Endokrinoloji Uzmanı Uzm. Dr. Mümtaz Takır bilgilendiriyor…
Günlük yaşamda gerekli aktiviteleri sürdürebilmemiz için vücudumuz, glukoz denilen bir tür şekere ihtiyaç duyar.Glukoz, tükettiğimiz gıdalarla özellikle de nişastalı ve şekerli olanlarla alınır. Sindirim işlemi sayesinde bu gıdalardaki nişasta ve şeker glukoza çevrilerek kana karışır. Ancak, kandaki glukozun enerji olarak kullanılabilmesi için bir işlem daha gereklidir.Bu işlem vücutta pankreas adı verilen bir organın sağladığı insülin tarafından gerçekleştirilir. Kandaki glukoz, insülin sayesinde hücrelerin içine girebilir ve enerji elde etmek için kullanılır.Pankreas yeterince insülin yapamadığında vücudumuz glukozu kullanamaz ve kandaki bu glukoz, yani şeker giderek yükselir.Bu durumun yol açtığı rahatsızlığa şeker hastalığı (diyabet) diyoruz.
Tip 1 Diyabet, çok genç yaşlarda başlar. Bu tipte, pankreasta üretilen insülin miktarı çok düşüktür veya üretim tamamen durmuştur. Tip 1 diyabet sıklığı ülkeler (bölgeler) arasında farklılık göstermekte ve her yıl 15 yaş altındaki 100.000 çocuktan 1-42'sinde şeker hastalığı gelişmektedir.
Tip 2 Diyabet, yetişkin yaşlarda başlar. Burada insülin üretiminin eksikliğinden ziyade, üretilen insülin gerektiği şekilde etki gösterememektedir. Çünkü insülin hücrede bulunan bağlantı bölgelerine bağlanamaz. Genel olarak erişkin nüfusta %4-8 oranında tip 2 diyabet görülmektedir.
Ayrıca yatkınlığı olan kişilerde, gebelikte üretilen bazı hormonlara ve metabolik yükteki artışa bağlı olarak gebelik sırasında ortaya çıkan ve gestasyonel (gebelik) diyabet adı verilen bir şeker hastalığı çeşidi daha vardır. Bu tip şeker hastalığında kan şekeri hamilelik sonrasında genellikle normale döner. Ancak bu kişilerin yaklaşık % 40'ında,sonraki 15 yıl içerisinde tip 2 diyabet gelişir. Gebe kadınların yaklaşık % 3'ünde şeker hastalığı ortaya çıkabilir.
Herkeste, her yerde, her yaşta şeker hastalığı teşhis edilebilir.
Eğer bir kişinin kan şekeri düzeyi normalden yüksek olmasına karşın şeker hastalığı tanısı koymaya yeterli yükseklikte değilse gizli şeker belirtisi göstermektedir ve bu durumda kişi gizli şeker hastası olarak tanımlanır. Bazı çalışmalar gizli şekerli çoğu kişide 10 yıl içinde Tip 2 diyabet geliştiğini saptamıştır. Yani gizli şeker Tip 2 diyabete adaylık durumudur.
Gizli şekerli kişilerde kalp ve damar hastalığı riski kan şekeri normal olan bireylere kıyasla 1.5 kat daha fazladır. Şeker hastalarında ise 2-4 kat fazladır.
Günlük yaşamda gerekli aktiviteleri sürdürebilmemiz için vücudumuz, glukoz denilen bir tür şekere ihtiyaç duyar.Glukoz, tükettiğimiz gıdalarla özellikle de nişastalı ve şekerli olanlarla alınır. Sindirim işlemi sayesinde bu gıdalardaki nişasta ve şeker glukoza çevrilerek kana karışır. Ancak, kandaki glukozun enerji olarak kullanılabilmesi için bir işlem daha gereklidir.Bu işlem vücutta pankreas adı verilen bir organın sağladığı insülin tarafından gerçekleştirilir. Kandaki glukoz, insülin sayesinde hücrelerin içine girebilir ve enerji elde etmek için kullanılır.Pankreas yeterince insülin yapamadığında vücudumuz glukozu kullanamaz ve kandaki bu glukoz, yani şeker giderek yükselir.Bu durumun yol açtığı rahatsızlığa şeker hastalığı (diyabet) diyoruz.
Şeker Hastalığı Tipleri
Tip 1 Diyabet, çok genç yaşlarda başlar. Bu tipte, pankreasta üretilen insülin miktarı çok düşüktür veya üretim tamamen durmuştur. Tip 1 diyabet sıklığı ülkeler (bölgeler) arasında farklılık göstermekte ve her yıl 15 yaş altındaki 100.000 çocuktan 1-42'sinde şeker hastalığı gelişmektedir.
Tip 2 Diyabet, yetişkin yaşlarda başlar. Burada insülin üretiminin eksikliğinden ziyade, üretilen insülin gerektiği şekilde etki gösterememektedir. Çünkü insülin hücrede bulunan bağlantı bölgelerine bağlanamaz. Genel olarak erişkin nüfusta %4-8 oranında tip 2 diyabet görülmektedir.
Ayrıca yatkınlığı olan kişilerde, gebelikte üretilen bazı hormonlara ve metabolik yükteki artışa bağlı olarak gebelik sırasında ortaya çıkan ve gestasyonel (gebelik) diyabet adı verilen bir şeker hastalığı çeşidi daha vardır. Bu tip şeker hastalığında kan şekeri hamilelik sonrasında genellikle normale döner. Ancak bu kişilerin yaklaşık % 40'ında,sonraki 15 yıl içerisinde tip 2 diyabet gelişir. Gebe kadınların yaklaşık % 3'ünde şeker hastalığı ortaya çıkabilir.
Şeker Hastalığı Riski Kimlerde Daha Fazladır?
Herkeste, her yerde, her yaşta şeker hastalığı teşhis edilebilir.
- Ailesinde şeker hastalığı olanlar,
- Şişman kişiler,
- 4 kg'dan daha ağır bebek doğuran kadınlar,
- Stres altında yaşayan kişilerde şeker hastalığı görülme riski daha yüksektir.
- Ayrıca pankreasın kronik iltihabı, pankreas tümörleri ve ameliyatları ile hipertiroidi, akromegali gibi bazı hormon hastalıkları tip 2 diyabete yol açabilir.
Şeker hastalığının Belirtileri ve Tanısı
- Sık idrara çıkma,
- Ağız kuruluğu,
- Çok su içme,
- Cilt yaralarının geç iyileşmesi,
- Kuru ve kaşıntılı bir cilt,
- Sık sık infeksiyon gelişmesi
- Ellerde ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma görülür. Ancak bu belirtiler zaman içinde yavaş yavaş ortaya çıkar.
Gizli Şeker (Pre-diyabet) Nedir? Gizli Şeker Belirtileri ?
Eğer bir kişinin kan şekeri düzeyi normalden yüksek olmasına karşın şeker hastalığı tanısı koymaya yeterli yükseklikte değilse gizli şeker belirtisi göstermektedir ve bu durumda kişi gizli şeker hastası olarak tanımlanır. Bazı çalışmalar gizli şekerli çoğu kişide 10 yıl içinde Tip 2 diyabet geliştiğini saptamıştır. Yani gizli şeker Tip 2 diyabete adaylık durumudur.
Gizli şekerli kişilerde kalp ve damar hastalığı riski kan şekeri normal olan bireylere kıyasla 1.5 kat daha fazladır. Şeker hastalarında ise 2-4 kat fazladır.
Şeker Hastalığından Kurtulmak İçin Ne Yapılmalı ?
- Hekiminizin diyet, egzersiz ve ilaç önerilerini aynen uygulayın.
- Kan şekeri düzeyinizi düzenli olarak ölçün veya ölçtürün ve kaydedin.
- Sigara içiyorsanız bırakın.
- Şeker hastalığının uzun dönemde ortaya çıkan komplikasyonları konusunda mümkün olduğunca fazlaca bilgi edinin.
- Sık sık tansiyonunuzu kontrol edin; yüksekse düşürmek için ne yapmanız gerektiğini öğrenin ve verilen tedaviyi aynen uygulayın.
- Her yıl tam bir göz muayenesinden geçin.
- Böbrek hasarına ait belirtiler açısından kanınızda ve idrarınızda gerekli testleri yaptırın. Sonuçların ne anlama geldiğini, böbreklerinizi korumak için neler yapmanız gerektiğini öğrenin.
- Kan yağlarınızı ölçtürün; yüksekse nasıl düşürüleceğini öğrenin ve verilen diyet, egzersiz ve tedaviyi aynen uygulayın.
- Sinir hasarına ait yakınmalar (el ve ayaklarda karıncalanma ve yanma hissi, his azalması gibi) varsa, doktorunuza mutlak söyleyin.
- Ayaklarınızı ve derinizi her gün kontrol edin. Ayakkabılarınızı geniş ve yumusak derili ayakkabılardan seçin tırnaklan uzun ve düz kesin. Herhangi bir sorun varsa, hemen tedavi edilmesini sağlayın.
- Gebe iseniz veya gebe kalmayı planlıyorsanız hemen doktorunuzu görün. Kan şekerinizin gebelik öncesinde ve sırasında normale yakın değerlerde devam ettirilmesi hem sizin, hem de bebeğinizin karşılaşabileceği riskleri azaltır.