PCR testlerinin yüzde 50 yanlış pozitif sonuç verdiği iddiası

Charismax

Copyright @ Charismax
Katılım
3 yıl 8 ay 2 gün
Mesajlar
25,264
Tepkime puanı
8,715
Yaş
35
Konum
Memed' Home
İsim
CHRS
Memleket
Neresi?
Meslek
IzdırapÇI
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hal
pcr-testlerinin-yuzde-50-yanlis-pozitif-sonuc-verdigi-iddiasi.png


Bulgular
PCR testleri, şu anda bilinen en güvenilir yöntemlerden biri.
PCR testlerinin yüzde 50 hatalı pozitif sonuç verdiğini gösteren bir veri yok.

Geçtiğimiz günlerde WhatsApp’ta ve sosyal medyada Claus Köhnlein isimli Alman bir doktorun videosu gündeme geldi. Videoda doktor Köhnlein, Covid-19 tanısında kullanılan PCR testinin hatalı pozitif sonuç verme ihtimalinin çok yüksek olduğunu, testlerin güvenilir olmadığını iddia ediyordu. Köhnlein’e göre bu testler çok hassas ve herhangi bir maddenin molekülü de, Covid-19 pozitif sonuç vermeye sebep olabilir. Bu kişinin hasta olduğu anlamına gelmez. Köhnlein böyle diyerek, Covid-19 salgınının abartıldığı, tehdidin sanıldığı kadar büyük olmadığı sonucuna varıyor.

Ancak iddia doğru değil. PCR testleri, şu anda bilinen en güvenilir yöntemlerden biri. Ayrıca PCR testlerinin yüzde 50 hatalı pozitif sonuç verdiği sonucuna varmak için yeterli bulgu yok.
PCR testi nedir?
Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR), aslında genetik malzemelerin küçük segmentlerini "çoğaltmak" için kullanılan bir teknik. Genetik materyalin moleküler ince yapısını incelemek için kullanılan en önemli laboratuar yöntemlerinden biri. Bu yöntem, çok sayıda bulaşıcı hastalığın teşhisinde de kullanılıyor. Serolojik testlerin, yani vücudun belli bir hastalığa yol açan patojene karşı geliştirdiği antikorların tespit edilmesinin aksine, PCR laboratuvarda alınan örneklerde spesifik virüsün varlığı ya da yokluğuna bakıyor. Covid-19 PCR testleri için, burundan ve boğazdan alınan sürüntü numuneleri alınıyor. Bu numunelerde virüsü tanımlayan RNA yapısı aranıyor. PCR yöntemleri bu nedenle çoğunlukla yüksek bir hassasiyete sahip ve spesifik bir RNA'ya baktığından başka bir maddenin molekülünü tanımlaması pek olası değil.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre PCR testi Covid-19 tespitinde güvenilir bir şekilde kullanılabilir. Amerika Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi de Covid-19 teşhisinde PCR testini kullanıyor. Evrim Ağacı da RT-PCR testlerini Covid-19 tanı ve teşhis işleminde güvenilir bir yol olarak değerlendiriyor. Çünkü test, duyarlılığının artırılması için mutlaka pozitif kontroller, negatif kontroller ve birden fazla tekrarla sonuçlandırılıyor.
Elbette PCR testlerinin hata seviyesi var, ama şu anda bilinen en güvenilir testlerden. Hızlı tanı testi ile RT-PCR testleri ise birbirinden farklı. Hızlı tanı testlerinin hata payı daha yüksek. Ama PCR doğru şekilde yapılırsa hata payı daha düşük. Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, PCR testinin hızlı tanı testlerinden daha güvenilir sonuç verdiğini ve asıl tanı testi olarak kabul edilebileceğini söylüyor.
Tıbbi testlerin doğruluğu iki şeyi ölçerek belirleniyor: Duyarlılık ve özgüllük. Duyarlılık, pozitif doğruluk oranını belirtirken; özgüllük ise doğru negatif sonuçları ölçüyor. Laboratuvar testleri, pozitif bir vakayı (duyarlılık) tespit etme ve negatif bir vakayı (özgüllük) belirliyor. Dolayısıyla, hassas bir testin yanlış negatif sonuç vermesi, yani enfekte olmanıza rağmen sonucun negatif çıkması daha az olası.
Yapılan bir araştırmada, numunelerin birden fazla bölgeden test edilmesinin duyarlılığı artırabileceği ve yanlış negatif test sonuçlarını azaltabileceği belirtiliyor. RT-PCR testlerinin klinik duyarlılığı yüzde 66 ile 80 arasında değişiyor. Bu, test edilen üç kişiden yaklaşık birinin yanlış negatif sonuç alacağı anlamına geliyor.
Yanlış pozitif sonuç ihtimali oldukça düşük
PCR testi virüsün etkinliğini değil, varlığını saptıyor. Yani tespit edilen virüs etkinliğini yitirmişse dahi, PCR testinde pozitif sonuç çıkıyor. Hatta, PCR testi Covid-19’a maruz kalmış yüzeylere ya da örneğin kanalizasyon sularına da uygulanabiliyor. Bu durumda da Covid-19’a neden olan virüs etkinliğini yitirse bile, genetik malzemesi tespit edildiği için sonuç pozitif çıkıyor. Ancak bir insandan alınan sürüntülerde virüs tespit edilip, sonucun hatalı pozitif sonuç verme ihtimali oldukça düşük.
Dahası, bütün dünyaya test uygulanıp, hiç hatalı negatif sonuç alınmasa ve yüksek oranda hatalı pozitif sonuç alınsa, Claus Köhnlein’in iddia ettiği gibi salgın abartılıyor olabilirdi. Ancak testler belli kriterlere göre yapıldığından herkes test edilemiyor. Bu mevcut pozitif vakaların tamamının tespit dahi edilememesi demek.
Ayrıca yapılan bazı araştırmalar, PCR testlerinin inkübasyon süresinde erken yapılması durumunda kişi Covid-19 kapmış olsa bile hatalı negatif sonuç verebildiğini ortaya koyuyor. Bu yüzden şüpheli hastalara yalnızca PCR testi yapılmıyor, aynı zamanda akciğerleri de değerlendirmeye katılıyor. Yani yanlış pozitif sonuçlar çıkıyorsa bile, bu oran yanlış negatifler ile dengeleniyor denebilir. Kaldı ki Covid-19’a yakalanan bazı insanlar, herhangi bir semptom göstermeden, yani test edilmeden hastalığı atlatabiliyor. Bu durumda Dr. Köhnlein’in dediği gibi PCR testinin Covid-19 olmayan insanları da hastaymış gibi gösterdiğini söylemek mümkün değil.
PCR testlerinin hatalı sonuç verme ihtimalleri ile ilgili, dünya genelinde üzerinde uzlaşılmış bilimsel bir rakam bulunmuyor. Ancak British Medical Journal'da yayınlanan bir araştırma, uygun şartlarda PCR testlerinden geçmiş 100 kişiden ancak birinden yanlış pozitif sonuç alındığını gösteriyor.
Doktor Köhnlein’in iddialarının aksine, PCR testlerinin hatalı pozitif değil, hatalı negatif sonuç vermesi üzerine araştırmalar mevcut. Örneğin, American College of Cardiology tarafından yürütülen bir araştırma, yanlış negatif sonucun oranının saptanmasının güç ve değişken olduğunu, ancak maruziyetten sonraki ilk beş gün içinde yapılan testlerin yüzde 67'ye kadar ve maruziyetten sonraki sekizinci günde yüzde 21’e kadar yanlış negatif sonuç verme ihtimalinin olduğu belirtiliyor.
Teyit, konuyla alakalı bilgi almak için Bilim Kurulu Üyesi Alpay Azap’a ulaştı. Alpay Azap, PCR testlerinin ideal koşullarda çalışıldığında hatalı pozitif vermesinin söz konusu olmadığını belirtti. Testin çalışılması sırasındaki teknik hatalardan kaynaklanan hatalı sonuçlar olabileceğinden, hatalı pozitif ve negatif oranları PCR testi yapılan merkezlere göre değişebilir.
Benzer şekilde, virolog Kenan Midilli de Teyit’e PCR testlerinin güvenilir olduğunu, testlerin hatalı pozitif sonuç verme ihtimalinin son derece düşük olduğunu ifade etti. Hatalı sonuç veren testlerin PCR değil, kandan alınan örneklerle yapılan antikor testleri olduğunu belirten Midilli’ye göre, bahsedilmesi gereken hata payının, hatalı negatif olması gerek. Hatalı negatif sonuçların da önüne geçilmek için de, testler şüpheli hastalar üzerinde belli aralıklarla tekrarlanıyor.
Kısacası şu anki veriler, Köhlein’in iddialarının aksine Covid-19 enfeksiyonu geçiren kişi sayısının, PCR testi pozitif çıkmış hasta sayısından daha fazla olduğunu gösteriyor.
Yanlış sonuç neden olur?
Yapılan testlerin hatalı sonuç verme sebepleri arasında numunenin çok erken ya da geç alınması, numunenin kontamine olması ya da uzun süre bekletilmesi olabilir. Alpay Azap da ikinci hafta yapılan PCR testlerinin hassasiyetinin düştüğünü söylüyor. Çünkü virüs ilk haftalarda üst solunum yollarında yerleşik bulunuyor, fakat ikinci haftadan sonra alt solunum yollarına iniyor. Azap, Türkiye genelinde yapılan testlerin duyarlılık oranı bilinmese de, çalıştığı kurum olan Ankara Üniversitesi’nde PCR Covid-19 pozitif duyarlılığının yüzde 60 civarında olduğunu belirtiyor.
Alman doğrulama platformu Correctiv de Köhnlein’in iddiasını doğru olmadığını ortaya koyuyor. Correctiv’e konuşan Dresden Teknik Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji ve Hijyen Enstitüsü Müdürü Alexander Dalpke, şu ana kadar bilinen hiçbir yanlış pozitif vakaları olmadığını belirtiyor.
Claus Köhnlein’in iddiasını boşa çıkaran bir başka durum daha var. Her ne kadar hassas da olsalar Dr. Claus Köhnlein’in ortaya attığı iddialardan biri, Covid-19’un gerçek bir hastalık olmadığı ve dünyanın salgını abarttığı yönündeydi. Öyle ki Köhnlein’e göre Covid-19 testi kaldırılmış olsaydı, hayat normal seyrinde devam edecekti. Ancak bugüne kadar yapılan araştırmalar, Covid-19’un daha kolay yayıldığını ve gripten daha yüksek bir ölüm oranına sahip olduğunu gösteriyor. Ayrıca antiviral ilaçlar mevsimsel gribi geçirmede işe yarıyor, fakat Covid-19 için henüz kanıtlanmış iyileştirici bir ilaç ya da aşı yok.
New York Times, Covid-19 sebebiyle hayatını kaybeden kişi sayısını, tarihte yaşanan diğer ölümcül olaylarla kıyaslıyor. Yeni koronavirüsün, 1918 İspanyol gribi gibi dünya çapında yaklaşık 50 milyon insanı öldürmesi pek olası değil, ancak ölüm oranına bakıldığında afetler tarihinde az sayıda rakibi olacak gibi. Mart ayında New York'ta Covid-19 sebebiyle ölen insanların sayısındaki artış, İspanyol gribi döneminde en ölümcül ay olan Ekim 1918'den daha fazla. Benzer şekilde, Londra’da ölüm oranı normalin üç katına, Madrid’de ise beş katına çıkmış durumda.
Alman doktorun iddialarını içeren videoyu Türkiye’de yaygınlaştıran Corona Gerçeği isimli sayfa da güvenilir değil. Teyit, bu sayfa tarafından paylaşılan farklı iddiaları daha önce yanlışlamıştı:
Doktor Claus Köhnlein'in iddiaları Ağustos 2020'de tekrar gündeme geldi. Bu kez paylaşımların dikkat çeken noktası Covid-19 diye bir hastalığın olmadığıydı. Ancak dünyadaki birçok üniversite ve sağlık otoritesi Covid-19 adında yeni bir virüs olduğunu doğruluyor. Ayrıca yeni koronavirüsün mevcut grip virüslerinden farklı bir formda olduğu yapılan çalışmalar ile görülebiliyor.
Sonuç olarak iddia doğru değil. PCR testleri, şu anda hastalığın tespitinde en güvenilir yöntem. PCR testlerinin yüzde 50 hatalı pozitif sonuç verdiğini gösteren bir veri yok. Köhlein’in iddialarının aksine, Covid-19 enfeksiyonu geçiren kişi sayısı, PCR testi pozitif çıkmış hasta sayısından daha fazla.hatalı bilginin yedi türünden biri olan çarpıtmaya örnek
 

Benzer konular

Geri
Üst Alt