- Katılım
- 1 yıl 10 ay 5 gün
- Mesajlar
- 2,196
- Tepkime puanı
- 584
- Cinsiyet
Hadrian Duvarı yakınlarındaki bir hamamın kanalizasyonunda, 2.000 yıl önce yıkanan Romalıların düşürdüğü değerli oyma taşlar bulundu.
Arkeologlar tarafından Hadrian Duvarı yakınında bulunan yarı değerli taşlardan üçü. C: Anna Giecco
Carlisle’deki arkeologlar tarafından antik hamamda kanalizasyona düşen incelikle oyulmuş taşlar ortaya çıkarıldı.
Değerli eşyalarınızı yanınızda bir yüzme havuzuna götürmek her zaman için büyük bir risk. Hamamlardan birinin giderinden çıkarılan değerli taşların miktarına bakılırsa, Romalıların da bu konuda daha dikkatli davranması gerekirdi.
Arkeologlar, Hadrian Duvarı’nın hemen arkasında, günümüz Carlisle’de sahiplerinin onları kaybetmesinden yaklaşık 2.000 yıl sonra 30 kadar yarı değerli taş keşfetti.
Söz konusu taşlar, yüzüklerden düşmüştü ve yapıştırıcıları muhtemelen buharlı sularda zayıflamıştı. Sonrasında ise havuzlar ve saunalar temizlenirken kanalizasyona dökülmüşlerdi.
Bunlar özenle oyulmuş değerli taşlar olduğundan, kaybolmaları sahipleri için acı verici olmalıydı. Çapları ancak birkaç milimetre olmasına rağmen, olağanüstü işçiliği onların zamanında – 2. yüzyılın sonlarında veya 3. yüzyılda – pahalı olabileceklerini düşündüren tasvirler taşıyor.
Hamama girenlerden biri, elinde çiçek ya da ayna tutan Venüs’ü tasvir eden bir ametist kaybetmişti. Bir diğeri, kutsal bir sütunun yanındaki kayaların üzerine oturmuş bir satyrin tasvir edildiği kırmızı-kahverengi bir yeşimtaşı kaybetmişti.
Hamam kazısına liderlik eden Roma Britanyası uzmanı Frank Giecco, koleksiyon karşısında hayrete düştüğünü belirtiyor: “Bu inanılmaz. Herkesin hayal gücünü ele geçirdi. Hamamları kullanan insanların yüzüklerinden düşüyorlardı. Bitkisel yapıştırıcı ile sabitlendiler ve sıcak hamamda yüzüklerden düştüler.”
‘Lanet tabletlerinin’ bulunduğu Bath’taki Roma hamamları.
Giecco, Romalıların yüzüklerini kaybettikten sonra küfrettiklerini hayal edebildiğini söylüyor. “Eve gidene kadar fark etmemiş olabilirler çünkü yüzükleri duruyordu fakat taşları düşüyordu. Yine de üzerinde taşı olan bir yüzük de bulduk.”
Oxford Üniversitesi’nde Roma sanatı uzmanı olan Profesör Martin Henig, “Metal genişler. Taş düzgün bir şekilde sabitlenmezse, günümüzde banyo yapan insanlarda olduğu gibi düşebilir. Kanalizasyondan çıkarılan taşların zamanla biriktiğini hayal ediyorum ve birçok insanın bu hamamları kullandığını hatırlamalıyız.” diyor.
Değerli oyma taşlar, daha önce York’taki ve Newport yakınlarındaki Caerleon’daki kanalizasyonlardan kurtarılmıştı. Romalılar, bugün hala karşı karşıya olduğumuz değerli eşyalarını suda ya da banyo yaparken sinsi bir hırsıza çaldırma ikilemiyle karşı karşıya kaldılar. Bu, Bath’ta ve başka yerlerde bulunan ve bu tür suçların faillerinden intikam almak isteyen birkaç “lanet tabletinde” yansıtılıyor.
Bu beddualardan biri yüzük hırsızına yönelikti: “Köle ya da özgür biri sessiz kaldığı ya da bu konuda bir şey bildiği sürece, yüzüğü çalmışsa kana, gözlere ve her uzuva lanetlenebilir ve hatta tüm bağırsakları tamamen yenebilir.”
Henig, “Sorun şu ki, yüzüğünüzü çıkarmanız gerekiyordu ama tehlikeler de vardı. Onu nerede bırakacaktınız? İnsanlar bir yüzüğü ya da oyma taşı kaybettiklerinde çok üzülmüş olmalılar.” diyor.
Hamam, seçkin bir süvari birliğinin bulunduğu ve imparatorluk sarayıyla bağlantıları olan, imparatorluğun kuzey sınırı olan Hadrian Duvarı’ndaki en önemli Roma kalesinin bitişiğindeydi. Kazılar gelecek yıl devam edecek, ancak imparatorluk damgalı çiniler de dahil olmak üzere şimdiye kadar elde edilen kanıtlar, hamam kompleksinin anıtsal ve zengin olduğunu gösteriyor.
Giecco, “Düşük statülü Roma sitelerinde bu tür taşlar bulamazsınız. Yani fakirler tarafından takılacak bir şey değiller.” diyor.
Kadın ve erkeklerin taktığı yüzükler gibi dekoratif amaçlarının ötesinde, bu yüzüklerinde tasvirlerinde bir sembolizm vardı. Yeni keşfedilen oymalar, bir mızrak tutan tanrı Mars gibi askeri temaları ve özellikle bir dalı kemiren bir farenin büyüleyici bir görüntüsünü içeren doğurganlığı içeriyordu. (Romalılar fareleri yeniden doğuş veya doğurganlığın sembolleri olarak gördüler.)
Giecco, “Oymalardan bazıları küçüktü, yaklaşık 5 mm; bazıları ise 16 mm kadar büyüktü. Bu kadar küçük şeyleri oymak için yapılan işçilik inanılmaz.” diyor.
Drenaj keşifleri ayrıca 40’tan fazla kadın saç tokası ve muhtemelen bir kolyeye ait 35 cam boncuk içeriyor.
Arkeologlar tarafından Hadrian Duvarı yakınında bulunan yarı değerli taşlardan üçü. C: Anna Giecco
Carlisle’deki arkeologlar tarafından antik hamamda kanalizasyona düşen incelikle oyulmuş taşlar ortaya çıkarıldı.
Değerli eşyalarınızı yanınızda bir yüzme havuzuna götürmek her zaman için büyük bir risk. Hamamlardan birinin giderinden çıkarılan değerli taşların miktarına bakılırsa, Romalıların da bu konuda daha dikkatli davranması gerekirdi.
Arkeologlar, Hadrian Duvarı’nın hemen arkasında, günümüz Carlisle’de sahiplerinin onları kaybetmesinden yaklaşık 2.000 yıl sonra 30 kadar yarı değerli taş keşfetti.
Söz konusu taşlar, yüzüklerden düşmüştü ve yapıştırıcıları muhtemelen buharlı sularda zayıflamıştı. Sonrasında ise havuzlar ve saunalar temizlenirken kanalizasyona dökülmüşlerdi.
Bunlar özenle oyulmuş değerli taşlar olduğundan, kaybolmaları sahipleri için acı verici olmalıydı. Çapları ancak birkaç milimetre olmasına rağmen, olağanüstü işçiliği onların zamanında – 2. yüzyılın sonlarında veya 3. yüzyılda – pahalı olabileceklerini düşündüren tasvirler taşıyor.
Hamama girenlerden biri, elinde çiçek ya da ayna tutan Venüs’ü tasvir eden bir ametist kaybetmişti. Bir diğeri, kutsal bir sütunun yanındaki kayaların üzerine oturmuş bir satyrin tasvir edildiği kırmızı-kahverengi bir yeşimtaşı kaybetmişti.
Hamam kazısına liderlik eden Roma Britanyası uzmanı Frank Giecco, koleksiyon karşısında hayrete düştüğünü belirtiyor: “Bu inanılmaz. Herkesin hayal gücünü ele geçirdi. Hamamları kullanan insanların yüzüklerinden düşüyorlardı. Bitkisel yapıştırıcı ile sabitlendiler ve sıcak hamamda yüzüklerden düştüler.”
‘Lanet tabletlerinin’ bulunduğu Bath’taki Roma hamamları.
Giecco, Romalıların yüzüklerini kaybettikten sonra küfrettiklerini hayal edebildiğini söylüyor. “Eve gidene kadar fark etmemiş olabilirler çünkü yüzükleri duruyordu fakat taşları düşüyordu. Yine de üzerinde taşı olan bir yüzük de bulduk.”
Oxford Üniversitesi’nde Roma sanatı uzmanı olan Profesör Martin Henig, “Metal genişler. Taş düzgün bir şekilde sabitlenmezse, günümüzde banyo yapan insanlarda olduğu gibi düşebilir. Kanalizasyondan çıkarılan taşların zamanla biriktiğini hayal ediyorum ve birçok insanın bu hamamları kullandığını hatırlamalıyız.” diyor.
Değerli oyma taşlar, daha önce York’taki ve Newport yakınlarındaki Caerleon’daki kanalizasyonlardan kurtarılmıştı. Romalılar, bugün hala karşı karşıya olduğumuz değerli eşyalarını suda ya da banyo yaparken sinsi bir hırsıza çaldırma ikilemiyle karşı karşıya kaldılar. Bu, Bath’ta ve başka yerlerde bulunan ve bu tür suçların faillerinden intikam almak isteyen birkaç “lanet tabletinde” yansıtılıyor.
Bu beddualardan biri yüzük hırsızına yönelikti: “Köle ya da özgür biri sessiz kaldığı ya da bu konuda bir şey bildiği sürece, yüzüğü çalmışsa kana, gözlere ve her uzuva lanetlenebilir ve hatta tüm bağırsakları tamamen yenebilir.”
Henig, “Sorun şu ki, yüzüğünüzü çıkarmanız gerekiyordu ama tehlikeler de vardı. Onu nerede bırakacaktınız? İnsanlar bir yüzüğü ya da oyma taşı kaybettiklerinde çok üzülmüş olmalılar.” diyor.
Hamam, seçkin bir süvari birliğinin bulunduğu ve imparatorluk sarayıyla bağlantıları olan, imparatorluğun kuzey sınırı olan Hadrian Duvarı’ndaki en önemli Roma kalesinin bitişiğindeydi. Kazılar gelecek yıl devam edecek, ancak imparatorluk damgalı çiniler de dahil olmak üzere şimdiye kadar elde edilen kanıtlar, hamam kompleksinin anıtsal ve zengin olduğunu gösteriyor.
Giecco, “Düşük statülü Roma sitelerinde bu tür taşlar bulamazsınız. Yani fakirler tarafından takılacak bir şey değiller.” diyor.
Kadın ve erkeklerin taktığı yüzükler gibi dekoratif amaçlarının ötesinde, bu yüzüklerinde tasvirlerinde bir sembolizm vardı. Yeni keşfedilen oymalar, bir mızrak tutan tanrı Mars gibi askeri temaları ve özellikle bir dalı kemiren bir farenin büyüleyici bir görüntüsünü içeren doğurganlığı içeriyordu. (Romalılar fareleri yeniden doğuş veya doğurganlığın sembolleri olarak gördüler.)
Giecco, “Oymalardan bazıları küçüktü, yaklaşık 5 mm; bazıları ise 16 mm kadar büyüktü. Bu kadar küçük şeyleri oymak için yapılan işçilik inanılmaz.” diyor.
Drenaj keşifleri ayrıca 40’tan fazla kadın saç tokası ve muhtemelen bir kolyeye ait 35 cam boncuk içeriyor.