Sihirli Bahçe Masalı

Hiç kimsenin bilmediği çok uzak bir ülke varmış. Bu ülke rengarenk çiçeklerle bezeli oldukça güzel kokulu ve güzel görünen bir ülkeymiş. Bu ülkeye gelen herkes hayranlık duyar ve burada yaşamak için içten içe istek duyarmış. Bir gelen bir daha dönmez ve artık burada yaşamak istediğine karar verirmiş.

Bir gün şehirde yaşayan genç bir delikanlının da yolu bu ülkeye düşmüş. Tüccar olan genç delikanlı ülke ülke gezip mallarını satar sonra ülkesine dönermiş. Ancak gittiği ülkelerde artık kimseye satış yapamadığı için yeni yerler aramaya başlayan genç sonunda sihirli bahçe ülkesini görmüş.

Adının neden sihirli bahçe olduğunu bilmediği bu ülkede ise herkesin sevecen ve güler yüzlü olması onu bir hayli şaşırtmış. En sonunda ülkenin kral ve kraliçesini de görmeye karar vermiş. Etrafında gördüğü kişilere sarayın nerede olduğunu soran delikanlı tüccar en sonunda sarayı bulabilmiş.

Sarayın bahçesine girer girmez rengarenk çiçekler ile süslenmiş oldukça güzel kokan bir bahçe onu karşılamış. Bahçenin tam ortasından geçen patika yola giren delikanlı tüccar sonunda saraya girecek bir yol bulmuş.

Yoldaki kimsenin onu durdurmaması da onun için bir hayli şaşırtıcı bir durummuş. Yolda gördüğü muhafızlar gülerler ve hoş geldin derlermiş. Hiç kimse nereye gittiğini bile sormazmış. En sonunda kralın odasını bulan delikanlı odaya girmiş.

Kral tahtında otururken bir yandan da elinde bulunan çiçeklerini sevmekle meşgulmüş. Delikanlı tüccar krala doğru yaklaşarak önünde eğilmiş. Bu sırada odaya birinin girdiğini daha yeni fark eden kral elindeki çiçeği kenara bırakarak yüzüne sevecen bir gülümseme yerleştirmiş.

“Buyur delikanlı ne istiyorsun?” Diye soran kralın karşısında şaşıran tüccar kekeleyerek ülkeye neden geldiğini söylemiş. Daha sonra ise şaşkın yüz ifadesiyle krala “ülkede neden herkes bu kadar mutlu? Ülkenin neden adı sihirli bahçe? Diye sormuş.

Kral tam konuşacağı sırada konuşulanlara kulak misafiri olan prenses ise hızla odaya girmiş. Babasının önünde eğilen genç kız babasından izin isteyerek tüccara sarayı gezdirebileceğini bu sırada da merak ettiği tüm sorulara cevap verebileceğini söylemiş. Babası onayladıktan sonra tüccarı kolundan tuttuğu gibi dışarıya çıkartan genç kız tüccarın ülkede ilk defa gördüğü sinirli bir yüz ifadesini takınmış.

“Sen ne yapmaya çalışıyorsun? Bu sorduğun sorular çok tehlikeli” demiş. Delikanlı tüccar bu sefer de prensesin neden bu kadar sinirli olduğunu merak etmeye başlamış. “Herkes bu kadar mutluyken sen neden sinirlendin? Diye sormuş.

Prenses her şeyi delikanlı tüccara anlatmaya karar vermiş. “bundan uzun yıllar önce kral babam çok mutsuzdu. Onun mutsuz olması ise tüm kraliyeti kötü etkiledi. Ben ne yapacağımı bilemeden her gün düşünürken bir gece çok iyi bir peri beni ziyaret etti. Sarayın bahçesini gördün. Sarayın bahçesine sihir yapan peri artık bu bahçedeki yetişen çiçekleri koklayan herkesin sürekli mutlu olmasını sağladı. Biz de zamanla ülkedeki herkese bu çiçekleri dağıtarak tüm ülkenin mutlu olmasına yardımcı olduk. Bu yüzden de ülkemizin adı sihirli bahçe. Ancak bunu kimse bilmiyor. O yüzden sen de herkesin yanında az önce babama sorduğun bu soruları bir daha sorma” demiş.

Tüm olanlar delikanlı tüccar için oldukça ilginç olsa da prensesin bu sırrını saklamaya söz vermiş. Prenses ise tüccarın elindeki tüm ürünleri satın alarak ona yardımcı olmuş. O günden sonra delikanlı tüccar da bu ülkeye yerleşmeye karar vermiş ve prensesle ikisi çok yakın arkadaş olmuşlar.