Kahvaltılarımızın vazgeçilmezi haline gelen sucuk salam ve sosis gibi işlemiş et ürünlerin zararları günümüzde sürekli gündeme getirilse de, yine de insanlar tarafından hızla tüketilmeye devam edilmektedir.
Ancak biraz araştırıldığı zaman, sucuk salam ve sosisin zararlarının insanlar ve özellikle küçük çocuklar üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler gözle görülmeyecek kadar az değildir. Makalemizi okuduktan sonra marketlerde bu ürünlere eliniz uzanırken birkez daha düşüneceğinizden eminiz.
Herkes artık sağlıklı yaşam sürmenin peşinde, organik ürünler tüketmeye özen gösteriyor ve hatta evlerimizde, kendi besinlerimizi kendimiz imal etmeye çalışıyoruz. Ama damak tadımızın vazgeçilmezleri arasında olan sucuk salam ve sosise nedense bir türlü sırt çeviremiyoruz.
Sucuğun zararları nelerdir? Salamın zararları nelerdir? Sosisin zararları nelerdir? Sizler için bazı araştırmalar yaparak uzmanlarla kısa görüşmeler sonucunda edindiğimiz bilgiler hiç de iç açıcı olmadı..
Öncelikle hızla tükettiğimiz bu besinlerin nasıl yapıldığından bahsedelim. Bu ürünler ne yazık ki hayvanların artık et parçalarından, iç yağlarından, sinirlerinden ve hatta kıllarından meydana getirilerek homojenleştirilip içlerine baharat ve salça gibi diğer karışımlarda eklendikten sonra ambalajlanarak marketlerde bizlere sunulmaktadır. Sucuğun zararlarını anlatmakla olmaz görmemiz lazım derseniz, sucuğunuzu pişirdikten sonra tavanıza bir bakmanızı tavsiye ederiz. Bu ürünler obeziteden, damar tıkanıklığına, böbrek hastalıklarından kalp rahatsızlıklarına kadar tüm hayatımızı felç etmek üzere işlenmektedirler.
İşlenmiş et, bilim çalışanları tarafından yapılan araştırmalar sonucunda kanserojen olarak bilinmektedir. Şu anda kırmızı etin de kansere yol açıp açmadığı araştırılırken, işlenmiş etler kanser yapmaz diyebilecek olan kişi sayısının fazla olmayacağını düşünmekteyiz.
Özellikle beslenme uzmanlarının bu konuda değindiği temel konulardan birtanesi, sucuk, sosis ve salamın zararlarına karşı çocuklarımızı korumamızdır. Çocuklara bu besinler vitamin takviyesi olarak yedirilirken aslında onların küçük bedenlerinde nasıl tahribatlara yol açılabileceğini de atlamamak gerekmektedir. Dünya sağlık örgütüne bağlı uluslar arası kanser araştırma merkezi özellikle sucuk ve salam gibi işlenmiş etlerin tüketiminin kolon ve rektum kanserine yol açabilecekleri konusunu insanlara duyurmuşlardır. Günde 50gr işlenmiş kırmızı et tüketen (1 adet sosis) kişilerin bağırsak kanseri olma risklerinin yüzde yirmi arttığını belirtmişlerdir. Bunun yanı sıra kalp sağlığını riske atmakla beraber şeker hastalığını da davetiye çıkartılmakta olunduğu belirtilmiştir.
Ayrıca sosis salam ve sucuğun zararları bunlarla kalmıyor. İşlenmiş olan bu besinlerin içerisine bozulmasını geciktirmek ve uzun ömürlü olmalarını sağlamak amacı ile bazı katkı maddeleri konulmaktadır. Örneğin sodyum nitrit bunlardan biridir. Sodyum nitrit koleraktal kanser, meme kanseri, beyin tümörü, lösemi, panreas kanseri gibi tehlikeli hastalıklara yakalanma riskini artırırken, MSG yani monosodyum glutamat isimli katkı maddesi de obezite, migren ağrısı, alzheimers gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Ve tabiî ki uzun ömrü arttırmak ve tat vermek için, içlerinde bulunan yüksek oranda tuz kullanımı da bu ürünleri tüketen kişilerde tansiyon ve kalp rahatsızlıklarını tetikleyecektir.
Bu ürünleri hiç tüketmeyin diyemeyiz.. Ne yazık ki insan olarak doğamızda zararlı tüm maddelere ve besinlere karşı zaafımız bulunmaktadır. Ama en azından tadımlık tüketmeye özen gösterelim. Yazımızın da başında dediğimiz gibi market alışverişlerinizde eliniz her uzandığında artık bilinciniz devreye girerek umarım sizi biraz olsun engellemeyi başaracaktır.
Ancak biraz araştırıldığı zaman, sucuk salam ve sosisin zararlarının insanlar ve özellikle küçük çocuklar üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler gözle görülmeyecek kadar az değildir. Makalemizi okuduktan sonra marketlerde bu ürünlere eliniz uzanırken birkez daha düşüneceğinizden eminiz.
Herkes artık sağlıklı yaşam sürmenin peşinde, organik ürünler tüketmeye özen gösteriyor ve hatta evlerimizde, kendi besinlerimizi kendimiz imal etmeye çalışıyoruz. Ama damak tadımızın vazgeçilmezleri arasında olan sucuk salam ve sosise nedense bir türlü sırt çeviremiyoruz.
Sucuğun zararları nelerdir? Salamın zararları nelerdir? Sosisin zararları nelerdir? Sizler için bazı araştırmalar yaparak uzmanlarla kısa görüşmeler sonucunda edindiğimiz bilgiler hiç de iç açıcı olmadı..
Öncelikle hızla tükettiğimiz bu besinlerin nasıl yapıldığından bahsedelim. Bu ürünler ne yazık ki hayvanların artık et parçalarından, iç yağlarından, sinirlerinden ve hatta kıllarından meydana getirilerek homojenleştirilip içlerine baharat ve salça gibi diğer karışımlarda eklendikten sonra ambalajlanarak marketlerde bizlere sunulmaktadır. Sucuğun zararlarını anlatmakla olmaz görmemiz lazım derseniz, sucuğunuzu pişirdikten sonra tavanıza bir bakmanızı tavsiye ederiz. Bu ürünler obeziteden, damar tıkanıklığına, böbrek hastalıklarından kalp rahatsızlıklarına kadar tüm hayatımızı felç etmek üzere işlenmektedirler.
İşlenmiş et, bilim çalışanları tarafından yapılan araştırmalar sonucunda kanserojen olarak bilinmektedir. Şu anda kırmızı etin de kansere yol açıp açmadığı araştırılırken, işlenmiş etler kanser yapmaz diyebilecek olan kişi sayısının fazla olmayacağını düşünmekteyiz.
Özellikle beslenme uzmanlarının bu konuda değindiği temel konulardan birtanesi, sucuk, sosis ve salamın zararlarına karşı çocuklarımızı korumamızdır. Çocuklara bu besinler vitamin takviyesi olarak yedirilirken aslında onların küçük bedenlerinde nasıl tahribatlara yol açılabileceğini de atlamamak gerekmektedir. Dünya sağlık örgütüne bağlı uluslar arası kanser araştırma merkezi özellikle sucuk ve salam gibi işlenmiş etlerin tüketiminin kolon ve rektum kanserine yol açabilecekleri konusunu insanlara duyurmuşlardır. Günde 50gr işlenmiş kırmızı et tüketen (1 adet sosis) kişilerin bağırsak kanseri olma risklerinin yüzde yirmi arttığını belirtmişlerdir. Bunun yanı sıra kalp sağlığını riske atmakla beraber şeker hastalığını da davetiye çıkartılmakta olunduğu belirtilmiştir.
Ayrıca sosis salam ve sucuğun zararları bunlarla kalmıyor. İşlenmiş olan bu besinlerin içerisine bozulmasını geciktirmek ve uzun ömürlü olmalarını sağlamak amacı ile bazı katkı maddeleri konulmaktadır. Örneğin sodyum nitrit bunlardan biridir. Sodyum nitrit koleraktal kanser, meme kanseri, beyin tümörü, lösemi, panreas kanseri gibi tehlikeli hastalıklara yakalanma riskini artırırken, MSG yani monosodyum glutamat isimli katkı maddesi de obezite, migren ağrısı, alzheimers gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Ve tabiî ki uzun ömrü arttırmak ve tat vermek için, içlerinde bulunan yüksek oranda tuz kullanımı da bu ürünleri tüketen kişilerde tansiyon ve kalp rahatsızlıklarını tetikleyecektir.
Bu ürünleri hiç tüketmeyin diyemeyiz.. Ne yazık ki insan olarak doğamızda zararlı tüm maddelere ve besinlere karşı zaafımız bulunmaktadır. Ama en azından tadımlık tüketmeye özen gösterelim. Yazımızın da başında dediğimiz gibi market alışverişlerinizde eliniz her uzandığında artık bilinciniz devreye girerek umarım sizi biraz olsun engellemeyi başaracaktır.