Akşener: Hayaller doğalgazla zenginleşen Türkiye, gerçekler askıda ekmek

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
3 yıl 8 ay 7 gün
Mesajlar
25,268
Tepkime puanı
8,715
Yaş
35
Konum
Memed' Home
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. İktidara ekonomi konusunda yüklenen Akşener, "Milletin umutlarıyla oynamayın artık. Millet sizden doğalgaz faturasına çözüm istiyor, siz anca gemi üzerinde poz veriyorsunuz. Hayaller doğalgazla zenginleşen Türkiye, gerçekler askıda ekmek kampanyası" dedi. Akşener, eğitim konusunda ise dini cemaat ve vakıflarla yapılan protokolleri iptal edeceklerini söyledi.
Akşener: Hayaller doğalgazla zenginleşen Türkiye, gerçekler askıda ekmek


İYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuştu.

AKP-MHP iktidarının Anayasa Mahkemesi'ni hedef almasını eleştiren Akşener, "Yiğit olun, dürüst olun deyin ki ben tek adam düzeni istiyorum hukuk yok adalet yok. Çadır düzenini tartışalım" ifadelerini kullandı.

Akşener, ekonomideki kötü gidişatla ilgili olarak ise "Ya 'uçuyoruz' diyen yalan söylüyor, ya da 'sabır' diyen yalan söylüyor. Ya 'Bu Damat Bakan çok iyi, onunla gurur duyuyoruz' diyen yalan söylüyor, ya da 'Askıda ekmek kampanyası başlatıyoruz' diyen yalan söylüyor" değerlendirmesini yaptı.

Eğitim konusunda da dini cemaat ve vakıfarla yapılan protokolleri iptal edeceklerini belirten Akşener’in sözlerinden satır başları şöyle:

DAĞLIK KARABAĞ MESELESİ

Kurulacak masalarda Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında yer almak zorundadır. Türkiye, güçlü ve sağlam durmak zorundadır. Ancak bu iktidarda bunu gerçekleştirecek bir vizyonu yok. Şahsi ikballerini korumak için her şeyi mübah görmek için, oynamadıkları hiçbir değer kalmadı. Anayasayı korumakla görevli Anayasa Mahkemesi sistemli bir şekilde tartışmaya açıldı. İçişleri Bakanı sataştı, küçük ortak koroya katıldı, Erdoğan’da her zaman yapığı gibi Meclis adım atarsa biz de gereğini yaparız dedi.


AYM'YE İLİŞKİN TARTIŞMALAR

Anayasa Mahkemeleri medeni dünyada demokrasilerin vazgeçilmez kurumlarıdır. Burdan bir kez daha sesleniyorum. Türkiye’nin temel taşlarıyla oynamaktan vazgeçin. Biliyoruz çekilmeyecekler ama biz iktidar olunca o eller çekilecek.

-AYM’yi tartışacağımıza gelin halktan gizlenen Covid-19 vakalarını tartışalım.

-AYM’yi tartışacağımıza gelin tableti olmayan öğrencileri tartışalım.

-AYM’yi tartışacağımıza gelin Türkiye’nin dış politikasını tartışalım.

-AYM’yi tartışacağımıza gelin kadın cinayetlerini tartışalım.

-AYM’yi tartışacağımıza gelin 8 liraya dayanan doları tartışalım

-AYM’yi tartışacağımıza gelin kurumları nasıl güçlendireceğimizi tartışalım

‘DÜRÜST OLUN, BEN TEK ADAM DÜZENİ İSTİYORUM DEYİN’

-Yiğit olun, dürüst olun deyin ki ben tek adam düzeni istiyorum hukuk yok adalet yok. Çadır düzenini tartışalım. Arkadan dolanmayı birilerini kullanmayı bırakın. Bir yandan burası kabile düzeni yok diyeceksiniz, diğer yandan küçük ortağınıza Anayasa Mahkemesi’ni istemezük dedirteceksiniz. Devlet yönetenler siyasette, yargıda, ekonomide adil olmalıdır. Aksi halde milletin hakkını çiğnetirsiniz. TMSF, 1 milyon bile ödeyemeyen şirkete 1 milyar 324 milyon liralık işi ihalesiz veriyor.

-Ama siz bunları tartışmayı istemezsiniz, çünkü bunları tartışmak işinize gelmek. Çünkü sizin derdiniz memleketin dertlerini çözmek değil. Sizin derdiniz AYM ile değil, bizzat hukukun kendisiyle. Yoksa kendi atadığınız üyelerden oluşan AYM’den rahatsız olmanızı nasıl açıklayacağız?

-Ey sayın Erdoğan, bu cumhuriyet olmasaydı sen de o sarayda sefa süremezdin.

-Hitler bugünkü Türkiye’yi görse yerinde ters döner, ben bunları nasıl akıl edemedim diye…

-Sonra ne oluyor? Çapının çok üzerindeki firma işi yapamıyor. Bu firmanın ceza ödemesini beklersiniz ama çok beklersiniz. Bu firma devletin hazinesinden 45 milyon lira tazminat alıyor. Ekmek bulamayan vatandaşa askıda ekmeği bile düzgün yapamıyorlar. Hem ekonomi uçuyor deyip hem aksıda ekmek kampanyası başlatıyorsanız birileri yalan söylüyor demektir.

‘ARTIK YALANLAR DİKİŞ TUTMUYOR’

-Artık yalanlar dikiş tutmuyor. Biliyorsunuz sayın Erdoğan hep sıkıştığında yalanlarını saklar. Geminin güvertesine çıkıp 85 milyar metreküplük yeni doğalgazı açıkladı. Biz 1 metreküplük gazı bile sevinçle karşılarız ama sıktı be kardeşim. Bir yandan gaz bulduk diye caka satıyorsunuz, diğer yandan vatandaşın kullandığı gaza zam yapıyorsunuz.

-Ya “uçuyoruz” diyen yalan söylüyor, ya da “sabır” diyen yalan söylüyor. Ya “Bu Damat Bakan çok iyi, onunla gurur duyuyoruz.” diyen yalan söylüyor, ya da “Askıda ekmek kampanyası başlatıyoruz.” diyen yalan söylüyor.

-Değerli milletvekilleri; Biliyorsunuz Sayın Erdoğan, müjdelerini hep sıkıştığı anlara saklar…Nitekim Cumartesi günü, geminin güvertesine çıktı, Ve 85 miyar metreküplük yeni bir doğal gaz keşfinin müjdesini verdi…

'SIKTI BE KARDEŞİM'

-Biz, Türkiye’nin bir metreküp kaynak bulmasından bile mutlu oluruz. Milletimizin yararına olan her keşfi, sevinçle karşılarız.Ama artık sıktı be kardeşim… Sıkıştıkça “Gaz bulup”, zor durumdaki vatandaşın, kendinizce “gazını almaya çalışmanız”, artık sıktı.

-Havalar soğuyor. Millet daha fazla doğalgaz yakmaya başlayacak.Bir yandan doğalgaz bulduk diye caka satıyorsunuz, diğer yandan faturalara zammı bindiriyorsunuz.

-Milletin umutlarıyla oynamayın artık. Millet sizden doğalgaz faturasına çözüm istiyor, siz anca gemi üzerinde poz veriyorsunuz.

-Hayaller doğalgazla zenginleşen Türkiye, gerçekler askıda ekmek kampanyası…

‘BÜTÇE MİLLETTEN KOPUK’

-Türkiye'nin gençler için plan ve programa ihtiyacı var. Ama bunları umursamayan iktidar kaynaklarını eşe dosta saçmaya devam ediyorum. Geçtiğimiz cumartesi 2021 yılı bütçesi Meclis’e sunuldu. Bu bütçe milletten en kopuk bütçe. Bu bütçede işsizin, emeklinin feryadına çare yok.

-Bu, Ak Parti hükümetlerinin 19. bütçesi. Bu bütçe, bugüne kadarkiler içinde en iddiasız olanı, milletten en kopuk olanı. Bu bütçede, toplumun ekonomik sorunlarını çözecek tedbirler yok.

-Bu bütçede, esnafın, işsizin, çalışanın, emeklinin feryadına cevap yok. Bu bütçede, çiftçilerimiz için rutinin dışında bir destek yok. Bu bütçede, kira, vergi, sigorta pirimi ve borç altında inim inim inleyen, siftah yapmadan evine giden esnaf için hiçbir destek yok.

-Devlet böyle zor günlerde milletinin yanında olmalı ama; Nu bütçede millet yok.Peki bu bütçede ne var?Mesela bu bütçede, 14 yıl öncesinin kişi başı gelirine dönüş var. Mesela bu bütçede, sarayın ve devlet dairelerinin şatafatı ziyadesiyle varken, işçi emeklisi için makyajlı enflasyon kadar, memurlar ve emeklileri için yüzde 3+3 zam var…


-Görünen o ki; yeni yılda da millet sabretmeye devam ederken, millete “sabır” tavsiye edenler, lüküs hayatlarını devam ettirecekler. Mesela bu bütçede faiz var, yandaş müteahhitlere ödemeler var.2020 yılında 137 milyar lira olan faiz ödemeleri, yeni bütçede, yüzde 31 artışla 180 milyar lira olarak öngörülüyor.

‘UZAK EĞİTİM, DAR GELİRLİLERİ VURDU’

-Uzaktan eğitim en çok dar gelirli ailelerimizin evlatlarını vurdu. Bir yanda her türlü teknolojik imkanları olan ailelerin çocukları, diğer yanda hiçbir imkanı olmayan ailelerin çocukları.

-Öğrenme uçurumu daha da derinleşti. Bir zamanlar meşhur Fatih projesi vardı. Milyarlarca lira çöpe atıldı. Fatih projesinden geriye çekmecelerde çürüyen tabletler ve ceplerini dolduran yandaşlar kaldı. Varlık içinde yaşayıp yokluğu görmeyenler unutmayın ki bu vurdumduymazlıkla bir neslin geleceğini karartıyorsunuz. Olan yine dar gelirli vatandaşa, aziz öğretmenlere oldu.

-İyi bir eğitimin anahtarı işini iyi yapmış kutsal öğretmenlerdir. AKP, öğretmenlere 3600 ek gösterge sözü verdi ama yerine getirmedi. El üstünde tutmaları gerekirken inatla mağdur edilen öğretmenler var.

‘TÜRKİYE EĞİTİMDE FALAKETİN KAPISINI ARADI’

Türkiye için eğitimde felaketin kapısını araladı. Dünya, Güney Kore’nin eğitim modelini konuşuyor. Dünya, Finlandiya’nın kuralları yeniden yazan eğitim sistemini konuşuyor. Dünya, ABD’nin yüksek eğitim kurumlarını konuşuyor. Dünya, Hindistan’ın yazılıma yönelik eğitim modelini konuşuyor. Ancak son 18 yıldır kimse, Türkiye’deki eğitimini konuşmuyor.

-Çünkü, ortada konuşacak bir eğitim modelimiz yok. Çağın gereksinimlerini bilmeden, zamanın ruhunu okumadan, bir eğitim sistemi inşa edilemez.

-Bugün ülkelerin refahı, doğal kaynaklarından ziyade, inovasyon kapasiteleriyle ölçülüyor. Teknolojinin yarattığı bu değişim, küçük bir alana sıkışmış Hollanda’yı, tarımda dünya liderliğine taşırken; engin doğal kaynaklara sahip Venezüella’yı, açlığa sürükleyebiliyor.

-İnovasyonun kaynağı, özgür düşünen bireylerdir, yani insandır. İşte o nedenle, rekabetçi toplumların eğitim sistemlerinin en büyük hedefi de, inovasyon üretebilecek insanlar yetiştirmektir. Geçen yüzyılda eğitim, siyasal ideolojileri yaymak adına, araç olarak kullanıldı. Ancak 21’inci yüzyılın rekabetçi dünyası, bizi bambaşka bir eğitim sistemine yönlendiriyor.

-Kalıplar yerleştiren değil, kalıpları kıran, Ezberleten değil, ezberleri bozan tek sesliliği değil, çok sesliliği değerli sayan bir eğitim sistemi… Türkiye’deki eğitim sistemine baktığımızda, çağımızın gerektirdiği bu üç belirleyici unsuru bulamadığımız gibi, tersine giden bir anlayış görüyoruz.

‘EĞİTİMDE İLK 10’A GİRMELİYİZ’

İşte eğitim sistemimizdeki bozukluğun kaynağı, bu anlayıştır. Türkiye’nin Pisa testlerinde nal toplamasının sebebi; iktidarın, özgür düşünen gençler yerine, Ak Parti’ye oy verecek gençler yetiştirme inadıdır. Aziz milletim; bizim için eğitim kalkınmanın itici gücüdür. Bizim için eğitim, üreten Türkiye’nin anahtarıdır. Bizim için eğitim, güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye’nin köşe taşıdır. Türkiye’yi, en büyük ilk 10 ekonomiden biri haline getireceksek, öncelikle eğitimde ilk 10 arasına girmeliyiz.

‘PİYASALARI TAKİP ETMEYE GEREK YOK’

-Çünkü eğitimdeki sıramız, ekonomimizin geleceğidir. Piyasaları takip etmeye gerek yok. Kredi derecelendirme kuruluşlarına da gerek yok. Türkiye’nin gelecekte varacağı noktayı bilmek istiyorsanız, eğitimdeki sıralamasına bakmanız yeterlidir. Eğer eğitimde 35’inci sıradaysanız, ekonominiz de 35’inci sıraya doğru gerileyecektir. Ama eğitimde ilk 10 içinde yer alırsanız, ekonominiz de ilk 10 içine yer alacak şekilde gelişecektir.

‘MİLLİ EĞİTİM ŞURASINI TOPLAYACAĞIZ’

-Türkiye’de işsizlik sorunu kadar, mesleksizlik sorunu da var. Ülkemizde maalesef, eğitimle istihdam ilişkisi kopuk. Maalesef piyasanın talep ettiği nitelikte insan yetiştiremeyen bir eğitim sistemimiz var. 18 yıllık bir iktidarın, bu konuda adım atamaması, ülkemiz için büyük bir yıkım olmuştur. O nedenle, İYİ Parti iktidarında biz; İlk iş, Milli Eğitim Şurası’nı toplayacağız. Bilim insanlarıyla, sivil toplumla, ailelerle el ele verip eğitimi siyasi bir obje olmaktan kurtaracak, performans kriterlerini, bölgesel ihtiyaçları, farklılıkları dikkate alarak, eğitimi baştan sona yeniden planlayacağız.

-Güçlü bir eğitim ve istihdam planlamasıyla, gençlerimizin, piyasanın talep ettiği niteliklerle yetişmesini sağlayacağız. İşgücüne yeni katılacakların yanı sıra, mevcut işgücünün de niteliğini artırmak; gençlerimizi, piyasada geçerli meslek sahibi yapmak, bir numaralı önceliğimiz olacak.

‘ÖĞRETMEN ÜCRETLERİNİ ARTIRACAĞIZ’

-Bu plan çerçevesinde, eğitim bütçesinin milli gelire oranını, en az iki katına çıkarıp, OECD ortalamasına yaklaştıracağız. Orta vadede, öğretmen ücretlerini arttırıp, tüm eğitim çalışanlarımızın ek göstergelerini 3600’e çıkaracağız. Eğitim bütçesinden yatırımlarına ayrılan payı arttıracağız. Özel sektör, dini vakıflar ve cemaatlerle yapılan ve eğitimi ticarileştirmeyi hedefleyen, her türlü, ortak proje ve protokolleri iptal edeceğiz.

-Eğitim fakültelerini tercih eden, yüksek puanlı öğrencilere, ayda 2000 lira burs sağlayacağız. Üniversitelere, performansa dayalı ödenek tahsisine geçip, başarılı olan üniversitelerin kaynaklarını arttıracağız. Performans kriterlerini ve genel akademik başarı kriterlerini sağlayamayan üniversiteleri, kuruldukları bölgenin sektörel ihtiyaçlarıyla uyumlu, meslek yüksek okullarına ve teknoloji kampüslerine dönüştüreceğiz. İlk ve orta öğretimdeki öğrencilerimizin gelişimlerini, zamanında tespit edecek bir altyapıyı, bakanlık bünyesinde geliştirip, çocuklarımızın karşılaşabileceği okula devam etmeme, yanlış alana yönelme gibi riskleri önleyeceğiz.

‘TABLO KÖTÜ, SIKINTI BÜYÜK’

-Aziz milletim, Milli eğitime önem vermeyen, gençlerin dertlerini önemsemeyen yöneticilere rağmen, her türlü zorluk ve imkânsızlıkla, eğitim hayatını tamamlamış gençlerimizi tebrik ediyor, onları ayakta alkışlıyorum. Sizler bizim gururumuz, Türk Milletinin umudusunuz! “Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey” yok diyen bir anlayışla değil; “Herkes en kaliteli eğitim almalı, kimse işsiz kalmamalı.” düsturuyla yönetilen bir ülkede, yaşamayı hak ediyorsunuz. Hiç merak etmeyin; bunu birlikte başaracağız! Biliyorum tablo kötü, sıkıntı büyük. Ama inanın; Türkiye de bu sorunları aşacak kadar büyük. Türkiye’nin imkânları var, kaynakları var, zenginliği var.

-Zenginin çocuğu hangi haklara sahipse, tüm çocuklara aynı hakları vereceğiz. İYİ Parti’nin adalet anlayışı budur. Yİ Parti iktidarında, biz bunu başaracağız.Hani biz çözümlerimizden bahsedince, hemen “Kaynak nerede?” diyorlar ya…Ben size özetleyeyim;İlköğretimde 5 bine yakın okulda, 5 milyon öğrenci eğitim görüyor. Bu 5 bin okulu, özel okullar seviyesine çıkarmanın maliyeti, yıkıp yeniden inşa etsek bile, en fazla 15 milyar dolar tutuyor. Yani Suriyeli sığınmacılara harcadığımız paranın üçte biri.

-Özel okullar seviyesinde eğitim verebilmek için, en az 100.000 öğretmene daha ihtiyacımız var.Bunun yıllık maliyeti nedir biliyor musunuz? Sadece 10 milyar lira. Yani köprüler, otoyollar, havalimanları için müteahhitlere verilen garantilerin 10’da biri kadar…En büyük kaynak, bu iktidarın yaptığı hataları yapmamaktır. Türkiye’nin kaynakları 83 milyona kaliteli eğitim vermeye de yeter, dünyanın en ileri bilim merkezleri kurmaya da yeter. Türkiye’yi Pisa testlerinde ilk 10 içine sokmaya da yeter, Türkiye’yi en büyük ilk 10 ekonomi arasında görmeye de yeter. Sorun kaynaklarımızın olmaması değil, devleti yönetenlerin sorunlu olmasıdır.


‘VAKİT YAKLAŞIYOR’

Değerli dava arkadaşlarım;

-Vakit yaklaşıyor. Planlarımız ve projelerimizle geliyoruz. Bırakın onlar ışıkları yakıp söndürmeye devam etsin, artık güneş doğuyor. Kongre kongre, açılış açılış değil,İlçe ilçe, köy köy, kapı kapı geziyoruz…Bu hafta da inşallah, Kayseri ve Bolu’da olacağız. Bizi göreve çağıran milletimize karşı sözümüz var; “Umudumuz İYİ Parti’dir” diyenlere karşı sorumluluğumuz var. İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter sistemle, Türkiye’yi, kayınpeder, damat ve küçük ortağın, el birliğiyle soktuğu bu sarmaldan çıkaracağız. Milletimizi mutlu, devletimizi güçlü kılacağız.

-Biz hazırız. Milletimiz onayı verecek, sonra Türkiye’nin nasıl bir hızla düze çıktığını görecek. Çünkü, Türkiye büyüktür. Çünkü, Türkiye zengindir. Çünkü Türk Milleti, her şeyin en iyisini hak eder. Milletimizin hakkını, üç-beş iktidar zengininin cebinden alıp, gerçek sahibine vereceğiz. Çünkü bizim bu dünyaya bırakacağımız mirasımız, ahlakımız, imanımız, milletimize ve ülkemize olan sadakatimizdir. Toplantımızı şereflendiren sizlerden Allah razı olsun. Mevki değil, millet sevdasına gönül verenlere selam olsun. Koltuk değil, memleket davasına baş koyanlara selam olsun. Sırt sırta, omuz omuza, Türkiye’nin dört bir yanında zalime kafa tutan İYİ’lere selam olsun. Türkiye ümitsiz değil, artık İYİ Parti var, milletimiz emin olsun. Sağ olun var olun, Allah’a emanet olun.
 

Benzer konular

Geri
Üst Alt