüğümden başkasını göstermiyorum, sizi doğru yoldan başkasına da götürmüyorum.”
30. Bunun üzerine inanan adam şöyle devam etti: “Ey kavmim! Şüphesiz ben, önceki toplumların günü gibi bir günün, üzerinize gelmesinden korkuyorum.
31. Nuh, Âd ve Semud kavminin durumu gibi! Ve yine onlardan sonra gelen kimselerin durumu gibi! Allah kullar için zulüm istemez/zulmedici değildir!
32. Ey kavmim! Şüphesiz ben sizin için o feryat gününden korkuyorum;
33. O gün, arkanızı dönerek kaçarsınız. Sizi, Allah’tan kurtaracak kimse yoktur! Allah kimi (yanlış hayat tarzını seçenleri) sapıklığında bırakırsa; artık onun için bir yol gösterici yoktur!
36. Firavun dedi ki: “Ey Hâman! Bana yüksek bir kule yap; belki ben, o istenen yollara/sebeplere ulaşırım.
37. Göklere çıkan sebeplere/yollara ulaşırım da böylelikle, Musa’nın İlâhına muttali olurum/çıkıp bakarım! Çünkü ben onu, bir yalancı sanıyorum.” İşte böylece Firavun’a yaptığı işin saçmalığı süslü göründü ve yoldan çıktı/saptı. Firavun’un tuzağı/plânı, boşa çıkmaktan başka bir şey değildi.
38. Ve o inanan kimse şöyle söyledi: “Ey kavmim! Bana uyun. Sizi dosdoğru yola götüreyim!
39. Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak bir geçim yeridir. Şüphesiz ahiret ise, sonsuz durulacak karar yurdu/sonsuz vatandır!
40. Kim bir kötülük yaparsa, onun mislinden başkası ile cezalandırılmaz. Kim ki -erkek veya kadın- mümin olarak, salih amel/faydalı bir işi en iyi şekilde yaparsa, işte onlar cennete girerler. Orada onlara hesapsız olarak rızık verilir.
41. Ey kavmim! Bu haliniz nedir, ben sizi kurtuluşa çağırdığım halde, siz beni ateşe çağırıyorsunuz.
42. Siz beni, Allah’a nankörlük etmeye ve O’na; kendisi hakkında bilgim olmayan şeyleri, ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, O; üstün olana, çok bağışlayana davet ediyorum.
43. Beni kendisine davet ettiğiniz şeyin; ne dünyada, ne de ahirette hiçbir değeri yoktur! Dönüşümüz Allah’ın huzurunadır. Şüphesiz ölçüyü aşanlar, ateş halkının ta kendileridir.
44. Benim size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a ısmarlıyorum/havale ediyorum. Şüphesiz Allah kullarını görmektedir.”
45. Sonunda Allah onu, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu. Ve Firavun ailesini azabın en kötüsü kuşattı.
46. Ateş!.. Sabah ve akşam ona sunulurlar. Kıyamet saati gelip çattığı gün: “Firavun ailesini azabın en şiddetlisine atınız!” denilir.

ZUHRUF SURESİ
İniş Sırası: 63 • Mushaf Sırası: 43 • Mekki Sure • 89 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
46. Ant olsun Musa’yı ayetlerimizle, Firavun’a ve ileri gelen adamlarına göndermiştik. “Ben, âlemlerin Rabbinin elçisiyim” dedi.
47. Fakat ayetlerimizle onlara gelince, onlar o zama, onlarla alay ederek gülüyorlar!
48. Oysa, onlara hiçbir ayet/mucize göstermedik ki, diğerinden daha büyük olmasın! Onları, azap ile yakaladık, dönsünler diye.
49. Ve dediler ki: “Ey sihirbaz! Bizim için Rabbine, senin katındaki sözü hürmetine dua et; gerçekten biz de doğru yola geleceğiz.”
50. Fakat onlardan azabı kaldırdığımız zaman, bir de bakarsın ki, onlar sözlerini bozuyorlar!..
51. Firavun, kavminin içinde bağırdı, dedi ki: “Ey kavmim! Mısır’ın mülkü ve altımdan akıp giden şu nehirler benim değil mi? Hâlâ görmüyor musunuz?
52. Ben şu zavallı ve neredeyse söz anlatamayacak olan kişiden üstün değil miyim?
53. Onun üzerine altından bilezikler atılmalı değil miydi? Veya onunla birlikte birbiri ardınca dizili melekler gelmeli değil miydi?”
54. Böylelikle kavmini kandırıp aşağıladı. Onlar da ona boyun eğdiler! Çünkü onlar yoldan çıkmış bir kavim idiler.
55. Sonunda Bizi hışımlandırınca onlardan intikam aldık! Derhal hepsini boğduk.
56. Böylece onları geçmiş atalar olarak ve sonradan gelenler için bir misâl kıldık.

DUHAN SURESİ
İniş Sırası: 64 • Mushaf Sırası: 44 • Mekki Sure • 59 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
17. Hiç kuşkusuz Biz onlardan önce; Firavun halkına yaptıklarının karşılığını verdik. Onlara değerli bir elçi geldi.
18. “Allah’ın kullarını bana teslim edin. Çünkü ben sizin için güvenilir bir elçiyim!
19. Allah’a karşı ululuk taslamayın! Şüphesiz ben size apaçık bir kanıt getiriyorum.
20. Doğrusu ben, beni taşlamanızdan/kovmanızdan, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a sığındım.
21. Eğer bana inanmıyorsanız, hiç değilse benden uzak durun/engellemeyin” (dedi).
22. Sonraları Rabbine: “Bunlar suçlu bir toplum” diye dua etti.
23. (Allah da): “O halde kullarımı geceleyin yürüt. Çünkü siz mutlaka takip edileceksiniz.
24. Denizi açık bırak! Çünkü onlar ordu halinde gelip boğulacaklar.
25. Onlar nice bahçeleri ve pınarları terkettiler!
26. Nice ekinler/çiftlikler ve güzel konaklar!
27. Ve nice mutluluk verici nimetler!
28. İşte böyle, Biz bunları başka bir kavme miras bıraktık!
29. Gökyüzü ve yeryüzü onların üzerine ağlamadı! Fırsat verilenlerden de olmadılar.
30. Ant olsun Biz, İsrailoğulları’nı alçaltıcı azaptan kurtardık.
31. Firavun’dan!.. Çünkü o, sınırı aşanlardan ululuk taslayan birisi idi.
32. Ant olsun bir ilme dayalı olarak; onları (yaşadıkları çağda) diğer toplumlardan kabiliyetli kıldık.
33. Onlara içinde apaçık bir belâ bulunan, işâretler (mucizeler) verdik.

ZARİYAT SURESİ
İniş Sırası: 67 • Mushaf Sırası: 51 • Mekki Sure • 60 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
38. Musa’da da... (alınacak çok ibret-ders vardır). Hani onu apaçık bir kanıtla Firavun’a göndermiştik;
39. Ancak o, bütün kuvvetiyle yanı üzere döndü/sırtını çevirdi. Ve: “Bu bir büyücü veya mecnundur” dedi.
40. Biz de derhal onu ve ordusunu yakaladık onları denize fırlatıverdik; o (Firavun boğulurken) kendi kendini kınıyordu!..

FURKAN SURESİ
İniş Sırası: 42 • Mushaf Sırası: 25 • Mekki Sure • 77 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
35. Ant olsun, Biz Musa’ya Kitabı verdik ve onunla birlikte kardeşi Harun’u da yardımcı kıldık.
36. Dedik ki: “İkiniz, ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin.” Sonunda, onları yerle bir ettik.

İBRAHİM SURESİ
İniş Sırası: 72 • Mushaf Sırası: 14 • Mekki Sure • 52 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
5. Musa’yı âyetlerimizle göndermiş, “Halkını karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onları Allah’ın günleri konusunda uyar” demiştik. İşte bu uyarının içinde sabreden ve görevlerini yerine getiren herkes için deliller vardır.
6. Bir gün Musa halkına şöyle demişti: “Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani sizi Firavun hanedanından kurtarmıştı. Onlar size en ağır cezayı araştırıyor, oğullarınızı kıtır kıtır doğruyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. O işin içinde, Rabbinizden sizi yıpratan büyük bir imtihan vardı.”
7. Rabbinizin şunu duyurduğunu da hatırda tutun: “Eğer görevlerinizi yerine getirirseniz Ben de sizin için mutlaka artıracağım. Görmezlikten gelirseniz hiç kuşkusuz benim azabım şiddetlidir.”
8. Musa dedi ki “Siz ve yeryüzündeki herkes ayetleri görmezlikten gelse de bilin ki Allah’ın kimseye ihtiyacı yoktur ve ne yaparsa güzel yapar.”

ENBİYA SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
48. Ve gerçek şu ki Biz Musa’ya ve Harun’a, Furkan’ı (gerçekle yalanı ayırdedici özelliği olanı) verdik; korunup sakınanlar için bir ışık ve bir öğüt olarak...
49. Onlar görmeden Rablerinden korkarlar ve onlar kıyamet saatinden içleri ürpermekte olanlardır.
50. İşte bu da (sizin için) ona indirdiğimiz mübarek bir öğüttür. Şimdi siz onu inkâr mı ediyorsunuz?

MÜMİNUN SURESİ
İniş Sırası: 74 • Mushaf Sırası: 23 • Mekki Sure • 118 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
45. Ve sonra, Musa’yı ve kardeşi Harun’u, ayetlerimizle ve apaçık bir kanıtla/mucize ile gönderdik;
46. Firavun’a ve ileri gelen adamlarına! Onlar büyüklük tasladılar. Zaten böbürlenen bir topluluk idiler!
47. Dediler ki: “Biz, bizim gibi olan bu iki insana inanır mıyız? Bu iki adamın kavmi bize kölelik eden(esir)lerken!..”
48. İkisini de yalanladılar ve helâk edilenlerden oldular.
49. Kuşkusuz, Musa’ya kitabı verdik. Belki doğru yolu bulurlar, diye.

NAZİAT SURESİ
İniş Sırası: 81 • Mushaf Sırası: 79 • Mekki Sure • 46 Ayettir
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
15. Musa’nın haberi sana geldi mi?
16. Hani, Rabbi ona Tûvâ’da, mukaddes vadide seslenmişti:
17. “Firavun’a git; çünkü o azmıştır.”
18. De ki: “Arınıp temizlenmeye ne dersin/niyetin var mı?
19. Rabbine doğru sana rehberlik edeyim de gönülden ürperesin.”
20. Ona büyük mucizeyi gösterdi.
21. O yalanladı ve isyan etti.
22. Sonra, koşarak geri döndü.
23. Derken, toplayıp bağırdı:
24. “Ben, en yüce Rabbinizim” dedi.
25. Bunun üzerine Allah da onu dünya ve ahiret azabıyla yakaladı.
26. Şüphesiz bunda, korkan kimse için bir ibret vardır.

Medeni Sureler​

MAİDE SURESİ
İniş Sırası: 112 • Mushaf Sırası: 5 • Medeni Sure • 120 Ayet
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
20. Hani Musa kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani içinizden peygamberler seçmişti. Sizi krallar yaptı ve size (diğer) toplumlardan hiçbirine vermediğini vermişti.”
21. “Ey kavmim! Allah’ın size emrettiği, mukaddes (güzel yaşamaya elverişli) şehre girin. Sakın ardınıza dönmeyin. Yoksa ziyana uğrayanlar olursunuz.”
22. Dediler ki: “Ey Musa! O (dediğin) topraklarda gayet güçlü, zorba bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de gireriz.”
23. Korkanların içinden, Allah’ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle demişti: “Onların üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz. Eğer müminler iseniz yalnızca Allah’a tevekkül edin.”
24. Dediler ki: “Ey Musa! Onlar orada bulundukça biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin onlarla savaşın. Biz burada oturacağız.”
25. Musa; “Ey Rabbim! Ben ancak kendime ve kardeşime söz geçirebilirim. Artık bizimle, o yoldan çıkmışların arasını ayır” dedi.
26. Allah şöyle dedi: “O halde orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Bu süre içinde, yeryüzünde şaşkın şaşkın dönüp dolaşacaklar. Sen (Ey Musa) yoldan çıkmış o toplum için üzülme!
 
Katılım
3 yıl 2 ay 3 gün
Mesajlar
997
Tepkime puanı
364
Konum
Gerçeğin Ruhu
Cinsiyet
vtEvVy
Bu ayetlerde pazarlık falan yok. Bir ilahi vahye davet var. Zulmeden bir yöneticiye ikaz yapılıyor..
Ne güzel şeyler anlatıyor bu ayetler..

Allah zalim yöneticileri sevmiyor.. Peygamberlerin düşmanı hep yöneticiler, din adamları ve menfaat düşkünleri olmuştur zaten.. Ne alaka pazarlık falan yani..
 

KeNo

Kıskançlık hapı olsun istiyorum!
Katılım
3 yıl 7 ay 3 gün
Mesajlar
895
Tepkime puanı
345
Konum
Muğla
İsim
Kenan
Memleket
Mersin
Cinsiyet
vtEvVy
Bu ayetlerde pazarlık falan yok. Bir ilahi vahye davet var. Zulmeden bir yöneticiye ikaz yapılıyor..
Ne güzel şeyler anlatıyor bu ayetler..
Fatih medreseli :D ona anlatamazsın ismailaga cemaatinden çıkma o el almadan ayrıldı ona uyumsuz geldiği için
Rap sitesinde dini bölümü açtıran tartışmalara girip kazanan çıkan kişiydi o :D
Forummeskeni kuruldu kurulalı bakıyorum bu yönünü hiç açıklamıyor emin ol birşey diyorsa aslı vardır sesli görüş ;)
 

Benzer konular

Geri
Üst Alt