Orta boy memelilerle akraba olan otçullar olan Tritylodontlar, 200 milyon yıl önce bölgenin çöllerinde geziniyordu.
Glen Canyon ulusal rekreasyon alanındaki Navajo Kumtaşı çölünden erken Jura sahnesini tasvir eden bir tablo. C: Brian Engh/NPS
Bilim insanları, Powell Gölü’nde, Ulusal Park Servisi’nin bu yıl ABD’deki en önemli omurgalı keşiflerinden biri olarak nitelendirdiği “son derece nadir” fosiller keşfettiler.
Yeni açıklanan bulgular arasında, bir zamanlar bölgenin uçsuz bucaksız çölünde dolaşan, tritylodont adı verilen düzinelerce orta büyüklükte, memelilerle akraba otçullara ait kafatasları ve dişler yer alıyor. Kemikler, Mart ayındaki tesadüfi keşiften önce yaklaşık 180 milyon yıl boyunca rezervuarın kumtaşı duvarlarında saklı kalmıştı.
Johnson Çiftliği’ndeki St George Dinozor Keşif Alanı’nda paleontolog ve küratör olan Andrew Milner, ilk olarak kendisinin ve diğer bilim insanlarının bu baharda kıyı boyunca paylaştığı kamp alanının yakınında bir dizi iz fark etti. Karların erimesi, su seviyelerinin yükselmesine neden olmadan önce kısa bir zaman olduğundan, bilim insanları yalnızca ayak izleri bulmayı umuyorlardı.
Yeni ortaya çıkarılan bulgular henüz bir başlangıç olabilir. Çünkü rezervuarın azalan su seviyeleri, memelilerin geçmişini ve evrimini anlamamıza dair ipuçları taşıyabilecek yeni kaya katmanlarını ortaya çıkarıyor.
Araştırmacılar, “Powell Gölü’nü çevreleyen yüksek jeolojik oluşumlar, çok sayıda keşfedilmemiş fosil kalıntısına ev sahipliği yapıyor ve bu da Glen Kanyonu ulusal rekreasyon alanını Ulusal Park Servisi’nin paleontolojik araştırmaları için en önemli alanlarından biri haline getiriyor.” diyor.
Paleontologlar, genellikle Powell Gölü’nün suları altında kalan bir noktada, 180 milyon yıllık nadir fosilleri keşfettiler.
Milyonlarca yıl önce antik nehirlerin, göllerin, akarsuların ve çöllerin aşındırdığı bu bölge, Dünya tarihindeki en büyük kitlesel yok oluşlardan birinin kalıntılarını barındırıyor.
İklim krizi bölgeyi daha da kuru hale getiriyor ve rezervuardaki su seviyelerinin düşmeye devam etmesi bekleniyor. Ancak bu yıl, Powell Gölü’nü besleyen Colorado Nehri, yağışlı kış nedeniyle eriyen karların sisteme girmesiyle su seviyelerinin düşmesini geciktirdi.
Bilim insanları, fosilleri tespit ettikten sonra, karların erimesi bölgeyi tekrar sular altında bırakmadan önce sadece 120 günlük bir sürede onları kurtarmak için çabalamak zorunda kaldılar.
Bilim insanları yıllarca bu bölgeden toplanan yüzlerce fosil içeren kayayı tarayacak ve bazı hayvanların diğerlerinin yok olmasına neden olan koşullarda nasıl hayatta kaldığını gösterebilecek parçaları inceleyecek.
Fosiller ayrıca Utah Price’daki Tarih Öncesi Müzesi’nde de tutulacak.
Kemirgenlere benzeyen, yuvalarda birlikte yaşayan ve sap, yaprak ve köklerle beslenen sosyal hayvanlar olan Tritylodontlar, dinozorlarla aynı zamanda yaşıyordu. Kalıntıları dünyanın çeşitli yerlerinde keşfedildi ve Jura döneminden Kretase dönemine kadar hayatta kaldılar.
Ancak Milner, onlar hakkında öğrenilecek daha çok şey olduğunu söylüyor. Milner ayrıca bunun kariyerindeki en büyük keşiflerden biri olduğunu ve çok daha fazla keşfin başlangıcı olabileceğini söylüyor.
Glen Canyon ulusal rekreasyon alanındaki Navajo Kumtaşı çölünden erken Jura sahnesini tasvir eden bir tablo. C: Brian Engh/NPS
Bilim insanları, Powell Gölü’nde, Ulusal Park Servisi’nin bu yıl ABD’deki en önemli omurgalı keşiflerinden biri olarak nitelendirdiği “son derece nadir” fosiller keşfettiler.
Yeni açıklanan bulgular arasında, bir zamanlar bölgenin uçsuz bucaksız çölünde dolaşan, tritylodont adı verilen düzinelerce orta büyüklükte, memelilerle akraba otçullara ait kafatasları ve dişler yer alıyor. Kemikler, Mart ayındaki tesadüfi keşiften önce yaklaşık 180 milyon yıl boyunca rezervuarın kumtaşı duvarlarında saklı kalmıştı.
Johnson Çiftliği’ndeki St George Dinozor Keşif Alanı’nda paleontolog ve küratör olan Andrew Milner, ilk olarak kendisinin ve diğer bilim insanlarının bu baharda kıyı boyunca paylaştığı kamp alanının yakınında bir dizi iz fark etti. Karların erimesi, su seviyelerinin yükselmesine neden olmadan önce kısa bir zaman olduğundan, bilim insanları yalnızca ayak izleri bulmayı umuyorlardı.
Yeni ortaya çıkarılan bulgular henüz bir başlangıç olabilir. Çünkü rezervuarın azalan su seviyeleri, memelilerin geçmişini ve evrimini anlamamıza dair ipuçları taşıyabilecek yeni kaya katmanlarını ortaya çıkarıyor.
Araştırmacılar, “Powell Gölü’nü çevreleyen yüksek jeolojik oluşumlar, çok sayıda keşfedilmemiş fosil kalıntısına ev sahipliği yapıyor ve bu da Glen Kanyonu ulusal rekreasyon alanını Ulusal Park Servisi’nin paleontolojik araştırmaları için en önemli alanlarından biri haline getiriyor.” diyor.
Paleontologlar, genellikle Powell Gölü’nün suları altında kalan bir noktada, 180 milyon yıllık nadir fosilleri keşfettiler.
Milyonlarca yıl önce antik nehirlerin, göllerin, akarsuların ve çöllerin aşındırdığı bu bölge, Dünya tarihindeki en büyük kitlesel yok oluşlardan birinin kalıntılarını barındırıyor.
İklim krizi bölgeyi daha da kuru hale getiriyor ve rezervuardaki su seviyelerinin düşmeye devam etmesi bekleniyor. Ancak bu yıl, Powell Gölü’nü besleyen Colorado Nehri, yağışlı kış nedeniyle eriyen karların sisteme girmesiyle su seviyelerinin düşmesini geciktirdi.
Bilim insanları, fosilleri tespit ettikten sonra, karların erimesi bölgeyi tekrar sular altında bırakmadan önce sadece 120 günlük bir sürede onları kurtarmak için çabalamak zorunda kaldılar.
Bilim insanları yıllarca bu bölgeden toplanan yüzlerce fosil içeren kayayı tarayacak ve bazı hayvanların diğerlerinin yok olmasına neden olan koşullarda nasıl hayatta kaldığını gösterebilecek parçaları inceleyecek.
Fosiller ayrıca Utah Price’daki Tarih Öncesi Müzesi’nde de tutulacak.
Kemirgenlere benzeyen, yuvalarda birlikte yaşayan ve sap, yaprak ve köklerle beslenen sosyal hayvanlar olan Tritylodontlar, dinozorlarla aynı zamanda yaşıyordu. Kalıntıları dünyanın çeşitli yerlerinde keşfedildi ve Jura döneminden Kretase dönemine kadar hayatta kaldılar.
Ancak Milner, onlar hakkında öğrenilecek daha çok şey olduğunu söylüyor. Milner ayrıca bunun kariyerindeki en büyük keşiflerden biri olduğunu ve çok daha fazla keşfin başlangıcı olabileceğini söylüyor.
