- Katılım
- 4 yıl 1 ay 26 gün
- Mesajlar
- 25,596
- Tepkime puanı
- 8,841
- Yaş
- 35
- Konum
- Memed' Home
- Web sitesi
- forummeskeni.com
- İsim
- CHRS
- Memleket
- Neresi?
- Meslek
- IzdırapÇI
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Bu ülkenin toprağına da insanına da ayrı hastayız! :kllp:
1. Her yeşilliği potansiyel mangal alanı olarak görürler...
Yeşillik olsun olmasın, Türklerin her yerde mangal yapma potansiyeli vardır. Ancak yeşillik görünce daha bir şevke gelirler, mangal ateşini tutuşturmaya başlarlar. Bahsederken bile insanın canı çekiyor...
2. Misafirperverlik konusunda rakip tanımazlar...
Korona sebebiyle Artvin'de bir köyde günlerini geçirmek zorunda kalan 4 gezginin hikayesi, Türklerin ne kadar misafirperver olduğunu gösteren en yakın örneklerden biri! Bu örnekler gözden kalpler fışkırtıyor.
3. Küfrü iltifat için de kullanırlar...
Bir şey çok beğenildiğinde de sinirlenildiğinde de küfür kullanılır... Ama yine de küfrü söylerken kullanılan ses tonu, küfrün hangi amaçla kullanıldığını göstermeye yardımcı olur. Yoksa herkes birbirine girerdi herhalde.
4. İş makinelerini izlemeye bayılırlar...
İş makinelerini izlemek bambaşka bir tutkudur ve inşaat paravanlarla kapatılmış olsa bile bir delik bulup mutlaka izlenir. Çünkü neden izlenmesin?
5. Tanıştığı kişinin ilk olarak memleketini sorarlar...
Memleket faktörü konuşmanın seyri için oldukça önemli görülür. Yeni tanışılan kişiye adını sorduktan sonra direkt olarak memleketi öğrenilir ve muhabbet memleket üzerine kurularak devam eder. Kural böyle...
6. İsimler ekranda yazarak çağrılsa da doktorun kapısında beklerler...
Doktora sıklıkla gidenler iyi bilir, doktor kapısının önü hiçbir zaman boş kalmaz. Doktor sürekli olarak 'Ekranda ismi yazan gelsin' hatırlatması yapsa da bir umut diyerek kapıda beklerler. Birtakım devlet hastanesi sorunları...
7. Boş duvar gördüklerinde dayanamaz yazı yazarlar...
Türkiye'de düz duvar görmek imkansıza yakındır. Mutlaka duvarların kenarına köşesine fiyakalı, isyan dolu özlü sözlerden yazılır. Hem ne demişler? Söz uçar, yazı kalır.
8. Denizde yürüdükleri halde yüzüyormuş gibi yaparlar...
Denizde yüründüğünde kollar hareket ettirilerek yüzme efekti verilir. Bu sebeple çevredeki insanlar o alandaki deniz seviyesinin yüksek olduğunu sanarlar. Kandırmayalım insanları arkadaşlar!
9. Sarı ışıkta korna basmaya başlarlar...
Sarı ışığın trafikte ne işe yaradığıyla alakalı büyük bir soru işareti olsa gerek, yoksa sarı ışık yanarken korna çalınmasının açıklaması olamaz...
10. Yolunu kaybettiklerini düşündükleri kişilere tüm güçleriyle yardım etmeye çalışırlar...
Etrafınıza anlamsızca bakındığınızda mutlaka yanınıza birileri gelir ve size nereye gideceğinizi sorarlar. O adresi bilmiyorlarsa da ona benzer yerleri tarif ederler. Oluruna bırakmıyor, çok zorluyoruz
11. Bir şeyin bitmiş olduğunu kabul etmez, 'Hiç mi yok?' diye sorarlar...
İstenilen bir şeyin tükenmiş olduğunu kabul etmek çoğu zaman zor gelir. Bitti deniliyorsa diyalog orada bitmez, 'Hiç mi yok?' denilerek devam ettirilir.
12. Yabancılara öğrettikleri ilk kelimelerden biri mutlaka küfür olur...
Nedendir bilinmez ama yabancılara öğretilen ilk kelimelerden biri mutlaka günlük hayatta Türklerin sıklıkla kullandığı küfürlerden olur. Küfrü her söylediklerinde de katıla katıla güleriz. Bu da bizim olayımız. ??
13. Yemekle içeceği aynı anda bitirmeye çalışırlar...
Dünyadaki en zor işlerden biri de yemekle içeceği aynı anda bitirebilmektir. Bu konu için çabaladığımız kadar başka şeyler için çabalasaydık dünya gerçekten beşten büyük olabilirdi...
14. Kapıdan giren kişiye 'Geldin mi?' diye sorarlar...
O sırada içeri girmekte olan kişi bu soruyla karşılaştığında şakamatik bir anındaysa 'Yok, gelmedim' diyerek yanıt verir. Yapacak bir şey yok, seviyoruz bu hayatı!
1. Her yeşilliği potansiyel mangal alanı olarak görürler...
Yeşillik olsun olmasın, Türklerin her yerde mangal yapma potansiyeli vardır. Ancak yeşillik görünce daha bir şevke gelirler, mangal ateşini tutuşturmaya başlarlar. Bahsederken bile insanın canı çekiyor...
2. Misafirperverlik konusunda rakip tanımazlar...
Korona sebebiyle Artvin'de bir köyde günlerini geçirmek zorunda kalan 4 gezginin hikayesi, Türklerin ne kadar misafirperver olduğunu gösteren en yakın örneklerden biri! Bu örnekler gözden kalpler fışkırtıyor.
3. Küfrü iltifat için de kullanırlar...
Bir şey çok beğenildiğinde de sinirlenildiğinde de küfür kullanılır... Ama yine de küfrü söylerken kullanılan ses tonu, küfrün hangi amaçla kullanıldığını göstermeye yardımcı olur. Yoksa herkes birbirine girerdi herhalde.
4. İş makinelerini izlemeye bayılırlar...
İş makinelerini izlemek bambaşka bir tutkudur ve inşaat paravanlarla kapatılmış olsa bile bir delik bulup mutlaka izlenir. Çünkü neden izlenmesin?
5. Tanıştığı kişinin ilk olarak memleketini sorarlar...
Memleket faktörü konuşmanın seyri için oldukça önemli görülür. Yeni tanışılan kişiye adını sorduktan sonra direkt olarak memleketi öğrenilir ve muhabbet memleket üzerine kurularak devam eder. Kural böyle...
6. İsimler ekranda yazarak çağrılsa da doktorun kapısında beklerler...
Doktora sıklıkla gidenler iyi bilir, doktor kapısının önü hiçbir zaman boş kalmaz. Doktor sürekli olarak 'Ekranda ismi yazan gelsin' hatırlatması yapsa da bir umut diyerek kapıda beklerler. Birtakım devlet hastanesi sorunları...
7. Boş duvar gördüklerinde dayanamaz yazı yazarlar...
Türkiye'de düz duvar görmek imkansıza yakındır. Mutlaka duvarların kenarına köşesine fiyakalı, isyan dolu özlü sözlerden yazılır. Hem ne demişler? Söz uçar, yazı kalır.
8. Denizde yürüdükleri halde yüzüyormuş gibi yaparlar...
Denizde yüründüğünde kollar hareket ettirilerek yüzme efekti verilir. Bu sebeple çevredeki insanlar o alandaki deniz seviyesinin yüksek olduğunu sanarlar. Kandırmayalım insanları arkadaşlar!
9. Sarı ışıkta korna basmaya başlarlar...
Sarı ışığın trafikte ne işe yaradığıyla alakalı büyük bir soru işareti olsa gerek, yoksa sarı ışık yanarken korna çalınmasının açıklaması olamaz...
10. Yolunu kaybettiklerini düşündükleri kişilere tüm güçleriyle yardım etmeye çalışırlar...
Etrafınıza anlamsızca bakındığınızda mutlaka yanınıza birileri gelir ve size nereye gideceğinizi sorarlar. O adresi bilmiyorlarsa da ona benzer yerleri tarif ederler. Oluruna bırakmıyor, çok zorluyoruz
11. Bir şeyin bitmiş olduğunu kabul etmez, 'Hiç mi yok?' diye sorarlar...
İstenilen bir şeyin tükenmiş olduğunu kabul etmek çoğu zaman zor gelir. Bitti deniliyorsa diyalog orada bitmez, 'Hiç mi yok?' denilerek devam ettirilir.
12. Yabancılara öğrettikleri ilk kelimelerden biri mutlaka küfür olur...
Nedendir bilinmez ama yabancılara öğretilen ilk kelimelerden biri mutlaka günlük hayatta Türklerin sıklıkla kullandığı küfürlerden olur. Küfrü her söylediklerinde de katıla katıla güleriz. Bu da bizim olayımız. ??
13. Yemekle içeceği aynı anda bitirmeye çalışırlar...
Dünyadaki en zor işlerden biri de yemekle içeceği aynı anda bitirebilmektir. Bu konu için çabaladığımız kadar başka şeyler için çabalasaydık dünya gerçekten beşten büyük olabilirdi...
14. Kapıdan giren kişiye 'Geldin mi?' diye sorarlar...
O sırada içeri girmekte olan kişi bu soruyla karşılaştığında şakamatik bir anındaysa 'Yok, gelmedim' diyerek yanıt verir. Yapacak bir şey yok, seviyoruz bu hayatı!