Ecel Birse Öldüren Niye Sorumlu ?

Katılım
3 yıl 7 ay 17 gün
Mesajlar
5,534
Tepkime puanı
1,099
Yaş
27
Konum
İzmir/35
Memleket
İzmir
Meslek
Grafiker
Cinsiyet
bPg20e
Medeni Hal
Ecel Birse Öldüren Niye Sorumlu ?

öldürülen veya intihar eden kişiler ecelleriyle mi ölmüş oluyorlar? Yani öldürülen veya intihar eden kişilerin kaderinde yine o vakitte başka bir nedenden dolayı ölmek yazılı mıdır?

Sizin bu sorunuzu evet veya hayır şeklinde cevaplamak yanlış olur. çünkü evet dersek Cebriyeci olur insanın iradesini reddetmiş; hayır dersek Mutezileci olur kaderi inkar etmiş oluruz. Zaten ortada bir cenaze var. Bu nedenle kısaca açıklamayı uygun görüyoruz:

"Soru: "Madem filan adamın ölmesi, filan vakitte mukadderdir. Cüz'-i ihtiyarıyla tüfek atan adamın ne kabahati var, atmasaydı yine ölecekti?" sözüne karşı ne dersiniz?"

"Kader, sebeble müsebbebe bir taalluku var. Yani, şu müsebbeb, şu sebeble vukua gelecek. öyle ise denilmesin ki: "Madem filan adamın ölmesi, filan vakitte mukadderdir. Cüz'-i ihtiyarıyla tüfek atan adamın ne kabahati var, atmasaydı yine ölecekti?"

"Sual: Niçin denilmesin?

"Elcevab: çünki kader, onun ölmesini onun tüfeğiyle tayin etmiştir. Eğer onun tüfek atmamasını farzetsen, o vakit kaderin adem-i taallukunu farzediyorsun. O vakit ölmesini ne ile hükmedeceksin? Ya Cebri gibi sebebe ayrı, müsebbebe ayrı birer kader tasavvur etsen veyahut Mu'tezile gibi kaderi inkar etsen, Ehl-i Sünnet ve Cemaati bırakıp fırka-i dalleye girersin. öyle ise, biz ehl-i hak deriz ki: "Tüfek atmasaydı, ölmesi bizce meçhul." Cebri der: "Atmasaydı yine ölecekti." Mu'tezile der: "Atmasaydı ölmeyecekti." (Sözler, 467)

Yani, Cenab-ı Hak bu alemde hikmetiyle, her müsebbebi bir sebebe bağlamıştır. Bu hakikat, kaderin sebeble müsebbebe bir taaluk ettiği, şeklinde ifade edilmiştir. Mesela, bir çocuk müsebbeb, anne ve babası ise sebebdir. Cenab-ı Hak o çocuğun yaratılmasını o anne ve babadan takdir etmiştir. İşte Cebriye, sebeble müsebbebe ayrı birer kader tevehhüm etmekte, yani ebeveyn ile çocuğu ayrı ayrı nazara almaktadır. Bunun neticesi olarak, dünyaya gelmiş bulunan bir çocuk için, madem ki onun kaderi dünyaya gelmektir. Ebeveyni olmasa da o çocuk dünyaya gelirdi, gibi hatalı bir fikre sapmaktadır.
Mu'tezile ise sebeblere te'sir vererek, ebeveyni olmasaydı o çocuk dünyaya gelmezdi, gibi yine batıl bir fikir ileri sürmektedir.

Ehl-i Sünnet alimleri, kaderin sebeble müsebbebe bir baktığını ve sebeblerin yokluğu farzedildiğinde müsebbeb için bir şey söylenemeyeceğini ifade etmişlerdir. Yani, yukarıdaki misal için, "Eğer söz konusu ebeveyn olmasaydı çocuk dünyaya gelir miydi?" sorusuna Ehl-i Sünnet alimlerinin cevabı, "Ne olacağı bizce meçhuldür?" şeklindedir. Zira, ortada bir vak'a vardır. Söz konusu çocuk, o ebeveynden dünyaya gelmiştir. Ebeveynin yokluğu farzedilince, çocuğun dünyaya gelip gelmeyeceğine nasıl hükmedilecektir? Cenab-ı Hakk'ın o çocuğu bir başka ebeveynden dünyaya gönderip göndermeyeceği hakkında bir tahmin yürütülemez.

İşte, bu misal gibi, bir adamın ateş etmesiyle diğerinin ölmesi hadisesinde de kader sebeple müsebbebe bir bakmaktadır. Ortada bir öldürme hadisesi vardır ve bu hadise daha meydana gelmeden Cenab-ı Hak tarafından bilinmektedir. Dolayısıyla, kader, birinin ateş etmesiyle diğerinin ölmesi, şeklindedir. Adamın ateş etmediği farzedilince, mevcut hadisenin bir tarafı, yani sebeb yönü, yok kabul edilmektedir. Bu durumda karşı taraf hakkında hiçbir şey söylenemez.

öldürme olayında katilin kabahati Cenab-ı Hakk'ın yasakladığı öldürme fiiline teşebbüs etmesi ve ölüme sebeb olmasıdır.
Kaynak : Sorularla İslamiyet
 

Benzer konular

Geri
Üst Alt