- Katılım
- 2 yıl 9 ay 4 gün
- Mesajlar
- 18,707
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 6,357
- Cinsiyet
Ekli dosyayı görüntüle 6801
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bulutların üstündeki ülkelerin birinde çok güzel bir prenses yaşarmış. Sırma saçlı, güzel gözlü bu prenses çok mutsuzmuş çünkü sevmediği adamla evlendirilecekmiş. Sırf prenses diye onu bir prensle evlendirmek isteyen anne ve babasına çok kızgınmış. Oysaki güzel prenses başka bir ülkenin yakışıklı mı yakışıklı, saygılı mı saygılı bir kölesine âşık olmuş.
Yaşadıkları bu yasak aşktan kimsenin haberi yokmuş. Prenses evleneceğini duyduktan sonra yataklar düşmüş. Prenses onu köle gibi görmezmiş ki! Hatta ona Kara Oğlan ismini takmış. Kara Oğlan, prensesin evleneceğini duyunca bir hışımla kendini prensesin yanında bulmuş. Yatakta hasta düşen prenses, karşısında Kara Oğlan’ı görünce şok olmuş.
‘’Kara Oğlan’ım burada ne işin var?’’
‘’Yeter artık prensesim! Daha fazla dayanamayacağım! Sizi kaçırmaya geldim!’’
‘’Kaçamayız! Nerede yaşarız? Ne yer ne içeriz?’’
‘’Biliyorum prensesim, sen alışkın değilsin köle hayatına ama seni en güzel şartlarda yaşatırım, söz veriyorum. Yeter ki benimle gelin!’’ Prenses zar zor ayağa kalkıp Kara Oğlan’ın gözlerinin içine bakmış.
‘’Üzgünüm, seninle gelemem.’’ demiş göz yaşları arasından. Kara Oğlan tam pes edip giderken prenses onu durdurmuş. ‘’Çünkü seni prens yapacağım.’’ Kara Oğlan şaşkınlıkla ona bakmış.
‘’Ama bu nasıl olur?’’ Prenses, Kara Oğlan’ın ellerinden tutup güzel gözlerine bakmış.
‘’Herkese köle ve prensesin bir aşk yaşayabileceğini söyleyeceğim. Dış görünüşün ya da ne olduğunun bir önemi olmadığını onlara anlatacağım, ya da bu diyardan gideceğim!’’ Prenses kararlı bir hareketle Kara Oğlan’ı da yanına alıp annesi ve babasının yanına çıkmış. Kral ve Kraliçe karşısında bir köleyi görünce şaşırmışlar.
‘’Bu köle de kim! Sizin ikinizin ne işi var kızım!’’ diye öfkeyle sormuş babası.
‘’Yeter! Herkesi buraya toplayın!’’ Şaşkınlıkla tüm gözler onlara çevrilmiş.
‘’Şimdi beni iyi dinleyin,’’ diyerek lafa girmiş prenses. ‘’…Bu hayatta ne olduğunun ya da nereden geldiğinin hiçbir önemi yok. Kimi sevdiğinin, sevdiğin kişinin rütbesinin de hiçbir önemi yok! Ben bu gördüğünüz Kara Oğlan’a aşığım ve onunla evleneceğim!’’ Halk şaşkınlıkla onlara bakmış. Fısıltılar, uğultular dinmek bilmemiş.
‘’Şimdi beni ya onunla evlendirin ya da kaçar giderim!’’ Kral ve Kraliçe öfkeden deliye dönmüş. Prensesin bu hareketini şok içinde karşılamışlar. Sırf kızlarını kaybetmemek için bunu kabul etmişler.
Seneler sonra, prenses kraliçenin yerini almış, Kara Oğlan ise kralın yerini. Günün birinde sevimli bir kızları olmuş. Kızı büyümüş, evlenecek yaşa geldiğinde anne ve babasının karşısına bir köle ile çıkmış ve evlenmek istediğini söylemiş.
Şefkatli kraliçe, prenses olduğu zamanları hatırlamış ve kızına güzel bir öğüt vermiş. ‘’Bu hayatta ne olduğunun önemi yok kızım, kimse kimseden üstün değildir. Kiminle istiyorsan onunla evlenmene izin veriyorum.’’ Böylece sonsuza dek yaşamışlar…
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bulutların üstündeki ülkelerin birinde çok güzel bir prenses yaşarmış. Sırma saçlı, güzel gözlü bu prenses çok mutsuzmuş çünkü sevmediği adamla evlendirilecekmiş. Sırf prenses diye onu bir prensle evlendirmek isteyen anne ve babasına çok kızgınmış. Oysaki güzel prenses başka bir ülkenin yakışıklı mı yakışıklı, saygılı mı saygılı bir kölesine âşık olmuş.
Yaşadıkları bu yasak aşktan kimsenin haberi yokmuş. Prenses evleneceğini duyduktan sonra yataklar düşmüş. Prenses onu köle gibi görmezmiş ki! Hatta ona Kara Oğlan ismini takmış. Kara Oğlan, prensesin evleneceğini duyunca bir hışımla kendini prensesin yanında bulmuş. Yatakta hasta düşen prenses, karşısında Kara Oğlan’ı görünce şok olmuş.
‘’Kara Oğlan’ım burada ne işin var?’’
‘’Yeter artık prensesim! Daha fazla dayanamayacağım! Sizi kaçırmaya geldim!’’
‘’Kaçamayız! Nerede yaşarız? Ne yer ne içeriz?’’
‘’Biliyorum prensesim, sen alışkın değilsin köle hayatına ama seni en güzel şartlarda yaşatırım, söz veriyorum. Yeter ki benimle gelin!’’ Prenses zar zor ayağa kalkıp Kara Oğlan’ın gözlerinin içine bakmış.
‘’Üzgünüm, seninle gelemem.’’ demiş göz yaşları arasından. Kara Oğlan tam pes edip giderken prenses onu durdurmuş. ‘’Çünkü seni prens yapacağım.’’ Kara Oğlan şaşkınlıkla ona bakmış.
‘’Ama bu nasıl olur?’’ Prenses, Kara Oğlan’ın ellerinden tutup güzel gözlerine bakmış.
‘’Herkese köle ve prensesin bir aşk yaşayabileceğini söyleyeceğim. Dış görünüşün ya da ne olduğunun bir önemi olmadığını onlara anlatacağım, ya da bu diyardan gideceğim!’’ Prenses kararlı bir hareketle Kara Oğlan’ı da yanına alıp annesi ve babasının yanına çıkmış. Kral ve Kraliçe karşısında bir köleyi görünce şaşırmışlar.
‘’Bu köle de kim! Sizin ikinizin ne işi var kızım!’’ diye öfkeyle sormuş babası.
‘’Yeter! Herkesi buraya toplayın!’’ Şaşkınlıkla tüm gözler onlara çevrilmiş.
‘’Şimdi beni iyi dinleyin,’’ diyerek lafa girmiş prenses. ‘’…Bu hayatta ne olduğunun ya da nereden geldiğinin hiçbir önemi yok. Kimi sevdiğinin, sevdiğin kişinin rütbesinin de hiçbir önemi yok! Ben bu gördüğünüz Kara Oğlan’a aşığım ve onunla evleneceğim!’’ Halk şaşkınlıkla onlara bakmış. Fısıltılar, uğultular dinmek bilmemiş.
‘’Şimdi beni ya onunla evlendirin ya da kaçar giderim!’’ Kral ve Kraliçe öfkeden deliye dönmüş. Prensesin bu hareketini şok içinde karşılamışlar. Sırf kızlarını kaybetmemek için bunu kabul etmişler.
Seneler sonra, prenses kraliçenin yerini almış, Kara Oğlan ise kralın yerini. Günün birinde sevimli bir kızları olmuş. Kızı büyümüş, evlenecek yaşa geldiğinde anne ve babasının karşısına bir köle ile çıkmış ve evlenmek istediğini söylemiş.
Şefkatli kraliçe, prenses olduğu zamanları hatırlamış ve kızına güzel bir öğüt vermiş. ‘’Bu hayatta ne olduğunun önemi yok kızım, kimse kimseden üstün değildir. Kiminle istiyorsan onunla evlenmene izin veriyorum.’’ Böylece sonsuza dek yaşamışlar…