Halk arasında dolaşan bir efsaneye göre; gözler açıkken hapşırmak, gözlerin yuvalarından fırlamasına neden olur. Popüler inanışın aksine, gözler açıkken hapşırmak mümkündür ancak yine de doktorlar bunu pek önermez.
Öncelikle, neden hapşırıyoruz? Burundaki veya boğazdaki mukoza zarlarını tahriş eden bir şey olduğunda, vücut bunu ani bir patlama ile dışarı doğru atar. Bu mikroplu hava dalgası, vücudun kendini temizleme şeklidir.
İlk teoriye göre; göz kapanma refleksi de vücudumuzun kendini koruma isteğinden geliyor. Hapşırma sırasında havaya dağılan mikroorganizmalar, göze değdiğinde enfeksiyon oluşturabilir veya gözü tahriş edebilir.
Diğer bir teori ise bunun hapşırma sırasında kaslarımızın kasılmasıyla ilgili olduğu yönünde. Bu teori aynı zamanda hapşırma anında neden yüzümüzün tuhaf bir şekil aldığını da açıklayabilir.
Hapşırırken gözlerinizi açık tutmanız mümkün olabilir ancak doktorlar bunu denemenizi önermez. Gözlerinizi kapatmak gerçekten de hastalık veya enfeksiyondan korunmanıza yardımcı olacak koruyucu bir mekanizmaysa vücudunuzun içgüdülerine karşı gelmek istemezsiniz.
Duymuş olabileceğinizin aksine, gözleriniz açıkken hapşırmaya çalışmak, gözlerinizin yuvalarından fırlayacağı anlamına gelmez. Bununla birlikte, bunu deneyip küre subluksasyonu denen bir durumla karşılaşmanız daha olasıdır. Bu, gözlerin doğru konumundan çıktığı ve nadir görülen bir durumdur.
