- Katılım
- 2 yıl 9 ay 4 gün
- Mesajlar
- 18,707
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 6,357
- Cinsiyet
Kent sosyolojisi, toplumun kentlerdeki oluşum ve gelişimini inceleyen, değişim ve düzenliliklerini ortaya koyan toplum biliminin adıdır. Kentlerin nasıl oluştuğunu, zaman içinde nasıl değiştiğini, göçün kent üzerindeki etkilerini, gecekondulaşmayı, kent kültürünü, kentte kurumsal yapıların nasıl şekillendiğini ve bunun gibi kent yaşamında etkili olan türlü konuları inceler. Kent sosyolojisi, üretim, inanç ve düşünce, kültür gibi etkenlerin mekâna yansıması, mekânı oluşturup biçimlendirmesidir. Sırf mekânın değil, insan ürünü olan her türlü yapının incelemesidir.
KENT
Kent, kırsala göre, yoğun nüfusa sahip olan, bilgi ve teknoloji bakımından gelişmiş, heterojen yapıya sahip yerleşme grubudur. Kentlerde ihtisaslaşma ve organizasyon gelişmiştir. Bilgi ve mekâna ulaşım kolaydır. Sağlık, eğitim gibi imkânlara kolayca ulaşılabilir. Kişiler dar alanda kırsala göre birbirlerine daha yakın yaşarlar fakat kültürel farklılıklarından dolayı kırsaldaki gibi sıcak ilişkiler sağlanmaz, genellikle çıkar amaçlı iletişim kurarlar.
KENTLEŞME
Kentleşme, bir taraftan kentlerin kırsal kesimden göç alarak büyüyüp kalabalıklaşması, diğer taraftan ise bir ülkedeki kentlerin sayısının artması, kentli nüfusunun yükselmesi, kent toplumunda artan örgütleşme, uzmanlaşma ve insanlar arası ilişkilerin dönüşmesi gibi anlamlar içermektedir. Keleş, kentleşmeyi sanayileşme ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında artan oranda örgütleşme, uzmanlaşma yaratan, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikimi süreci olarak tanımlar. (Keleş, 1980, s. 70:akt. Okan) Barlas Tolan ise kentleşme tanımlarını üç kategoriye ayırır: ekonomik-demografik, sosyo-ekonomik ve sosyo-politik.
Ekonomik-demografik tanımda, kırda tarımın bitmesi, şehirde iş imkânlarının artmasıyla oluşan, evrensel ve sayılaştırılabilir bir süreçtir denebilir. Sosyo-ekonomik tanımı, sanayileşme ve modern hizmet sektörleriyle paralel gelişen, mekâna bu sektörlerle aynı biçimde yayılan ekonomik ve toplumsal gelişmeyi hızlandırıcı bir etken şeklinde olabilir. Ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel faaliyetlerin mekâna yansıması ve mekânı biçimlendirmesi süreci olarak tanımladığımızda ise sosyo-politik tanımını yapmış oluruz. (Tolan, 1996, s. 161:akt. Okan).
KENTLİLEŞME
Kent, şehre göç eden insanların gelenekleri ve alışkanlıkları üzerinde değişimi zorunlu kılar. Kentin kendine özgü davranış kalıplarını ve kültürünü benimseyemeyen göçmenler, kent yaşamından dışlanacağından dolayı her göçmen, kente ayak uydurmak zorundadır. Göçmenlerin kentin olgu ve alışkanlıklarını benimseme sürecine ise ‘kentlileşme’ denir.
Kentlileşme iki bakımdan incelenebilir: Ekonomik olarak kentlileşme ve sosyal bakımdan kentlileşme. Ekonomik bakımdan kentlileşen birey, geçimini kente özgü çalışma alanlarında çalışarak sağlar. Sosyal bakımdan kentlileşme ise kişinin kentin kültürüne ve yaşam tarzına uyum sağladığı süreçtir. Göçmen, kente ayak uyduramazsa ve geçmiş geleneklerini sürdürmeye çabalarsa işsiz ve dışlanmış olacaktır. Köyden kente göçen bir birey geleneklerinden çabucak sıyrılamayacağı için ‘hemşerilerinin’ yanında yaşamayı tercih edebilir. Bu durum kentlileşme sürecinin yavaşlamasına sebep olabilir. Kentlileşmek için bireyin ilk toplumsallaştığı mekân olan kırsaldan ve kırsala ait değerlerden vazgeçip kentin değerlerini benimseyerek ‘yeniden toplumsallaşması’ gerekir.