Türkiye'de Müzeciliğin Tarihi

Katılım
1 yıl 3 ay 14 gün
Mesajlar
2,163
Tepkime puanı
571
Cinsiyet
bPg20e
Dünyada müzeciliğin ilk örneklerini, Roma İmparatorluğu zamanında, sefer ve savaşlarda edinilen ganimetlerin ortaya serilerek halka gösterilmesi oluşturur. Türk müzelerinin tarihine bakıldığında ise ilk çalışmalar çok daha yakın tarihlerde, Osmanlı İmparatorluğu zamanında yürütülen, arkeolojik eserlerin toplanmasına yönelik girişimlerde karşımıza çıkmaktadır.

Kurumsal olarak ilk müzenin kurulması Osman Hamdi Bey tarafından hayata geçirildi. Osman Hamdi Bey, 1883 yılında Güzel Sanatlar Akademisi (Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi'ni) ile İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni kurdu ve müdürlüklerini üstlendi. 1884'te o güne kadar hiç gündeme gelmemiş olan ve çokça kayıp verilmesine neden olan bir zaafı gidermek amacıyla, antik eserlerin yurt dışına çıkarılmasını yasaklayan Asr-ı Atîka Nizamnâmesini çıkarttırarak yürürlüğe soktu. Osmanlı döneminde önemli adımlar atılmış olmasına rağmen, Anadolu eserlerinin ve 19. yy'a ait eserlerin tasnif edilmesi, Cumhuriyet döneminde kurulan kurumlar altında gerçekleşti. Mustafa Kemal Atatürk'ün Milli Sarayların mülkiyetini halka ve yönetimini de meclise geçirmesiyle beraber saraylardaki koleksiyonlar tasnif edilip, müzeleştirildi.

Günümüzde, müzeler beş farklı yapı altında toplanıyor: Resmi Müzeler, Vakıf Müzeleri, Şahıs Müzeleri, Kurum Müzeleri, Üniversite Müzeleri. Bu farklı yapılar yüzünden, işleyen ve devamlılık teşkil eden bir sistem oluşturmak güçleşiyor. Ortak hareket birliği oluşturmakta, eserlerin kronolojik olarak sergilenmesinde ve uygulamalar konusunda mutabakat sağlanmasında zorluklar yaşanıyor.

Özel Müzeler

Kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişilerle vakıfların kendi hizmet konuları veya amaçlarını gerçekleştirmeleri için başvurmaları halinde özel müze açmalarına izin verilmektedir.

Özel Müze kurma isteklerini konu alan başvurular 2863 sayılı Kanun ve buna bağlı çıkarılan "Özel Müzeler ve Denetimleri Hakkında Yönetmelik" hükümleri doğrultusunda incelenmekte, müzenin yeterli nitelik ve nicelikte bulunması ve sürekli hizmet vermesi hususları dikkate alınarak değerlendirilmektedir.

Gerçek ve tüzel kişilerce kurulacak müzeler, Kültür Bakanlığı'nın izin belgesinde belirlenen konu alanlarına ilişkin taşınır kültür varlığı bulundurabilir ve teşhir edebilirler. Bu müzelerde taşınır kültür varlıklarının korunması devlet müzeleri statüsündedir.

Türkiye'deki müzelerin dünya müzeleriyle de iletişimi oldukça zayıf olup, uluslararası müzecilik örgütleriyle bağların güçlendirilmesi gereklidir. ICOM (International Council on Museums) ve ICOMOS (International Council on Monuments and Sites) gibi uluslararası müzecilik kurumlarının desteği ile, eğitimlerin, bursların, dönemsel sergilerin ve dünya müzeleriyle iletişimin arttırılması Türkiye'deki müzecilik sektörünün gelişimine önemli katkıda bulunacaktır.
 
Geri
Üst Alt