- Katılım
- 2 yıl 9 ay 4 gün
- Mesajlar
- 18,707
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 6,357
- Cinsiyet
Mustafa Kemal Atatürk, toplumu ve devleti çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmak adına bir dizi inkılaplar gerçekleştirmiş ve bu inkılapların her biri de Atatürk’ün yürürlüğe koyduğu altı ilkenin bir ya da birden fazlasıyla kesişmiştir.
Cumhuriyetçilik Nedir?
Atatürk’ün ilkeleri arasında ana ilke olarak öne çıkan cumhuriyetçilik ilkesi; egemenliğin bir zümre ya da bir grubun değil, halkın elinde olması manasına gelmektedir. Demokrasinin uygulanması için halkın yönetimde söz sahibi olmasını savunan cumhuriyet rejimine dayanan bu ilke ile, yöneticililerin halk oyu ile seçilmesi ve egemenliğin ulusa dayandırılması gibi esaslar kabul edilmiştir.
Atatürk’ün gerçekleştirmiş olduğu tüm devrimlerin temelini teşkil eden cumhuriyetçilik ilkesi, kişiye ait olan hak ve özgürlüklerin en üst düzeyde gerçekleşmesini savunmaktadır. Bu ilke ile birlikte, kişinin tüm kişisel hak ve özgürlükleri devlet tarafından güvence altına alınmış ve Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında yaşayan tüm yurttaşların özgür, eşit ve bağımsız bir şekilde yaşayabilmeleri mümkün kılınmıştır.
Cumhuriyetçilik İlkesi Özellikleri
Yukarıda detaylı bir şekilde tanımını yaptığımız cumhuriyetçilik ilkesinin öne çıkan özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Atatürk’ün altı ilkesi arasında ana ilke olarak yer alan cumhuriyetçilik; egemenliğin herhangi bir kişi ya da zümreye değil; halkta olmasını öngörmektedir.
- Cumhuriyet rejiminde seçme ve seçilme hakkı tüm yurttaşlara tanınır ve halk, kendi egemenliğini bu seçimler üzerinden kullanır.
- Demokratik yönetim anlayışını benimseyen cumhuriyetçilik ilkesi, monarşi ya da saltanat gibi yönetim biçimlerine karşıdır.
- Halkın siyasi ve kültürel anlamda belirli bir olgunluk seviyesine ulaşmasını sağlar.
- Yönetici ile yöneten arasındaki ilişkinin kopuk olmamasını sağlayan cumhuriyetçilik ilkesi ile millet ile devlet arasında bir bütünleşme sağlanır.
TBMM’nin Açılması (23 Nisan 1920)
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temelinde yatan “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesinin, egemenliği belirli bir zümrenin elinden alıp halka vermesi sebebiyle, bu devrim doğrudan cumhuriyetçilik ilkesi ile ilgilidir.
Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
1922 yılında saltanatın kaldırılması ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üzerine herhangi bir güç olamayacağı açıkça belirtilmiş ve egemenliğin bir kişide değil, halkın kendisinde olduğu vurgulanmıştır.
Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
Cumhuriyetin ilan edilmesi ile birlikte yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim şekli belirlenmiş ve egemenlik yetkisi tamamen millete geçmiştir. Halkı oluşturan her bir yurttaşın, eşit olarak yönetimde söz sahibi olduğu bu rejimde, her birey devletin sağladığı imkanlardan eşit oranlarda faydalanma hakkını kazanmıştır.
Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkının Verilmesi (1930, 1933 ve 1934)
Türk toplumu içinde yer alan kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması, millet egemenliği ile doğrudan bağlantılı olması sebebiyle cumhuriyetçilik ilkesi ile ilintilidir.
Cumhuriyetçilik İlkesi İle İlgili Atatürk’ün Söylediği Sözler
- “Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir.”
- “Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet idaresi, faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir.”
- “Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibarıyla, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur.”