- Katılım
- 4 yıl 1 ay 23 gün
- Mesajlar
- 25,592
- Tepkime puanı
- 8,841
- Yaş
- 35
- Konum
- Memed' Home
- Web sitesi
- forummeskeni.com
- İsim
- CHRS
- Memleket
- Neresi?
- Meslek
- IzdırapÇI
- Cinsiyet
- Medeni Hal
TUTUMLAR VE DAVRANIŞ İLİŞKİSİ
Birey hem içinde yaşadığı toplumdan etkilenir, hem de onu etkiler. Bu etkileşim bireyin düşünce dünyasını oluşturur. Bu nedenle kişi çoğu davranışını özellikle diğer insanlarla ilişkilerini kendi düşünce yapısı doğrultusunda gerçekleştirir. Kişinin belli bir insana, gruba, nesneye, olaya yönelik olumlu ya da olumsuz düşünmesine veya tepkide bulunmasına tutum ve davranış ilişkisi olarak yorumlayabiliriz.
Tutumu “bir bireye yüklenilen ve onun bir psikolojik nesne ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan bir eğilim” olarak açıkladığımızda; bu tutumun meydana getirdiği sadece bir davranış eğilimi ya da sadece bir duygu değil, düşünce-duygu-davranış eğilimi bütünleşmesi olduğudur.
Bu nedenle tutum ve davranışlar arasında yakın bir ilişki söz konusudur. Tutumların davranışların gerisindeki yönlendirici güçler olduğu bilinmektedir. O halde tutum dinamiğinin incelenmesi ile bir yandan, tutumların işleyiş biçimine ilişkin birtakım çıkarsamalar elde edilerek davranışların ön kestirimi olanağı sağlanacaktır. Diğer yandan ise tutum değişimi sürecinin koşulları saptanarak tutumlar kontrol altına alınırken aslında insan davranışının denetimi gerçekleştirilmiş olacaktır. Bunun da günümüzde, özellikle toplumları, daha genel bir deyişle sistemi denetleyenler, toplumu yönetenler, pazarlama, reklâm, halkla ilişkiler vb. faaliyetler ile uğraşanlar, medya profesyonelleri vb. gibi kimseler ve kesimler açısından önemi büyüktür. Çünkü sözü edilen alanlarda çalışanların işlerinin temelinde bireylerin tutumlarında, dolayısıyla da davranışlarında yönlendirme ya da değişiklik yapabilme çabası yatar. Burada sözü edilen iletişim, halkla ilişkiler, medya, reklâmcılık, politika vb. uğraş alanlarının günümüzün egemen sistemi haline gelen kapitalist sistemin türevleri olduğu ve söz konusu sistemin işleyişinde köşe başlarını tuttukları göz önüne alınacak olursa tutum araştırmalarının da ne denli merkezi bir öneme sahip olduğu çok daha kolay anlaşılabilir.
Tutum araştırmaları, bireylerin herhangi bir durum, nesne, kişi, olay vb. karşısında ortaya koymaları olası tepkiye ilişkin çıkarsamaların yapılabilmesine, taktik ve stratejilerin ona göre saptanmasına yardımcı olabilir. Tutum araştırmaları ile ayrıca tutum değişikliklerinin oransal ve yönelimsel ölçümleri yapılarak bunun sonucunda ortaya çıkması olası davranış veya tepkilere ilişkin birtakım öngörülerde bulunulabilir. Bu çıkarsama ve öngörülerden hareketle belli durumlar, olaylar vb. karşısında beklenilen ya da istenilen tutumların oluşturulması ve davranış biçimlerinin ortaya konulması için gerekli önlemler alınabilir, koşullar sağlanabilir.
Son yıllarda, tutum alanında yapıları araştırmaların odak noktası, bireyin tutumu ile davranışı arasındaki ilişkinin yönü (bilişsel çelişki kuramı) ve bireyin tutumlarını değiştirmede ikna edici etkileşim yöntemleri olmuştur. Özellikle bu iki noktada yoğunlaşan araştırmalar ve elde edilen sonuçlar, tutum değişimi konusuna açıklık kazandırmıştır.
Görülüyor ki tutum ve davranış etkileşiminin kendine ait özellikleri bulunmaktadır. Bu nedenle tutum ve davranış ilişkisini yükselten iki unsurdan bahsedilebilir; tutumun kuvvetliliği ve tutumun erişilebilirliği.
Tutumun Kuvvetlilik Derecesi
Tutumun kuvvetliliği, bir tutuma ne derece bağlı olunduğu ile ilgilidir. Bireyler sahip oldukları bazı tutumları kendi yaşamları için daha önemli olarak algılıyorlarsa, bu tutumlar kuvvetlidir. Birey için önemli olan bu kuvvetli tutumların, bilgiyi işleme, kolaylıkla karar verme, tercih etme ve davranışın meydana gelmesi gibi süreçleri etkileme olasılığı çok yüksektir. Diğer bir deyişle, tutum kuvvetli ise tutum ile verilen karar ve tutum ile davranış arasında güçlü bir ilişki vardır. Güçlü bir ilişki ile oluşturulan tutumların değiştirilmesi de mümkün olamamaktadır.
Tutumun Erişilebilirliği
Tutum ve davranış arasındaki ilişkiyi artıracak ikinci unsur tutumun kuvvetliliği ile yakından ilgili olan tutumun erişilebilirliğidir. Tutumun erişilebilirliği bir tutumun ne kadar kolay bir şekilde hatırlandığı ve bilinç düzeyine getirildiği ile ilgilidir. Yüksek erişilebilirliği olan tutumlar kuvvetli yani önemli olanlardır. Bir tutumun tekrar tekrar ifade edilmesi hem tutumun önemini hem de tutumun erişilebilirliğini artırmaktadır. Erişilebilirliği yüksek olan tutumlar önemlidirler ve kolaylıkla değişmezler. Buna göre de, yüksek erişilebilirliği olan tutumlar ilgili davranışların ortaya çıkma olasılığını artırmaktadır. Ayrıca, erişilebilir tutumlar seçim yapma ile ilgili karar vermeleri kolaylaştırmakta ve kalitesini artırmaktadırlar.
Birey hem içinde yaşadığı toplumdan etkilenir, hem de onu etkiler. Bu etkileşim bireyin düşünce dünyasını oluşturur. Bu nedenle kişi çoğu davranışını özellikle diğer insanlarla ilişkilerini kendi düşünce yapısı doğrultusunda gerçekleştirir. Kişinin belli bir insana, gruba, nesneye, olaya yönelik olumlu ya da olumsuz düşünmesine veya tepkide bulunmasına tutum ve davranış ilişkisi olarak yorumlayabiliriz.
Tutumu “bir bireye yüklenilen ve onun bir psikolojik nesne ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan bir eğilim” olarak açıkladığımızda; bu tutumun meydana getirdiği sadece bir davranış eğilimi ya da sadece bir duygu değil, düşünce-duygu-davranış eğilimi bütünleşmesi olduğudur.
Bu nedenle tutum ve davranışlar arasında yakın bir ilişki söz konusudur. Tutumların davranışların gerisindeki yönlendirici güçler olduğu bilinmektedir. O halde tutum dinamiğinin incelenmesi ile bir yandan, tutumların işleyiş biçimine ilişkin birtakım çıkarsamalar elde edilerek davranışların ön kestirimi olanağı sağlanacaktır. Diğer yandan ise tutum değişimi sürecinin koşulları saptanarak tutumlar kontrol altına alınırken aslında insan davranışının denetimi gerçekleştirilmiş olacaktır. Bunun da günümüzde, özellikle toplumları, daha genel bir deyişle sistemi denetleyenler, toplumu yönetenler, pazarlama, reklâm, halkla ilişkiler vb. faaliyetler ile uğraşanlar, medya profesyonelleri vb. gibi kimseler ve kesimler açısından önemi büyüktür. Çünkü sözü edilen alanlarda çalışanların işlerinin temelinde bireylerin tutumlarında, dolayısıyla da davranışlarında yönlendirme ya da değişiklik yapabilme çabası yatar. Burada sözü edilen iletişim, halkla ilişkiler, medya, reklâmcılık, politika vb. uğraş alanlarının günümüzün egemen sistemi haline gelen kapitalist sistemin türevleri olduğu ve söz konusu sistemin işleyişinde köşe başlarını tuttukları göz önüne alınacak olursa tutum araştırmalarının da ne denli merkezi bir öneme sahip olduğu çok daha kolay anlaşılabilir.
Tutum araştırmaları, bireylerin herhangi bir durum, nesne, kişi, olay vb. karşısında ortaya koymaları olası tepkiye ilişkin çıkarsamaların yapılabilmesine, taktik ve stratejilerin ona göre saptanmasına yardımcı olabilir. Tutum araştırmaları ile ayrıca tutum değişikliklerinin oransal ve yönelimsel ölçümleri yapılarak bunun sonucunda ortaya çıkması olası davranış veya tepkilere ilişkin birtakım öngörülerde bulunulabilir. Bu çıkarsama ve öngörülerden hareketle belli durumlar, olaylar vb. karşısında beklenilen ya da istenilen tutumların oluşturulması ve davranış biçimlerinin ortaya konulması için gerekli önlemler alınabilir, koşullar sağlanabilir.
Son yıllarda, tutum alanında yapıları araştırmaların odak noktası, bireyin tutumu ile davranışı arasındaki ilişkinin yönü (bilişsel çelişki kuramı) ve bireyin tutumlarını değiştirmede ikna edici etkileşim yöntemleri olmuştur. Özellikle bu iki noktada yoğunlaşan araştırmalar ve elde edilen sonuçlar, tutum değişimi konusuna açıklık kazandırmıştır.
Görülüyor ki tutum ve davranış etkileşiminin kendine ait özellikleri bulunmaktadır. Bu nedenle tutum ve davranış ilişkisini yükselten iki unsurdan bahsedilebilir; tutumun kuvvetliliği ve tutumun erişilebilirliği.
Tutumun Kuvvetlilik Derecesi
Tutumun kuvvetliliği, bir tutuma ne derece bağlı olunduğu ile ilgilidir. Bireyler sahip oldukları bazı tutumları kendi yaşamları için daha önemli olarak algılıyorlarsa, bu tutumlar kuvvetlidir. Birey için önemli olan bu kuvvetli tutumların, bilgiyi işleme, kolaylıkla karar verme, tercih etme ve davranışın meydana gelmesi gibi süreçleri etkileme olasılığı çok yüksektir. Diğer bir deyişle, tutum kuvvetli ise tutum ile verilen karar ve tutum ile davranış arasında güçlü bir ilişki vardır. Güçlü bir ilişki ile oluşturulan tutumların değiştirilmesi de mümkün olamamaktadır.
Tutumun Erişilebilirliği
Tutum ve davranış arasındaki ilişkiyi artıracak ikinci unsur tutumun kuvvetliliği ile yakından ilgili olan tutumun erişilebilirliğidir. Tutumun erişilebilirliği bir tutumun ne kadar kolay bir şekilde hatırlandığı ve bilinç düzeyine getirildiği ile ilgilidir. Yüksek erişilebilirliği olan tutumlar kuvvetli yani önemli olanlardır. Bir tutumun tekrar tekrar ifade edilmesi hem tutumun önemini hem de tutumun erişilebilirliğini artırmaktadır. Erişilebilirliği yüksek olan tutumlar önemlidirler ve kolaylıkla değişmezler. Buna göre de, yüksek erişilebilirliği olan tutumlar ilgili davranışların ortaya çıkma olasılığını artırmaktadır. Ayrıca, erişilebilir tutumlar seçim yapma ile ilgili karar vermeleri kolaylaştırmakta ve kalitesini artırmaktadırlar.