İlk Sanat Eserini İnsan Yapmamış

Katılım
1 yıl 4 ay 9 gün
Mesajlar
2,168
Tepkime puanı
572
Cinsiyet
bPg20e
Java’da Homo erectus’un bir tatlı su midyesi kabuğunu tuval olarak kullanıp oyduğu çizikler, insan davranışı hakkında önemli bir pencere açaçağa benziyor. Leiden Üniversitesi’nden Arkeolog Jose Joordens başkanlığında uluslararası bir ekiple yürütülen araştırmalar 3 Aralık’ta Nature dergisinde yayınlandı.



Homo erectus sanatı


Jose Joordens bu keşiften önce, sanat olarak görülen benzer kasıtlı çizimlerin en erken 100.000 yıl önce Homo sapiens tarafından Afrika’da yapıldığının düşünüldüğünü belirtti.


21 araştırmacıdan oluşan ekip Endonezya’nın Java adasındaki Homo erectus kalıntıları bulunan Trinil sitesine ait yüzlerce fosil kabuğu inceledi. Bu kabuklar 19. yüzyılın sonundan beri Naturalis Biyoçeştlilik Merkezi’nde bulunmaktaydı. İncelenen kabuklar Hollandalı araştırmacı ve -bugün Homo erectus olarak bildiğimiz- Pithecanthropus erectus cinsinin kaşifi olan Eugene Dubois tarafından bulunmuştu.


Doğal seleksiyon süresinden daha eski çizimler


Kabukların tekinde bulunan ve zig zaglardan oluşan çizik araştırmacılar için de tamamen sürpriz bir keşif oldu. Sadece eğik aydınlatma ile gözüken kasıtlı çizikler kabuğun fosilleşmesiyle ortaya çıkan aşınma izlerinden bile daha eskiye tarihlenmekte. Desenin fosilleşme veya hayvanlar tarafından yapılmış olma olasığını da göz önünde bulunduran uzmanlar, zig zag deseninin bilinçli bir şekilde Homo erectus elinden çıktığını kanıtlayan çalışmalar yaptı.



500 bin yaşında


İki farklı tarihlendirme metodu ile Amsterdam VU ve Wageningen üniversiteleri tarafından yapılan incelemelerde, çiziklerin 430.000 ila 540.000 yaşında olduğu anlaşıldı. Bu sonuçlar, Java’daki çizimlerin, Afrika’daki bilinen en eski çizimlerden en az dört kat daha eski olduğunu ortaya çıkardı. Üstünde desenler olan bu kabuk büyük ihtimalle bir bıçak olarak kullanılıyordu. Bu sonuçlar Homo erectus’un da sanılandan çok daha gelişmiş olduğunu gösteriyor.


Çizim ne anlatmakta?


Leiden üniversitesinden Wil Roebroeks “Bu buluntunun 100 yıldır durduğu bir müzede keşfedilmiş olması ilginç bir durum. İnsanların bu buluntunun en erken sanat formu olarak görülüp görülemeyeceğini merak ettiklerine eminim, ancak şu anda bu çiziklerin anlamı ve amacı hakkında bir ipucuna ulaşabilmiş değiliz” dedi. Roebroeks’in Spinoza Ödülü de bu uzun vadeli araştırmanın finansı konusunda araştırmacılara çok yardımcı olacağa benziyor.



Erken insansılar kabuklular konusunda uzmandı

Araştımalar ayrıca bu eski insansıların büyük tatlı su midyesi kabuklarını açma konusunda oldukça zeki hareket ettiklerini gösterdi. Bir tatlı su kabuğunu açmak için öncelikle onu kapalı tutan kas sitemini devre dışı bırakmak gerekir. Bu insansılar sivri nesnelerle kabuğu delip (olasıkla köpekbalığı dişi gibi nesnelerle) kabukları açmaktaydılar. Midyeleri açarken çıkardıkları kesin ve ince iş, kabuklu hayvanların anatomisi hakkında detaylı bilgilere sahip olduklarını gösteriyor. Midyelerin içini yedikten sonra boş kabukları da bıçak gibi aletler yapmak için kullanıyorlardı.

Joordens “Bir elinizde midye kabuğu ve diğerinde keskin bir alet tutarken, midyenin üzerine çizikler yapmak çok büyük bir adım gibi gözükmeyebilir, ama bizim gözümüzde bu, insanlar için çok büyük bir adım oluyor!” dedi. Araştırmacılar da benzer desenler yapmayı denediklerinde bunun oldukça zor olduğunu gördüler. “Yeni bir midye kabuğu ve köpekbalığı dişiyle aynı deseni yapmayı denediğimizde, özellikle çizgilerin birleştiği yerlerde düzgün açılar çizmenin çok fazla güç ve beceri gerektirdiğini gördük. Ayrıca bu çizgiler yapıldığı zaman görsel olarak da çok çarpıcı görünüyor olmalıydı: koyu kahverengi bir arkaplan üzerinde beyaz renkli çizgilerdi.” sözleriyle Joordens araştırmayı açıkladı.

Homo erectus’un yaşamı

Endonezya’da yapılan bu keşif, Asya kıtasının Homo erectus araştırmaları için umut verici bir bölge olduğunu gösteriyor. Bu kabukları kullanan Homo erectus’lar için hayat çok da zor gibi görünmüyor. Homo erectus’lar su kaynaklarından fazlaca yararlanıyordu. Bu tatlı su kabuğu midyeleri hem bölgede bolca bulunuyordu hem de toplaması kolaydı. Homo erectus’un yapısı da sığ sularda yavaş hareket eden hayvanları yakalamakta uzmanlaştığını gösteriyor.
 
Geri
Üst Alt