- Katılım
- 2 yıl 9 ay 4 gün
- Mesajlar
- 18,707
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 6,357
- Cinsiyet
Asya’dan Avrupa’ya kadar geniş topraklara sahip olan Osmanlı İmparatorluğu’nda pek çok farklı inançtan insan yaşıyordu. Osmanlı İmparatorluğu’nda dini inançlar gündelik yaşamdan siyasete kadar pek çok konuda belirleyici rol oynuyordu. İşte dini inançların toplumsal yaşam üzerinde son derece etkili olduğu bir dönemde sıra dışı bir adam ortaya çıktı. 17. yüzyılda Sabatay Sevi isimli bir adam, Yahudi cemaati içerisinde “Mesihlik” iddiasında bulundu! Sevi, inanç sistemiyle hem Osmanlı coğrafyasında hem de dünyanın farklı bölgelerinde çok sayıda takipçi kazandı. Sabataycılık olarak isimlendirilen bu inanç sistemi ileride oldukça ilginç olayların yaşanmasına neden olacaktı.
Sabatay Sevi’nin takipçisi olduğu kadar ona karşı şüpheyle yaklaşanlar da vardı. Çünkü Sevi’nin öğretileri, Yahudi kökenli olsa bile son derece yeni ve farklı bir inanç sistemiydi. Ancak Sevi’nin bu inanç sistemi hem bazı Yahudilerin hem de Müslümanların tepkisini çekiyordu. Daha sonra, Yahudi cemaati içerisinde Mesihlik iddiasına bulunan Sevi, Müslüman olmak zorunda kalacaktı. Ancak, Sevi’nin takipçileri de onu bu konuda takip ettiler ve Müslüman oldular! Yine de Yahudi inancından ve geleneklerinden vazgeçmediler!
Erken yaşlardan itibaren Yahudilik üzerine eğitimler alan Sevi oldukça başarılı bir öğrenciydi. Sevi, Mesihlik iddiasında bulunduğunda ise 22 yaşındaydı! Bütün Yahudileri kutsal kabul edilen topraklara ulaştıracağına ve orada kutsal tapınağı yeniden inşa edeceğine inanıyordu. O dönemde Yahudi cemaati arasında, Mesih inancı oldukça yaygındı. Ayrıca, Yahudi mistisizmine dayalı Kabala öğretileri de popülerdi. Sabatay Sevi, işte böyle bir ortamda, Mesih olduğunu iddia etti ve pek çok takipçi kazandı. Kabala öğretileri “görünenin arkasındaki görünmeyeni görme” prensibine dayanıyordu. Bu sebeple bu öğretinin takipçileri, kutsal metinlerdeki sayılarla matematik işlemleri yaparak “gerçeği” arıyorlardı. Sabatay Sevi, bu hesaplara dayanarak Mesih olduğunu iddia etmeye devam ediyordu… Ancak, Yahudiliğe yeni bir anlayış getiren Sevi, dine zarar verdiği gerekçesi ile İstanbul’daki Yahudi din adamlarına şikayet edildi. Bunun sonucunda bazı iddialara göre kendi isteğiyle bazı iddialara göre de zorla İzmir’den ayrılmak durumunda kaldı.
Böylece, taraftar toplamaya devam ediyordu. Ancak yine başta bazı Yahudi din adamları olmak üzere pek çok kesim Sevi’nin hem iddialarına hem de kendisine karşı çıkıyorlardı. Bu sebeple, İstanbul’dan ayrılmaya karar veren Sabatay Sevi, soluğu Selanik’te aldı. Keskin zekası ve dini bilgisi onun buradaki Yahudi cemaati içerisinde de kısa sürede sivrilmesini sağladı.
Sabatay Sevi’nin öğretileri ve gittikçe artan takipçi sayısı, sarayın da dikkatinden kaçmıyordu. Bu sebeple Selanik’ten İstanbul’a döndüğü sırada tutuklandı ve hapsedildi! Daha sonra çıkarıldığı mahkemede oldukça ilginç olaylar yaşanacaktı.
Elbette Sevi, mahkeme heyetinin isteğini karşılayamadı. Artık Sevi’nin önünde sadece iki seçenek vardı! Ya idam edilecekti, ya da Müslüman olacaktı! Sabatay Sevi, Müslüman olmayı seçti. Müslüman olduktan sonra Mehmet adını alan Sevi, Aziz Mehmet Efendi olarak anılmaya başladı. Öte yandan sarayda “kapıcıbaşı” olarak çalışmaya başladı.
Sevi’nin Müslüman olması Yahudi cemaati içerisinde büyük bir şaşkınlıkla karşılandı. Öte yandan, bu duruma hem üzülen hem de sevinen Yahudiler de vardı… Çok sayıda takipçisi Sevi’nin Müslüman olmasından sonar onun yolunda gitmeyi bıraktı. Ancak Sevi, Müslüman olduğu halde asıl inancından vazgeçmemişti! Onu takip etmekten vazgeçmeyen az sayıdaki Yahudi’de Müslüman oldu! Ancak o ve az sayıdaki takipçisi Sevi’nin eski öğretilerine inanmaya devam ettiler! Bu öğretiler Sabataycılık, takipçileri ise Sabatayist olarak isimlendirildi.
Sabatay Sevi’nin takipçileri, dışarıda birer Müslüman gibi davranıyorlardı. İbadet yerlerini camilere benzer şekilde inşa ediyorlardı. Mezarlıklarının Yahudi mezarlarına benzememesi için özel çaba harcıyorlardı. Açıkça Müslüman bayramlarını, gizlice Yahudi bayramlarını kutluyorlardı. Öte yandan, Sabatay Sevi’nin yaşamındaki önemli günlerin kutlandığı, kendilerine özgü bayramları da vardı. Kısacası gerçekleştirdikleri Sabatayist tören ve ayinlerle Sabataycılık inancını sürdürüyorlardı. Sabatay Sevi 1676 yılında yaşamını kaybetti. Ancak Sabataycılık, uzun yıllar boyunca yaşamaya devam etti. Öyle ki, bugün bile küçük bir topluluk ile sınırlı kalmasına rağmen Sabataycılık, yaşamaya devam ediyor.
Sabatay Sevi’nin takipçisi olduğu kadar ona karşı şüpheyle yaklaşanlar da vardı. Çünkü Sevi’nin öğretileri, Yahudi kökenli olsa bile son derece yeni ve farklı bir inanç sistemiydi. Ancak Sevi’nin bu inanç sistemi hem bazı Yahudilerin hem de Müslümanların tepkisini çekiyordu. Daha sonra, Yahudi cemaati içerisinde Mesihlik iddiasına bulunan Sevi, Müslüman olmak zorunda kalacaktı. Ancak, Sevi’nin takipçileri de onu bu konuda takip ettiler ve Müslüman oldular! Yine de Yahudi inancından ve geleneklerinden vazgeçmediler!
Yahudi bir din adamı olan Sabatay Sevi 17. yüzyılda, İzmir’de İspanyol kökenli bir ailede dünyaya geldi
Erken yaşlardan itibaren Yahudilik üzerine eğitimler alan Sevi oldukça başarılı bir öğrenciydi. Sevi, Mesihlik iddiasında bulunduğunda ise 22 yaşındaydı! Bütün Yahudileri kutsal kabul edilen topraklara ulaştıracağına ve orada kutsal tapınağı yeniden inşa edeceğine inanıyordu. O dönemde Yahudi cemaati arasında, Mesih inancı oldukça yaygındı. Ayrıca, Yahudi mistisizmine dayalı Kabala öğretileri de popülerdi. Sabatay Sevi, işte böyle bir ortamda, Mesih olduğunu iddia etti ve pek çok takipçi kazandı. Kabala öğretileri “görünenin arkasındaki görünmeyeni görme” prensibine dayanıyordu. Bu sebeple bu öğretinin takipçileri, kutsal metinlerdeki sayılarla matematik işlemleri yaparak “gerçeği” arıyorlardı. Sabatay Sevi, bu hesaplara dayanarak Mesih olduğunu iddia etmeye devam ediyordu… Ancak, Yahudiliğe yeni bir anlayış getiren Sevi, dine zarar verdiği gerekçesi ile İstanbul’daki Yahudi din adamlarına şikayet edildi. Bunun sonucunda bazı iddialara göre kendi isteğiyle bazı iddialara göre de zorla İzmir’den ayrılmak durumunda kaldı.
Sabatay Sevi İstanbul’da da Mesihlik iddiasını sürdürdü
Böylece, taraftar toplamaya devam ediyordu. Ancak yine başta bazı Yahudi din adamları olmak üzere pek çok kesim Sevi’nin hem iddialarına hem de kendisine karşı çıkıyorlardı. Bu sebeple, İstanbul’dan ayrılmaya karar veren Sabatay Sevi, soluğu Selanik’te aldı. Keskin zekası ve dini bilgisi onun buradaki Yahudi cemaati içerisinde de kısa sürede sivrilmesini sağladı.
Eylemleri giderek dikkat çeker hale gelen Sevi, Selanik’ten İstanbul’a döndüğü sırada tutuklandı
Sabatay Sevi’nin öğretileri ve gittikçe artan takipçi sayısı, sarayın da dikkatinden kaçmıyordu. Bu sebeple Selanik’ten İstanbul’a döndüğü sırada tutuklandı ve hapsedildi! Daha sonra çıkarıldığı mahkemede oldukça ilginç olaylar yaşanacaktı.
Çıkarıldığı mahkemede, Mesihlik iddiasına dayanarak Sevi’den bir mucize gerçekleştirmesi istendi
Elbette Sevi, mahkeme heyetinin isteğini karşılayamadı. Artık Sevi’nin önünde sadece iki seçenek vardı! Ya idam edilecekti, ya da Müslüman olacaktı! Sabatay Sevi, Müslüman olmayı seçti. Müslüman olduktan sonra Mehmet adını alan Sevi, Aziz Mehmet Efendi olarak anılmaya başladı. Öte yandan sarayda “kapıcıbaşı” olarak çalışmaya başladı.
İslam’ı seçen Sabatay Sevi, kendi öğretilerini yaymaktan vazgeçmedi
Sevi’nin Müslüman olması Yahudi cemaati içerisinde büyük bir şaşkınlıkla karşılandı. Öte yandan, bu duruma hem üzülen hem de sevinen Yahudiler de vardı… Çok sayıda takipçisi Sevi’nin Müslüman olmasından sonar onun yolunda gitmeyi bıraktı. Ancak Sevi, Müslüman olduğu halde asıl inancından vazgeçmemişti! Onu takip etmekten vazgeçmeyen az sayıdaki Yahudi’de Müslüman oldu! Ancak o ve az sayıdaki takipçisi Sevi’nin eski öğretilerine inanmaya devam ettiler! Bu öğretiler Sabataycılık, takipçileri ise Sabatayist olarak isimlendirildi.
Sabatay Sevi’yi takip etmeye devam edenler, görünüşte Müslüman olmuşlardı. Ancak, Yahudi ve Kabala inanç sisteminden doğan Sabataycılık var olmaya devam ediyordu
Sabatay Sevi’nin takipçileri, dışarıda birer Müslüman gibi davranıyorlardı. İbadet yerlerini camilere benzer şekilde inşa ediyorlardı. Mezarlıklarının Yahudi mezarlarına benzememesi için özel çaba harcıyorlardı. Açıkça Müslüman bayramlarını, gizlice Yahudi bayramlarını kutluyorlardı. Öte yandan, Sabatay Sevi’nin yaşamındaki önemli günlerin kutlandığı, kendilerine özgü bayramları da vardı. Kısacası gerçekleştirdikleri Sabatayist tören ve ayinlerle Sabataycılık inancını sürdürüyorlardı. Sabatay Sevi 1676 yılında yaşamını kaybetti. Ancak Sabataycılık, uzun yıllar boyunca yaşamaya devam etti. Öyle ki, bugün bile küçük bir topluluk ile sınırlı kalmasına rağmen Sabataycılık, yaşamaya devam ediyor.