- Mesajlar
- 16,954
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 5,714
- Cinsiyet
Ekli dosyayı görüntüle 10305
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde pireler berber iken develer tellal iken, bir ev de iki küçük kardeş varmış. Birinin ismi Büşra diğerinin adı da Enes’miş. Bu kardeşler hiçbir zaman anne ve babalarını üzmez, her söylediklerini yaparlarmış. Enes, Büşra’dan büyük olduğu için okulda gidermiş. Her zaman bahçelerinde oyun oynarlarmış beraber. Bazen kör ebe bazen ip atlama bazen topla oynarlarmış.
Akşam olunca evlerine giderler yemeklerini yerler sohbet ederler ve uykuları gelince uyurlarmış. Bu iki kardeşin günleri böyle gelip geçerken bir gün her zamanki gibi bahçede top oynuyorlarmış. Topları bahçe öbür ucuna kadar gidivermiş ve Enes topu almaya giderken bir şey görmüş. Bu gördüğü şey bir kaplumbağaymış. Okadar çok okadar çok sevinmiş ki alıp kaplumbağayı bahçesine getirmiş. İki kardeş heyecanlı bir şekilde kaplumbağa bakıyormuş.
Annelerine göstermişler bundan sonra kaplumbağanın onlarla kalmasına karar vermişler. Enes ile Büşra’nın artık yeni bir oyun arkadaşı varmış. Kaplumbağa ile her gün ilgileniyorlar onunla sohbet ediyorlar, yemeğini düzenli veriyorlarmış. Bu iki kardeş havalar soğumaya başlayınca kaplumbağaya küçük bir kulübe yapmaya karar vermişler. Her gün orda uyusun diye. Babalarının yardımı ile küçük bir kulübe inşa etmişler üzerinde tospiğin kulübesi yazmışlar. Tospikte bu kulübeyi çok sevmiş.
Enes bir gün okuluna gitmiş ve Tospikle Büşra oyun oynamışlar. Onun yemeğini vermiş beraber vakit geçirmişler. Öğlen olunca Büşra’yı annesi öğlen yemeği yemeği için çağırmış. Öğlen yemeklerini yemişler ve Büşra abisi gelene kadar resim çizmeye karar vermiş. Güzelce resim çizmeye başlayan Büşra’nın abisi de eve gelmiş. Hemen kaplumbağanın kulübesine gidip bakmış ona merhaba demek istemiş.
Sonra Enes kaplumbağada bir gariplik olduğunu sezmiş. Kaplumbağa ona tepki göstermiyor ve hareket dahi etmiyormuş. Kaplumbağanın öldüğünü düşünen Enes başlamış ağlamaya. Büşra’da abisinin yanına gelip neden ağladığını sormuş ve kaplumbağamız öldüğünü söylemiş. Okadar çok ağlamışlar okadar çok ağlamışlar ki yüzleri bir türlü gülmemiş.
Akşam olmuş babaları da gelince çocukların mutsuzlukları hiç değişmediği için çocuklarına sormuş. Çocuklar ne oldu neden bu kadar mutsuzsunuz. Çocuklarda anne babasına bakarak demişler ki. Kaplumbağamız ölmüş. Onun için çok mutsuzum. Ailecek çok üzülmüşler ve babaları demiş ki. Yarın bir veterinere götürelim.
Ertesi gün babaları kaplumbağayı veterinere götürmüş. Akşam olunca babası kaplumbağa ile beraber gelmiş. Hatta babaları kaplumbağayı tekrar kulübesine bile koymuş. Çocuklar şaşırmış. Baba ne oldu niye koydun tekrar yerine diye. Babaları gülerek demiş ki. Çocuklar kaplumbağamız ölmemiş. Bazı hayvanlar kış mevsimi gelince kış uykusuna yatarlarmış ve yaz mevsimi gelmeden de uyanmazlarmış. Mesela ayılarda kış uykusuna yatarmış. Üzülmenize gerek yok. Yaz mevsimi gelince tekrar bizim ile olacak demiş babaları. Çocuklar bu habere çok sevinmişler.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde pireler berber iken develer tellal iken, bir ev de iki küçük kardeş varmış. Birinin ismi Büşra diğerinin adı da Enes’miş. Bu kardeşler hiçbir zaman anne ve babalarını üzmez, her söylediklerini yaparlarmış. Enes, Büşra’dan büyük olduğu için okulda gidermiş. Her zaman bahçelerinde oyun oynarlarmış beraber. Bazen kör ebe bazen ip atlama bazen topla oynarlarmış.
Akşam olunca evlerine giderler yemeklerini yerler sohbet ederler ve uykuları gelince uyurlarmış. Bu iki kardeşin günleri böyle gelip geçerken bir gün her zamanki gibi bahçede top oynuyorlarmış. Topları bahçe öbür ucuna kadar gidivermiş ve Enes topu almaya giderken bir şey görmüş. Bu gördüğü şey bir kaplumbağaymış. Okadar çok okadar çok sevinmiş ki alıp kaplumbağayı bahçesine getirmiş. İki kardeş heyecanlı bir şekilde kaplumbağa bakıyormuş.
Annelerine göstermişler bundan sonra kaplumbağanın onlarla kalmasına karar vermişler. Enes ile Büşra’nın artık yeni bir oyun arkadaşı varmış. Kaplumbağa ile her gün ilgileniyorlar onunla sohbet ediyorlar, yemeğini düzenli veriyorlarmış. Bu iki kardeş havalar soğumaya başlayınca kaplumbağaya küçük bir kulübe yapmaya karar vermişler. Her gün orda uyusun diye. Babalarının yardımı ile küçük bir kulübe inşa etmişler üzerinde tospiğin kulübesi yazmışlar. Tospikte bu kulübeyi çok sevmiş.
Enes bir gün okuluna gitmiş ve Tospikle Büşra oyun oynamışlar. Onun yemeğini vermiş beraber vakit geçirmişler. Öğlen olunca Büşra’yı annesi öğlen yemeği yemeği için çağırmış. Öğlen yemeklerini yemişler ve Büşra abisi gelene kadar resim çizmeye karar vermiş. Güzelce resim çizmeye başlayan Büşra’nın abisi de eve gelmiş. Hemen kaplumbağanın kulübesine gidip bakmış ona merhaba demek istemiş.
Sonra Enes kaplumbağada bir gariplik olduğunu sezmiş. Kaplumbağa ona tepki göstermiyor ve hareket dahi etmiyormuş. Kaplumbağanın öldüğünü düşünen Enes başlamış ağlamaya. Büşra’da abisinin yanına gelip neden ağladığını sormuş ve kaplumbağamız öldüğünü söylemiş. Okadar çok ağlamışlar okadar çok ağlamışlar ki yüzleri bir türlü gülmemiş.
Akşam olmuş babaları da gelince çocukların mutsuzlukları hiç değişmediği için çocuklarına sormuş. Çocuklar ne oldu neden bu kadar mutsuzsunuz. Çocuklarda anne babasına bakarak demişler ki. Kaplumbağamız ölmüş. Onun için çok mutsuzum. Ailecek çok üzülmüşler ve babaları demiş ki. Yarın bir veterinere götürelim.
Ertesi gün babaları kaplumbağayı veterinere götürmüş. Akşam olunca babası kaplumbağa ile beraber gelmiş. Hatta babaları kaplumbağayı tekrar kulübesine bile koymuş. Çocuklar şaşırmış. Baba ne oldu niye koydun tekrar yerine diye. Babaları gülerek demiş ki. Çocuklar kaplumbağamız ölmemiş. Bazı hayvanlar kış mevsimi gelince kış uykusuna yatarlarmış ve yaz mevsimi gelmeden de uyanmazlarmış. Mesela ayılarda kış uykusuna yatarmış. Üzülmenize gerek yok. Yaz mevsimi gelince tekrar bizim ile olacak demiş babaları. Çocuklar bu habere çok sevinmişler.