ENERJi ALANI
Bir odadaki kişinin varlığını, onu görmeden veya işitmeden daha önce "hissettiğiniz" oldu mu?
Ya da hiç, ilk defa karşılaştığınız birine karşı, anında "sempati" veya "antipati" duydunuz mu?
Bu "izlenim"ler, enerji alanındaki uyum veya uyumsuzlukla açıklanabilir.
Bernard Simon Nagy, La Magie du Subconscient adlı kitabında, bu olayı şu şekilde açıklar:
"[...] Evrensel yerçekimi yasası,
bütün cisimlerin birbirlerine doğru çekildiklerini bildirir.
Örneğin, bir taşı atarsam, yere düşer.
Dünya 'nın merkezine doğru çekilir.
Aynı şekilde, Ay Dünya'ya,
Dünya da Ay'a doğru çekilir.
Dünya ile Ay arasında,
Çekim enerjisinin yer değiştirebileceği uzunlukta bir çeşit
Görülmez hat vardır.
Bu hat, iki cisim arasında,
Enerjinin iletilebileceği uzunlukta
beyaz bir ip, ışık veya kuvvet olarak hayal edilebilir.
Bu çekim, aynı şekilde iki atom arasında da vardır.
Soluduğumuz hava,
atomlar ve moleküllerden oluşmuştur.
Bunlar da aynı şekilde küçük enerji ipleri aracılığıyla
Birbirlerine bağlıdırlar."
Aslında, bütün canlı varlıklar, bu küçük enerji ipleriyle birbirlerine bağlıdırlar. Canlılardan
bahsederken, tüm varolanları dahil ediyorum; yani hayvan, bitki ve mineral sınıflarının dahil
olduğu bir bütünü.
Elektromanyetik olayının keşfi, alan kavramını gündeme getirdi. Alan, bir kuvvet üretecek
imkanı olan, uzayın içinde yer alan bir durumdur. Her parçacık, kendini çevreleyen uzayda bir
"düzen bozukluğu" yaratır. Bunun sonucunda, aynı uzayda başka parçacıklar da olduğundan,
bir "kuvvet" hissederler. Bir taşı suya attığınızı düşünün, suyun üstünde dalgalar oluşturacak bir
"kuvvet'e yol açacaktır.
Bu bilimsel kavram, görme veya konuşma dışındaki yollarla uzaktan başkalarıyla etkileşme
kapasitemizi açıklayabilir. Hepimiz, telefonu karşı taraftaki kişinin kim olduğunu bilerek açtığımız
veya aynı anda bir başkasıyla aynı şeyleri düşündüğümüz durumlar yaşamışızdır. Demek ki bu
algıladığımız şey, "enerji alanı"nı veya "manyetik alanı"nı yayan enerjidir.