Yeni Keşfedilen Fosil, Mantargillerin Yaşını İkiye Katladı

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
3 yıl 7 ay 27 gün
Mesajlar
25,264
Tepkime puanı
8,711
Yaş
35
Konum
Memed' Home
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal
Yeni Keşfedilen Fosil, Mantargillerin Yaşını İkiye Katladı.

Post Cover Image


Belçika'da bulunan Liege Üniversitesi'nden lisansüstü öğrencisi Corentin Loron ve çalışma arkadaşları, Kanada'daki Grassy Bay Oluşumu'ndaki 900 milyon yıldan eski şist kayalarda, Ourasphaira giraldae adlı bir mantargile ait mikroskopik boyutta fosilleşmiş örnekler keşfetti. Yeni keşfedilen bu fosil, mantargillerin var olduğu en erken tarihi en az 500 milyon yıl daha geriye atarak, yaşlarını ikiye katladı.

Fosilleşmiş mantarlara çok ender rastlanır çünkü mantarların narin bir organik ve çözünebilir yapısı vardır. Yeni keşiften önce bulunmuş olan mantargil fosillerinin yaşı yaklaşık 450 milyon yıl öncesine tarihleniyordu; yani bitkilerin denizden karaya çıkmaya başlamasıyla aynı dönemden kalmalardı. Bu dönemden kalma olan en ünlü fosilleşmiş mantarlardan biri, sekiz metre uzunluğa kadar ulaşabilen ve yıllar boyu ağaç sanılan Prototaksites idi.

Aslında DNA-bazlı yöntemlerle mantargillerin "moleküler saatleri" üzerinde daha önce yapılan incelemeler, mantargillerin çok daha erken, 760 milyon yıl ilâ 1,06 milyar yıl arasında evrilmiş olabileceğini düşündürüyordu. Arktik Kanada şistlerinden çıkarılan milyar yıllık fosilleşmiş mantargil sporları ve iplikçikleri, fosil kayıtları ile moleküler saat arasındaki uyuşmazlığı gidererek, mantargillerin karaları bitkilerden çok daha önce işgal etmiş olabileceğini destekledi.

Mantargil fosilleri, muhtemelen bir zamanlar sığ bir halicin parçası olan kayalarda bulundu. Böyle sığ ortamlar, mantargiller için tipik olarak çok iyidir çünkü besin zengini sular ve sularla taşınan organik maddelerle beslenebilirler. Bu antik kıyısal ortamların yüksek tuzluluk oranı, yüksek mineral ve düşük oksijen içeriği, başka türlü çözünecek olan mantargil hücre duvarlarının içine gömülü olan sert kitin moleküllerinin çok iyi korunması için gereken koşulları sağlar.

Yeni keşfedilen antik mantargilin gerçekten haliçte mi yaşadığı, yoksa karadan gelen çökeltilere mi sürüklendiği kesin olmasa da, modern bir karasal mantardan beklenebilecek ayırt edici özelliklerin çoğuna sahip. Sporlar ve iplikçiler açıkça ayırt edilebiliyor. Hücre duvarlarının mantargile özgü olduğu da net. Hatta eğer bunların o kadar eski olduğu bilinmese, modern mantarlardan ayırt etmek zor olurdu.

Antik kökenlerinden anlaşılabileceği üzere mantargiller, son birkaç milyar yılda Dünya'nın karasal biyosferinin şekillenmesinde kritik bir rol oynadı. 500 milyon yıl önce karaya ilk çıkan bitkiler, mantargillerle yakın ortaklıklar geliştirdi. Kökleri olmayan bu erken dönem bitkileri, mantargil ortaklarının kendi içlerinde büyüyerek ilksel mineral toprağa doğru yayılmalarına güvendi. Biyolojik ayrışma (İng. biological weathering) adı verilen bir süreçle, mantargil iplikçikleri organik asitler salarak kayaların çözünmesini ve onların içindeki besinlerin açığa çıkmasını sağladı. Bitkiler de fotosentez yoluyla ürettikleri besinleri mantargillere aktarıyordu.

Erken dönem bitkileri ile mantargilleri arasındaki bu kaynak alışverişi, Dünya florasının daha da karmaşık türlere, topluluklara ve ekosistemlere çeşitlenmesine olanak tanıdı. Bu kaynak paylaşımı bugün hâlâ sürüyor; kara bitkilerinin %90'ından fazlasının mantargil ortakları var ve hatta bazılarının hayatta kalmak için bütünüyle mantargil yardımına gereksinimleri var.

Kara bitkileri ile onların mantargil ortaklarının ortakyaşamsal (simbiyotik) yükselişi, atmosfer üzerinde de dramatik etkiler yarattı. Şu anda mineral-bazlı enerji yapı taşlarına bolca erişimleriyle, bitkiler fotosentez için bu enerjiyi yakalamak için daha verimli mekanizmalar geliştirdi; karbon dioksit ve suyun yapraklarındaki hareketin daha iyi kontrolü gibi. Milyonlarca yıl içinde, karbon dioksitin bu artan soğurulması, oksijen derişimlerinde büyük bir artışa neden oldu ve daha iri, daha karmaşık hayvan yaşamının belirmesine olanak tanıdı. Onun öncesindeki oksijen düzeyleri, ancak küçük böcek benzeri canlılara olanak sağlayabiliyordu.

Mantargillerin karaya bitkilerden 500 milyon yıl kadar daha erken çıkmalarının anlaşılması dolayısıyla, yeni bulunan fosil, bu ortakyaşamsal yolculuğun başlangıcı hakkında temel sorular gündeme getiriyor. Eskiden, bitkilerin karasal yaşama geçişinin sucul mantargil ortaklarıyla eşzamanlı olduğu düşünülüyordu. Ama yeni keşif, karaların başarılı bitki yaşamı için zaten yüzlerce milyon yıldır hazır durumda olabileceği olasılığını akla getiriyor. Mineral zengini kayaların çözünmesi ve karbon bazlı organik asitlerin salınması dolayısıyla, mantargillerin verimsiz arazileri, bugün bildiğimiz karbon zengini verimli arazilere dönüştürme konusunda aşırı önemli olduğu biliyoruz. Belki de bitki yaşamı, ancak antik mantargil ataların yeraltında uzun yıllar boyu yaptıkları çalışmaların neticesinde mümkün olmuştur. Araştırmacıların şu anda odaklandığı konulardan biri, bu antik mantargillerin kökeninin karasal olup olmadığını kesin olarak anlamak ve onu canlılık ağacında doğru yere yerleştirebilmek.
 
Geri
Üst Alt