Holozoik Beslenme Nedir? Örnekleri ve Aşamaları

Katılım
2 yıl 3 ay 9 gün
Mesajlar
18,002
Çözümler
1
Tepkime puanı
6,200
Cinsiyet
bPg20e
Holozoik Beslenme Nedir? Örnekleri ve Aşamaları

Bir organizmanın hayatta kalabilmesi için diğer organizmalara bağımlı olduğu beslenme türüne heterotrofik beslenme denir. Organizmalar, yiyecekleri almak ve enerjiye dönüştürmek için farklı yollar izlerler. Heterotrofik beslenme, bu bilgilere dayanarak holozoik beslenme, saprofitik beslenme ve paraziter beslenme olarak üç gruba ayrılmaktadır…

İnsanlar ve diğer omurgalıların beslenme tarzı, doğadaki katı veya sıvı yiyecekleri enerjiye dönüştürmeye dayanmaktadır. Heterotrofların sindirim sistemleri, doğadaki yiyecekleri kolayca bileşenlerine ayırabilir ve bunlardan enerji kazanabilir. Bu durum, mantarlar gibi diğer organizma türlerinde ise ölü organiklerin besin maddelerine dönüştürülmesi şeklinde gerçekleşir.


Holozoik Beslenme Nedir?​

Holozoik beslenme, bir organizmada katı ve sıvı gıdaların yutulmasından başlayarak işlenmesine kadar devam eden süreçtir. Bu işlem yutma, sindirim, emilim, asimilasyon ve atılım gibi farklı adımlardan meydana gelir.


Gıdalar, yutma işlemiyle birlikte küçük parçalara ayrılarak sindirim sistemine alınır. Burada, gıdalardaki yararlı bileşenler alınır. Hazmı zor olan ve istenmeyen parçalar, sistem tarafından atılmak üzere ayrı bir bölüme depolanır.

holozoik-beslenme-1.jpg


Holozoik Beslenen Organizma Türleri ve Örnekler​

Sindirim, holozoik beslenmede yutma işleminden sonra başlayan bir süreçtir. Yiyeceklerin sindirilmesi, diğer beslenme türlerinden farklı olarak organizmanın vücudunun içinde gerçekleşmektedir. Holozoik organizmalar üç farklı tipe ayrılmaktadır.

Otçullar: Bu organizmalar beslenebilmek için doğadaki bitkilere ihtiyaç duyarlar. İnekler, geyikler, filler ve mandalar otoburdur.


Etoburlar: Bu organizma grubunda yer alan hayvanlar, hayatta kalabilmek için diğer hayvanların etleriyle beslenirler. Aslanlar, kaplanlar ve leoparlar etoburdur.

Omnivorlar: Bu tür hayvanlar, doğadaki bitkiler veya hayvanları yiyerek hayatta kalabilirler. Şempanzeler, rakunlar, karıncalar, domuzlar ve hamam böcekleri bunlara birkaç örnektir.

Holozoik Beslenme Aşamaları​

Holozoik beslenme, katı ve sıvı yiyecekleri vücutlarına ağızlarından alan canlılarda gerçekleşir. Bu beslenme tarzına sahip organizmalara; insan, köpek, kedi, aslan, geyik, karga ve kurbağa gibi birçok örnek verilebilir. Sırasıyla tüm aşamaları ise şunlardır:

  • Yutma: Yiyeceklerin ağız yoluyla vücuda alınma işlemidir.
  • Sindirim: Yutulan yiyeceklerin sindirim enzimleri yardımıyla basit forma dönüştürülmesidir.
  • Emilim: İkinci aşamada sindirilen yiyeceklerin, vücut hücreleri tarafından emilmesidir.
  • Asimilasyon: Çeşitli hücreler tarafından emilen besinlerin, vücut tarafından kullanılma işlemidir.
  • Atılım: Sindirilmemiş gıdaların vücuttan çıkarılması ve holozoik beslenmenin son aşamasıdır.
Bütün omurgalı canlılar, holozoik beslenme grubunda yer alır. Ancak amip gibi bazı tek hücreliler de holozoik beslenme sergilemektedir.

Amiplerde Holozoik Beslenme​

Tek hücreli bir canlı olan amipler, holozoik beslenme ile varlıklarını sürdürmektedir. Amip gibi tek hücreli canlılarda beslenme ve hareketi sağlayan psödopod isimli çıkıntılar bulunur. Gıdaları psödopod ile çevreler ve yutmak için fagositoz sürecini kullanır.


Amipler, daha sonra gıda vokuolleri ile besinleri sindirilebilecek parçalara ayırır. Ardından sitoplazma, ihtiyaç duyulan kadar yiyeceği emerek sindirir. Emilen bu yiyecekler, hücrelerin gelişmesi ve büyümesi için enerji olarak kullanılır. Beslenme süreci, istenmeyen ve sindirilmemiş gıdaların atılması için hücre zarının yırtılmasıyla sona erer.

holozoik-beslenme-2.jpg


İnsanlarda Beslenme ve Sindirim Sistemin Yapısı​

İnsanlar, karmaşık bir sindirim sistemine sahip canlılardır. Bu yapı; sindirim sistemi, sindirim kanalı ve bazı bezlerden oluşmaktadır. Sindirim kanalında yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak, rektum ve anüs bulunur. Tükürük bezi, karaciğer ve pankreas, beslenme kanalının dışında bulunan bezlerdendir.

Ağız​

Ağızda dişler, dil ve tükürük bezleri bulunmaktadır. Dil, yediğimiz yemeklerin tadını algılayan reseptörlere sahiptir. Aynı zamanda yiyeceklerin ters çevrilerek tükürüğün uygun bir şekilde karışmasına yardımcı olur.

Yiyecekleri küçük parçalara ayırmaya yardımcı olan dişler, yutma işlemini kolaylaştırmaktadır. Ağzımızda dört farklı diş tipi bulunur. Kesici dişler yiyeceklerin kesilmesinde, köpek dişleri sert maddeleri parçalamakta, küçük azı dişleri yiyeceklerin öğütülmesinde ve azı dişleri ise bu yiyeceklerin daha ince öğütülmesinde kullanılır.


Tükürüğün içinde bazı enzimler bulunmaktadır. Amilaz isimli enzim, yiyeceklerin içindeki nişastayı sindirerek sükroza dönüştürmektedir. Tükürük, aynı zamanda yiyeceklerin kaygan hale gelmesini sağlayarak yutmayı kolaylaştırmaktadır.

Mide​

Torbayı andıran bir organ olan mide, kaslı duvarları sayesinde yiyeceklerin çalkalanarak karışmasına yardımcı olur. Bu duvarlar hidroklorik asit salgılamaktadır. Bu asit, tükettiğimiz gıdalarda bulunabilecek mikropları öldürmekte ve midenin içini asidik hale getirmektedir. Asidik ortam, mide enzimlerinin çalışması için son derece önemlidir. Mukus isimli bölge ise mide iç astarının asit nedeniyle hasar görmesini engellemektedir.

İnce Bağırsak​

Çoklu sarmal tüp benzeri bir yapıya sahiptir. Mide ve kalın bağırsak arasında bulunur. Boyu 5 ila 6 metre arasında olan ince bağırsak duodenum, jejunum ve ileum şeklinde üç bölüme ayrılır. Tüketilen besinlerin sindirimi ve yağların ilk emilimi, ince bağırsakta gerçekleşmektedir.

Pankreas​

Midenin hemen altında bulunur ve birçok sindirim enzimi için gerekli olan pankreas suyunu salgılamakla görevlidir. Bu su, safra sıvısıyla birlikte pankreas kanalından ince bağırsağa gider. Sonrasında yağ emülsifikasyonu denilen işlem başlar. Yağ asitleri, amino asitler ve karbonhidratların sindirimi, bu sıvılarla birlikte ince bağırsağın duodenum adlı bölgesinde gerçekleşir.

Kalın Bağırsak​

İnce bağırsaktan daha kısadır. Vücuttaki sindirilmemiş yiyecekler kalın bağırsağa ulaşır. Bu yiyeceklerde kalan su ve tuz, atılımdan hemen önce kalın bağırsağın duvarları tarafından emilir. Sindirilmemiş yiyecekler son olarak rektuma gider ve daha sonra anüs kanalından vücuttan atılırlar.
 
Geri
Üst Alt