Gözlerinden öperim canım, en çok da burnundan…

Katılım
3 yıl 7 ay 26 gün
Mesajlar
5,534
Tepkime puanı
1,099
Yaş
27
Konum
İzmir/35
Memleket
İzmir
Meslek
Grafiker
Cinsiyet
bPg20e
Medeni Hal
Bu sözleri söyleyen okkalı bir şair abimiz, Ahmet Arif. Hasrettinden Prangalar Eskittim şairinin Leyla Erbil‘e yazdığı aşk mektupları yayınlandı.

Türk edebiyatında en çok baskısı yapılan ve bir kült halinde dizeleri dilden dile dolaşan Ahmed Arif’in ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’ kitabındaki şiirlerin önemli bir bölümünün geçtiğimiz ay kaybettiğimiz ünlü yazar Leyla Erbil’e yazıldığı ortaya çıktı.

AHMED ARİF’İN BÜYÜK SIRRI
“Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır/ Üşüyorum, kapama gözlerini…” diye yazmıştı Ahmed Arif tek kitabına da adını veren ünlü şiiri ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’in son dizelerinde. O gözler geçtiğimiz temmuz ayının 19’unda kapandı. Yalnızca bu şiire değil kitapta yer alan pek çok dizeye ilham veren o gözlerin sahibi ise ünlü yazar Leyla Erbil’di. Edebiyat tarihimizin bu büyük sırrı Ahmed Arif’in Erbil’e yazdığı mektuplarla ortaya çıktı. 1954-1957 ve en son 1977’de olmaküzere 60’ın üzerinde mektup göndermiş Ahmed Arif. Pek çok şiirin ilk dizelerinin ve büyük bir aşkın kaleme alındığı o mektuplar bu ayın sonunda Ruken Kızıler editörlüğünde Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından kitap olarak yayımlanacak.

LEYLİM DEDİĞİ LEYLA ERBİL’MİŞ
Ahmed Arif’in ‘Leylim’ diye hitap ettiği ve bir şiirine de adını verdiği Leyla Erbil son romanı ‘Tuhaf Bir Erkek’i bitirdikten sonra mektupları yayımlamaya karar vermiş. Ahmed Arif’in oğlu Filinta Önal’ın da onayı alındıktan sonra çalışmalara başlanmış. Ancak ne yazık ki Erbil kitabını göremedi…

KİTAPTAN

15 Mayıs 1954

Ankara

Leylâ, Canım,

Kayb, berbat ve sessizim… Sessiz ve dolu: Allahtan ki sen varsın. Yoksa halim korkunçtu.

Burası bir köy! Yakınlarımın bütün ısrar ve gayretine rağmen, hemen anneme gideceğim. Pazartesiye trendeyim. Eve gidince senin mektubunu bulmalıyım. Anneme ilk sorum o olacak zaten.

Sen nasılsın ömrüm? Son telefonda canını sıktım mı? Ben artık annenden korkmuyorum. Aksine onu, kendi annemmiş gibi seviyorum. Buna ne dersin?
Hınca hınç mısra doluyum. Kara ve yeşil fon, hepsinde hâkim. Biraz kendime geleyim, mendillerine, bluzlarına, yastığına mısralar serpeyim. Ha?
Fotoğrafındaki “halbuki…”yi hâlâ anlayabilmiş değilim. Anlatır mısın?
Bütün bunlar, beyhude biliyorum. Şaheser olan, benim uçakla oraya gelebilmemdir. Allah kahretsin, bu hastalık, bu rezaletler ve bu ail emecburiyetleri… Ne yapsam?

Gözlerinden öperim canım. En çok da burnundan. Gülme, ciddi söylüyorum.
Yarı parçan

*
 

Benzer konular

Geri
Üst Alt