Issız adanın eşsiz kilisesi

Katılım
2 yıl 2 ay 18 gün
Mesajlar
17,923
Çözümler
1
Tepkime puanı
6,190
Cinsiyet
bPg20e

Van Gölü’nün dört adasından biri olan Akdamar Adası, son nefesinde “Ah Tamara” diye haykıran âşık efsanesi ve kilisesi ile meşhur. Surp Haç (Akdamar) Kilisesi, Hristiyanlığa geçmiş ilk feodal aile olan Ardzruni Hanedanı’nın kralı I. Gagik tarafından 10. yüzyılda yaptırıldı. Tevrat ve İncil’den hikâyelerin kabartmaları ve eşsiz mimarisiyle kilise, Van gezilerinin olmazsa olmazı..​

Issız adanın eşsiz kilisesi

Van, Doğu Anadolu’nun hiç şüphesiz en güzel ve özel şehirlerinden biridir. Hazirandan itibaren tüm yaz, hatta sonbaharın neredeyse sonlarına kadar Van’a gitmek için en iyi zamanlardır. Genelde Van gezileri için bu aylar tercih edilse de kış aylarında da gidilebilir aslında. Belki diğer aylarda yapabileceğiniz bazı şeyleri yapamasanız da kışı kış gibi yaşayan ender şehirlerden biridir Van. Bugün Van Gölü kıyısında yer alan Van şehri tarihte hep orada değildi. Su seviyesinin değişmesi ve savaşlar nedeniyle sürekli yer değiştirmek zorunda kalmıştı. Orta Çağ İslam coğrafyacılarının “buhayre” (küçük deniz), Osmanlı’nın “Van Deryası”, yerel halkın da “deniz” dediği Van Gölü, volkanik Nemrut Dağı’nın patlaması sonucu meydana gelen kraterde biriken suların oluşturduğu bir göldür, suyu sodalı ve çok güzeldir. Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nün üzerinde Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş isimleriyle anılan dört ada yer alır ve bunların en önemlisi olan Akdamar’a (Ahtamar) Gevaş İskelesi’nden keyifli bir tekne yolculuğuyla ulaşılır.


Issız adanın eşsiz kilisesi

Kilisenin duvarları farklı yükseklik ve boylardaki rölyef kuşaklarıyla çevrili.

Surp Haç Kilisesi
Akdamar Adası’nın üzerinde yer alan, dış yüzeyinde Tevrat ve İncil konulu kabartmaları ve eşsiz mimarisiyle Kral I. Gagik Dönemi’nde yapılan Surp Haç (Ahtamar) Kilisesi ise Van gezilerinin olmazsa olmazıdır. Hristiyanlığa geçmiş ilk feodal aile olan Ardzruni Hanedanı’nın kralı I. Gagik’in burada 10. yüzyılda inşa ettirdiği saray, hisar, liman ve dış cephesi rölyeflerle (kabartmalar) süslü kiliseden günümüze yalnızca Mimar Manuel’in tasarladığı kilise gelebilmiştir. Diğer yapılar zaman içinde Van Gölü’nün sularının yükselmesi sonucu yok olmuşlar. Yüzyıllar içinde yapılan şapeller, çan kulesi ve revak gibi pek çok ekleme ile kilise de epey değişikliğe uğramış. Ayrıca bu yeni yapılar dış cephenin kimi kısımlarındaki bazı rölyefleri görünmez hâle gelecek biçimde kapatmış. Dört ana yöne bakan kilisenin duvarları farklı yükseklik ve boylardaki rölyef kuşaklarıyla çevrilidir. Ana kuşak, en alttaki iki metre yüksekliğindeki kuşak ve alçak rölyeflerden (çok büyük ancak çok derin oyulmamış figürler) oluşur. Bu kuşağın üzerinde antik sembollerden ve hayvan figürlerinden oluşan bir başka kuşak daha vardır. Buradaki rölyefler daha derinden oyulmuştur ve diğerlerine göre daha belirgin bir yapıya sahiptir. Bu kuşağın üzerinde de birbirine dolanmış asma dalları yer alır. Dalların arasından halkın yaşamından sahneler (arazilerin ekilip biçilmesi, hasat, şarap hazırlanması, eğlenceler, av sahneleri vb) görülür. En üstteki alınlık kısmında ise birbirini kovalayan vahşi hayvanlar, masklar, armalar ve semboller vardır.
 
Geri
Üst Alt