- Katılım
- 4 yıl 2 ay 26 gün
- Mesajlar
- 25,600
- Tepkime puanı
- 8,841
- Yaş
- 35
- Konum
- Memed' Home
- Web sitesi
- forummeskeni.com
- İsim
- CHRS
- Memleket
- Neresi?
- Meslek
- IzdırapÇI
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Türk Karaciğer Vakfı Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu, dünyada ve Türkiye'de viral hepatitli hastaların en az yüzde 80'inin hastalığından habersiz olduğunu söyledi.
Türk Karaciğer Vakfı (TKCV) Başkanı ve Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu, Dünya Hepatit Günü dolayısıyla kronik viral hepatitlerin tüm dünyayı etkilediği için küresel halk sağlığı sorunu olarak kabul edilen ve ciddi sağlık sorunlarına yol açan hastalıklar olduğunu söyledi.
Dünyada 1,4 milyon, Türkiye'de yaklaşık 20 bin kişinin her yıl Hepatit B ve C'ye bağlı karaciğer sirozu ile kanser nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Çakaloğlu, şunları anlattı:
"Dünyada ve Türkiye'de viral hepatitli hastaların en az yüzde 80'i hastalığından habersiz durumdadır. Bu hastalar uzun vadede siroz ve kanser olma riski altındadır ve aynı zamanda başkaları için bir bulaş kaynağı olabilmektedir. 2019 yılının rakamlarına göre tedavi olması gereken Hepatit C hastası sayısı en az 10 bin iken, ulaşılan rakam bunun yarısıdır. Hepatit B'de durumun daha vahim olduğu ortaya konulmuştur. Her birey, öncelikle erişkinler mutlaka Hepatit B ve C testlerini yaptırmalı, test sonucu pozitif olanlar uzman hekime başvurmalı, gerekiyorsa vakit kaybetmeden tedaviye başlamalıdır. Erken tanı ve tedavi siroz ve kanser gelişimini önler, yaşam kurtarır."
Erken tanı önemli
Hepatit B veya C'li hastalarda erken tanı ve zamanında tedaviyle karaciğer sirozu veya kanseri gelişmesini önlemenin, hastalara normal bir yaşam sağlamanın önemli olduğunu vurgulayan Çakaloğlu, şunları söyledi:
"Viral hepatitte erken tanı ve tedavi siroz ve kanser gelişimini önler. Temel amaç, toplumda viral hepatitler ile sonuçları açısından farkındalık ve duyarlılık oluşturulması, Hepatit B ve C'nin kontrol altına alınması amacıyla viral hepatit testlerinin yapılması, hasta olanlara etkili ilaçlarla erken dönemde tedavi uygulanması ve gerekli korunmanın aşı ya da diğer tedbirlerle sağlanmasıdır. Hepatit B ve C, yıllarca sessiz seyrederek ilerleyen, hayat kalitesini düşüren ve ölümcül sonuçlara yol açabilen hastalıklardır. Buna karşın her iki enfeksiyonun tanısı çok kolay olup, Hepatit B veya C teşhis edilenlere, bu konuda deneyimli uzmanlar tarafından en etkili tedaviler verilmektedir. Bütün bu imkanlara rağmen, tedavi alması gereken hastaların sadece yüzde 10'una ulaşılabilmiş olması, çarpıcı bir olumsuz veri olarak karşımıza çıkmaktadır."
"Mutlaka viral hepatitlerin araştırılması gerekir"
Viral hepatitlerden A ve E virüslerine bağlı olanların, istisnalar dışında sadece akut hastalığa yol açtığını ve çoğu kez kendiliğinden iyileştiğini vurgulayan Çakaloğlu, şöyle konuştu:
"Hepatit B ve sadece B'li hastalarda görülen hepatit D ve C enfeksiyonları değişik oranlarda kronikleşerek; kronik hepatit, siroz ve kanser gibi ciddi hastalıklara sebep olabilir. Üstelik bu kronikleşme daha çok ilk enfeksiyonu sarılık olmaksızın, sessiz geçiren ve tanı konulamayan kişilerde görülür. Kronikleşen enfeksiyon sonucu 10-40 yıl arası, sessiz, belirtisiz bir süreçte hastaların yüzde 25-30'unda siroz veya kanser gibi ciddi sonuçlar ortaya çıkar. Bu hastalara son döneme gelinmeden tanı konulması ve erken dönemde tedaviye başlanması hayati önem taşır. Bunun için her bireyin hepatit testlerini yaptırması, karaciğer testi değerleri az veya çok yüksek olanlarda mutlaka viral hepatitlerin araştırılması gerekir."
"Kronik hepatitli hastalarda karaciğer hasarı daha ciddidir"
Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu, viral hepatitlerin tanı testlerinin, ülkenin her bölgesindeki hastane ve laboratuvarlarda başarıyla yapıldığını, bu testlerin aile hekimlerinden de istenilebileceğini vurgulayarak, bunun birçok kişide hastalığın erken tanı almasını ve tedavinin etkili bir şekilde uygulanabilmesini sağladığını söyledi.
Viral hepatit testleri negatif olanlarda, gerekli ise Hepatit B ve bazı durumlarda da A aşılaması yapılması gerektiğini vurgulayan Çakaloğlu, "Hepatit C, obezite, alkol, ilaca bağlı ve diğer sebeplerle olan ve hepatit B ve A testleri negatif bütün kronik karaciğer hastalarında, hepatit B ve A aşısı yapılmalıdır. Çünkü birden fazla hepatit virüsü ile enfekte (hepatit B+D, B+C veya nadiren B+C+D gibi) olan veya viral olmayan ek karaciğer sorunu bulunan kronik hepatitli hastalarda karaciğer hasarı daha ciddidir, siroz ve kanser riski de daha yüksektir" sözlerini kullandı.
Etkili ilaçlar tedavi sürecinde önemli rol alıyor
Hepatit B için koruyucu, etkili ve güvenilir aşıların kullanıldığını, Hepatit B hastaları için tedavinin güçlü antiviral etkili ilaçlarla gerçekleştirildiğini belirten Çakaloğlu, şöyle konuştu:
"Hepatit C tedavisi tıp tarihinin en başarılı öykülerinden biridir. Ağızdan alınan ilaçlarla virüsü yok eden kalıcı tedavi hemen her hastada mümkün olabilmektedir. Ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu doktor raporu ile bu ilaçları ücretsiz sağlamaktadır. Hedef tüm hastalara tanı konularak tedaviye başlanması erken tanı ve tedavi sayesinde siroz ve karaciğer kanseri gelişimi önlenebilmekte ve insanlar normal yaşamlarına devam edebilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte ülkemizde Sağlık Bakanlığı ve başta TKCV ve Hep-Yaşam Derneği olmak üzere viral hepatitle ilgilenen STK'lar bu konuda başlatılan kampanyaya büyük destek vererek katılmıştır. Bu da farkındalık oluşturulması ve gerekli tedbirlerin alınması açısından son derece önemlidir."