- Katılım
- 4 yıl 1 ay 27 gün
- Mesajlar
- 5,542
- Tepkime puanı
- 1,102
- Yaş
- 28
- Konum
- İzmir/35
- Memleket
- İzmir
- Meslek
- Grafiker
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim Özeti
Nilgün Bodur Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim
Yaşadığı ayrılık acısından sonra o anki hislerini, sonrasında da geçmişe dönüp baktığında hissettiklerini oturup yazdığı kitabıdır.
“ Sadece güçlüler gider.”
Yürüttüğü ilişkinin artık çıkmaza girdiğini ve bir gelecek vaad etmediğini gören yazar, bir gün sessizce geride bir not bırakmadan kapıdan çekip gider. Zaten bu durumun karşı tarafı yıkacağını da düşünmez. Çünkü ona göre bu çoktan gitmesine izin verilen bir ilişkidir.
İşte tüm bu yaşadıklarının ardından kaleme alınan kitap kendi iç dünyasını, iniş çıkışlarını, özüne dönmesini konu almaktadır. Yaşadığı hislerin pek çok kadının da içinde bulunabileceği durumlar varsayıp, genellikle aforizma sözlerle onlara da destek olmaya çalışmaktadır.
Üzüntülerini kısa cümleler ile geçiştirmiş fakat geleceğe dair olan umutlarını daha uzun cümleler ile yazmış. Sayfaların çoğu gündelik hayatındaki olaylar ile başlıyor ama bitişleri genellikle tavsiye verici nitelikte oluyor.
Elbette ki kitapların cinsiyeti yoktur lakin bu kitabın daha çok kadınlara yönelik olduğunu düşünüyorum. Kadının kendini ezdirmemesi, her ilişkisinde daima önce kendine değer vermesi gerektiğini söylüyor. İlişkide tüm kontrolün erkekte olmaması gerektiğini söylerken aynı zamanda kadının düşmanı yine kadındır lafına getiriyor konuyu.
“ Sevmeyenler için sevenleri üzdük ya, müstehak hepimize…”
Kitap elime ilk ulaştığında yazar hakkında fazla bilgim yoktu. Arka kapağı okuduğumda bu kitabın ayrılık sonrası yaşanan depresyonu ve sonrasında da kendine gelip hayata yeniden tutunmayı konu aldığını düşündüm. Kısacası bir kadının ilişkisini, yaşadıklarını, olaylarını, kavgalarını, ayrılıklarını kaleme aldığını sanmıştım. Fakat beklediğimin aksine atarlı cümlelere sahip, olaylar kurgusuz, gündelik yaşam ve düşünceler üzerine yazılı hatta kitap genellikle maske ve yemek tarifleri ile dolu.
Yazdığı aforizmalar sosyal medyada bu tip durumlara maruz kalanların paylaşabileceği türden. Zira kitabında sosyal medyanın her alanına bolca yer verilmiş. Beni şaşırtan bir diğer konu da tam bu durumun üzerine.
Mutlu olmak için verdiği 10 öğüdün arasında Türkiye’nin en fazla bilinen Instagram fenomenini takip etmeyin diyor. İlerleyen sayfalarda ise kendi hayatı, çalışıp çabalayan kadınların hayatı ile o kişinin düğününü kıyaslıyor. Sosyal medyada paylaşılan resimlerin gerçeği yansıtmadığını herkesin görünmek istediği hali ile paylaşım yaptığını vurgularken, sık sık kendi Instagram hesabından bahsetmeyi de ihmal etmiyor.
İlişkiler sırasında sevgilinize hediyeler almayın, en fazla bir yemek yapın içine sevgimi kattım klişesini söyleyin nasılsa yiyor bunu saflar diye bir yazısı var. O parayı biriktirip yalnız kalınca tatile gidin diyor. Başka bir sayfada ise “ Biri beni 15 Şubat’ a ışınlasın “ diye bir yazısı var. Yazının içeriğinde ise 14 Şubat’ ın kendisi için bir gün değil bir yıl gibi geçeceğini, ne kadar bakımlı ve fit olduğunu anlatıp buna rağmen evde tek başına kaldığından bahsediyor. ( evet aradaki çelişkiyi anlamak için birkaç dakika düşündüm.)
Kitabında bol bol sağlıklı, avakodolu yemek tarifleri veriyor. En fazla aklımda yer eden ise içtiği kahvenin telvesini her fırsatta yüzüne sürerek maske yaptığı. Zaten ortalama olarak okuduğunuz on sayfada bir bundan bahsediyor.
Atarlı giderli yazdığı sözlerine zıt olan bir durumda içindeki küçük kız çocuğu ile konuşmasıydı. Beni etkileyen belki de tek sayfaydı diyebilirim. Sanırım ben de içindeki küçük kızı hiçbir zaman bırakmayanlardanım.
Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim kitabı genellikle konuşma ve sohbet havasında yazılmış. Cümleler bu nedenle çok sade ve anlaşılmayan bir tarafı yok. Hayatında yaşadıklarından, kendine artık ne kadar değer verdiğini anlatıyor. Bunu da tavsiye olarak diğer kadınlara yöneltiyor.
Yazdığım yazıdan, yazarın düşüncelerini kendine yakın bulan ya da onun tavsiyeleri ile kendine gelmek isteyenlerin alabileceği bir kitap.
Nilgün Bodur Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim
Yaşadığı ayrılık acısından sonra o anki hislerini, sonrasında da geçmişe dönüp baktığında hissettiklerini oturup yazdığı kitabıdır.
“ Sadece güçlüler gider.”
Yürüttüğü ilişkinin artık çıkmaza girdiğini ve bir gelecek vaad etmediğini gören yazar, bir gün sessizce geride bir not bırakmadan kapıdan çekip gider. Zaten bu durumun karşı tarafı yıkacağını da düşünmez. Çünkü ona göre bu çoktan gitmesine izin verilen bir ilişkidir.
İşte tüm bu yaşadıklarının ardından kaleme alınan kitap kendi iç dünyasını, iniş çıkışlarını, özüne dönmesini konu almaktadır. Yaşadığı hislerin pek çok kadının da içinde bulunabileceği durumlar varsayıp, genellikle aforizma sözlerle onlara da destek olmaya çalışmaktadır.
Üzüntülerini kısa cümleler ile geçiştirmiş fakat geleceğe dair olan umutlarını daha uzun cümleler ile yazmış. Sayfaların çoğu gündelik hayatındaki olaylar ile başlıyor ama bitişleri genellikle tavsiye verici nitelikte oluyor.
Elbette ki kitapların cinsiyeti yoktur lakin bu kitabın daha çok kadınlara yönelik olduğunu düşünüyorum. Kadının kendini ezdirmemesi, her ilişkisinde daima önce kendine değer vermesi gerektiğini söylüyor. İlişkide tüm kontrolün erkekte olmaması gerektiğini söylerken aynı zamanda kadının düşmanı yine kadındır lafına getiriyor konuyu.
“ Sevmeyenler için sevenleri üzdük ya, müstehak hepimize…”
Kitap elime ilk ulaştığında yazar hakkında fazla bilgim yoktu. Arka kapağı okuduğumda bu kitabın ayrılık sonrası yaşanan depresyonu ve sonrasında da kendine gelip hayata yeniden tutunmayı konu aldığını düşündüm. Kısacası bir kadının ilişkisini, yaşadıklarını, olaylarını, kavgalarını, ayrılıklarını kaleme aldığını sanmıştım. Fakat beklediğimin aksine atarlı cümlelere sahip, olaylar kurgusuz, gündelik yaşam ve düşünceler üzerine yazılı hatta kitap genellikle maske ve yemek tarifleri ile dolu.
Yazdığı aforizmalar sosyal medyada bu tip durumlara maruz kalanların paylaşabileceği türden. Zira kitabında sosyal medyanın her alanına bolca yer verilmiş. Beni şaşırtan bir diğer konu da tam bu durumun üzerine.
Mutlu olmak için verdiği 10 öğüdün arasında Türkiye’nin en fazla bilinen Instagram fenomenini takip etmeyin diyor. İlerleyen sayfalarda ise kendi hayatı, çalışıp çabalayan kadınların hayatı ile o kişinin düğününü kıyaslıyor. Sosyal medyada paylaşılan resimlerin gerçeği yansıtmadığını herkesin görünmek istediği hali ile paylaşım yaptığını vurgularken, sık sık kendi Instagram hesabından bahsetmeyi de ihmal etmiyor.
İlişkiler sırasında sevgilinize hediyeler almayın, en fazla bir yemek yapın içine sevgimi kattım klişesini söyleyin nasılsa yiyor bunu saflar diye bir yazısı var. O parayı biriktirip yalnız kalınca tatile gidin diyor. Başka bir sayfada ise “ Biri beni 15 Şubat’ a ışınlasın “ diye bir yazısı var. Yazının içeriğinde ise 14 Şubat’ ın kendisi için bir gün değil bir yıl gibi geçeceğini, ne kadar bakımlı ve fit olduğunu anlatıp buna rağmen evde tek başına kaldığından bahsediyor. ( evet aradaki çelişkiyi anlamak için birkaç dakika düşündüm.)
Kitabında bol bol sağlıklı, avakodolu yemek tarifleri veriyor. En fazla aklımda yer eden ise içtiği kahvenin telvesini her fırsatta yüzüne sürerek maske yaptığı. Zaten ortalama olarak okuduğunuz on sayfada bir bundan bahsediyor.
Atarlı giderli yazdığı sözlerine zıt olan bir durumda içindeki küçük kız çocuğu ile konuşmasıydı. Beni etkileyen belki de tek sayfaydı diyebilirim. Sanırım ben de içindeki küçük kızı hiçbir zaman bırakmayanlardanım.
Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim kitabı genellikle konuşma ve sohbet havasında yazılmış. Cümleler bu nedenle çok sade ve anlaşılmayan bir tarafı yok. Hayatında yaşadıklarından, kendine artık ne kadar değer verdiğini anlatıyor. Bunu da tavsiye olarak diğer kadınlara yöneltiyor.
Yazdığım yazıdan, yazarın düşüncelerini kendine yakın bulan ya da onun tavsiyeleri ile kendine gelmek isteyenlerin alabileceği bir kitap.