Genel Forumlar'ın en şahanesine hoş'geldiniz.. Genel Forum - Genel Forum Sitesi'🌼

Kayıt olarak genel forum sitemizin içeriklerine ulaşa'bilirsiniz.. Yenilikci bir forum anlayışını benimseyen forummeskeni sitemiz.. Sizleri eğlendirmekten, bilgilendirmekten çok mutluluk duyacaktır..

Sabahattin Ali Sözleri ve Alıntıları

Katılım
4 yıl 1 ay 27 gün
Mesajlar
5,542
Tepkime puanı
1,102
Yaş
28
Konum
İzmir/35
Memleket
İzmir
Meslek
Grafiker
Cinsiyet
bPg20e
Medeni Hal

Sabahattin Ali Sözleri​




Âlemin on parmağında on kara…

Sen aklıma gelince her şey gülümserdi.

Ben zekâyı radyum gibi bitip tükenmez bir cevher sanıyordum…

Yerinde bir cevap, keskin bir nükte bütün hakikatlere bedeldi.


Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi.

Hayat sahiden yaşanmaya değmeyecek kadar küçüklükler ve bayağılıklarla dolu!

Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç ve daha insancadır.

Küçük bir yaprağın arkasında bir dünya gördüğünü zanneder de koca dünyayı görmeden yaşar.

Etrafa kırıldığım zaman beni sen teselli edeceksin, işte o zaman ben her şeyi unutarak senin boynuna sarılacağım.

Herkes beni keyfi yerinde, daima gülen biri sanır. İşte bunun için yazılarım çok dertlidir. Hayatımda gösteremediğim teessürümü yazılarımda gösteriyorum.

Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş.

Hayatta en büyük vazife ve saadet olarak şunu almak lazımdır: bize yakın ve uzak bütün insanlara yardım etmek, bütün insanların iyiliğine çalışmak...

İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı! Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.

Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı. Çünkü o, benim iç insanlığın timsaliydi.

Hastane koridorunda sevdiğiniz birini beklemeye başladığınız anda önemini kaybediyor dünya ve orada başlıyor bütün pişmanlıklar.

İçimde, bir yolculukta tanışıp alıştığım, fakat pek çabuk ayrılamaya mecbur olduğum bir insana veda eder gibi bir his vardı.

İnsan başkalarına yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir. Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek.

İçimizde şeytan yok… içimizde aciz var. Tembellik var. İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var…

Hayattan ayrılmağı istemeyiz, çünkü tatmin edilmemiş birçok arzularımız vardır. Fakat şu anda hiçbir istek bizi yere bağlamıyor. Ruhlarımızın dopdolu olduğunu hissetmiyor musunuz?

Bir müddet sustuk…Kafamın içinde ona söylenecek uçsuz bucaksız şeyler bulunduğunu hissediyordum, senelerce söylense bitmeyecek şeyler…

Mademki hiçbir şeyi değiştirmeye iktidarı yoktu, her şey evvelden çizilen bir yolda yürüyecekti, o halde aklı başında bir insan, olanları tebessümle seyredip sırasını beklemeliydi.

Pek az misafirliğe gitmek ve pek az misafir çağırmak istiyorum. Bir sürü test ve dedikoducu insanlarla ahbaplık edip ne olacak sanki? Birbirimize yeteriz, değil mi?

İnsanlar arasında çeşit çeşit kendini gösteren bütün sevgiler, sempatiler bir nevi aşktı. Yalnız yerine göre isim ve şekil değiştiriyorlardı. Kadınla erkek arasındaki sevgiye hakiki ismini vermemek bir nevi kendimizi aldatmaktan başka bir şey değildi.

Hayattan ayrılmağı istemeyiz, çünkü tatmin edilmemiş birçok arzularımız vardır. Fakat şu anda hiçbir istek bizi yere bağlamıyor. Ruhlarımızın dopdolu olduğunu hissetmiyor musunuz?

Şunu esas olarak kabul etmeliyiz ki insanların hemen ekserisi yalnız kendilerini düşünürler. Dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir.

Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim. Bu hal gerçi biricik fırsatları kaçırmama sebep olurdu, fakat fazlasını isteyerek talihimi ürkütmekten her zaman çekinirdim.

İnsanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır.

Hakikaten şahsiyet sahibi olan bir adamda bulunması lazım olan sarsılmaz iç muvazenesinin, insanlığa ve bittabi insanlara, onları kör, aptal yerine koymayacak kadar kuvvetli bir hürmetin, onda mevcut olmadığını fark etmiyoruz.

Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? Fakat bu hep böyle değil midir? Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?

Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim. İnsan bir şey yapmalı, öyle bir şey ki… Yoksa hiçbir şey yapmamalı. Düşünüyorum: Elimizden ne yapmak gelir? Hiç!..

Lüzumu yok. Aklı başında adamlarla hiçbir iş görülmez. Bize, itirazsız inanacak ve düşünmeden harekete geçecek insanlar lazım! Bu gençleri romantik birtakım emellerle bağlamak, onlara kabadayıca sergüzeştlerin hasretini duyurmak ve bugünkü hudutları dar gösterip büyük arzularla beslemek ve böylece hepsini avcumun içine almak daha kolay ve daha muvafık…

Dünya kim? Benden başka dünya var mı? Herkesin bir tek dünyası vardır, o da kendisi. Üst tarafıyla alakadar olmaya bile değmez. Zeki olmak, kuvvetli kafa ve bilgi sahibi olmak neye yarıyor? Bizi istediğimiz saadete götüremedikten sonra. Zekâmız olmasa daha iyiydi. Otlar, hayvanlar, bulutlar ve kayalar gibi yaşamak bana daha saadet verici, daha yorgunluksuz daha manalı geliyor…

Bir gün kadrim bilinirse,
İsmim ağza alınırsa,
Yerim soran bulunursa;
Benim meskenim dağlardır.



SABAHATTİN ALİ ŞİİRLERİ​



Leylim Ley

Döndüm daldan düşen kuru yaprağa
Seher yeli dağıt beni kır beni
Götür tozlarımı burdan uzağa
Yarin çıplak ayağına sür beni

Aldım sazı çıkmış gurbet görmeye
Dönüp yare geldim yüzüm sürmeye
Ne lüzum var şuna buna sormaya
Senden ayrı ne hal oldum gör beni

Ayın şavkı vurur sazım üstüne
Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne
Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne
Ay bir yandan sen bir yandan sar beni

Yedi yıldır uğramadım yurduma
Dert ortağı aramadım derdime
Geleceksen bir gün düşüp ardıma
Kula değil yüreğine sor beni

-Göklerde Kartal Gibiyim

Göklerde kartal gibiydim.
Kanatlarımdan vuruldum
Mor çiçekli dal gibiydim,
Bahar vaktinde kırıldım.

Yar olmadı bana devir,
Her günüm bir başka zehir
Hapishanelerde demir
Parmaklıklara sarıldım.

Coşkundum pınarlar gibi,
Sarhoştum rüzgarlar gibi
İhtiyar çınarlar gibi
Bir gün içinde devrildim.

Ekmeğim bahtımdan katı,
Bahtım düşmanımdan kötü
Böyle kepaze hayatı
Sürüklemekten yoruldum.

Kimseye soramadığım,
Doyunca saramadığım,
Görmesem duramadığım
Nazlı yarimden ayrıldım.

-Ben Sana Vurgunum

Seneler sürer her günüm
Yalnız gitmekten yorgunum
Zannetme sana dargınım
Ben gene sana vurgunum.
Başkalarına gülsem de
Senden uzakta kalsam da
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sana vurgunum.
Dağları aşınca başım
Geri kaldı her yoldaşım
Gel sevgilim, gel kardaşım
Ben gene sana vurgunum.
Gönlüm seninkine yârdı
Aynı şeyleri duyardı
Ayaklarımız uyardı
Ben gene sana vurgunum.
İtilmiş, tekmelenmişim
Doğduğum günde yanmışım
Yalnız sana güvenmişim
Ben gene sana vurgunum.

-Aldırma Gönül Aldırma

Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma

Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma

Görmesen bile denizi
Yukarıya çevir gözü
Deniz dibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma

Dertlerin kalkınca şaha
Bir sitem yolla Allah’a
Görecek günler var daha
Aldırma gönül, aldırma

Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Ceza yata yata biter
Aldırma gönül, aldırma

-Geçmiyor Günler

Burda çiçekler açmıyor
kuşlar süzülüp uçmuyor
yıldızlar ışık saçmıyor
geçmiyor günler geçmiyor.

Avluda volta vururum
kah düşünür otururum
türlü hayaller görürüm
geçmiyor günler geçmiyor.

Dışarıda mevsim baharmış
gezip dolaşanlar varmış
günler su gibi akarmış
geçmiyor günler geçmiyor.

Gönülde eski sevdalar
gözümde dereler bağlar
aynadan hayalin ağlar
geçmiyor günler geçmiyor.

Yanımda yatan yabancı
her söz zehir gibi acı
bütün dertlerin en gücü
geçmiyor günler geçmiyor

-Melankoli

Beni en güzel günümde
Sebepsiz bir keder alır.
Bütün ömrümün beynimde
Acı bir tortusu kalır.

Anlayamam kederimi,
Bir ateş yakar derimi,
İçim dar bulur yerimi,
Gönlüm dağlarda bunalır.

Ne kış ne yazı isterim,
Ne bir dost yüzü isterim,
Hafif bir sızı isterim,
Ağrılar, sancılar gelir.

Yanıma düşer kollarım,
Görünmez olur yollarım,
En sevgili emellerim
Önüme ölü serilir…

Ne bir dost ne bir sevgili,
Dünyadan uzak bir deli…
Beni sarar melankoli
Kafamın içersi ölür.
 
  • Beğen
Tepkiler: LsR

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
4 yıl 2 ay 24 gün
Mesajlar
25,600
Tepkime puanı
8,841
Yaş
35
Konum
Memed' Home
Web sitesi
forummeskeni.com
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal
yani şimdi türk edebiyat içinde şair olmak fransız bir kelimeyi araya sokmak yakışmadı bence .. ozamanın modernnize sözü olsa gerek..
radyum uranyumun kankisi değilmi ya
 

Benzer konular

24,452Konular
87,814Mesajlar
1,163Kullanıcılar
hangamSon üye
Üst Alt