9. Sınıf Türk Dili Edebiyatı 2. Ünite (Hikâye Ünitesi) Çalışma Soruları

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
3 yıl 8 ay 8 gün
Mesajlar
25,269
Tepkime puanı
8,715
Yaş
35
Konum
Memed' Home
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal
9. Sınıf Türk Dili Edebiyatı 2. Ünite (Hikâye Ünitesi) Çalışma Soruları

1 -5. soruları Halide Edip Adıvar'ın Millî Mücadele yıllarına ait "Himmet Çocuk" adlı hikâyesinden alınan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.


Elvanlar'da ihtiyar bir kılavuz aldık. Köyün bir kısmı yanmış, perişan, herkes fersiz ve şaşkın gözlerle kamyon denilen canavarın lüzumsuz gürültüsüne bakıyordu. Herkesin ruhunda sonu gelmeyen ezilişin, açlığın, her günün gizli felaket ihtimallerinin yoğurduğu ümitsizlik ve ilgisizlik vardı. Onun için kimse Uşak'a kadar gelmek istemiyordu. Parayı ne yapacaklardı? Ne alırdı ki? Yalnız zayıf yüzlü bir ihtiyar, halsiz bir sesle,"Ben İnay'a kadar yolu biliyorum. Fakat beni Uşak'a götürürseniz ve bana orada bir okka tuz verirseniz gelirim." dedi.

Akşam karanlığı basarken kamyon mırıldanarak, homurdanarak Anadolu'nun ıssız, yolsuz çöllerine daldı.

Kamyonda İstanbul gazetecileri vardı. Düşmanın bir benzeri olmayan zulümlerinin külleri ve facia sahnesi üstünde inceleme yapacaklar, ben cephenin, düşmanın zulüm raporunu hazırlarken onlar da ajansla Türk'ün felaketini dünyaya bildireceklerdi. Anadolu'da hâkim, insan değil tabiattır. Kuytu ormanlar, batak ovalar, sarp keskin yokuşlar, sonra karanlık kımıldıyormuş gibi insanı keserek, dondurarak esen acı rüzgârın ortasından bin bir zahmetle bilmem kaç saat geçti.

(...)

Biraz sonra sağda, bir kaya kovuğunda kızıl bir alevin önünde ısınan iki haki gölgenin kımıldandığını gördüm. Karanlık dereye, kurşuni yangın harabesi önce yamaca vuran biricik ışık, bu ateşin ve kamyonun yürüyen iki göze benzeyen fenerleriydi. Köprünün önünde şoför kocaman, miskin makineyi durdurmaya çalışırken önünde birkaç karaltı kımıldadı. Sonra ışığın beyazlandığı taşlı yolda siyah cübbeli, beyaz sarıklı, siyah sakallı bir adam, arkasındaki, henüz ışığın sınırına giremeyen karaltı arkadaşlarından ayrıldı. Hiç unutamayacağım açık bir sesle,"Halide Onbaşı, sizi biz İney istasyonunda bekliyorduk,"dedi.

"Geleceğimizi nereden biliyordunuz?"

"İstasyonda biliyorlar. Soruşturma heyeti gelecek, dediler."

1. Himmet Çocuk adlı hikâyenin bu bölümünden nasıl bir olay örgüsü çıkarılabilir?

2. Hikâyenin bu bölümündeki olayın geçtiği yerin özellikleriyle ilgili neler söylenebilir?

3. Hikâyeye yeni bir kahraman eklense kahramanın özellikleri neler olabilir?

4. Metinden yola çıkılarak Anadolu'nun geçmişteki ve günümüzdeki durumuyla ilgili hangi çıkarımlarda bulunulabilir?

5.
Elvanlar'da ihtiyar bir kılavuz aldık. Köyün bir kısmı yanmış, perişan, herkes fersiz ve şaşkın gözlerle kamyon denilen canavarın lüzumsuz gürültüsüne bakıyordu. Herkesin ruhunda sonu gelmeyen ezilişin, açlığın, her günün gizli felaket ihtimallerinin yoğurduğu ümitsizlik ve ilgisizlik vardı.

Bu paragrafta bulunan isimlerin özellikleri hakkında neler söylenebilir?

6. Aşağıdaki metinlerde hangi anlatım tekniklerini kullanılmıştır?

Metin-1

Büyükçe lambamız misafirin yanında. Başka lambamız da yok. Babam, mutfakta kullandığımız idare kandili ile çalışabilecek mi? Ben suçluyum, babam da hiç sesini çıkarmıyor. "Ben sana söyledim, benim sözümü dinlemedin" dese, ben de "Evet, suç bendedir!" desem, yahut yalnızca "Suç benimdir, senin sözünü dinlemedim" diyebilsem, gidip rahat yatacağım. (Memduh Şevket Esendal, Ana Baba)

Metin-2
_ İyice yorulmuşsun.
_ Ehh!
_ Bu taraflarda mı oturuyorsun?
_ Şurada, ileride, Kısıklı'da.
_ İstanbullusun galiba?
_ Üsküdarlı.
_ Yaaa! Ben de Üsküdarlıyım.

(Nezihe Meriç, Umut, Fakirin Ekmeği)

7. Kasa yapımında çalışan kaportacı arkadaşı, sabah akşam karşısına geçip de, inatlı, sabırlı, ona bunu öğretmeye kalkana dek, önemsiz bir iş yapmakta olduğunu bilmezdi. Kendisi için önemliydi, güzeldi, iyiydi. En iyi bildiği işti.

Atlı araba, kamyon kasalarını süslüyordu. Yeşiller, sarılar, maviler, kırmızılar, akarsular, göller, dağlar ve karanfiller onun da içini süsler, günlerini güzelleştirirdi. Bu, arabaları, kamyonları sürenleri de sevindiriyor olmalıydı. Yoksa önünde neden sıraya girsinler, neden, gölün içinde bir kuğusu da mutlaka olsun, desinler? (Adalet Ağaoğlu, Karanfilsiz)

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) III. kişili anlatıma başvurulmuştur.
B) Hâkim bakış açısıyla yazılmıştır.
C) Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur.
D) İç konuşma tekniğine yer verilmiştir.
E) Soru yoluyla düşündürme yoluna gidilmiştir.

8. Yol boyu kavak ağaçları, köprü, yokuş yukarı dar sokak. Sokağın bitiminde kediyi gördüm. Yıkık bahçe duvarından duta tırmandı, oradan da çatıya. Baktım baca tütüyor. Rüzgârda savrulan kül rengi, yoğun bir duman. Kedi dumana girdi çıktı, kiremitlerin arasında kayboldu sonra. Bahçe kapısının önünde durdum. Girsem yol bitecek. "Ömür biter yol bitmez." Kentlerin, otellerin duvarlarında yazılıydı. Bir geminin beyazında, trenlerin, uçakların alnında. Bekleme odalarında, gar saatlerinde, kamyonların otobüslerin ön camlarında yazılıydı. Ya da biri, tanıdık bir ses, hep bu tümceyi fısıldadı kulağıma. "Ömür biter yol bitmez." (Nedim Gürsel, Dönüş)

Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri bu parçadan hareketle uygun ifadelerle doldurunuz.

a)
Parçada ......... ve ............... anlatım biçimlerine başvurulmuştur.

b) Parçada anlatıcı ...................... kişidir.

c) Parça ............... bakış açısıyla yazılmıştır.

9. Sabahleyin ( ) bir ara yarı daldığı uykudan pek yorgun ve hâlsiz uyandı ( ) Artık kanıksamıştı. Geceki saçma sinir bozukluğuna şaşıyordu ( ) Ne kötü bir gece geçirmişti. Halbuki değer miydi ( )

(Bekir Sıtkı Kunt, Yataklı Vagon Yolcusu)

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere, aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?

A) (;) (,) (.) (...) B) (,) (.) (.) (?) C) (;) (;) (,) (.) D) (:) (;) (,) (...) E) (;) (.) (.) (?)

10.
I. Evvelce yanına yaklaşamayan mahalle çocukları, etrafını sarıyorlar?
II. Sanki asıl yüzüne korkunç, gamlı, bedbin bir karnaval maskesi geçirmiş bir köpektir.
III. Ada'nın bu yakasında, hiç ev yoktur.
IV. Bir kır kahvesi, bir köyün kahvesinin üç beş gediklisi...
V. Komşunun buldoğu suratına, gördüğüm maskelerin en sertini, en titiz gösterişlisini asmıştı.

Yukarıdaki cümlelerde altı çizili kelime gruplarından hangisi bir zincirleme isim tamlamasıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

11. Belirtili isim tamlamasında tamlayan ile tamlanan arasına kelime girebilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde böyle bir isim tamlaması vardır?

A) Kitabın sayfalarını dikkatle çevirdi.
B) Kedilerin ve köpeklerin oyununa daldı.
C) Büyük meydanın ortasında durdu.
D) Kapı geniş bir bahçeye açıldı.
E) Çayın mis gibi kokusuna dayanamıyordu.

12-14. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Sait Faik, "düşünce ve duyuşlarını, hele kendi kurallarını getiren yeni bir sanatçı olarak başıboş ve özgür yaşama tutkularını anlamayan, buna karşı olan bir çevrede" yetişmiştir. Aile çevresinden ve hemen sonra yaşadığı öteki çevrelerle tam ve düzenli, doyurucu ve destekleyici bir anlaşma içinde olduğu söylenemez. İlk hikâyelerinden başlayarak bütün eserlerinin, artistçe kendi üslûbunda bir yaşamayı yadırgayanlarla çatışmalarının aynası olduğu görülür. Bu soy bir çatışmanın olmadığı yerde de, çağının sanatının ve yerleşmiş sanat ölçülerini aşan bir yeni ve güçlü sanat eserinin yeşe-remeyeceği de açıktır. Böylece onda, edebiyatı, özentilerden, romantik ucuzluklardan kurtarmak, bir başka kata yükseltmek isteyen davranışın varlığı daha ilk adımlarında belli olmaktadır. Sait Faik, hikâyeyi "edebiyat yapan"ların elinden kurtarmaya gelmiştir. (Tarık Dursun K., Edebiyat Üstüne Narin)

12. Parçaya göre Sait Faik'in eserleri, "çevresiyle çatışmalarının aynası" olarak görülmektedir. Bu yargıdan yola çıkarak sanatçının hikâyeciliğini değerlendiriniz.

13. Parçada "çağının yerleşmiş sanat ölçülerini aşan yeni ve güçlü bir sanat eserinin yeşermesi" hangi koşula bağlanmıştır? Açıklayınız.

14. Parçada geçen

  • "artistçe kendi üslûbunda bir yaşama",
  • "edebiyatı, özentilerden, romantik ucuzluklardan kurtarmak",
  • "hikâyeyi edebiyat yapan'ların elinden kurtarma"

ifadeleriyle anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.

15.
Sait Faik, toplumsalı da bireyseli de göz ardı etmeden, etik ile estetiği potasında erittiği yepyeni bir öykü dünyası kurmuş, böylece, biz, kendisinden sona gelen genç yazarlara da yol açmıştı. Birçok kez, Dostoyevski'nin, "Hepimiz Gogol'ün Palto'sundan geliyoruz." demesi gibi, bizler de (1950 kuşağı denilen öykücüler, ama aynı zamanda Vüsat O. Bener'ler, Yusuf Atılgan'lar, Bilge Karasu'lar, Nezihe Meriç'ler de) Sait Faik'ten geliyoruz, diye yazdım. (Ferit Edgü, Sait Faik / Bir Öncü)

Metinde altı çizili sözle anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.

16.

I. Dil bilimcilere göre dil ile kültür arasında sıkı bir ilişki vardır.
II. Yaşanan bu olaylar, Türk boylarının İslâm uygarlığının etkisine girmesine yolaçtı.
III. Eser orijinal nüshadan kontrol edilerek tekrar basıma hazırlandı.
IV. Bu görüş entellektüel çevrelerce ileri sürüldü ve desteklendi.
V. Bilim insanları görüşlerini kanıtlamak için laboratuvar çalışmaları yapar.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangi ikisinde yazım yanlışı yoktur?
A) I. ile II.
B) II. ile III.
C) III. ile V.
D) I. ile III.
E) II. ile IV.

17. Kış, Ada'nın bir tarafında yerleşebilmek için rüzgârlarını poyraz, yıldız poyraz, maestro, dıramudana, gündoğusu, batı karayel, karayel halinde seferber ettiği zaman; öteki yakada yaz, daha pılısını pırtısını toplamamış, bir kenara oldukça mahzun bir göçmen gibi oturmuştur.

Bu cümle ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Birleşik isim kullanılmıştır.
B) Terim kullanılmıştır.
C) Topluluk ismi kullanılmıştır.
D) Tekil isimler kullanılmıştır.
E) Soyut isim kullanılmıştır.
 
Geri
Üst Alt