Kitap okumanın pek çok farklı nedeni vardır. Kimisi bilge olmak, kimisi vakit öldürmek, kimisi ise hava atmak (!) için kitap okur. Kitap okurken her zaman elde bir temel neden vardır. Stresi azaltmak, günü gün etmek, edebiyattan hoşlanmak, yeni dünyalar keşfetmek, satırlarda boğulmak ve hatta ağlamak için bir neden bulmak…
Dedim ya, kitap okumak için sayısız neden bulabilirsiniz ama aynı şey kitap okumamak için de geçerlidir. Vaktim yok, bugün meşgulüm, şimdi kim uğraşacak kitap okumakla, hep aynı şeyler, ne yapayım elin yazdığını okumayı… Falan filan feşmekan! Bahanesi bol sonuçta öyle değil mi? Kimse neden kitap okumadın diye hesap sormaz etmez, kim ipler bu saatten sonra kitap okumayı, peh…
Neden Kitap Okuyorum?
Böyle birisi bir türlü olamadım. Elime bir kitabın değmediği herhangi bir gün huzursuzlukla dolu olmak artık bana keyif veriyor. Kütüphaneci olmaktan mıdır, yoksa bir şeyler başarmayı istemekten midir bilmiyorum ama her gün olabildiğince bir şeyler okumaya çalışırım. Bu bazen İlber Ortaylı‘nın ağır cümlelerinin arasında anlam çıkarmak, bazen ise İskender Pala‘nın kurgu dolu anlatısında sürüklenmekten ibarettir.
Kitap okumak için türlü türlü nedenler bulabiliyorum kendime. Neden olsun çamurdan olsun dercesine her gün farklı bir şeyler üretme gayreti içerisindeyim. Belki de sahip olduğum en değerli alışkanlık olmasındandır onu sahiplenmem, bilemiyorum hatta bilmiyorum.
Kitap okumak için kendime bir neden bulurken aslında okuyacağım kitabı seçmiş oluyorum. Bir aralar delicesine tarih kitabı okumak gelirken içiminden şu sıralar daha kurgusal bir şeyler okuma arzusundayım. Unutmadan, ilk defa bir hata yaptım mesela. Bir kitabı bitirmeden diğerine başladım… Kesinlikle bunu yapmanızı tavsiye etmiyorum çünkü sahip olduğunuz tek şey aklınızın karışması oluyor.
Neden kitap okuyorum diye daha önce hiç düşünmemiştim. Aslına bakarsanız böyle bir soruyu merkeze alarak bir şeyler karalamak dahi aklımın ucundan geçmemişti. Ancak, neden kitap okuduğum sorusunun sabit bir cevabı yok. Kitap okumanın insana kattığı onca değerden faydalanmak en büyük hedefim ama bundan çok daha fazlasının olduğuna eminim.
Kendimi geliştirmek istiyorum. Kitap okumak için en değerli bulduğum nedenlerden birisi bu. Ben bir şeyler yazıp paylaşan, aynı zamanda bundan büyük keyif alan birisiyim. Dolayısıyla yazmak ve anlatmak konusunda kendimi daima geliştirmem gerekiyor. Okumak bana bunu kazandırıyor çünkü yeni yazarlar, yeni hikayeler ve yeni karakterlerle tanışma fırsatına sahip oluyorum.
Öfkemi azaltmamı sağlıyor. Kitap okumak kesinlikle beni sinirlenme konusunda frenliyor. Hayatta yaşanmış olan onca şeyden sonra sinirlenmemek elde olmuyor elbette. Öfke kontrolü her ne kadar bazen kaçıyor olsa bile bu cinnetlik dünyada öfkeyi azaltmak gerekiyor. Neler oluyor acaba memlekette diye her merak edişin ardından insan çileden çıkabiliyor ve küfredebiliyor mesela. Ama aynı insan bir umutla her gün haberlere bakıp yüz güldüren bir haber aramayı da ihmal etmiyor. Sonuç? Bol bol öfke, bol bol küfür ve bol bol nefretlik bakış… Bir sığınak herkese lazım değil mi?
Hafızamın daha iyi olduğunu hissediyorum. Kitap okumak garip bir biçimde kendime olan güveni tekrar kazanmamı sağlıyor. Teknolojinin göbeğinde yaşadığımız için artık birçok şeyi hızlı elde edip hızlı tüketme konusunda birbirimizle yarışıyoruz. Bundan dolayı hafızamız maalesef eskiler kadar kuvvetli değil. Bir kitabı okumaya başlayıp belirli bir noktada ara verdiğimde, ertesi gün aynı yerden devam ederken dün ne olduğunu hatırlamak için gayret ediyorum. Hatırladığım zaman hafızamın diri olduğunu hissediyorum ve bu beni fazlasıyla mutlu ediyor.
Nasıl Kitap Okuyorum?
Yukarıda kendim için en önemli gördüğüm kitap okuma nedenlerimi paylaştım. Sizde yorum yapıp neden kitap olduğunuzu dile getirebilirsiniz ama ben öncelikle nasıl kitap okuduğuma değinmek istiyorum. Çünkü neden okuduğum kadar nasıl okuduğumun da önemli olduğunu hissediyorum.
Kitapları kurgusal ve kurgusal olmayan şeklinde iki farklı kategoriye ayırırım. Kurgusal bir kitap okuyacaksam öncelikle kitabın sayfa sayısını ve içindekiler kısmını gözden geçiririm. Kendime kitap okumak için ayırdığım süreye uygun bir biçimde bir durak noktası belirlerim ve okumaya başlarım. Günlük olarak bu rutini sürdürerek bir hafta içerisinde herhangi bir kurgusal kitabı bitirme fırsatını elde ederim.
Kitap kurgusal değilse işim çok daha kolay oluyor çünkü kurgusal olmayan kitaplar olay örgüsünü takip etmek ve her seferinde karakterleri hatırlamak gibi zorunluluklar içermiyor. Bu nedenle kurgusal olmayan kitapları çoğu kez hızlı bir biçimde okumayı tercih ediyorum. Bölüm başlığını, ilk paragrafı ve son paragrafı okuduğum zaman zaten bölümde anlatılmak istenen kolayca ortaya çıkıyor. Sonrasında o bölümü okuduğumda ise anlatılanları daha iyi kavrayabiliyorum.
Kısacası neden ve nasıl kitap okuyorum sorusunu böyle yanıtlayabilirim. Sizin de kitap okuma konusunda nedenleriniz ve nasıl sorusuna cevap verebilecek bir şeyleriniz elbette vardır. Bunları benimle paylaşabilir veya varsa kendi blog sayfanızda bir yazı haline dönüştürebilirsiniz.
Dedim ya, kitap okumak için sayısız neden bulabilirsiniz ama aynı şey kitap okumamak için de geçerlidir. Vaktim yok, bugün meşgulüm, şimdi kim uğraşacak kitap okumakla, hep aynı şeyler, ne yapayım elin yazdığını okumayı… Falan filan feşmekan! Bahanesi bol sonuçta öyle değil mi? Kimse neden kitap okumadın diye hesap sormaz etmez, kim ipler bu saatten sonra kitap okumayı, peh…
Neden Kitap Okuyorum?
Böyle birisi bir türlü olamadım. Elime bir kitabın değmediği herhangi bir gün huzursuzlukla dolu olmak artık bana keyif veriyor. Kütüphaneci olmaktan mıdır, yoksa bir şeyler başarmayı istemekten midir bilmiyorum ama her gün olabildiğince bir şeyler okumaya çalışırım. Bu bazen İlber Ortaylı‘nın ağır cümlelerinin arasında anlam çıkarmak, bazen ise İskender Pala‘nın kurgu dolu anlatısında sürüklenmekten ibarettir.
Kitap okumak için türlü türlü nedenler bulabiliyorum kendime. Neden olsun çamurdan olsun dercesine her gün farklı bir şeyler üretme gayreti içerisindeyim. Belki de sahip olduğum en değerli alışkanlık olmasındandır onu sahiplenmem, bilemiyorum hatta bilmiyorum.
Kitap okumak için kendime bir neden bulurken aslında okuyacağım kitabı seçmiş oluyorum. Bir aralar delicesine tarih kitabı okumak gelirken içiminden şu sıralar daha kurgusal bir şeyler okuma arzusundayım. Unutmadan, ilk defa bir hata yaptım mesela. Bir kitabı bitirmeden diğerine başladım… Kesinlikle bunu yapmanızı tavsiye etmiyorum çünkü sahip olduğunuz tek şey aklınızın karışması oluyor.
Neden kitap okuyorum diye daha önce hiç düşünmemiştim. Aslına bakarsanız böyle bir soruyu merkeze alarak bir şeyler karalamak dahi aklımın ucundan geçmemişti. Ancak, neden kitap okuduğum sorusunun sabit bir cevabı yok. Kitap okumanın insana kattığı onca değerden faydalanmak en büyük hedefim ama bundan çok daha fazlasının olduğuna eminim.
Kendimi geliştirmek istiyorum. Kitap okumak için en değerli bulduğum nedenlerden birisi bu. Ben bir şeyler yazıp paylaşan, aynı zamanda bundan büyük keyif alan birisiyim. Dolayısıyla yazmak ve anlatmak konusunda kendimi daima geliştirmem gerekiyor. Okumak bana bunu kazandırıyor çünkü yeni yazarlar, yeni hikayeler ve yeni karakterlerle tanışma fırsatına sahip oluyorum.
Öfkemi azaltmamı sağlıyor. Kitap okumak kesinlikle beni sinirlenme konusunda frenliyor. Hayatta yaşanmış olan onca şeyden sonra sinirlenmemek elde olmuyor elbette. Öfke kontrolü her ne kadar bazen kaçıyor olsa bile bu cinnetlik dünyada öfkeyi azaltmak gerekiyor. Neler oluyor acaba memlekette diye her merak edişin ardından insan çileden çıkabiliyor ve küfredebiliyor mesela. Ama aynı insan bir umutla her gün haberlere bakıp yüz güldüren bir haber aramayı da ihmal etmiyor. Sonuç? Bol bol öfke, bol bol küfür ve bol bol nefretlik bakış… Bir sığınak herkese lazım değil mi?
Hafızamın daha iyi olduğunu hissediyorum. Kitap okumak garip bir biçimde kendime olan güveni tekrar kazanmamı sağlıyor. Teknolojinin göbeğinde yaşadığımız için artık birçok şeyi hızlı elde edip hızlı tüketme konusunda birbirimizle yarışıyoruz. Bundan dolayı hafızamız maalesef eskiler kadar kuvvetli değil. Bir kitabı okumaya başlayıp belirli bir noktada ara verdiğimde, ertesi gün aynı yerden devam ederken dün ne olduğunu hatırlamak için gayret ediyorum. Hatırladığım zaman hafızamın diri olduğunu hissediyorum ve bu beni fazlasıyla mutlu ediyor.
Nasıl Kitap Okuyorum?
Yukarıda kendim için en önemli gördüğüm kitap okuma nedenlerimi paylaştım. Sizde yorum yapıp neden kitap olduğunuzu dile getirebilirsiniz ama ben öncelikle nasıl kitap okuduğuma değinmek istiyorum. Çünkü neden okuduğum kadar nasıl okuduğumun da önemli olduğunu hissediyorum.
Kitapları kurgusal ve kurgusal olmayan şeklinde iki farklı kategoriye ayırırım. Kurgusal bir kitap okuyacaksam öncelikle kitabın sayfa sayısını ve içindekiler kısmını gözden geçiririm. Kendime kitap okumak için ayırdığım süreye uygun bir biçimde bir durak noktası belirlerim ve okumaya başlarım. Günlük olarak bu rutini sürdürerek bir hafta içerisinde herhangi bir kurgusal kitabı bitirme fırsatını elde ederim.
Kitap kurgusal değilse işim çok daha kolay oluyor çünkü kurgusal olmayan kitaplar olay örgüsünü takip etmek ve her seferinde karakterleri hatırlamak gibi zorunluluklar içermiyor. Bu nedenle kurgusal olmayan kitapları çoğu kez hızlı bir biçimde okumayı tercih ediyorum. Bölüm başlığını, ilk paragrafı ve son paragrafı okuduğum zaman zaten bölümde anlatılmak istenen kolayca ortaya çıkıyor. Sonrasında o bölümü okuduğumda ise anlatılanları daha iyi kavrayabiliyorum.
Kısacası neden ve nasıl kitap okuyorum sorusunu böyle yanıtlayabilirim. Sizin de kitap okuma konusunda nedenleriniz ve nasıl sorusuna cevap verebilecek bir şeyleriniz elbette vardır. Bunları benimle paylaşabilir veya varsa kendi blog sayfanızda bir yazı haline dönüştürebilirsiniz.
