- Katılım
- 4 yıl 1 ay 28 gün
- Mesajlar
- 5,542
- Tepkime puanı
- 1,102
- Yaş
- 28
- Konum
- İzmir/35
- Memleket
- İzmir
- Meslek
- Grafiker
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Safiye Erol Sözleri
Akrep etmez akrabânın akrabâya ettiğini. (Ciğerdelen)Ben kalbim kanaya kanaya yaşayacağım. (Ciğerdelen)
Sevgimden şüphe ederek beni incitmeyiniz. (Ülke Fırtınası)
Bir çift can yakıcı elâ göz kâinatla benim arama girdi… (Ciğerdelen)
Hakikat nerede başlar? Kelimelerin tükendiği yerde… (Ülke Fırtınası)
Ey sevilenler!.. İnsanı hasretle inleten hatıralar bırakmayın! (Ciğerdelen)
Erkeğin çok okumuşu, kadı olur; kadının çok okumuşu cadı olur. (Ciğerdelen)
Evvela aşırı bir aşk, sonra aşırı aşkların olağan tepkisi hayal kırılışı. (Ciğerdelen)
Fakat bu dünyadaki haysiyetin temeli, nereden gelirse gelsin paradır… (Ciğerdelen)
Bazı şeyler vardır ki insan onları hayatta yalnız bir defa kaybedebilir. (Ülke Fırtınası)
Boşlukta yuvarlanıp gidiyoruz. Cennetten olduk fakat yeryüzünü henüz bulamadık. (Ciğerdelen)
Beni gizli kaynaklara ulaştıracak, bana ecel şerbeti sunacak olan sen değil misin? (Ciğerdelen)
Biz insanlar neden hep en uzak ihtimalleri düşünürüz de en yakın çıkış yollarını görmeyiz? (Ciğerdelen)
Kadın dediğin erkeğin bir bakışında, sesinin perdesinde, tek nefesinde aşkı görebilir. (Ciğerdelen)
Gönül aynası zaman zaman paslansa bile Allah! de, üzerine üfleyiver, bak nasıl ak pak olur. (Ciğerdelen)
Namzet oldukları çileleri çekenler, lâyık oldukları mutluluk tâcını nasıl olsa giyerler. (Çölde Biten Rahmet Ağacı)
Zîra karıların en keskin meydan okuyuşu hançeri karşıdakine değil kendi sînelerine çevirmeleridir. (Ciğerdelen)
Ben bu bayrağın öz çocuğuyum, onun çizdiği yüksek mânâlı rotanın izinden ayrılamam. (Ciğerdelen)
Kendisine yarım muhabbet veren herife sûreta itaat eder ama gönlünden çeyrek muhabbet bile pay çıkarmaz. (Ciğerdelen)
Ben onun muhabbetini ciğerimin kanına dokudum, cismine el koyamazsam ne zarar? Bu can tende oldukça… (Ciğerdelen)
Kıskançlık illeti, tefrih(ayrılma) devresinde bile insanı perişan eden bir hastalık gibi daha o zamanlar varlığımı bürümüştü. (Ciğerdelen)
Sen ne kadar benden geçsen artık bir daha yabancı ellere geçemezsin. Yeryüzünde tek adalet varsa oda şudur ki: Bir manaya en yakın ulaşan, o manaya en yüksek bedeli ödeyen kişidir. (Ciğerdelen)
Varlık aleminde görünür ve görünmez her şey insana aşıktır. Her şey sessiz bir vurgunlukla şu özleyiş yalvarışını okur: “Beni anla, beni yen, beni kullan. Yaradılışın manasına kavuşmaklığım senin eline verilmiştir, âdemoğlu beni hasretime ulaştır, senin zafer anıtında ben malzeme olayım… (Ciğerdelen)
Fakat… Kendimde dünyayı kırıp geçirecek bir kudret duyduğum o dakikada anladım ki dünyanın en korkak insanı seven insandır. Canzi’yi ürkütüp kaybetmek korkusu yanında ölüm gülünç bir şaka gibi kalırdı. (Ciğerdelen)
Kendi derisinin tulumundan çıkamayan bir vücudun ayrı bir vücutla sarmaş dolaş oluşu ne züğürt bir kavuşmadır. Şu kadarcık bir birleşme falan falan doyurabilir. Fakat ben ki Kerem’in insanüstü özleyişle özlerim, insanüstü yanışla yanarım… Ben artık Aslı’ma kavuşmak dilerim. (Ciğerdelen)
Biz dünyayı kazanmış ve dünyayı kaybetmiş bir milletin çocuklarıyız. Her ölümden sonra dirim ve kalkınma mukadderdir. Mayamızda ölmezlik var. Gün gelecek yeni alemimizi kuracağız. Kim bilir belki yarın belki yarından yakın… (Ciğerdelen)
Ne hikmettir ki insanlara en zorlu hicran, en çok sevip baş tacı ettikleri taraftan gelir. Kişi suç işler, cana kıyar, hazine soyar, siyaset güder hatta tahta el atar, cezasını bulur. Fakat dünyada aşık kadar ceza gören hiçbir katil, hiçbir uğru veya devlet düşmanı yoktur. Çok sevmek hayatta en büyük suçu işlemek demek midir? (Ciğerdelen)
Hayat da en çok kimi sevdirse o, bizi fütursuzca silkeleyip gider. Leylek! Senin yavrunun yuvadan atışın gibi. Yeni iklimini arzulayarak bizden yüz çevirirken son yavrunu kurban verirsin. Senin şefkatine en çok muhtaç olanı, kanadın altında ısınmaya doyamayanı yuvarlayıvermek sana ar gelmez mi, leylek? (Ciğerdelen)
O insanlar bir altın çağı yaşadılar, eski Yunan zamanında… Eski Yunan, sinesinde şarkı ve garbı birleştirmek saadetine ermişti; bu yüzden mükemmel oldu. Sonra miras bölündü: Yunan’ın ilim iştiyakı, tasnif etmek, teşkilatlandırmak kudreti, hürriyet iptilası garba gitti. Bu tarafa ne kaldı? Yaratılış sırrına hürmet, fanilik şuuru, ferde huzur ve ahenk verebilecek dünya görüşü -yani kader ve kısmete inanma- güzellik. (Ciğerdelen)
Etme beyhude figan,
Vazgeç gönül…
Kılıcımız beç üzerine kalkmış,
İmânımız Kızılelma’ya yönelmiştir.
Türk’ün zaferi tamam olmasına kıl kaldı.
Senin için yandığım nedendir neden,
Senden midir, benden midir, dilden midir,
Bilmem neden?
Aşktır âşıkları şeydâ kılan
Aşktır âşıklar rüsvâ kılan
Aşktır her köşede kavga kılan
Yanayım ey şem’-i rûşen yanayım
Safiye Erol Anlamlı Sözler
Yanmış harmandan öşür alınmaz. (Ciğerdelen)
Erkeğin kahramanlığı bir çeşit,kadınınki başka çeşittir.Erkek çığır açar,devlet kurar,kitleleri idare eder, kadın gelecek kuşakları kalıba döker. (Çölde Biten Rahmet Ağacı)
Nafile dövünme, zavallı! Senin geçmiş ve gelecek ömürlerinde de nasibin hep budur: Özlemek, kavuşmak, ayrılık. (Ciğerdelen)
Müslüman kadınlar bilerek veya bilmeyerek erkekte Peygamberimizin vasıflarının izlerini ararlar,bulabildikleri nispette mesut olur,bulamadıkları nispette bedbaht olurlar. (Çölde Biten Rahmet Ağacı)
Her aşk kahramanı gibi, bu Rumeli evliyası da bir yandan, dahil olduğu manzumenin bir yandan da kendi mihverinin etrafında dönen seyyareler gibi, hem cemiyet nizamlarının çerçevesinde hem gönlü çevresinde seyrini ve devrini sadakatle işleyip tamam etti. (Ciğerdelen)
İdeal insan, altın çağın dışında iki yerde daha üredi. Bir defa İspanya Araplarında, ikinci defa serhat Türklerinde. Bunlar, şarkı ve garbı karıştırıp kendilerinde birleştirmiş insanlardı. Dünya için eğer yeni bir ideal mukadderse ancak gene iki alemin terkibinden doğabilir. O terkibi vücuda getirebilecek şartlan ben Türk milletinde gördüm. İnsanlık tarihinde bize düşen, en kutsal ödev işte budur. (Ciğerdelen)