Papatya

Katılım
1 yıl 2 ay 18 gün
Mesajlar
2,162
Tepkime puanı
571
Cinsiyet
bPg20e


Aşağı doğru inmekte olan yolun sağ yanında geniş, yemyeşil bir çayır bulunuyordu. Bahar geldiğinde bu çayır, otlarla, çiçeklerle bezenirdi. Zaman zaman meleyerek koşuşan kuzular, oradan oraya konarak uçuşan renk renk kelebekler, çayıra, ayrı bir güzellik veriyordu.

Bu çayırın içinde, küçük papatya yaşamaktaydı. Küçük bir güneşi andıran bu papatya, günün sıcaklığı ve temiz hava içinde, mutlu bir hayat sürüyordu. Çeşitli kuşların şarkılarını dinleyerek, vaktini hoşça geçiriyordu. Yolun diğer yanında bir kır evi bulunuyordu. Bu evin gölgesinde ise, kaba ve kötü kokulu iki çiçek yaşamaktaydı. Bu iki kaba ve çirkin çiçek, hasetle papatyaya bakar ve derin bir kıskançlık içinde iç çekerlerdi. Günlerden bir gün, küçük ve güzel bir kuş, papatyanın etrafında bir müddet uçtuktan sonra, gelip papatyanın yanma kondu.

Küçük kuş, papatyayı çok güzel bulmuş ve beğenmişti. Kuş ile papatya konuşup arkadaşlık ettiler. Ayrılırken papatya, küçük kuşu, gagasından öptü. İşte tam bu anda, elinde bıçak bulunan küçük bir kız; geldi. Papatyayı yerinden söktü ve evine götürerek vazoya koydu. Akşam olunca papatya, yapraklarını kapatıp uykuya daldı.
Sabah olunca da gözlerini açmca, bir de ne görsün?.. Küçücük kuş da yakalanmış ve odadaki kafesin içine konulmamış mı! Hem de papatyaya bakarak ona aşk şarkıları söylemekte! Papatya, küçük kuşun yardımına koşmak istiyordu, ama bunu nasıl başaracaktı?

Bu sırada, küçük kuşu yakalayarak kafese koyan çocuklar, kafesin çevresine çiçekler yerleştirmek istediler. Böylece başka çiçeklerle beraber papatyayı da alarak kafesin kenarına koydular. Çiçekleri kafesin çevresine koymuşlardı ama, küçük kuşa su vermeyi unutmuşlardı. Zavallı kuş, gece olunca, susuzluktan ölecek duruma geldi. Susuzluğunu gidermek için kafesin etrafına konmuş olan otları yedi. Ama bu da küçük kuşun susuzluğunu gidermeye yetmedi. Küçük kuş, eğer papatyayı da yeseydi, susuzluğunu gidermiş olacaktı. Fakat küçük kuş, hayatı pahasına da olsa, arkadaşı papatyaya dokunmadı. Acı ve ızdırap içinde ölüp gitti…

Ertesi sabah çocuklar, küçük kuşun ölmüş olduğunu görerek ağlamaya başladılar. Evin bahçesinde büyükçe bir mezar hazırlayarak, güzel bir törenle onu gömdüler. Bu sırada, kuşu sevmiş olan papatyanın kurumaya yüz tutmuş yaprakları, sokağın tozları arasında sürüklenip gidiyordu. Hiç kimse, küçük kuşu tüm kalbiyle sevmiş olan bu çiçeği düşünmedi…
 

Benzer konular

Geri
Üst Alt