İmam Şazili

Katılım
3 yıl 8 ay 1 gün
Mesajlar
5,534
Tepkime puanı
1,099
Yaş
27
Konum
İzmir/35
Memleket
İzmir
Meslek
Grafiker
Cinsiyet
bPg20e
Medeni Hal
İmam Şazili

İmam Şazili (Şazeli denmesi galat-ı meşhurdur) Hazretleri tasavvuf ve tarikatlar tarihinde ismi en çok zikredilenlerden birisidir; mürşid-i kamildir. Değişik dillerde hayatını anlatan, sözlerini ve menkıbelerini nakleden yüzlerce çalışma yapılmış ve eser meydana getirilmiştir.

Bu kaynaklardan edinilen bilgilere göre, İmam Şazili 593/1196 tarihinde dünyayı teşrif etmiş ve 63 yıl çok bereketli bir ömür sürmüştür. Atmış üç yıllık bu bereketli ömrünü Hac seferleri ve seyahatleri hariç, Mağrib, Tunus ve Mısır topraklarında geçirmiştir. Namı daha ziyade Tunus yakınlarındaki Şazile beldesinde iştihar ettiğinden dolayı da “Şazili” unvanıyla meşhur olmuştur. Nesli itibariyle bir Peygamber (asv) evladıdır. Yümün ve berekete vesile olacağı ümidiyle bu Allah dostunun şeceresini burada zikretmek isteriz:

Ebu'l-Hasan Ali eş-Şazili b. Abdullah b. Abdülcebbar b. Temim b. Hürmüz b. Hatim b. Kusay b. Yusuf b. Yuşa' b. Verd b. Ebi Battal Ali b. Ahmed b. Muhammed b. İsa b. İdris b. ömer b. İdris (el-mübaya' lehu bi- biladi'l-Mağrib) İbn Abdullah b. el-Hasan el-Müsenna b. el-Hasan b. Ali İbn Ebi Talib ve İbn Fatımete binti'r-Rasul (sallallahü aleyhi vesellem).

Ebu'l-Hasan Şazili'nin hilyesi hakkında bilgi veren kaynaklar, onun uzuz boylu, zayıf, ince yüzlü ve hafif esmer tenli bir fiziğe sahip olduğunu belirtmişlerdir. Yine aynı kaynaklar tarafından nakledildiğine göre İmam Şazili, tatlı dilli, çok güzel ve fasih bir konuşmaya sahip idi. Konuşurken kendisini dinleyenler ona hayran kalırlardı.

Erken yaşlardan itibaren tasavvufi bir arayış içine giren İmam Şazili Hazretleri çok kıymetli hocalardan dersler almış ve bu dersler neticesinde dini ilimlerde uzman hale gelmiştir. Aynı zamanda çok güçlü bir ediptir. Hem şer'i hem de fenni ilimlerde münazara yapabilecek bir derinlik ve enginliğe ulaştıktan sonra tarikat yoluna süluk etmiş ve işte tam bu dönemde daha çok dağ başlarındaki mağaralarda münzevi bir hayat yaşayan ve ona hayatının en büyük dersini veren kıymetli hocası Ebu Muhammed Abdüsselam b. Meşiş (İbn-i Beşiş diye meşhur olmuştur) karşısına çıkmıştır. Daha doğru bir ifade ile İmam Şazili Hazretleri arayışları neticesinde gidip o büyük zatı bulmuştur.

Hazreti İmam'ın kendisinin anlattığına göre, İbn Meşiş'e intisab etmek için onun yaşadığı yerdeki dağın eteğine gelerek önce oradan çıkan kaynak suyu ile gusül abdesti alır. Sonra tövbe ve istiğfarda bulunur. İnsanlar arasında değer ölçüsü kabul edilen ilim ve amel gibi maddi manevi rütbelerin hepsini kendisi için yük sayarak kalbinden atar. Böylece kendi engin mülahazalarına göre cismen ve ruhen temizlenmiş olur. Arkasından dağa tırmanmaya başlar. Tırmanırken Şeyh Absüsselam b. Meşiş tarafından karşılanır. Sonra ona intisap eder ve dağ başındaki mağarada şeyhinin yanında kalarak seyr u süluka başlar. Bu sırada yaklaşık olarak yirmi altı yaş civarında bulunmaktadır.

İbn Meşiş, sağlam Kitap ve Sünnet bilgisiyle onu doyurup, velayet ve keramet feyzinden sirayet ettirerek tasavvufi yönden yetişmesini sağlamıştır. Şeyhinin yanından ayrıldıktan sonra da irşada başlamıştır. İmam Şazili'nin irşad faaliyetlerinin ana unsurlarını umuma açık yaptığı vaazlar, müderrislik hizmetleri (talebe yetiştirmesi) ve hususi tasavvuf ve tarikat dersleri teşkil etmiştir.

Ebu'l-Hasan Şazili'nin tasavvufi şahsiyetini ortaya koyan unsurlardan birisi, onun dua ve zikir konusundaki hassasiyetidir. çünkü İmam Şazili çok dua eder, gecenin ilerleyen vakitlerine kadar evrad ve ezkar ile meşgul olurdu. Vefat ettiği gece bile bu adetini terk etmemişti. Evet O'nun tasavvufi hayatında dua ve zikrin önemi büyüktür. Günün değişik vakitleri için tahsis edilmiş duaları vardı. Evrad, ezkar ve dualarının büyük bir bölümünü kendisi tertib etmiştir. özel durumlar için tertip edilmiş müstakil dua ve zikirleri de mevcuttur. Kaynaklarda, Şazili'nin hizb adı altında veya başka unvan ile ismi belli otuz dokuz, ismi konmamış da elliden fazla duası vardır. Hepsinin toplamı yüz civarındadır. El-Kulubü'd-Daria'da bunların pek çoğu yer almıştır.

Ebu'l-Hasan Şazili, sadece kendi tertib ettiği hizipleri okumakla yetinmemiş, aynı zamanda kendisinden önce yaşamış sufilerden, ashabdan ve Peygamber Efendimiz (asv)'den nakledilen dualara da büyük önem vermiştir. İmam Şazili'nin bu şekilde okuduğu dualardan başlıcaları Cevşen-i Kebir, Hazreti Ali (radiyallahü anh)'ın duaları ve İmam Gazzali'nin hizibleridir.

İmam Şazili Hazretlerinin en önemli hizbi Hizbü'l-Kebir'dir. Hazreti Şazili'nin sağlığında sadece “hizb” diye bilinen bu duası onun en önemli hizbi olduğu için daha sonraları “el-Hizbü'l-Kebir” diye anılır olmuş ve öylece şöhret bulmuştur. El-Hizbü'l-kebir, Hazreti Şazili'nin, “Kim bizim hizbimizi okursa, bize olan lütuflar ona da olur.” dediği hizbidir. Ayrıca İmam Şazili Hazretleri bu hizbinin önemini anlatmak için, “Allah ve Rasulünün izni olmadan ondan bir harf bile yazılmadı. Bunda yazdıklarımın hepsini Allah ve Rasulüne arzederek yazdım.” buyurmuştur. El-Hizbü'l-Kebir, bazılarına göre sabah namazından sonra, bazılarına göre ise ikindi namazından sonra dünya kelam ve meşgalesinden hali olarak okunan/okunması gereken bir virddir.

İmam Şazili'nin tertib ettiği Hizbü'l-Kebir'in terkibinde daha çok Kur'an-ı Kerim'den seçilmiş ayetler kullanılmıştır. Ayetler arasındaki irtibat, sünnetten seçilmiş hadis ve duaların yanı sıra, Şazili'nin kendisine ait dua cümleleriyle sağlanmıştır. Bu tesbitler bize, Hizbü'l-kebir'in cami bir özelliğe sahip olduğunu göstermektedir. Bu sebeple Hizbü'l-Kebir'in bir çok şerhi yapılmıştır.

Ebu'l-Hasan Şazili'nin hizblerinden birisi de “Hizbü'l-Hamd”dır. Bu hizbe “Hizbü'n-Nur” da denilmiştir. Umumiyetle yatsı namazından sonra okunagelmiş bir virddir. Murad edilen her türlü maddi ve manevi iyiliklerden faydalanmak ve ma'rifeti celb etmek niyetiyle okunur.

özetle ifade edecek olursak, kamil bir mürşid olan Ebu'l-Hasan Şazili, bedenen insanların arasından ayrılmış olsa bile hizmetleri ve ma'neviyatıyla ölümsüzleşmiştir. Fani ömrünü bakileştirip dünyadaki hizmetlerini ahiret yurduna taşıyanlardan olmuştur. Daha sonraları bu büyük zatın etrafında halelenen insanların Allah'a ulaşma yol ve sistemleri diyebileceğimiz Şaziliyye Tarikatı da belli başlı büyük bir kaç tarikat içerisinde yer almıştır. Şaziliyye'nin usulü, tarihçesi ve kolları ile ilgili dünyanın değişik yerlerinde hazırlanan kaynaklara göre Afrika başta, Anadolu da dahil olmak üzere çok geniş bir alana yayılan tarikatın daha sonraki dönemlerde yüze yakın kolu oluşmuştur. Bu kollar vasıtasıyla ve tabii Allah'ın izni ve inayetiyle belki milyonlarca insanın hidayetine ve marifetinin ziyadeleşmesine vesile olunmuştur.

(Mustafa Yılmaz. Geniş bilgi için bk. Dr. Mustafa Salim Güven, Eul'l-Hasan Şazili ve Şaziliyye).

El-Kulubü'd-Daria (Yanık Kalbler)

Mecmuatü'l-Ahzab, son devrin Osmanlı alimlerinden A. Ziyaeddin Gümüşhanevi Hazretleri tarafından derlenmiş üç ciltlik bir dua mecmuasıdır. 1813 tarihinde Gümüşhane'nin Emirler köyünde doğmuş olan A. Ziyaeddin Hazretleri, devrin meşhur alimlerinden ders alarak dersiamlığa kadar yükselmiştir.

Zahiri ilimlerin yanında batıni ilimlerden de icazet almıştır. Kendisi bilhassa hadis ve tasavvuf ilimlerine vukufu ile temayüz etmiştir. 1393 Harbi'ne (Osmanlı-Rus Savaşı) de iştirak ederek erlerin ve subayların maneviyat ve cesaretlerini kuvvetlendirmiştir. Mısır'da üç seneyi aşkın ikamet ederek Nasıriyye ve Camiü'l-Ezher medreselerinde kendi hadis kitabını (Ramüzü'l-Ehadis) okutmuş ve pek çok kimseye icazet vermiştir.

Gümüşhanevi Hazretleri, kendi döneminde İstanbul'da Nakşiliğin Halidiyye kolunun yegane mercii ve piri idi. 1893 senesinde ömrünü tamamlayarak Allah'a yürümüştür. Türbesi Süleymaniye Camii haziresinde bulunmaktadır. Allah, onun feyzinden mahrum etmesin.

Gümüşhanevi Hazretleri, Mecmuatü'l-Ahzab'da, İslam büyüklerinden pek çoğunun dualarını, münacatlarını, evrad ve ezkarlarını toplamıştır. Bu mübarek mecmuada ve bilhassa el-Kulubü'd-Daria'da Hz. Ali'nin (ra) evradları, Gavs-ı Azam Abdülkadir Geylani'nin (ks) hizip ve münacatları, Muhyiddin-i İbn-i Arabi'nin (ks) evradları, İmam-ı Gazali'nin (ks) duaları, İmam-ı Şazeli'nin hizib ve duaları, Ahmed el-Bedevi'nin (ks) vird ve duaları, Şah-ı Nakşibendi'nin (ks) Evrad-ı Kudsiye'si, Şeyh Ahmed er-Rufai Hazretleri'nin (ks) vird ve Hizb-i İhlası, Abdulgani en-Nablusi'nin virdi ve salavat-ı şerifesi, Cafer-i Sadık Hazretleri'nin duaları, İmam-ı Nevevi'nin hizipleri, Maruf el-Kerhi'nin vird ve duaları, İbrahim İbn Edhem'in dua ve münacatı, Hasan el-Basri Hazretleri'nin Haftalık İstiğfar Hizbi, Hz. üsame'nin (ra) Haftalık Virdi, üveys el-Karani'nin virdi ve münacatı, Enes İbn Malik'in virdi, İmam Şafii'nin Virdü'l-İstiğase'si, Fahreddin Razi'nin Haftalık Virdi, Rabiatü'l-Adeviyye'nin Münacat-ı Seheriyye'si, Bayezid el-Bestami'nin es-Salatü'l-Vasfiye'si, Hacı Bayram Veli'nin duası, haftalık vird ve hizibleri, Efendimiz'e (sas) salat ve selamlar, Esma-i Hüsna ve İsm-i Azam duaları, peygamberlerin, sahabelerin ve bazı büyük zatların duaları ve daha başka dualar da mevcuttur.

Mecmuatü'l-Ahzab takriben iki bin sayfalık bir eserdir ve Gümüşhanevi Hazretleri, eserini talebeleriyle beraber dikkat ve itina ile hazırlamıştır. Bediüzzaman Hazretleri takriben üç Kur'an-ı Kerim büyüklüğündeki bu mübarek eseri her on beş günde bir hatmetmiştir.

İspanyolca, Fransızca, Almanca, İngilizce ve Arapça olarak beş dil bilen Fransa ve Fas'ta iki doktora yapmış Prof. Dr. Taha Abdurrahman hoca, Risale-i Nurları okuyup inceledikten sonra çok hayran kalıp İhsan Kasım Bey'e, “Bu fikirlerin arkasında mutlaka bir evrad olması lazım… Evrad, çok özet görünür… Ancak her bir kelimeye kodlanmış birçok mana vardır.” deyince de İhsan Kasım Bey ona, “üstad Hazretleri, on beş günde üç ciltlik Mecmuatü'l-Ahzab'ı okuyordu…” diye cevap vermiştir.


Kaynak : Sorularla İslamiyet
 

Benzer konular

Geri
Üst Alt