James Bond gazel oldu, bizimkiler kahraman !

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
3 yıl 8 ay 29 gün
Mesajlar
25,277
Tepkime puanı
8,724
Yaş
35
Konum
Memed' Home
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal
Ben Bond, James Bond. Bu kez savaştan çekiliyorum!

Bond 1962’den bu yana ilk kez vazgeçti.


Anadolu’nun bazı yerlerinde ekim ayının bir adı da ‘Gazel‘dir. Dökülen yapraklar anlamına gelir. Dağılan bir mevsim…

19 numaralı malum virüsün dünyayı değiştirmesinden James de payını aldı, dağıldı. Sinema işletme zinciri Cineworld İngiltere’deki 128 salonunu kapatıp tam 5 bin 500 kişiyi geçici de olsa kapının önüne koyunca, son James Bond filmi ‘No Time to Die‘ ya da ‘Ölmek Zamanı Değil‘; “Vizyon zamanı değil” diyerek çıkışını 2021 yılının nisan ayına erteledi.

Sinemanın özgün ve özgür çocuğu Christopher Nolan’ın ‘Tenet’ ile gösterdiği vizyon yapma cesaretini gösteremedi Bond. Küçük ertelemelerle “Pek Yakında” diye diye takvim olarak kasım ayını işaret eden yapımcılar, sonunda kendilerini de rahatlatmaya karar verdiler anlaşılan. Böylelikle Bond belgeseline eklemek üzere yeni bir detay daha ortaya çıktı.


Bond filmlerinin tarihi biraz da dünyanın yaşadığı siyasal ve sosyal değişimlerin tarihidir. Soğuk savaş yıllarının deniz piyadesi, istihbaratçı yazar Ian Fleming tarafından yaratılan karakter, perestroika açılımına kadar uzun yıllar ‘kötü‘ Ruslar ya da onların desteklediği güçler ile mücadele etti.

Yapımcılarını bile birbirine düşüren Bond, serisinin birkaç filmi hariç, tam bir para basma makinasıydı ve olmaya da devam ediyor.

Soğuk savaş bitince, oradan arta kalan kötü niyetli Rus generalleri kendine düşman olarak seçen Bond, dünyanın geçirdiği bütün değişim dönemlerinde lüks tüketim, marka yerleştirme, yeni ürün lansmanı, yumruklaşırken ütüsü bozulmayan İngiliz kumaşı, dünyanın egzotik coğrafyalarında turistik serüvenleri ve kahramanın ölmeme garantisi ile her dönem çizgi roman severlerinin kahramanı oldu.

Ta ki nanometrik bir virüs karizmasını çizene kadar.

Meselemiz aslında Bond değil tabii… En güçlü, en endüstriyel sanat üretimlerinin bile sert darbelerle bu dönemde aldığı büyük yaralar…

Kahramanlar coğrafyası…
Bu dönemde ayakta kalmak için olağanüstü bir mücadele veren sanat ortamımıza nokta ışık tutalım; tiyatromuza bakınca, gerçek kahramanların kim olduğuna karar vermek hiç de zor değil.

Direnişçi ruhunu kaybetmeyen AST 6 Kasım’da perdelerini açacağını duyurdu.

Kumbaracı50’ye destek kampanyası henüz yeterli olmasa da büyümeye devam ediyor.

Tiyatro Karakutu Burgazada’nın sevimli mavi gözlü çocuğu, balıkçıların ve martıların dostu Sait Faik’in öyküsünü “Bir insanı sevmekle başlar her şey” diyerek, Burgaz’da sergilemeye devam ediyor. Bu hafta sonu oyunları var.

Reha Özcan ‘Bir Garip Orhan Veli‘ ile Moda Sahnesi’ne 21 Ekim’de destek olmaya hazırlanıyor.

Dot #ormanda açık alanda, sosyal mesafeli tiyatro yapmaya devam ediyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Sahnede Bir Hayat‘ organizasyonu ile bazı tiyatrolar ekim ayı boyunca Açıkhava sahnesinde olacaklar.

Belki aklınızdan geçer… “Bu zamanda da oynamasınlar canım, ne olacak?”

Sahneye çıkmadığında, sete gitmediğinde, atölyesini sergiye taşımadıkça sanatçılarımız hadi en kibar haliyle söyleyelim zor durumda.

Bugünler de aşılacak!

Kaygılı ve hırçın zamanlar yerini alkışlanacak dayanışmalara bıraktı.

Mesele bundan çıkartılacak dersler için bir araya gelmek ve kalıcı çözümler oluşturmak. Herkesin kapısının önünü temizlemesi yeterli değil. Bazı kapılar yıkılmadan, daha çok bir araya gelerek, bu tip fırtınalara dayanıklı olmak adına, ortak akıl ile çözümler üretmek gerek.

Bunun öncülüğünü kim yapar bilemiyoruz ama bu fırtınadan sonra yağmuru bile kaldırmak zor.

Seyirciye bir şey söylemeye gerek var mı bilemiyorum. Ancak çevremizden bazı tiyatro dostlarının, kalabalık etmemek için gitmedikleri halde bir bilet alarak destek olduklarını görüyorum.

Onlar da bu sıcak dayanışma günlerinin gizli kahramanları…

Varsın sonbahar gelsin. Ekimde tiyatrolar kazanacak. Çünkü 2 bin 500 yıllık bir hikaye bu
 

Benzer konular

Geri
Üst Alt