Bir zamanlar Batı Anadolu’nun en parlak kentlerinden biri olan Pergamon, tarih boyunca birçok büyük medeniyete ev sahipliği yaptı. Bugün Bergama olarak bilinen bu şehir, İzmir’in kuzeyinde Bakırçay (Kaikos) Vadisi’nde yer alıyor ve zengin tarihine dair birçok eseri bünyesinde barındırıyor.
Pergamon Akropolisi’nin Friedrich Thierch tarafından yaratılan görünümü, 1882. (C: Wikimedia Commons)
Attalos Hanedanı tarafından MÖ 3. yüzyılda Pergamon Krallığı’nın başkenti yapılan kent, kısa sürede Helenistik dünyanın en önemli kültürel ve entelektüel merkezlerinden biri haline geldi. Şehir, ünlü doktor ve filozof Galen de dahil olmak üzere birçok önemli bilim insanına ev sahipliği de yaptı.
Etkileyici mimarisi ve mühendisliği ile ünlü olan Pergamon’un en ünlü yapılarından biri, günümüzde Berlin’deki müzede sergilenen Zeus Sunağı. Pergamon Krallığı’nın Galatlar’a karşı kazandığı zaferi simgeleyen sunağın iki yanındaki kabartmalarda tanrılarla devlerin savaşını ve Bergama’nın efsanevi kuruluşunu gösteren figüratif tasvirler yer alıyor. MÖ 2. yüzyılda inşa edilen 12 metreden uzun yapının bugün yalnızca beş basamaklı temelleri Bergama’da bulunuyor.
Şehir, kültürel ve entelektüel başarılarının yanı sıra önemli bir siyasi ve askeri merkezdi. Helenistik krallıklar arasındaki savaşlarda stratejik konumu sayesinde çok önemli bir rol oynadı ve daha sonra Roma İmparatorluğu’nda önemli bir şehir haline geldi.
(C: Ahmet Demiroğlu/Unsplash)
Bugün Pergamon’un kalıntıları, dünyanın her yerinden ziyaretçi çeken popüler bir turizm merkezi. Zeus Sunağı’nın temelleri (!), aynı zamanda Helenistik dönemin en dik tiyatrosu olarak kabul edilen etkileyici tiyatrosu, Gymnasion, Demeter Tapınağı ve diğer yapıları hala görülebiliyor. 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak tescil edilen Pergamon kenti, bir öğrenme ve kültür merkezi olarak insanlara ilham vermeye devam ediyor.
Pergamon Akropolisi’nin Friedrich Thierch tarafından yaratılan görünümü, 1882. (C: Wikimedia Commons)
Attalos Hanedanı tarafından MÖ 3. yüzyılda Pergamon Krallığı’nın başkenti yapılan kent, kısa sürede Helenistik dünyanın en önemli kültürel ve entelektüel merkezlerinden biri haline geldi. Şehir, ünlü doktor ve filozof Galen de dahil olmak üzere birçok önemli bilim insanına ev sahipliği de yaptı.
Etkileyici mimarisi ve mühendisliği ile ünlü olan Pergamon’un en ünlü yapılarından biri, günümüzde Berlin’deki müzede sergilenen Zeus Sunağı. Pergamon Krallığı’nın Galatlar’a karşı kazandığı zaferi simgeleyen sunağın iki yanındaki kabartmalarda tanrılarla devlerin savaşını ve Bergama’nın efsanevi kuruluşunu gösteren figüratif tasvirler yer alıyor. MÖ 2. yüzyılda inşa edilen 12 metreden uzun yapının bugün yalnızca beş basamaklı temelleri Bergama’da bulunuyor.
Şehir, kültürel ve entelektüel başarılarının yanı sıra önemli bir siyasi ve askeri merkezdi. Helenistik krallıklar arasındaki savaşlarda stratejik konumu sayesinde çok önemli bir rol oynadı ve daha sonra Roma İmparatorluğu’nda önemli bir şehir haline geldi.
(C: Ahmet Demiroğlu/Unsplash)
Bugün Pergamon’un kalıntıları, dünyanın her yerinden ziyaretçi çeken popüler bir turizm merkezi. Zeus Sunağı’nın temelleri (!), aynı zamanda Helenistik dönemin en dik tiyatrosu olarak kabul edilen etkileyici tiyatrosu, Gymnasion, Demeter Tapınağı ve diğer yapıları hala görülebiliyor. 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak tescil edilen Pergamon kenti, bir öğrenme ve kültür merkezi olarak insanlara ilham vermeye devam ediyor.
