- Katılım
- 4 yıl 2 ay 25 gün
- Mesajlar
- 25,600
- Tepkime puanı
- 8,841
- Yaş
- 35
- Konum
- Memed' Home
- Web sitesi
- forummeskeni.com
- İsim
- CHRS
- Memleket
- Neresi?
- Meslek
- IzdırapÇI
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünya ve yaşamın her geçen gün daha da önem kazanmaya başladığı dünyamızda “İyi Yaşam” teması öne çıkmaktadır.
İyi yaşamla anlatılmak istenen; daha sağlıklı, daha güzel, daha uzun yaşam…
Bu kapsamda da doğal ve bitkisel beslenme karşımıza çıkıyor.
Bitkiler sürdürülebilir yaşam için gerekli olan oksijeni ve besini sağlarlar ve sağlığımızı korurlar.
İnsan yaşamının başlamasıyla birlikte bitkilerin tedavi amaçlı kullanımı başlamıştır. İlk günden itibaren bitkilerin tedavi edici gücünden “İyi Yaşam” için yararlanılmıştır.
Günümüz modern tıbbında kullanılan pek çok ilaçta bitkilerden elde edilmektedir.
Ülkemizdeki bitkisel zenginlik; üç fitocoğrafik bölgenin kesiştiği bölge olmasından, Güney Avrupa ile Güneybatı Asya floraları arasında köprü olmasından, pek çok cins ve seksiyonun orjin ve farklılaşım merkezi olmasından kaynaklanmaktadır. Bu zengin florada çok sayıda tıbbi ve aromatik bitkiyi de bünyesinde barındırmakla kalmayıp aynı zamanda pek çoğunda gen merkezi konumundadır. Buna rağmen bu bitki zenginliğinden yeterince yararlanılmamaktadır.
Doğal florada bulunan bitkiler halk arasında; gıda, tedavi amaçlı (Fitoperapi: tıbbi bitkilerle tedavi), çay, baharat, boya, insektisit (böcek ilacı), hayvan hastalıklarının tedavisi, reçine, zamk, uçucu yağlarından faydalanma, meşrubat, kozmetik sanayinde kullanımı yapılmaktadır.
Ülkemiz bitkisel ilaç, bitki kimyasalları, gıda katkı maddeleri, kozmetik ve parfüm sanayi ile boya sanayi gibi önemli sektörlere hammadde temin eder pozisyonda olması nedeniyle tıbbi aromatik bitkiler ticaretinde önde gelen ülkeler arasındadır.
Günümüz dünyasında bu bitkiler alternatif tıp (tıbbi tedavinin yerine kullanılan) alanında kullanılsa da doğru olan tamamlayıcı tıp alanında kullanılmasıdır. En çok kullanıldığı alan tamamlayıcı tıp (tıbbi tedavi ile birlikte kullanılan tedavi) uygulamalarıdır.
Ekinezya
TARİHÇE
Bitkilerin tedavi amacıyla kullanılması insanlık tarihi kadar eski olduğu, antik kentlerin ve kalıntıların incelenmesiyle gözler önüne seriliyor. Hakkari’nin hemen güneyinde Kuzey Irak’ta Şanidar Mağarasında 1957 yılında yapılan kazılarda bulunan ve bir Şamana ait olduğu düşünülen mezarda; civanperçemi, kanarya otu, gül hatmi, peygamber çiçeği, ebegümeci ve deniz üzümü gibi bitki türlerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Günümüzden 60 bin yıl öncesine ait mezarda bulunanlar “şimdilik” bitki insan ilişkisinin başlangıcına ait ilk veri olarak kabul edilmektedir.
Ölülerini gömmeye başlayan bir toplumda, ölen kişinin tekrar yaşama döndüğün de kullanacağı düşüncesiyle mezara konulduğu tahmin edilen bu bitkilerin, yenenler ve şifalı olanlar diye ayrılmaya başlandığının da bir göstergesi olabileceği düşünülmektedir.
Tarihte bilinen en eski reçete kalıplarından biri Hititlere aittir.
Eski Mısır dönemine ait tıbbi papirusların bulunması Mısır tıbbı ve ilaçları hakkındaki bilgileri genişletmiştir. İlaçlar ve tedavi ile ilgili papirusların en önemlisi İ.Ö. 1550 yıllarında yazıldığı tahmin edilen Ebers Papirusudur. Bu papirüs Teb’de EL Assassaif’in mezarında bir mumyanın bacakları arasında bulunmuştur. 77 bitkisel, hayvansal ve madensel drog ve 800 den fazla reçete taşımaktadır. Reçetelerde en çok Acımarul, dağsoğanı, ardıç meyvası, banotu, çiğdem, hardal, hintyağı, incir, centiyane, keten tohumu, kişniş, mürver, nar kabuğu, pelinotu, sakız, sarısabır, soğan, tarçın, terementi ve üzümün adı geçmektedir.
Tıbbi bitkiler ile ilgili ilk yazılı kaynakların Sümerlere ve Çinlilere ait olduğu araştırmacılar tarafından belirtilmektedir. Sümerlere ait olanı tabletler şeklinde M.Ö. 4000 yılına, Çinlilere ait olanı da M.Ö. 3700 yıllarına denk geldiği belirtilmektedir.
Mezopotamya uygarlığı döneminde kullanılan bitkisel drog miktarının 250 civarında olduğu ve bu döneme ait tabletlerdeki reçetelerde adamotu, banotu, çöpleme, eğir kökü, haşhaş, hardal, kekik, kitre, meşe mazısı, nane, nar kabuğu, rezene, safran, terementine rastlandığı görülmektedir.
Grekler döneminde 600 kadar, Arap Fas uygarlığı döneminde de 4.000 kadar tıbbi bitki kullanıldığı tahmin edilmektedir.
Dioskorides’in ilk farmakope sayılabilecek “De Materia Medica” isimli 5 ciltlik eserinde 500 tıbbi bitkinin ve bu bitkilerden hazırlanan ilaçların kullanımı ile ilgili ayrıntılı bilgiler verilmiştir. Bu bitkilerin çoğunun da Anadolu’da yetişen bitkiler olması da güzelliğidir.
Asya ile Avrupa arasında bir köprü görevi üstlenen, göç ve ticaret yollarının önemli halkası olan Anadolu; yüz yıllardır bitkisel ilaç ve baharat ticaretinde önemli rol oynamıştır.
İnsanlar başlangıçta kendi yörelerinde yetişen bitkileri tedavide kullanırlarken, ticaretin gelişmesine bağlı olarak zamanla, diğer ülkelerde kullanılan bitkiler de tedavide kullanılmaya başlamıştır.
Bazı Tıbbı Aromatik Bitkilere Ait Mitoslar ve Felsefeleri
Adaçayı : Romalıların adaçayını kutsal saydıkları ve adaçayı toplama işini son derece önemseyerek bunu özel bir tören eşliğinde yaptıkları bilinmektedir. Arap dünyasında adaçayı yetiştirenlerin ölmeyeceğine dair bir inanç vardır. Ölümsüzlük, bilgelik ve koruyuculuğu temsil eden adaçayı aynı zamanda Hristiyanlıkta Bakire Meryem’in simgelerinden biridir.
Anason: Günümüzde özellikle doğum günlerinde ve düğünlerde pasta yemek yaygın alışkanlıktır. Bu alışkanlığın temelleri Roma dönemine dayandırılmaktadır. Romalılar yemeklerini tatlandırmada bolca kullandıkları anasonu özel günlerde, bayramlarda ve törenlerde hazırladıkları bir kekte kullanırlardı.
Ardıç: Türk dünyasında ardıç saygın bir ağaçtır. Orta Asya’da ardıç ağacının tanrısal, sihirli bir gücü olduğu inancı yaygındır. Ardıç ateş yoluyla temizlenmeyi ifade eder. Kötü ruhların ardıç ağacından durduğuna inanılır ve cin, şeytan gibi varlıkları kovmak için ardıçtan yardım alınırdı. Orta Asya Türkleri ardıç ağacını özellikle mezarlıklara dikerlerdi. Anadolu’da da ardıç ağacı bu önemini korumaktadır. Eski Uygur yazıtlarında ve Manas destanında ardıç ağacından söz edilmiştir.
Biberiye: Biberiye bitkisinin zihni açtığı ve hafızayı güçlendirdiği eski çağlardan itibaren bilinmektedir. Antik Yunan’da Öğrencilerin biberiye yapraklarından yaptıkları taçları başlarına takarak veya bu bitkiden ördükleri halkaları boyunlarında taşıyarak zihinlerini diri tuttukları bilinmektedir. Eski Yunan ve Roma’da çok sevilen bu bitki sadakatin simgesi olarak benimsenmiştir. Antikçağda düğün ve törenlerde sembolik olarak kullanılmıştır. Bu gün bile uğur getirdiğine ve koruduğuna inanılan biberiyenin evlerin çevresinde dikilmesi pek çok kültürde yaygındır.
Defne: Defne ağacı eski Yunan’da aşkına karşılık bulamayan Apollon’a adanmıştır. Apollonla birlikte değerli kişiler, ünlü şairler ve kahramanlar alınlarını defne yapraklarıyla taçlandırmışlardır. Roma İmparatorluğu, kurulduğu ilk yıllarda henüz çok tanrılı inancı benimsememişti ve daha farklı bir din anlayışı vardı. Bu inanç biçiminde Romalılar doğaya çeşitli tapınmalarla yön vermeye çalışıyorlardı. Örneğin her yıl Mart ayının birinci günü evlerinin kapısına defne dalı asıyorlardı. Böylece yılın bolluk ve bereket içinde geçmesini sağlamış oluyorlardı. Çin mitolojisinde defne ruh malzemesi zengin bir ağaç olarak bilinir. Kırmızı defne ağacı hayatın özünü barındırdığından her mevsim yeşil kalır ve bundan dolayı da defnenin her türlü derde şifa olabileceği düşünülür.
Devedikeni: Hıristiyanlıkta günah ve İsa’nın ıstırabını simgeleyen bir bitkidir. Bunun yanı sıra kanaatkarlık ve kindarlığı da temsil ettiği bilinir.
Fesleğen: Eski Yunan’da insanlara pek hoş şeyler çağrıştırmazmış. Çoğunlukla şansızlık ve kadersizlik simgesi olarak bilinirmiş. Ancak Hint kültüründe Eski Yunan’ın tam tersine şans getirdiğine ve kötülüklerden koruduğuna inanılırmış. Fesleğenin tarih boyunca bilinen bir başka etkisi de cinsel gücü arttırıcı bir özelliği olmasıdır.
Ihlamur: Zeus ve Hermes ile ilgili pek çok efsanede geçer.
Isırgan: Bu bitki Romalı askerlerin sert soğuklarda savaşırken en önemli koruyucusuydu. Vücuduna ısırgan süren Roma askerleri böylece soğuk hava koşullarından daha az etkilenmeyi başarırlarmış.
Kekik: Yunan mitolojisinde kekiğin Troya savaşının başlamasına neden olan Troya’lı Helen’in gözyaşlarının düştüğü yerden doğduğu anlatılır. Kekik Eski Yunan’da asaletin ve cesaretin bitkisi olarak bilinmektedir. Savaşa giden yiğitlere kekik kokan armağanlar vermek bu inanıştan doğmuştur. Ayrıca zenginlerin kapısının önünde kekik tütsülenmesi de güç ve asaletin ispatı içindir. Romalı askerlerin cesaret kazanmak için kekikli banyo yaptıkları da bilinmektedir.
Kenevir: Çin ve İran’da eski zamanlardan beri yetiştirilen bir bitki olan kenevirin tohumundan elde edilen bir hapın ömrü uzattığına ve insanın zihinde yarattığı hoşlukla beraber kişiye kehanet yeteneği verdiğine inanılırdı.
Safran: Hititlerde safrana A-Zupiru derlerdi ve ondan ilaç olarak faydalanırlardı. Yunan, Roma ve Osmanlı dönemlerinde safran ticareti önem taşımaktaydı. Strabon Geographica’sındsa, Roma döneminde en iyi safranın cehennem mağarası yakınında yani bugünkü Silifke’de yetiştiğini yazmıştır. Bugün Güneydoğu Anadolu’da Mardin yakınlarında bulunan Deyr-ül Zeferan adındaki Süryani manastırı ismini safran bitkisinden almıştır. Deyr manastır, zeferan ise safran demektir.
TIBBİ AROMATİK BİTKİLER ÜRETİMİ
Tıbbi Aromatik Bitkilerin Sınıflandırma
Tıbbi aromatik bitkilerin üretimine geçmeden önce, tıbbi aromatik bitkilerin birçok sınıflandırma şeklinin olduğunu ancak bunlardan en çok kullanılan sınıflandırmanın ise aşağıdaki gibi olduğunu söylemek gerekir.
Bitkiler büyümeleri ve gelişmeleri sırasında işlevleri olmayan çok sayıda ve çeşitli organik bileşikler üretirler. Bu maddeler sekonder metabolitler, ikincil ürünler veya doğal ürünler olarak adlandırılırlar.
Bitkilerde meydana gelen fotosentez, solunum, çözünmüş madde aktarımı, taşınım, protein sentezi, sindirim, karbonhidrat, protein ve lipitlerin oluşumunda sekonder metabolitlerin genellikle doğrudan rollerinin olmadığı görülür. Sekonder metabolitler bitkiler aleminde sınırlı, bazı bitkilerde dağılım gösterir.
Bu özellikleri ile primer metabolitlerden (amino asitler, şekerler, vb.) ayrılırlar. Primer metabolitler tüm bitkilerde bulunurken sekonder metabolitler bazı bitkilerde bulunur.
DÜNYA
Dünyadaki tüm bitkilerin 320 bin adet olduğu düşünülmektedir. Bunlardan 270 bininin bilindiği belirtilmektedir. Bunlardan da 70 bininden yararlanıldığı, yaklaşık 3 binin besin kaynağı, 25 bin kadarının tedavi amaçlı kullanıldığı, 5 bininin endüstriyel amaçlar için kullanıldığı, 15 bin kadarının da süs bitkisi olduğu uzmanlar tarafından söylenmektedir.
Dünya ticaretinde en çok konu olan tıbbi aromatik bitkiler; kahve, susam, sarımsak, kırmızı biber, yenibahar, karabiber, yeşil çay, hardal tohumu, haşhaş tohumu, zencefil, salep ve kimyon dur.
Yeryüzünde bu bitkilerin dağılışı eşit değildir. Tropik bölgeler tür çeşitliliği bakımından en zengin yerler olarak gösterilmektedir. Kutuplara doğru tür sayısı azalmaktadır. Tür bakımından en zengin yerler Güney Amerika’nın Kuzey kesimleri ile Endonezya takımadalarıdır.
Dünya ticaret hacmi ve değeri konusunda en sağlıklı ve güvenilir veriler Cenevre’de ki Uluslararası Ticaret Merkezi (UN Comtrade) bilgi bankasından elde edilebilmektedir.
Dünyada tıbbi ve aromatik bitki dış alımı yapan ülkeler içerisinde olan ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, Çin, Hindistan gibi ülkeler aynı zamanda bir çok bitkinin de dış satımını yapan ülkeler arasındadır.
Dünyada popüler kullanılan tıbbi bitki sayısı 4-6 bin, ticareti yapılan tür sayısının 3 bin civarında olduğu belirtilmektedir.
TÜRKİYE
Türkiye bitki zengini bir ülkedir. Çeşitli kaynaklarda yurt içinde aktarlarda 200 civarında doğal bitki türü satıldığı belirtilmektedir.
Türkiye’de ticari amaçla doğadan toplanarak iç ve dış piyasada satılan bitki türlerinin sayısı uzmanlar tarafından 347 adet olarak belirtilmektedir. Bunların içinde endemik olanlarının sayısı 35 olduğu doğadan toplanıp yurt dışına satılan doğal bitki türü sayısının ise 100 kadar olduğu belirtilmektedir. Bununla birlikte ülkemizdeki türlerin en az 1.000 kadarından çeşitli şekillerde yararlanıldığı ve 400 kadarının da ticaretinin yapıldığı tahmin edilmektedir.
Türkiye 2014 itibariyle baharatta 30 milyon dolarlık ithalat, 150 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirmesine rağmen, zengin potansiyelimize göre bu rakamlar olması gereken potansiyelin çok altında bir durumdadır.
Ülkemizin tıbbi aromatik bitki ihracatında yer tutan önemli bitkilerin üretim alanları ve üretim miktarları aşağıdaki gibidir;
Tıbbi Aromatik Bitkiler hem doğadan toplanmakta hem de kültür bitkisi olarak yetiştirilmektedir.
Tıbbi aromatik bitkiler Dünyada olduğu gibi ülkemizde de ya doğadan toplanmakta ya da kültürü yapılmaktadır. Yeryüzünde yararlanılan 70 bin bitki türünün sadece % 10 nunun kültürü yapıldığı, Avrupa’da yayılış gösteren 1200 civarındaki bitki türünün % 90’ının doğadan toplandığı, Çin’de de geleneksel Çin tıbbında kullanılan bitkilerin büyük çoğunluğu doğadan toplandığı bilinmektedir.
Ülkemizde ise tıbbi aromatik bitkilerin %75’i orman alanlarından ve doğal yetişme alanlarından toplanmaktadır. Kültüre alınan çeşitleri sınırlı sayıda ve sınırlı alandadır.
Doğadan Toplanan Tıbbi Aromatik Bitkilerin Bazıları;
Yoğun talep yüzünden Dünyada; Adonis vernalis, Ginko Biloba, Panax Ginseng, Harpagophytum Procumbers gibi bitkilerin nesilleri tehlike altındadır.
Ülkemizde de yumruları salep olarak kullanılan Orchidaceae familyasına dahil orkide türleri ile Gypsophila Arrostii, Gentiana Lutea gibi türler aşırı toplanması sonucu tehlike altındadır.
Özellikle Orchidaceae (Salep) familyasına dahil bazı salep türlerinin yumru ve droglarının da ihracatı yasaklanmıştır. Yasaklamalar her yıl toplanan “Doğal Çiçek soğanları Komisyonu” tarafından belirlenir.
Ayrıca ormanlık arazide kendiliğinden yetişen yabani orkide yumrularının toplanması ve satılması ekolojik denge nedeniyle yasaktır.
Doğadan Bitki Toplamada Zararı Arttıran Etmenler
Ülkemizde kültüre alınanlar;
Tıbbi aromatik bitkileri kültüre almada ve Pazar çalışmalarında; Tıbbi aromatik bitkilerin ıslahında drog verimi yanında etkili madde verimi de son derece önemlidir.
Örneğin (çeşitli kaynaklardan derlenerek)
Hasat sonrası işlemler tıbbi aromatik bitkilerde kaliteyi belirleyen en önemli unsurlardandır.
Hasat sonrası işlemlerdeki hatalar veya yanlış uygulamalar tıbbi aromatik bitkilerde önemli etkiye sahiptir. Bunları, yıkama, kurutma (hasat sonrasında kaliteyi etkileyen en önemli unsurların başındadır), ayırma-kıyma-doğrama, depolama ve paketleme olarak sıralayabiliriz.
Tıbbi aromatik bitkilerde “Ekstrasyon” işlemleri de önemli uygulamalardandır.
Sabit Uçucu Yağ Ekstraksiyonu; Uçucu yağlar, sabit yağlar, alkaloitler, fenolik ve boyar maddeler gibi endüstriyel değeri çok yüksek olan pahada ağır ürünler ekstraksiyon veya ileri metotlarla elde edilmektedir. Gül yağı su distilasyonu, kekik, adaçayı ve defne yağları ise buhar distilasyonu ile elde edilmektedir. Distilasyon işlemi sonucunda ticari değere sahip iki farklı ürün saf uçucu yağ ve distilasyon suyu ortaya çıkmaktadır.
Mekanik olarak soğuk sıkma yöntemi ile limon, portakal, bergamut, greyfurt ve misket limonu gibi turunçgillerin meyve kabuklarından uçucu yağ çıkartılmaktadır.
Defne meyvesi yağı üretiminde sıcak su ve hekzan ayrıştırıcı olarak kullanılır.
Keten tohumu, badem yağı, kabak çekirdeği ve çörek otu yağında soğuk pres yöntemi tercih edilir.
Kuru Ekstre; Gıda takviyesi, kapsül veya tablet formundaki bitkisel ilaçlarda.
Sıvı Ekstre; Keçiboynuzu ve andız pekmezi en çok kullanılan sıvı ekstrelerdendir. Stevia ekstresi ve meyan balı da değerlendirilmektedir.
TIBBİ AROMATİK BİTKİLER TİCARETİ
DÜNYA
Dünyada bitkisel ürünler için başlıca ticaret merkezleri dendiğinde; Çin, Almanya, ABD, Fransa, İtalya, Japonya, İspanya, İngiltere, Hindistan ve Hong Konk.
Bitkisel ilaçların kişi başına en yüksek tüketiminin olduğu ülke dendiğinde ise JAPONYA karşımıza çıkmaktadır.
TÜRKİYE
Türkiye İhracatı Verileri.
Tıbbi aromatik bitkilerin ihracatından yıllık 140 milyon dolar gibi bir gelir sağlanmaktadır.
Türkiye dünya genelinde yaklaşık 100 ülkeye tıbbi aromatik bitki ihracatı yapmaktadır.
Türkiye; dış satımın önemli bir kısmını Kuzey Amerika, Avrupa Birliği, Latin Amerika, Uzak Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yapmaktadır. Bu ülkelerden ABD, Almanya, Vietnam, Hollanda, Polonya, Brezilya, Kanada, İtalya, Belçika, Yunanistan, Fransa ve Japonya listenin başında yer almaktadır.
Kekik, defne, kimyon, kebere, çay ve haşhaş tohumu ve alkaloitlerin de önemli tedarikçi ülke durumundadır.
Ayrıca; morfin, gül yağı, kekik yağı, defne yağı, adaçayı yağı, ıtır çiçeği yağı, sığla yağı, kimyon yağı, reçine, terebentin, oleoresin, sığla, kitre, sakız, zamk olarak ekstre ve ekstraktlarını da ihraç etmektedir.
Son dönemlerdeki ihracat verilerine bakıldığında yıllar içerisinde dünya ihracat değerlerinde artış yaşanmasına rağmen ülkemiz ihracat değerleri yatay bir seyir izlemektedir.
Türkiye İthalatı Verileri.
Ülkemiz bir kısım tıbbi aromatik bitkiyi de ithal etmektedir. Ülkemiz ithalat değeri az da olsa yükseliş trendindedir.
Tarçın, Karabiber, karanfil, zencefil gibi ülkemizde yetişmeyen tıbbi aromatik bitkiler özellikle uzak doğudan ithal edilmektedir. Bir de maliyetleri düşük olduğu için ürettiğimiz bazı tıbbi aromatik bitkileri de ithal ettiğimizi görmekteyiz. Bu ürünlerin bir çoğu yurt içinde işlenerek tekrar ihraç edilmektedir.
Örneğin;
TAMALAYICI TIP
Dünyada geleneksel ve tamamlayıcı tıp kullanım yüzdesine bakıldığında; Çin’de % 70, Kanada’da % 70, Fransa’da % 49, Avustralya’da % 46, Amerika’da % 42, Belçika’da % 31 oranında olduğu görülmektedir.
2012 Yılında yetişkinler tarafından kullanılan dünyadaki en yaygın 10 tamamlayıcı sağlık yaklaşımı
Yukarıdaki verilerden de görüleceği gibi Tıbbı Aromatik Bitkiler günümüzde en çok kullanılan tamamlayıcı sağlık ürünleri durumunda. Bu durum üretimi, sanayisine ve ticaretini çok önemli bir hale getirmektedir.
Tıbbi Aromatik Bitkilerin Kullanım Alanları
Uzmanlar tarafından dünya nüfusunun yaklaşık % 80’inin sağlığına kavuşmak için geleneksel tıbbı ve tıbbi aromatik bitkileri kullandığı ifade edilmektedir.
Dünyamızın son zamanlarda içinde bulunduğu ekonomik belirsizlik ve sıkıntılar nedeni ile, Tıbbı Aromatik Bitkiler sektörü dünya çapında yaygın kullanımı ile ticarette çok önem arz etmektedir.
İzmir ili tıbbı aromatik bitkilerin yurtiçi ticaretinde ve ihracatında en önemli il konumundadır.
TIBBİ AROMATİK BİTKİLERDE PAZARLAMA STRATEJİLERİ ÖNERİLERİ
İyi yaşamla anlatılmak istenen; daha sağlıklı, daha güzel, daha uzun yaşam…
Bu kapsamda da doğal ve bitkisel beslenme karşımıza çıkıyor.
Bitkiler sürdürülebilir yaşam için gerekli olan oksijeni ve besini sağlarlar ve sağlığımızı korurlar.
İnsan yaşamının başlamasıyla birlikte bitkilerin tedavi amaçlı kullanımı başlamıştır. İlk günden itibaren bitkilerin tedavi edici gücünden “İyi Yaşam” için yararlanılmıştır.
Günümüz modern tıbbında kullanılan pek çok ilaçta bitkilerden elde edilmektedir.
Ülkemizdeki bitkisel zenginlik; üç fitocoğrafik bölgenin kesiştiği bölge olmasından, Güney Avrupa ile Güneybatı Asya floraları arasında köprü olmasından, pek çok cins ve seksiyonun orjin ve farklılaşım merkezi olmasından kaynaklanmaktadır. Bu zengin florada çok sayıda tıbbi ve aromatik bitkiyi de bünyesinde barındırmakla kalmayıp aynı zamanda pek çoğunda gen merkezi konumundadır. Buna rağmen bu bitki zenginliğinden yeterince yararlanılmamaktadır.
Doğal florada bulunan bitkiler halk arasında; gıda, tedavi amaçlı (Fitoperapi: tıbbi bitkilerle tedavi), çay, baharat, boya, insektisit (böcek ilacı), hayvan hastalıklarının tedavisi, reçine, zamk, uçucu yağlarından faydalanma, meşrubat, kozmetik sanayinde kullanımı yapılmaktadır.
Ülkemiz bitkisel ilaç, bitki kimyasalları, gıda katkı maddeleri, kozmetik ve parfüm sanayi ile boya sanayi gibi önemli sektörlere hammadde temin eder pozisyonda olması nedeniyle tıbbi aromatik bitkiler ticaretinde önde gelen ülkeler arasındadır.
Günümüz dünyasında bu bitkiler alternatif tıp (tıbbi tedavinin yerine kullanılan) alanında kullanılsa da doğru olan tamamlayıcı tıp alanında kullanılmasıdır. En çok kullanıldığı alan tamamlayıcı tıp (tıbbi tedavi ile birlikte kullanılan tedavi) uygulamalarıdır.
Ekinezya
TARİHÇE
Bitkilerin tedavi amacıyla kullanılması insanlık tarihi kadar eski olduğu, antik kentlerin ve kalıntıların incelenmesiyle gözler önüne seriliyor. Hakkari’nin hemen güneyinde Kuzey Irak’ta Şanidar Mağarasında 1957 yılında yapılan kazılarda bulunan ve bir Şamana ait olduğu düşünülen mezarda; civanperçemi, kanarya otu, gül hatmi, peygamber çiçeği, ebegümeci ve deniz üzümü gibi bitki türlerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Günümüzden 60 bin yıl öncesine ait mezarda bulunanlar “şimdilik” bitki insan ilişkisinin başlangıcına ait ilk veri olarak kabul edilmektedir.
Ölülerini gömmeye başlayan bir toplumda, ölen kişinin tekrar yaşama döndüğün de kullanacağı düşüncesiyle mezara konulduğu tahmin edilen bu bitkilerin, yenenler ve şifalı olanlar diye ayrılmaya başlandığının da bir göstergesi olabileceği düşünülmektedir.
Tarihte bilinen en eski reçete kalıplarından biri Hititlere aittir.
Eski Mısır dönemine ait tıbbi papirusların bulunması Mısır tıbbı ve ilaçları hakkındaki bilgileri genişletmiştir. İlaçlar ve tedavi ile ilgili papirusların en önemlisi İ.Ö. 1550 yıllarında yazıldığı tahmin edilen Ebers Papirusudur. Bu papirüs Teb’de EL Assassaif’in mezarında bir mumyanın bacakları arasında bulunmuştur. 77 bitkisel, hayvansal ve madensel drog ve 800 den fazla reçete taşımaktadır. Reçetelerde en çok Acımarul, dağsoğanı, ardıç meyvası, banotu, çiğdem, hardal, hintyağı, incir, centiyane, keten tohumu, kişniş, mürver, nar kabuğu, pelinotu, sakız, sarısabır, soğan, tarçın, terementi ve üzümün adı geçmektedir.
Tıbbi bitkiler ile ilgili ilk yazılı kaynakların Sümerlere ve Çinlilere ait olduğu araştırmacılar tarafından belirtilmektedir. Sümerlere ait olanı tabletler şeklinde M.Ö. 4000 yılına, Çinlilere ait olanı da M.Ö. 3700 yıllarına denk geldiği belirtilmektedir.
Mezopotamya uygarlığı döneminde kullanılan bitkisel drog miktarının 250 civarında olduğu ve bu döneme ait tabletlerdeki reçetelerde adamotu, banotu, çöpleme, eğir kökü, haşhaş, hardal, kekik, kitre, meşe mazısı, nane, nar kabuğu, rezene, safran, terementine rastlandığı görülmektedir.
Grekler döneminde 600 kadar, Arap Fas uygarlığı döneminde de 4.000 kadar tıbbi bitki kullanıldığı tahmin edilmektedir.
Dioskorides’in ilk farmakope sayılabilecek “De Materia Medica” isimli 5 ciltlik eserinde 500 tıbbi bitkinin ve bu bitkilerden hazırlanan ilaçların kullanımı ile ilgili ayrıntılı bilgiler verilmiştir. Bu bitkilerin çoğunun da Anadolu’da yetişen bitkiler olması da güzelliğidir.
Asya ile Avrupa arasında bir köprü görevi üstlenen, göç ve ticaret yollarının önemli halkası olan Anadolu; yüz yıllardır bitkisel ilaç ve baharat ticaretinde önemli rol oynamıştır.
İnsanlar başlangıçta kendi yörelerinde yetişen bitkileri tedavide kullanırlarken, ticaretin gelişmesine bağlı olarak zamanla, diğer ülkelerde kullanılan bitkiler de tedavide kullanılmaya başlamıştır.
Bazı Tıbbı Aromatik Bitkilere Ait Mitoslar ve Felsefeleri
Adaçayı : Romalıların adaçayını kutsal saydıkları ve adaçayı toplama işini son derece önemseyerek bunu özel bir tören eşliğinde yaptıkları bilinmektedir. Arap dünyasında adaçayı yetiştirenlerin ölmeyeceğine dair bir inanç vardır. Ölümsüzlük, bilgelik ve koruyuculuğu temsil eden adaçayı aynı zamanda Hristiyanlıkta Bakire Meryem’in simgelerinden biridir.
Anason: Günümüzde özellikle doğum günlerinde ve düğünlerde pasta yemek yaygın alışkanlıktır. Bu alışkanlığın temelleri Roma dönemine dayandırılmaktadır. Romalılar yemeklerini tatlandırmada bolca kullandıkları anasonu özel günlerde, bayramlarda ve törenlerde hazırladıkları bir kekte kullanırlardı.
Ardıç: Türk dünyasında ardıç saygın bir ağaçtır. Orta Asya’da ardıç ağacının tanrısal, sihirli bir gücü olduğu inancı yaygındır. Ardıç ateş yoluyla temizlenmeyi ifade eder. Kötü ruhların ardıç ağacından durduğuna inanılır ve cin, şeytan gibi varlıkları kovmak için ardıçtan yardım alınırdı. Orta Asya Türkleri ardıç ağacını özellikle mezarlıklara dikerlerdi. Anadolu’da da ardıç ağacı bu önemini korumaktadır. Eski Uygur yazıtlarında ve Manas destanında ardıç ağacından söz edilmiştir.
Biberiye: Biberiye bitkisinin zihni açtığı ve hafızayı güçlendirdiği eski çağlardan itibaren bilinmektedir. Antik Yunan’da Öğrencilerin biberiye yapraklarından yaptıkları taçları başlarına takarak veya bu bitkiden ördükleri halkaları boyunlarında taşıyarak zihinlerini diri tuttukları bilinmektedir. Eski Yunan ve Roma’da çok sevilen bu bitki sadakatin simgesi olarak benimsenmiştir. Antikçağda düğün ve törenlerde sembolik olarak kullanılmıştır. Bu gün bile uğur getirdiğine ve koruduğuna inanılan biberiyenin evlerin çevresinde dikilmesi pek çok kültürde yaygındır.
Defne: Defne ağacı eski Yunan’da aşkına karşılık bulamayan Apollon’a adanmıştır. Apollonla birlikte değerli kişiler, ünlü şairler ve kahramanlar alınlarını defne yapraklarıyla taçlandırmışlardır. Roma İmparatorluğu, kurulduğu ilk yıllarda henüz çok tanrılı inancı benimsememişti ve daha farklı bir din anlayışı vardı. Bu inanç biçiminde Romalılar doğaya çeşitli tapınmalarla yön vermeye çalışıyorlardı. Örneğin her yıl Mart ayının birinci günü evlerinin kapısına defne dalı asıyorlardı. Böylece yılın bolluk ve bereket içinde geçmesini sağlamış oluyorlardı. Çin mitolojisinde defne ruh malzemesi zengin bir ağaç olarak bilinir. Kırmızı defne ağacı hayatın özünü barındırdığından her mevsim yeşil kalır ve bundan dolayı da defnenin her türlü derde şifa olabileceği düşünülür.
Devedikeni: Hıristiyanlıkta günah ve İsa’nın ıstırabını simgeleyen bir bitkidir. Bunun yanı sıra kanaatkarlık ve kindarlığı da temsil ettiği bilinir.
Fesleğen: Eski Yunan’da insanlara pek hoş şeyler çağrıştırmazmış. Çoğunlukla şansızlık ve kadersizlik simgesi olarak bilinirmiş. Ancak Hint kültüründe Eski Yunan’ın tam tersine şans getirdiğine ve kötülüklerden koruduğuna inanılırmış. Fesleğenin tarih boyunca bilinen bir başka etkisi de cinsel gücü arttırıcı bir özelliği olmasıdır.
Ihlamur: Zeus ve Hermes ile ilgili pek çok efsanede geçer.
Isırgan: Bu bitki Romalı askerlerin sert soğuklarda savaşırken en önemli koruyucusuydu. Vücuduna ısırgan süren Roma askerleri böylece soğuk hava koşullarından daha az etkilenmeyi başarırlarmış.
Kekik: Yunan mitolojisinde kekiğin Troya savaşının başlamasına neden olan Troya’lı Helen’in gözyaşlarının düştüğü yerden doğduğu anlatılır. Kekik Eski Yunan’da asaletin ve cesaretin bitkisi olarak bilinmektedir. Savaşa giden yiğitlere kekik kokan armağanlar vermek bu inanıştan doğmuştur. Ayrıca zenginlerin kapısının önünde kekik tütsülenmesi de güç ve asaletin ispatı içindir. Romalı askerlerin cesaret kazanmak için kekikli banyo yaptıkları da bilinmektedir.
Kenevir: Çin ve İran’da eski zamanlardan beri yetiştirilen bir bitki olan kenevirin tohumundan elde edilen bir hapın ömrü uzattığına ve insanın zihinde yarattığı hoşlukla beraber kişiye kehanet yeteneği verdiğine inanılırdı.
Safran: Hititlerde safrana A-Zupiru derlerdi ve ondan ilaç olarak faydalanırlardı. Yunan, Roma ve Osmanlı dönemlerinde safran ticareti önem taşımaktaydı. Strabon Geographica’sındsa, Roma döneminde en iyi safranın cehennem mağarası yakınında yani bugünkü Silifke’de yetiştiğini yazmıştır. Bugün Güneydoğu Anadolu’da Mardin yakınlarında bulunan Deyr-ül Zeferan adındaki Süryani manastırı ismini safran bitkisinden almıştır. Deyr manastır, zeferan ise safran demektir.
TIBBİ AROMATİK BİTKİLER ÜRETİMİ
Tıbbi Aromatik Bitkilerin Sınıflandırma
Tıbbi aromatik bitkilerin üretimine geçmeden önce, tıbbi aromatik bitkilerin birçok sınıflandırma şeklinin olduğunu ancak bunlardan en çok kullanılan sınıflandırmanın ise aşağıdaki gibi olduğunu söylemek gerekir.
- Kimyasal Sınıflandırma
- Uçucu Yağ Bitkileri; Anason, Maydonoz, Nane
- Acı Madde İçerenler; Vermut, Gentiyan
- Glikozit İçeren Bitkiler; Digitalis, Adasoğanı
- Saponin İçeren Bitkiler; Çöven, Saponaria, Hedera Helix
- Alkaloit İçeren Bitkiler; Datura, Atpora, Haşhaş, Nicotiana
- Flavonoit İçeren Bitkiler; Silybum, Verbascum
- Tanen İçeren Bitkiler; Hammelis, Quercus
- Tüketim ve Kullanımlarına Göre Sınıflandırma
- Meşrubat, Bitki Çayları ve Uyarıcı Bitkiler; Çay, Kahve, Tütün
- Baharat Bitkileri; Karabiber, Hardal, Kekik
- İlaç Bitkileri; Digitalis, Atropa
- Parfüm Bitkileri; Lavanta, Gül
- Zamk ve Müsilaj Bitkileri; Akasya, Astragalus, Plantago
- Reçine Bitkileri; Sığla Ağacı, Ferula
- Tanen Bitkileri; Sumak, Meşe
- Boya Bitkileri; Kök Boya, Bixa, Alkana Tinctorium
- İnsektisit Bitkileri; Phyretrum, Anabasis, Neem Ağacı
- Mum Bitkileri; Jojoba, Myrica
Bitkiler büyümeleri ve gelişmeleri sırasında işlevleri olmayan çok sayıda ve çeşitli organik bileşikler üretirler. Bu maddeler sekonder metabolitler, ikincil ürünler veya doğal ürünler olarak adlandırılırlar.
Bitkilerde meydana gelen fotosentez, solunum, çözünmüş madde aktarımı, taşınım, protein sentezi, sindirim, karbonhidrat, protein ve lipitlerin oluşumunda sekonder metabolitlerin genellikle doğrudan rollerinin olmadığı görülür. Sekonder metabolitler bitkiler aleminde sınırlı, bazı bitkilerde dağılım gösterir.
Bu özellikleri ile primer metabolitlerden (amino asitler, şekerler, vb.) ayrılırlar. Primer metabolitler tüm bitkilerde bulunurken sekonder metabolitler bazı bitkilerde bulunur.
Sekonder Metabolitler Üç Ana Gruba Ayrılır | ||
A- Terpenler | B- Fenolik Bileşikler | C- Azotlu Bileşikler |
1-Uçucu Yağlar | 1-Fenilpropanoitler | 1-Alkaloitler |
2- Kardenolitler - Glikozitler | 2-Kumarinler | |
3-Saponinler | 3-Benzoik Asit Türevleri | |
4-Steroitler | 4-Lignin | |
4-Reçineler | 5-Antosiyanlar | |
5-Kauçuk | 6-Flavanoitler | |
6- Gibberilinler | 7-Tanenler |
Bazı bitkisel drogların Latince isimleri. | |
Droglar | Turkce Isimleri |
Cortex Rhamni franguale | Barut agaci kabugu |
Flos Tiliae | Ihlamur cicegi |
Folium Lauri | Defne yapragi |
F.Salviae | Adacayi yapragi |
F.Rhus coriariae | Sumak yapragi |
Fructus Anisi | Anason meyvasi |
F.Capsici | Kirmizi biber |
F.Cumini | Kimyon |
F.Mahalep | Mahlep |
F.Rhamni petiolari | Cehri |
F.Vaccini (artosthapyli) | Ayi uzumu meyvasi |
Herba Origani | Mercankosk |
Gemmae | Kebere |
Capparidis | |
Oleum Rosae | Gul yagi |
Radix Cichoru intybi | Yabani hindiba koku |
R.Liquiritae | Meyan koku |
R.Rusci aculeati | Sicandikeni koku |
R.Saponariae alba | Coven koku |
Semen Colchici | Aci badem otu |
S.Papaveris | Hashas tohumu |
S.Sinapis | Hardal tohumu |
Styrax Liquidus | Sigala yagi |
Succus Liquiritae | Meyan bali |
Gummi | Kitre zamki |
Tragacanthae Tubera Salep | Salep yumrusu |
Vatonea | Palamut kadehi |
DÜNYA
Dünyadaki tüm bitkilerin 320 bin adet olduğu düşünülmektedir. Bunlardan 270 bininin bilindiği belirtilmektedir. Bunlardan da 70 bininden yararlanıldığı, yaklaşık 3 binin besin kaynağı, 25 bin kadarının tedavi amaçlı kullanıldığı, 5 bininin endüstriyel amaçlar için kullanıldığı, 15 bin kadarının da süs bitkisi olduğu uzmanlar tarafından söylenmektedir.
Dünya ticaretinde en çok konu olan tıbbi aromatik bitkiler; kahve, susam, sarımsak, kırmızı biber, yenibahar, karabiber, yeşil çay, hardal tohumu, haşhaş tohumu, zencefil, salep ve kimyon dur.
Yeryüzünde bu bitkilerin dağılışı eşit değildir. Tropik bölgeler tür çeşitliliği bakımından en zengin yerler olarak gösterilmektedir. Kutuplara doğru tür sayısı azalmaktadır. Tür bakımından en zengin yerler Güney Amerika’nın Kuzey kesimleri ile Endonezya takımadalarıdır.
Dünya ticaret hacmi ve değeri konusunda en sağlıklı ve güvenilir veriler Cenevre’de ki Uluslararası Ticaret Merkezi (UN Comtrade) bilgi bankasından elde edilebilmektedir.
Dünyada tıbbi ve aromatik bitki dış alımı yapan ülkeler içerisinde olan ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, Çin, Hindistan gibi ülkeler aynı zamanda bir çok bitkinin de dış satımını yapan ülkeler arasındadır.
Dünyada popüler kullanılan tıbbi bitki sayısı 4-6 bin, ticareti yapılan tür sayısının 3 bin civarında olduğu belirtilmektedir.
TÜRKİYE
Türkiye bitki zengini bir ülkedir. Çeşitli kaynaklarda yurt içinde aktarlarda 200 civarında doğal bitki türü satıldığı belirtilmektedir.
Türkiye’de ticari amaçla doğadan toplanarak iç ve dış piyasada satılan bitki türlerinin sayısı uzmanlar tarafından 347 adet olarak belirtilmektedir. Bunların içinde endemik olanlarının sayısı 35 olduğu doğadan toplanıp yurt dışına satılan doğal bitki türü sayısının ise 100 kadar olduğu belirtilmektedir. Bununla birlikte ülkemizdeki türlerin en az 1.000 kadarından çeşitli şekillerde yararlanıldığı ve 400 kadarının da ticaretinin yapıldığı tahmin edilmektedir.
Türkiye 2014 itibariyle baharatta 30 milyon dolarlık ithalat, 150 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirmesine rağmen, zengin potansiyelimize göre bu rakamlar olması gereken potansiyelin çok altında bir durumdadır.
Ülkemizin tıbbi aromatik bitki ihracatında yer tutan önemli bitkilerin üretim alanları ve üretim miktarları aşağıdaki gibidir;
Tıbbi Aromatik Bitkiler hem doğadan toplanmakta hem de kültür bitkisi olarak yetiştirilmektedir.
Tıbbi aromatik bitkiler Dünyada olduğu gibi ülkemizde de ya doğadan toplanmakta ya da kültürü yapılmaktadır. Yeryüzünde yararlanılan 70 bin bitki türünün sadece % 10 nunun kültürü yapıldığı, Avrupa’da yayılış gösteren 1200 civarındaki bitki türünün % 90’ının doğadan toplandığı, Çin’de de geleneksel Çin tıbbında kullanılan bitkilerin büyük çoğunluğu doğadan toplandığı bilinmektedir.
Ülkemizde ise tıbbi aromatik bitkilerin %75’i orman alanlarından ve doğal yetişme alanlarından toplanmaktadır. Kültüre alınan çeşitleri sınırlı sayıda ve sınırlı alandadır.
Doğadan Toplanan Tıbbi Aromatik Bitkilerin Bazıları;
- Defne, Mahlep, Ihlamur Çiçeği, Adaçayı, Biberiye, Meyan Kökü Ardıç ve bir miktar Kekik
- Kimyon, Anason, Kekik, Çemen, Rezene, Nane, Şerbetçi Otu, Kişniş. bir miktar Adaçayı
Yoğun talep yüzünden Dünyada; Adonis vernalis, Ginko Biloba, Panax Ginseng, Harpagophytum Procumbers gibi bitkilerin nesilleri tehlike altındadır.
Ülkemizde de yumruları salep olarak kullanılan Orchidaceae familyasına dahil orkide türleri ile Gypsophila Arrostii, Gentiana Lutea gibi türler aşırı toplanması sonucu tehlike altındadır.
Özellikle Orchidaceae (Salep) familyasına dahil bazı salep türlerinin yumru ve droglarının da ihracatı yasaklanmıştır. Yasaklamalar her yıl toplanan “Doğal Çiçek soğanları Komisyonu” tarafından belirlenir.
Ayrıca ormanlık arazide kendiliğinden yetişen yabani orkide yumrularının toplanması ve satılması ekolojik denge nedeniyle yasaktır.
Doğadan Bitki Toplamada Zararı Arttıran Etmenler
- Aşırı Toplama,
- Erken Toplama,
- Kontrolsüz Toplama,
- Bitkinin Toplanan Kısmı,
- Diğer Bitkilerin Toplanan Bitkilerin Yerini Alması.
Ülkemizde kültüre alınanlar;
- Haşhaş, kimyon, safran çok eskiden beri kültürü yapılan bitkilerdir.
- Anason, rezene, kişniş, nane, fesleğen, çörekotu, çemen, kırmızı biber, yağ gülü, çay, kudret narı ve şerbetçi otu,
- Biberiye, ekinezya, kebere, kekik, lavanta, papatya,
- Çöven, sarı kantaron, kardelen, salep, göl soğanı, yılanyastığı, yılan bıçağı, zambak, ters lale ve lale gibi soğanlı bitkiler de yeni kültür bitkileri arasındadır.
Tıbbi aromatik bitkileri kültüre almada ve Pazar çalışmalarında; Tıbbi aromatik bitkilerin ıslahında drog verimi yanında etkili madde verimi de son derece önemlidir.
Örneğin (çeşitli kaynaklardan derlenerek)
- Lavandin (Lavandula x intermedia) Lavandula latifolia x Lavandula angustifolia subs. Pyrenaica melezi olduğu,.
- Antimikrobial ve antioksidan etkisi daha güçlü tıbbi aromatik bitkilerin tespit edilmesi çalışmalarının devam ettiği,
- Biberiyede olduğu gibi soğuğa veya biyotik ve abiyotik faktörlere dayanıklı çeşit elde etmek için çalışmaların yapıldığı,
- Nane, oğulotu, sarı kantaron da olduğu gibi bir çok tıbbi aromatik bitkide hastalık etmenlerine karşı dayanıklı çeşit çalışmalarının yapıldığı,
- Tıbbi Adaçayı’nda (Salvia officinalis L.) toksik etkisi nedeniyle kafur içermeyen veya kafur oranı % 0,5’in altında olan çeşitlerin geliştirilmesinin önemli ıslah amacı olduğu,
- Haşhaş (Papever somniferum L.) ıslahında kapsül verimini artırma yanında morfin, kodein, tebain, naskopin ve papaverin gibi alkaloitlerin oranını artırmak için ıslah programlarının hazırlandığı,
- Melez Lavantanın hem çiçek verimi hem de uçucu yağ verimi diğer iki türe göre daha yüksek olduğu.
Hasat sonrası işlemler tıbbi aromatik bitkilerde kaliteyi belirleyen en önemli unsurlardandır.
Hasat sonrası işlemlerdeki hatalar veya yanlış uygulamalar tıbbi aromatik bitkilerde önemli etkiye sahiptir. Bunları, yıkama, kurutma (hasat sonrasında kaliteyi etkileyen en önemli unsurların başındadır), ayırma-kıyma-doğrama, depolama ve paketleme olarak sıralayabiliriz.
Tıbbi aromatik bitkilerde “Ekstrasyon” işlemleri de önemli uygulamalardandır.
Sabit Uçucu Yağ Ekstraksiyonu; Uçucu yağlar, sabit yağlar, alkaloitler, fenolik ve boyar maddeler gibi endüstriyel değeri çok yüksek olan pahada ağır ürünler ekstraksiyon veya ileri metotlarla elde edilmektedir. Gül yağı su distilasyonu, kekik, adaçayı ve defne yağları ise buhar distilasyonu ile elde edilmektedir. Distilasyon işlemi sonucunda ticari değere sahip iki farklı ürün saf uçucu yağ ve distilasyon suyu ortaya çıkmaktadır.
Mekanik olarak soğuk sıkma yöntemi ile limon, portakal, bergamut, greyfurt ve misket limonu gibi turunçgillerin meyve kabuklarından uçucu yağ çıkartılmaktadır.
Defne meyvesi yağı üretiminde sıcak su ve hekzan ayrıştırıcı olarak kullanılır.
Keten tohumu, badem yağı, kabak çekirdeği ve çörek otu yağında soğuk pres yöntemi tercih edilir.
Kuru Ekstre; Gıda takviyesi, kapsül veya tablet formundaki bitkisel ilaçlarda.
Sıvı Ekstre; Keçiboynuzu ve andız pekmezi en çok kullanılan sıvı ekstrelerdendir. Stevia ekstresi ve meyan balı da değerlendirilmektedir.
TIBBİ AROMATİK BİTKİLER TİCARETİ
DÜNYA
Dünyada bitkisel ürünler için başlıca ticaret merkezleri dendiğinde; Çin, Almanya, ABD, Fransa, İtalya, Japonya, İspanya, İngiltere, Hindistan ve Hong Konk.
Bitkisel ilaçların kişi başına en yüksek tüketiminin olduğu ülke dendiğinde ise JAPONYA karşımıza çıkmaktadır.
TÜRKİYE
Türkiye İhracatı Verileri.
Tıbbi aromatik bitkilerin ihracatından yıllık 140 milyon dolar gibi bir gelir sağlanmaktadır.
Türkiye dünya genelinde yaklaşık 100 ülkeye tıbbi aromatik bitki ihracatı yapmaktadır.
Türkiye; dış satımın önemli bir kısmını Kuzey Amerika, Avrupa Birliği, Latin Amerika, Uzak Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yapmaktadır. Bu ülkelerden ABD, Almanya, Vietnam, Hollanda, Polonya, Brezilya, Kanada, İtalya, Belçika, Yunanistan, Fransa ve Japonya listenin başında yer almaktadır.
Kekik, defne, kimyon, kebere, çay ve haşhaş tohumu ve alkaloitlerin de önemli tedarikçi ülke durumundadır.
Ayrıca; morfin, gül yağı, kekik yağı, defne yağı, adaçayı yağı, ıtır çiçeği yağı, sığla yağı, kimyon yağı, reçine, terebentin, oleoresin, sığla, kitre, sakız, zamk olarak ekstre ve ekstraktlarını da ihraç etmektedir.
Son dönemlerdeki ihracat verilerine bakıldığında yıllar içerisinde dünya ihracat değerlerinde artış yaşanmasına rağmen ülkemiz ihracat değerleri yatay bir seyir izlemektedir.
Türkiye İthalatı Verileri.
Ülkemiz bir kısım tıbbi aromatik bitkiyi de ithal etmektedir. Ülkemiz ithalat değeri az da olsa yükseliş trendindedir.
Tarçın, Karabiber, karanfil, zencefil gibi ülkemizde yetişmeyen tıbbi aromatik bitkiler özellikle uzak doğudan ithal edilmektedir. Bir de maliyetleri düşük olduğu için ürettiğimiz bazı tıbbi aromatik bitkileri de ithal ettiğimizi görmekteyiz. Bu ürünlerin bir çoğu yurt içinde işlenerek tekrar ihraç edilmektedir.
Örneğin;
- İthalat tablosunda yer alan ve önemli bir değere sahip olan kekiğin bizde yetişmeyen farklı tür ve çeşitleri, hem yeniden ihraç yapmak ve dünya kekik piyasasında etkin olmak için ithal edilmektedir.
- Ülkemiz doğal florasında bulunmayan ve kültürü yapılmayan tıbbi adaçayının (Salvia officinalis) İhraç edilmek üzere ithal edilmesi zorunludur.
- Keçiboynuzu ve Ihlamur da dış piyasadan gelen talepler doğrultusunda ithal edilerek tekrar ihracata sunulmaktadır.
TAMALAYICI TIP
Dünyada geleneksel ve tamamlayıcı tıp kullanım yüzdesine bakıldığında; Çin’de % 70, Kanada’da % 70, Fransa’da % 49, Avustralya’da % 46, Amerika’da % 42, Belçika’da % 31 oranında olduğu görülmektedir.
2012 Yılında yetişkinler tarafından kullanılan dünyadaki en yaygın 10 tamamlayıcı sağlık yaklaşımı
- Katatimi % 1,70
- Progresif Gevşeme % 2,10
- Homeopati % 2,20
- Özel Diyet % 3,00
- Masaj % 6,90
- Meditasyon % 8,00
- Kayropraktik veya Osteopatik % 8,40
- Yoga, Tai-Chi veya Qi-qong % 10,10
- Derin Nefes % 10,90
- Doğal Ürünler % 17,70
Yukarıdaki verilerden de görüleceği gibi Tıbbı Aromatik Bitkiler günümüzde en çok kullanılan tamamlayıcı sağlık ürünleri durumunda. Bu durum üretimi, sanayisine ve ticaretini çok önemli bir hale getirmektedir.
Tıbbi Aromatik Bitkilerin Kullanım Alanları
Uzmanlar tarafından dünya nüfusunun yaklaşık % 80’inin sağlığına kavuşmak için geleneksel tıbbı ve tıbbi aromatik bitkileri kullandığı ifade edilmektedir.
Dünyamızın son zamanlarda içinde bulunduğu ekonomik belirsizlik ve sıkıntılar nedeni ile, Tıbbı Aromatik Bitkiler sektörü dünya çapında yaygın kullanımı ile ticarette çok önem arz etmektedir.
İzmir ili tıbbı aromatik bitkilerin yurtiçi ticaretinde ve ihracatında en önemli il konumundadır.
TIBBİ AROMATİK BİTKİLERDE PAZARLAMA STRATEJİLERİ ÖNERİLERİ
- Ülkemizde kültürü yapılan bitkilere pirim veriliyor. Üretimi yapılan tıbbi aromatik bitkilerin diğer kültür bitkilerini etkilemeyecek kıraç alanlarda, daha çok susuz tarım ile yapılması ve hem üreticilerimizin desteklenmesi hem de ülkemizin milli çıkarları açısından önem arzettiği için kültürü yapılan tıbbi aromatik bitkilere de prim verilmesi,
- Doğadan ormanlardan toplanan tıbbi aromatik bitkilerde bazı kesintiler mevcut. Bu nedenle doğadan toplanan ürünlerde tam kayıt maalesef bulunmamaktadır. Bunun birçoğu kayıt dışı kalmaktadır. Ormanlık alandan, kayalık zeminden ve yamaçlar gibi zor ve zahmetli yerlerden toplanan bu ürünlerin kayıt altına alınabilmesi için bu ürünlere de prim verilmesi,
- Ülkemiz ürünlerinin dış satımını arttırmak için ürün kalitesinin arttırılması,
- Ülkemiz ürünlerinin belalısı olan Tağşis sorununun çözümü için çalışılması,
- Hasat sonrası işlemlerde ve özellikle kurutma ve depolamada daha dikkatli olunması,
- Hammadde tedarikçiliğinden vazgeçip mamul ya da yarı mamul üretip onu satar pozisyona gelinmesi. Türkiye’ye özgü birçok bitki yurt dışına ham madde olarak ithal edilip başka ülkelerde işlenerek dünyaya dağıtılıyor. Paketli Pazar olarak yurt dışında varlık göstermemiz gereklidir.
- Değişen ve gelişen dünyada insanların beklentilerini iyi etüt ederek yeni ürünlerin ve yeni pazarların bulunması,
- Tıbbi aromatik bitki ticaretinde önemli ülkeler incelenerek etütlerinin yapılması
- Özellikle son dönemlerde popülaritesi her geçen gün artan bitkisel çay pazarında daha aktif rol alınması,
- Dünya fiyatları iyi etüt edilerek fiyat politikalarımızın belirlenmesi.
- Gelişen dünyanın artık vaz geçilmezi olan sanal dünyanın reklam aracı olarak etkin ve aktif kullanması.
- Uluslar arası fuarların aktif şekilde kullanılması.
- Özellikle ürün tescilleri için ülkemizdeki resmi işlemlerin hızlandırılması.
- Ürünlerin hikayelerinin yaratılması ve efsaneleştirilmesi.
- Hem üreticilere hem de işletmelere ürün ve sektör ile ilgili eğitimlerin devamlı verilmesi.
- Ürünlere dayalı yeni alanların, sektörleri yaratılması. (aroma terapi, vinoterapi, apiterapi, güzellik merkezleri, masaj merkezleri, kozmetik, sağlık sektörü…)
- Şu an kullanılan Tıbbi Aromatik Bitkilere Alternatif Tıbbi Aromatik ürünlerin bulunması.
- Sektöre yönelik istatistiklerin tam ve verimli bir şekilde tutulmasının sağlanması.
- Özellikle şifalı bitkiler ile ilgili sanal alemde doğru bilgi bulma sıkıntısı var. İnternette doğru bilgilerin bulunurluğunun sağlanması.
- Aktarlara daha etkin denetlemelerin getirilmesi.
- Bitki çeşitliliğinin korunması, sürdürülebilirliğinin sağlanması için Yasal mevzuatların güncellenmesi.
- Genetik materyalin arttırılmasının sağlaması.
- Tıbbi Aromatik Bitkilerde kullanılan Zirai İlaçların tam olarak belirlenerek ruhsatlandırılmasının sağlanması.
- Faydaoğlu, E., Sürücüoğlu, M.S. 2011. Geçmişten Günümüze Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Kullanılması ve ekonomik Önemi
- Ceylan. A., 1996 Tıbbi Aromatik Bitkiler, Ege Üniversitesi Tarımsal Uygulama Araştırma Merkezi Teknik Bülten 29
- Ceylan,A. Bayram,E. 1996 E.Ü.Z.F.Tarla Bitkileri Bölümünde Tıbbi ve Aromatik Bitkilerle Yapılan Çalışmalara Genel Bakış. Prof.Dr.Vamık Tayşi Anısına Yapılan Bilimsel Toplantı İzmir. S.48-57
- Akdemir, H. 2016. Apelasyon E-Dergi (http://apelasyon.com) Türkiye’de Tıbbi Aromatik Bitkiler ve Sektör Sorunları. Forummeskeni
- Harput, Ş. 2016. Tıbbi Bitkisel Ürünlerde Toplum Sağlığı İçin Güvenlik ve Etkinlik Çalışmaları.
- Afyonkarahisar II. Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Çalıştayı Sonuç Raporu 2016
- Trabzon Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Çalıştayı Sonuç Raporu 2015
- Güneş, A. Tıbbi Aromatik Bitkiler
- Arslan, N., Baydar, H., Kızıl, S., Karık, Ü., Şekeroğlu, N., Gümüşçü, A. 2015. Tıbbi Aromatik Bitkiler Üretiminde Değişimler ve Yeni Arayışlar.
- Demirci. F. 2016. Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Ulusal ve Uluslararası Ölçekli Üretim ve Pazarlaması.
- Faydaoğlu. E., Sürücüoğlu. M.S. 2011 Geçmişten Günümüze Tıbbi Aromatik Bitkilerin Kullanılması ve Ekonomik Önemi.
- Karık, Ü. 2014. Apelasyon E-Dergi (http://apelasyon.com) Dertlere Deva Bitki Kekik. Forummeskeni
- Civelek, A. 2016. Apelasyon E-Dergi (http://apelasyon.com) Güzeller Güzeli Bir Nympha Defne. Forummeskeni
- Uğurluoğlu. Ö.K., Filiz. Zafer. 2016 Tıbbi Aromatik Bitkiler
- TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/)
- Gezgin. D. 2010. Bitki Mitosları
- Özer. Z., Tursun. N., Önen. H. 2004 Yabanı Otlarla Sağlıklı Yaşam
- Forummeskeni
- Kırıcı, S. Türkiye’de Tıbbi Aromatik Bitkilerin Genel Durumu
- Marshall, E. 2011 Health and Wealth from Medicinal Aromatic Plants (FAO)
- Tanriseven, M. Tıbbi Aromatik Bitkiler Bio Sağlık ve Ekonomi
- Tümen, İ. Tıbbi Bitkilerin Ekonomik Değeri.
- TOBB Türkiye Tarım Sektörü Raporu 2013
- Orta Anadolu Kalkınma Ajansı Tıbbi Aromatik Bitkiler Sektör Raporu 2015
- Forummeskeni
- http://www.icmap.org/icmap/icmap.php?page=home
- Forummeskeni
- Forummeskeni
- http://bhma.info/
- http://nmpb.nic.in/
- http://www.europam.net/
Son düzenleme: