2050’de DünyaKüresel ekonomik düzen nasıl değişecek?

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
3 yıl 8 ay 13 gün
Mesajlar
25,269
Tepkime puanı
8,715
Yaş
35
Konum
Memed' Home
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal

Potansiyeli gerçeğe dönüştürmek…

PwC’nin ortaya koyduğu dünyaya yön veren mega trendler arasında yer alan ekonomik güçteki değişim gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisindeki rolünün artışına işaret ediyor. Konjonktürel, küresel ve yerel gelişmelere bağlı yaşanan iniş çıkışlara rağmen gelişmekte olan ülkelerin, dünya ekonomisindeki payını artırmaya devam ettiğini görüyoruz.
Gelişmekte olan ekonomiler, dünya genelinde yaratılan gelir içerisinde payların artırmayı sürdürürken uzun vadeli küresel ekonomik gücün belirli gelişmiş ekonomilerden uzaklaşması 2050’ye kadar olan dönemde devam edecek gibi gözüküyor. Bu, PwC ekonomistlerinin hazırladığı son World in 2050 - 2050’de Dünya raporunun önemli bulgularından biri.
E7 ülkelerinin yanı sıra Vietnam, Nijerya, Kolombiya gibi yeni gelişen ülkeler de hızlı büyüme potansiyelleri ile dikkat çekiyor.
2015 yılında ekonomik büyüklük olarak G7 ülkelerini yakalayan E7 ülkelerinin 2040 yılında G7 ülkelerinin iki katı büyüklüğüne ulaşması mümkün gözüküyor.
Gerekli adımların atılacağı varsayımı ile Türkiye’nin potansiyeli parlak bir geleceğe işaret ediyor. Cari fiyatlarla hesaplanan milli gelir ile şu anda dünyanı 17. büyük ekonomisi olan Türkiye’nin 2050 yılına kadar ilk onu zorlayacak noktaya gelmesi mümkün görünüyor.
PwC’nin her yıl dünya genelinde 1400’e yakın CEO ile gerçekleştirdiği Küresel CEO Araştırması’na katılan Türk şirketlerinin CEO’ları ekonomik büyüme beklentilerinde düşüşe işaret etse de, kendi şirketlerini her duruma hazırlama konusunda her zaman çok daha inançlı ve deneyimli oldular. Bu nedenle ekonomik büyüme beklentisi düşüş gösterdiği bir dönemde bile kendi şirketlerinde büyüme beklentilerinin %41 gibi iyi sayılabilecek bir oranda olduğunu görüyoruz. Zorlu bir yılı geride bırakan Türkiye, ekonomik performans açısından durağan bir yıl geçirse de belirsizliklerin sona erdiği ve gerekli yapısal reformların hayata geçirildiği bir ortamda geleceğinin parlak olduğu PwC’nin son çalışması ile de ortaya konuyor. Türkiye, avantajlı nüfus yapısı ve coğrafi konumu sayesinde uzun dönemde önemli iş fırsatları sunabilir. Avrupa’daki en hızlı büyüme potansiyeli ile Türkiye’deki geçici zorlukları aşan ve sabırlı davranan yatırımcılar uzun vadede önemli faydalar elde edebilir.
Önümüzdeki döneme bakacak olursak, küresel ekonomideki karmaşık görünüme ve güvenlik konularının gündemi işgal ettiği mevcut ortama rağmen Türkiye için ilk hedef bu gündemi en rasyonel politikalar ile yöneterek büyümeden ödün vermeden ilerlemek olmalı. Esas hedef ise teknolojideki sıçrama, onunla birlikte gelen dijital dönüşüm ve bunu yönetecek yetenekli insan kaynağına ulaşmak konusunda akılcı yatırımların yapılması ve belirli bir ekonomik reform süreci ile Türkiye’nin geleceğe koşusunun hızlanarak devamı olmalı.
Uzun vadede Türkiye için öngörülen iyimser tablonun gerçekleşmesi; Türkiye’nin asıl potansiyelinin açığı çıkması için, Türkiye hikâyesinin ve parlak geleceğinin tüm dünyada çok daha iyi anlaşılması, yatırım akışının sürmesi ve yeni yatırımların çekilebilmesi için çok önemli. Bunun için ülkemizin yatırım ortamının her geçen gün sayısı artan rakiplerinden çok daha fazla öngörülebilir olması gerekmektedir. Bunu sağlamak üzere tüm konularda özgüveni yüksek bir şeffaflık sergilenmelidir.
Bölgemizdeki sıkıntılı jeopolitik unsurlara rağmen ekonomik büyüme, markalaşma ve endüstriyel yatırım hedeflerine sıkı sıkı tutunarak büyük adımlar atmalıyız.
Küresel ekonomik görünümün 2050 yılına kadar nasıl farklılaşacağını ortaya koyan PwC’nin 2050’de Dünya raporunda yer alan önemli bazı bulguları ve Türkiye değerlendirmelerini sizin için bu yönetici özeti çalışmasında topladık. Raporumuzda faydalı ve ufuk açıcı bilgiler bulacağınızı ümit ediyoruz

Öne çıkan sonuçlar

  • Çin, ABD’yi en büyük ekonomi olarak geride bıraktı bile ve 2030 yılından önce dünyanın en büyük ekonomisi olabilir.
  • 2050 yılına kadar Hindistan ABD’yi geride bırakarak 2. sıraya yükselebilir.
  • Endonezya, Japonya ve Almanya gibi ülkeleri geride bırakarak 4. sıraya ilerleyebilir.
  • 2050 yılından önce dünyadaki en büyük yedi ekonomiden altısı gelişmekte olan ekonomiler arasında yer alabilir.
  • Ekonomik reformlarda ilerleme kaydedilmesi durumunda Türkiye 2030 yılından önce İtalya’yı geride bırakabilir.
  • Vietnam 2050 yılına en hızlı büyüyen ekonomi olara 20. sıraya yükselebilir.
  • Önemli yapısal reformları gerçekleştirdiği takdirde Türkiye’nin, 2030 yılında SGP bazında dünyanın en büyük 12. ekonomisi, 2050 yılında ise 11. ekonomisi olması bekleniyor.
  • Bu durumda Türkiye, 2050 yılında SGP bazında GSYİH büyüklüğü bakımından E7 ülkeleri arasında 2. sıradaki yerini koruyabilir.
world-in-2050-world-e7-g7.png


Bir bakışta 2050'de Türkiye

turkiyede-2050.png


2016 ve 2050 arasında küresel GSYİH oranları

2016 ve 2050 arasında küresel GSYİH oranları

1995 yılında E7 ülkeleri G7 ülkelerinin yarısı kadar ekonomik büyüklüğe sahipken 2015 yılında aynı büyüklüğe ulaştılar.

2040 yılında E7 G7’nin iki katı büyüklüğe ulaşabilir.



Tahmini yıllık reel GSYİH büyüme oranları, 2016-2050

tahmini-reel-GSYIH-buyume-oranlari.png


2050’ye kadar küresel ekonomik lig

Satın alma gücü paritesi (SGP) bazında GSYİH​

2050-kuresel-ekonomik-lig.png
 
Geri
Üst Alt