İnsanların gözünde dış dünyayı algılamaya yardımcı iki tür ışık reseptörü vardır: rodlar ve koniler.
Bir veya diğer renk reseptörü sınıfının (koniler) eksikliği, renk görmede eksikliklere veya çeşitli renk körlüklerine neden olur.
20. yüzyılın başında renkli görmenin insana özel olduğu düşünülüyordu. Bunun doğru olmadığı, hayvanlarda da renkli görmenin yaygın olduğu ayrıca kanıtlanmıştır.
Hayvanlar aleminde de eğer bir tür, insanlardaki gibi üç ayrı renge duyarlı reseptörden daha azına sahipse bir tür renk körlüğü yani sınırlı renk görüşü var denebilir.
Farklı hayvanların farklı seviyede renk tonlarını ayırt edebilme özellikleri vardır. Bazıları çok zayıf renk görüşüne sahipken diğerleri çok daha fazla sayıda renk görüşüne sahip olabilir.
İnsan gözü, renklerin kaynağı olan güneşin yaydığı elektromanyetik spektrumun tamamını algılayamazken ıstakoz, japon balığı, alabalık, arı, kaplumbağa, birçok kuş türü ve fare, fare gibi kemirgenler insanın göremediği renk boylarını görebilmektedir.
Boğalar renk körüdür. Kırmızı pelerini kırmızı olduğu için değil, hareket ettiği için sinir bozucu buluyor olabilirler.
Atlar da kısıtlı miktarda renkleri görmelerine rağmen gece görüşleri iyidir. Atla atlama yarışmalarında engeller tasarlanırken atların sınırlı renk algısı dikkate alınır.
Baykuşlar ve diğer gece hayvanları, insanlar için çok karanlık olduğunda da görebilirler. Çok keskin bir görüşe sahip oldukları kesin olmakla birlikte bu tür hayvanların gerçekte tam olarak ne tür detaylarla görebildiklerini bilmiyoruz.
Maymunlar ve sincaplar, biz insanların gördüğü kadar iyi olmasa da kedilere ve köpeklere kıyasla daha iyi bir renk yelpazesinde görebilirler. Kedi ve köpeklerin sadece mavi ve yeşil konileri vardır. Bu durum, insanlarda renk körlüğüne benzeyen, daha düşük düzeyde bir renk algısına sahip oldukları anlamına gelir.
Ayrıca köpekler insanlara kıyasla daha yüksek düzeyde miyopturlar. Bir insanın 23 metre uzaklıktaki bir nesneyi görmede yaşadığı zorluğu köpekler 6 metre uzaklık için yaşarlar.
Kısaca renk körlüğü insana özgü değildir.
- Rodlar; yanal görüşün, gece görüşünün, parlaklık kontrastının ve gri tonlarının algılanmasını yönetir.
- Koniler gündüz görüşü ve renk algısı ile ilgilenir.
Bir veya diğer renk reseptörü sınıfının (koniler) eksikliği, renk görmede eksikliklere veya çeşitli renk körlüklerine neden olur.

20. yüzyılın başında renkli görmenin insana özel olduğu düşünülüyordu. Bunun doğru olmadığı, hayvanlarda da renkli görmenin yaygın olduğu ayrıca kanıtlanmıştır.
Hayvanlar aleminde de eğer bir tür, insanlardaki gibi üç ayrı renge duyarlı reseptörden daha azına sahipse bir tür renk körlüğü yani sınırlı renk görüşü var denebilir.
Farklı hayvanların farklı seviyede renk tonlarını ayırt edebilme özellikleri vardır. Bazıları çok zayıf renk görüşüne sahipken diğerleri çok daha fazla sayıda renk görüşüne sahip olabilir.
İnsan gözü, renklerin kaynağı olan güneşin yaydığı elektromanyetik spektrumun tamamını algılayamazken ıstakoz, japon balığı, alabalık, arı, kaplumbağa, birçok kuş türü ve fare, fare gibi kemirgenler insanın göremediği renk boylarını görebilmektedir.
Boğalar renk körüdür. Kırmızı pelerini kırmızı olduğu için değil, hareket ettiği için sinir bozucu buluyor olabilirler.
Atlar da kısıtlı miktarda renkleri görmelerine rağmen gece görüşleri iyidir. Atla atlama yarışmalarında engeller tasarlanırken atların sınırlı renk algısı dikkate alınır.
Baykuşlar ve diğer gece hayvanları, insanlar için çok karanlık olduğunda da görebilirler. Çok keskin bir görüşe sahip oldukları kesin olmakla birlikte bu tür hayvanların gerçekte tam olarak ne tür detaylarla görebildiklerini bilmiyoruz.
Maymunlar ve sincaplar, biz insanların gördüğü kadar iyi olmasa da kedilere ve köpeklere kıyasla daha iyi bir renk yelpazesinde görebilirler. Kedi ve köpeklerin sadece mavi ve yeşil konileri vardır. Bu durum, insanlarda renk körlüğüne benzeyen, daha düşük düzeyde bir renk algısına sahip oldukları anlamına gelir.
Ayrıca köpekler insanlara kıyasla daha yüksek düzeyde miyopturlar. Bir insanın 23 metre uzaklıktaki bir nesneyi görmede yaşadığı zorluğu köpekler 6 metre uzaklık için yaşarlar.

Kısaca renk körlüğü insana özgü değildir.