Postpartum Depresyon Nedir?

Bebeklerin doğuşu tam bir heyecan, mutluluk ve neşe getirir. Ancak yeni annelerin yaklaşık yüzde 60’ı doğum sonrası depresyondan (PPD: postpartum depresyon) muzdariptir. Bu hastalık hafif veya şiddetli olabilir ve belirtileri arasında endişe, depresyon, huzursuzluk, kafa karışıklığı ve ağlama nöbetlerinin yanı sıra uyku ve iştahla ilgili sorunlar bulunur.

DSM-V’de “Duygudurum Bozuklukları” içinde yer almakta ve “Postpartum Başlangıç Belirleyicisi” başlığı altında postpartum dört hafta içinde epizodun başlaması biçiminde tanımlanmaktadır.

Kuşkusuz, yeni babalar da uykudan mahrum kalma ve stresten kaynaklı olan ruh hallerinde hassaslık vardır. JAMA Ağı’na göre, erkeklerin yüzde 7 ila 10’u postpartum depresyona maruz kalıyor. Bazı erkekler yeni anneler kadar üzgün ve depresyonda hissediyor.

Paternal doğum sonrası depresyon daha çok depresyon öyküsü, maddi zorluklar veya sınırlı kaynakları ve eşiyle zayıf duygusal bağı olan genç babaları etkiliyor. Ayrıca, ‘Hormones and Behavior’ dergisindeki bir çalışma, yeni babalarda depresyon ve düşük testosteron düzeyleri arasında bir bağlantı buldu.

Doğum sonrası depresyon; psikoterapi, antidepresan veya antipsikotik ilaç tedavisi ve güçlü sosyal destek ağı ile tedavisi mümkün olabilen bir rahatsızlıktır. Daha şiddetli seyreden durumlarda annede muhakeme bozukluğu ve içgörü eksikliği varsa yatarak tedavi yapılabilir.

Psikoterapi sürecinde özellikle ailenin ve sosyal desteğin ne ölçüde olduğu anlaşılıp değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca danışanın bu süreçte annelik rolü ile ilgili beklentileri ve sorumlulukları ile ilgili kendi algısı özellikle ele alınmalı ve incelenmelidir.