Genel Forumlar'ın en şahanesine hoş'geldiniz.. Genel Forum - Genel Forum Sitesi'🌼

Kayıt olarak genel forum sitemizin içeriklerine ulaşa'bilirsiniz.. Yenilikci bir forum anlayışını benimseyen forummeskeni sitemiz.. Sizleri eğlendirmekten, bilgilendirmekten çok mutluluk duyacaktır..

Atatürk Kahvesini Kendi Hazırladı

Katılım
2 yıl 9 ay 3 gün
Mesajlar
18,707
Çözümler
1
Tepkime puanı
6,357
Cinsiyet
bPg20e
Hatirasi-daima-yasayacak-Gazi-Mustafa-Kemal-Ataturk.-Kahve-veya-cay-icerken-tarih-ve-yer-bilgisi-mevcut-degil.jpg

Atatürk’ün yanında görevli (Emekli Deniz Albay) Bahri S. Noyan anlatıyor:

“O gün Atatürk’ün maiyetlerinde 70 kişilik bir kafile vardı. Deniz Yolları’nın eski Ege gemisi emirlerine tahsis edildiği için, gemide bazı özel tertibat alınmıştı. Mudanya’dan saat 16’da hareket edildi. Sonra da gemi Maltepe önlerinde demirledi. Gemide çok mükemmel bir caz heyeti vardı. Çeşitli eğlenceler tertip edilerek gece yarısından sonra saat üçe kadar eğlenildi. O saatten sonra da herkes kamaralarına çekilip yattı. Uykum hafif olduğu için kulağıma gelen bir ayak sesi ile yerimden kalktım. Kamaramdan başımı uzattığım zaman. Kamara Şefi’nin (Halen Deniz Yollarında kamara memuru Şemsi Tokgöz) Ata’nın kamaralarından çıktığını gördüm. Kendisi yemek salonuna doğru gidiyordu. Ben de arkasından yürüdüm. Salonda bir kenara oturduk. O anda çok heyecanlı bir hali vardı. Orada aynen bana şunları anlattı:
Ege-Vapurundan-bir-hatira-Ataturk-ve-Cevat-Abbas.jpg

Kamara Şefi olan arkadaşımdan sabah nöbetini teslim almış, yemek salonunda bazı listelerin tanzimi ile meşgul oluyordum. Saat tam beşe çeyrek vardı. Yavaşça salonun kapısı açıldı. Atatürk, üzerlerinde pijama olduğu halde içeriye girdi. Ve kapıya yakın masalardan birisine oturdu. Bu sırada hemen ayağa kalktım. Fakat orada sanki mıhlanmış kalmıştım. Şaşkınlıktan ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Kısa bir tereddüt devresi geçirdikten sonra yanına giderek.

– Buyurunuz. Paşam. dedim.

– Biraz peynirle ekmek var mı? diye sordu.

– Emredersiniz. Paşam. derhal getireyim. dedim ve hemen kumanya dairesine koştum. Reçelinden havyarına kadar mükellef bir kahvaltı hazırlayıp bir tepsi içinde getirdim.

– Bunlar fazla. dedi.

Sadece bir dilim ekmekle biraz peynir alıp yedi. Sonra da sordu.

– İyi kahveniz var mı?

– Var, Paşam hemen pişireyim.

– Hayır pişirmeyin kavanozu getirin.

– Koşarak kahve kavanozunu getirdim. Kapağını açıp kokladı. Sonra da kaşık, şeker, cezve istedi. Onları da getirdim. Cezveye konulacak kahve ile şekeri kendisi tensip buyurdu, suyu da kapalı şişeden alıp ilave ederek.

– Al şimdi bunu pişir, kamarama getir. dedi. Kahvesini pişirip kamaralarının önüne gidince hayretten dona kaldım. Kapısında bekleyen silahlı iki er, tüfeklerini göğüslerine alarak halıların üzerine uzanmış horul horul uyuyorlardı. Kamaranın kapısı da aralıktı. Bu manzara karşısında bir an tereddüt edip orada durakladım. Ata beni görünce parmakları ile gürültü yapmamamı işaret ederek çocukları uyandırmamamı ima etti. Kahveyi kendisine verdiğim zaman:

– Fincanı sabahleyin alırsın, ben biraz yatacağım. dedi ve ilave etti.

– Benim kalktığımı sakın kimseye söyleme. Kamara şefi bunları anlattıktan sonra orada sözleştik ve bu hususta hiç kimseye bir şey söylemedik.”

Kaynak: Akşam Gazetesi, 10 Kasım 1968. Gazi’nin Son yılları. (Emekli Deniz Albay) Bahri S. Noyan.
 

Benzer konular

24,452Konular
87,814Mesajlar
1,163Kullanıcılar
hangamSon üye
Üst Alt