Özürlülük, Engellilik, Sakatlık Nedenleri ve Korunma

Katılım
3 yıl 5 ay 19 gün
Mesajlar
500
Tepkime puanı
186
Yaş
27
Konum
istanbul
İsim
Halim Selim
Memleket
Kırıkkale
Meslek
Kuruyemişci
Cinsiyet
vtEvVy
Dr. Zeynep Baykan*

Uzm.; Gazi Ü. Tıp Fak. Halk Sağlığı AD Araştırma Görevlisi




Teknolojinin gelişimi, sağlık ve insan tanımlamalarındaki genişleme ve insan haklarının gündeme gelmesi, sakatların toplumdaki yerini etkileyen en önemli gelişmeler olmuştur. Bugün bazı ülke ve bölgelerde sakatlar, sakatlığı olmayan insanlarla yaşam biçimi ve standardı yönünden farklılıklarını en aza indirmişken, bazı ülkelerde toplum dışına itilmişlikten kurtulamamışlardır.



Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sakatlık oranını gelişmiş ülkeler için %10, gelişmekte olan ülkeler için %12 olarak kabul etmektedir. Buna göre tüm dünyada 500 milyon, Türkiye'de 6-7 milyon arasında sakat olduğu tahmin edilmektedir. Populasyonun yaş dağılımındaki, mortalite ve morbidite paternlerindeki ve sağlık hizmetlerinin içeriğindeki değişim ile endüstrileşmenin artmasının dünyadaki sakat kişi oranlarını değiştireceği tahmin edilmektedir.



Özürlülük, Sakatlık, Engellilik Kavramları​

Bunlar birbirleri ile oldukça karıştırılan kavramlardır. DSÖ 1981 yılında bu kavramları şöyle tanımlamıştır:



Özürlülük (impairment): Kişinin fizyolojik, psikolojik, anatomik yapı ya da işlevlerindeki herhangi bir eksiklik ya da anormalliktir. Şu şekilde sınıflandırılır.





1. İskelet sistemi bozuklukları 5. İşitme bozuklukları

2. Entellektüel (zeka, bellek 6. Diğer psikolojik bozukluklar

ve düşünce) bozukluklar 7. Biçim, görünüm bozuklukları

3. Görme ile ilgili bozukluklar 8. Jeneralize, duygusal bozukluklar

4. Dil ve konuşma bozukluklar ı9. İç organ bozuklukları


Sakatlık (disability): Özürlülük sonucu oluşan ve normal bir insanın başarı ile sonuçlandırabileceği herhangi bir aktiviteyi gerçekleştirmede ortaya çıkan bir eksiklik ya da sınırlamadır. Sakatlıklar geçici (malnütrisyon, bulaşıcı hastalık), sürekli (körlük, mental gerilik) ve ilerleyen tipte (dejeneratif hastalıklar, kalp hastalığı) olabilirler.



1. Davranış sakatlıkları 5. Vücuttaki pozisyon bozuklukları

2. İletişim sakatlıkları sonucu oluşan sakatlıklar

3. Kişisel bakımla ilgili sakatlıklar 6. Beceri ve hünerle ilgili sakatlıklar

4. Tolerans azlığı, mekanik gereçlere 7. Özel becerilerle ilgili sakatlıklar

bağımlılık gibi kişinin içinde bulunduğu 8. Hareket ile ilgili sakatlıklar

durumlarla ilgili sakatlıklar 9. Diğer sakatlıklar


Engelilik (handicap): Yaşa, cinsiyete, sosyal ve kültürel etkenlere bağlı olarak, özürlülük ve sakatlılık sonucu oluşan, o birey için normal olan bir işlevin yerine getirilememesi, tamamlanamaması ya da eksik kalmasıdır. Eksik kalan işlev, bir aktiviteyle sınırlı olmayıp yaşantıyı oluşturan rollerden biridir. Örneğin, fiziki bir engel vücudun belli bir kısmını ilgilendirse de, etkisi o bölgeye sınırlı olarak kalmaz ve sonuçlarıyla o kişinin yaşamını, toplumun bütününü etkiler.



1. Oryantasyonla ilgili engellilikler

2. Fizik bağımlılık yaratan engellilikler

3. Hareketle ilgili engellilikler

4. Sosyal durum ve integrasyonla ilgili engellilikler

5. Ekonomik yeterliliğini önleyen engellilikler


Sakatlığa Yol Açan Etkenler:

1. Doğum Öncesi ve Doğum Dönemi




a. Doğumsal ve Genetik Bozukluklar (Kromozom anomalileri, doğumsal anomaliler, kalıtsal bozukluklar (Hungtington koresi, nörofibromatozis, polikistik böbrek, fenilketonüri, Marfan Sendromu)).



b. Kan Uyuşmazlığı



c. Riskli Gebelikler



* Anne yaşının 17'den küçük, 35'ten büyük olması,



* Beşten fazla doğum yapmış olmak,



* Annenin sistemik hastalığının olması,



* Özellikle ilk gebeliklerin %15-20'inde görülen ve gebeliğin 24. haftasından sonra ortaya çıkan gebeliğe bağlı hipertansiyon gözlenmesi (beyinsel özürlü çocuklarda rastlanan temel sorundur.)



* Gebelikte ortaya çıkan diabetes mellitus (yenidoğanlarda kan şekerinin hızla düşmesi nedeniyle beyinde kalıcı özürler görülebilir)



* Çoğul gebelikler



* Kötü obstetrik öykü



d. Uteroplasental Nedenler (Plasentanın primer yetmezlikleri (genetik, edinsel) ve uterusun yapısı ile ilgili bozukluklar)



Örnekler:

Özürlülük Sakatlık Engellilik

Belirgin olarak artmış Dışarıya tek Sosyal
anksiyete,anksiyetenin başına çıkamama izolasyon
kontrolünde zorluk

Bir günün kaybı Derinlik değerlendirmesi Ehliyet
gerektiren işleri yapamama alamama


e. Annenin Hamileliğinde Karşılaştığı Sorunlar



Gebelikte ateşli, döküntülü hastalık geçirilmesi (kızamıkçık),



Doktor önerisi dışında ilaç kullanımı (tetrasiklin, talidomid),



* Annenin kötü ve yetersiz beslenmesi



* Annenin sigara, alkol kullanması



* Röntgen ışınıyla karşılaşma



f. Doğum Sırasında Karşılaşılan Sorunlar



Doğumun biçimi, yeri ve zamanı yenidoğan sağlığı açısından çok önemlidir. 1998 yılı Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine göre Türkiye'de doğumların %80,6'sı sağlık çalışanı tarafından yaptırılmakta, gebelerin ancak %67,5'i antenatal bakım almaktadır. Doğum sırasında karşılaşılan sorunlar şunlardır:



* Zor doğum: Doğumun normalden daha yavaş ilerlemesi ve uzun süren doğum sonucu bebeğin oksijensiz kalmasıdır.



* Doğum travmaları: Doğum eylemi sırasında bebekte görülen fiziksel yaralanmalardır.



* Doğumda yanlış uygulamalar



* Erken ve geç doğum



g. Doğum Sonrasında Karşılaşılan Sorunlar



* Kazalar



* Zehirlenmeler



* Yanlış ve geç kan değişimi



Gebeliklerin %10-30'unda çeşitli risk etmenlerinin olabileceği unutulmamalı ve olaya bu açıdan bakılmalıdır.



2. Bulaşıcı Hastalıklar (Polio, trahom, lepra)



3. Kazalar: Trafik kazaları, iş kazaları, ev kazaları (düşme, yanık),




Spor kazaları: Türkiye'de özürlülüğe neden olan spor kazaları içinde deniz ve havuz yaralanmaları önemli bir yer tutmaktadır.



Sakatlığın oluşmasında önemli bir nokta da kaza sonucu tutum ve ilk yardımdır. Paraplejik ve tetraplejik hastaların %10'unun sakatlığı, kaza sonucu yanlış tutuma bağlıdır.



Türkiye'de ise yaklaşık olarak yılda 20.000 kişinin kazalar (ev kazası, trafik kazası, iş kazası, topluluk kazası -sinema, tiyatro, okul, kahvehane, spor salonu gibi yerlerde oluşan kazalar- diğer kazalar) sonucu öldüğü tahmin edilmektedir. Ölümle sonuçlanan her bir kazaya karşılık 1.5-2 sürekli sakatlık, 100-200 geçici sakatlık oluşmaktadır.



4. Mental Bozukluklar: (şizofreni, demans, epilepsi, mental retardasyon, alkol ve ilaç bağ.)



5. Beslenme Bozuklukları: Özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde sakatlık nedenlerinin en önemlilerinden biri de çocukluk çağındaki malnütrisyondur. Mental retardasyondan gelişme geriliğine, kronik hastalıklardan körlüğe kadar pek çok sakatlığın ve ölümün nedenidir.



6. Yaşlılık-Kronik Hastalıklar: Yaşlı nüfus, 65 yaş ve üzeri bireyler olarak tanımlanmaktadır. Yaşlanma, özürlülüklerin artması ve başkalarına daha fazla bağımlılaşma anlamına gelmektedir.



Sakatlıklardan Korunma:




1. Birincil Korunma: Sakatlık nedenleri göz önüne alındığında bu nedenleri yok etmek ya da en aza indirebilmek amacıyla yapılan etkinliklerin tümüdür ve koruyucu hizmetlerin en önemli bölümünü oluşturmaktadır. Birincil korumada yapılabilecekler;



* Aşılama, çevre sağlığı, bulaşıcı hastalıklarla savaş,



* Anne ve çocuklar arasında malnütrisyon, vitamin ve mineral eksikliklerinin önlenmesi,



* Gebe- çocuk izlem ve eğitimi, uygun koşullarda doğum,



* Kazaları önleme çalışmaları, iş ve işçi sağlığı, ilk ve acil yardım,



* Alkolizm ve ilaç alışkanlıklarına karşı savaş,



* Kronik hastalıkların önlenmesi için diyet, egzersiz, yaşam biçimini değiştirmek,



* Akraba evliliklerinin önlenmesi, genetik danışmanlık (Bu konuda yalnızca üçüncü basamak sağlık kurumlarının, devlet hastaneleri ve üniversite hastanelerinin değil, temel sağlık hizmetlerinde görevli doktor, hemşire, ebe gibi sağlık çalışanlarının da eğitilmesi, hizmetin halka yaygınlaştırılması yönünden önemlidir.)



2. İkincil Korunma

İkincil koruma, eğer hastalık önlenememiş ve bir zarar oluşmuşsa bunun sakatlığa yol açmasını engellemek için yapılan çalışmaların tümüdür.



Erken tanı ve tedavi​



a. Yenidoğan döneminde rastlanılan metabolik sorunlar (hipokalsemi, hipoglisemi, hipotermi ve benzeri durumlar): Bütünüyle sağlıklı bir gebelik dönemi geçiren annelerin bebeklerinde de bu sorunlar gelişebileceğinden doğumun sağlıklı koşullarda yapılması ve doğum sonrası en az 24 saat süre ile bebeğin gözlenmesiyle bu sorunlar saptanabilir ve çok düşük giderlerle tedavi edilebilir.



b. Yenidoğan sarılığı: Gebelik öncesi anne ve babanın kan grubunun bilinmesi, yenidoğan döneminde sarılık gelişme olasılığı olan bebeklerin belirlenmesine ve erken girişim yapılmasına yardımcı olur. Kern ikterus gelişimi zihinsel özürlülüğe, işitme kayıplarına neden olabilmektedir.



c. Kronik hastalıkların erken tanı ve tedavisi (diabetes mellitus, hipertansiyon, kanser) d. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların erken tanı ve tedavisi



* Gerekli ortopedik ve cerrahi hizmetlerinin bulunması, kolay ulaşılabilir olması,



* Gerekli ilaçların hazır bulundurulması (epilepsi, hipertansiyon, diyabet),



* Kötü bakımın önlenmesi,



* Psikolojik destek,



* Taramalar; erken tanı için çok kullanılan ve en iyi sonuç veren yöntemlerdir. Bir tek hastalığa yönelmiş olabileceği gibi birden fazla hastalığın araştırılması amacıyla da yapılır. Özürlülük nedenleri içinde Türkiye'de akraba evliliğine bağlı olarak sık rastlanan doğumsal metabolik hastalıklar önemli yer tutmaktadır. Bunlar içinde fenilketonüri, hipotroidi oldukça önemlidir.



Fenilketonüri (FKÜ) taraması : Bu hastalığın görülme sıklığı Amerika ve birçok Avrupa ülkesinde 1/10.000-30.000'dir. Türkiye'de ise 3000-4500 doğumda bir olarak belirlenmiştir. Türkiye'de her yıl 400-500 FKÜ'lü çocuk doğmaktadır. Tarama testi doğumdan sonra bebeklerin topuklarından "Guithrie kartı" adı verilen özel filtre kağıdına birkaç damla kan alınarak uygulanmaktadır. Ucuz ve pratik bir uygulamadır. Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan "Fenilketonüri Tarama Programı" 1987 yılında başlatılmış, 1993 yılında tüm ülkeye yaygınlaştırılmıştır. 1993 yılında %10 olan kan alma oranı 1998 yılında %53'e ulaşmıştır .



Hipotroidi taraması: Konjenital hipotroidi hastalığında erken tanı ve tedavi ile zihinsel özür gelişimi önlenmektedir.



Bunun yanı sıra özellikle Türkiye'nin bazı bölgelerinde sık rastlanılan kalıtsal kan hastalıkları (talasemiler, orak hücreli anemiler vb.) için bazı bölgelerinde pilot olarak yürütülen çalışmalar yaygınlaştırılmalı ve taramaları yapabilmek için belirli merkezler kurulmalıdır.



3. Üçüncül Koruma



Üçüncül koruma rehabilitasyon hizmetlerini kapsamaktadır. Rehabilitasyon, özürlü kişinin fizyolojik, anatomik ve çevresel kısıtlılıklar içerisinde olanaklı olabilen en üst işlevsel, psikososyal ve mesleki bağımsızlığa ulaşması olarak tanımlanmaktadır. Rehabilitasyon üç aşamada gerçekleştirilmektedir;



* Tıbbi rehabilitasyon: Amaç özürlü kişinin fiziksel kapasitesini arttırarak günlük yaşamda olanaklı olan en fazla işlevsel bağımsızlığa ulaşmasını sağlamaktır.



* Sosyal rehabilitasyon: Amaç özürlü kişinin sosyal ve kültürel etkinliklere katılmasını sağlamaktır.



* Mesleki rehabilitasyon: Amaç özürlü kişinin mesleğini sürdürebilmesini sağlamak ya da yeni bir işe yönlendirmektir.





“Yalnız Değilsiniz” I. Ulusal Karikatür Yarışması Albümü’nden​



Neden Sakatlık Türü Önlem

Poliomyelitis Hareket etmede ve Aşılama
yürümekte zorluk

Kızamık/Vitamin K, Seraftalmi ve körlük Aşılama, Vit. A A Eksikliği Kaps.

Kızamıkçık Sağırlık, katarat Kızların aşılanması

İyot Eksikliği Kretenzim ve öğrenme İyotlu tuz, zorlukları iyotlanmış yağ kapsülleri

Asfiksi (zor ya da Serebral palsi Geliştirilmiş
prematür doğum) antenatal bakım, doğum yap. eğitilmesi

Trafik kazaları Bacak ve kollar, Hız kısıtlamaları, omurilik ve baş zarar güvenli yol görebilir kampanyaları


Kaynaklar​

1- Bertan M., Güler Ç., Halk Sağlığı Temel Bilgiler, 138-139, Ankara 1995.

2- Disability Prevention and Rehabilitation, Report of the WHO Expert Committee on Disability Prevention and Rehabilitation, Technical Report Series 668, Geneva 1981.

3- Dünya Sağlık Raporu 1998, 21. Yüzyılda yaşam, Herkes için bir vizyon, DSÖ, Genevre 1998

4-Fişek N., Halk Sağlığına Giriş, 75-80, Ankara, 1985.

5- Hancıoğlu A., Tunçbilek E., Akraba evlilikleri, sosyodemografik özellikleri ve çocuk ölümleri üzerindeki etkileri, , Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 1998, 41:139-153.

6- Medical and social problems of the disabled, V. Kallio, EURO Reports and Studies 73, 1982
 
Geri
Üst Alt