Kur'an'da Semud Kavmi

Katılım
1 yıl 2 ay 19 gün
Mesajlar
2,162
Tepkime puanı
571
Cinsiyet
bPg20e
Semud (Kavmi'ne) kardeşleri Salih'i (gönderdik). (Salih) dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a köle olun, sizin için O'ndan başka ilah yoktur. Size, Rabbinizden apaçık bir delil(belge) gelmiştir: Allah'ın bu 'dişi devesi', sizin için bir ayet(mucize)dir. Onu bırakın da, Allah'ın Arz'ında yesin. Ona kötülükle dokunmayın; (şayet dokunursanız), sizi elim bir azap yakalar.
(Allah'ın), Ad (Kavmi'nden) sonra, sizi halifeler kıldığını ve sizi yeryüzünde yerleştirdiğini hatırlayın! Ki, onun düzlüklerinde, köşkler kuruyor ve dağlardan evler yontuyordunuz. (Şu halde), Allah'ın nimetlerini, hatırlayın ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın."
(Salih) Kavmi'nin önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar(müstekbirler), içlerinden iman eden ve zayıf bırakılanlara dediler ki: "Salih'in, gerçekten Rabb'inden gönderildiğini, biliyor musunuz?" Onlar: "Biz gerçekten, (Salih'le) gönderilene iman edenleriz" dediler.
Büyüklük taslayanlar ise, dedi ki: "Biz de, gerçekten sizin o iman ettiğiniz şeyi, örtenler (tanımayanlarız)."
Böylelikle 'dişi deveyi' öldürdüler ve Rablerinin emrine karşı çıkıp, dediler ki: "Ey Salih, eğer gerçekten gönderilenlerden (bir elçi) isen, vadettiğin şeyi getir."
(Arkasından) onları, bir sarsıntı yakaladı. Yurtlarında diz çökmüş olarak sabahladılar.
(Salih), onlardan yüz çevirdi ve dedi ki: "Ey kavmim, andolsun size Rabb'imin Risaleti'ni tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Ancak siz, öğüt verenleri sevmiyorsunuz.
[ARAF (7)/ 73-79]

Semud (Kavmi'ne), kardeşleri Salih'i (gönderdik). Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a köle olun, sizin için O'ndan başka ilah yoktur. O (Allah), sizi, Arz'dan (topraktan), inşa etti ve sizi, orada yaşattı. O'ndan bağışlanma dileyin, sonra O'na tövbe edin. Şüphesiz benim Rabb'im, yakın olandır, icabet edendir."
Dediler ki: "Ey Salih, bundan önce, sen aramızda (iyilikleri) umulan biriydin. Atalarımızın köle olduğu kimselere, köle olmamızı mı yasaklıyorsun? Muhakkak biz, senin çağırdığın o şeyden şüphe içindeyiz ve ondan tereddüt (etmekteyiz)."
(Salih) dedi ki: "Ey kavmim, Şayet ben Rabb'imden, apaçık bir delil(belge) üzerindeysem, bana Kendisi'nden bir rahmet vermişse, ve eğer ben O'na isyan edecek olursam, Allah'a karşı bana kim yardım edecektir? (Bunu) görmüyor musunuz? (Bu tutumunuzla) benim hüsranımdan başkasını artırmıyorsunuz."
"Ey kavmim, şu sizin için bir ayet (mucize) olan; 'Allah'ın dişi devesi'; onu bırakın, Allah'ın Arz'ında yesin. Ona kötülükle dokunmayın. Sonra sizi yakın bir azap yakalar."
Ancak onu öldürdüler. (Salih) Dedi ki: "Yurdunuzdan, üç gün daha yararlanın. Bu, yalanlanmayacak bir vaattir."
Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle, o gün Salih'i ve onunla birlikte iman edenleri, aşağılayıcı azaptan kurtardık. Şüphesiz senin Rabb'in, Kavi (güçlü) ve Aziz (şerefli) olandır.
O zalimleri, dayanılmaz bir 'sayha (ses)' yakaladı ve onlar yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
Sanki orada, hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Dikkat et! Muhakkak Semud (Kavmi), Rab'lerini örttüler. Dikkat et! Semud Kavmi, (Allah'ın Rahmeti'nden) uzak oldu!
[HUD (11)/ 61-68]

Muhakkak Hicr Halkı (Semud), elçilerini yalanladı.
Onlara, ayetlerimizi(mucizelerimizi) verdik de, onlar ondan yüz çevirdiler.
Dağlardan güvenli evler yontuyorlardı.
(Derken) sabahladıklarında, 'sayha (ses)', onları yakaladı.
Kazandıkları şeyler,onlara yarar sağlamadı.
[HİCR (15)/ 80-84]

Bizim ayetler(mucizeler) göndermemize mani(engel) olmadı, ancak öncekilerin onu yalanlaması engel oldu. Biz Semud'a, bir basiret(mucize) olarak 'dişi deveyi' verdik ve ona(deveye) zulmettiler. (Halbuki) Biz, ayetlerimizi(mucizelerimizi), ancak korkutmak için göndeririz.
[İSRA (17)/ 59]

Semud (Kavmi), elçileri yalanladı.
Onlara, kardeşleri Salih dediği zaman: "Sakınmıyor musunuz?"
"Muhakkak ben, sizin için emin bir elçiyim."
"Allah'tan korkup (sakının) ve bana itaat edin!"
"Bu (uyarıya) karşılık, ben sizden bir ücret istemiyorum. Muhakkak benim ücretim, alemlerin Rabb'ine aittir."
Siz burada (yurdunuzda), emniyet içinde bırakılacağınızı mı (sanıyorsunuz)?""
"Bahçelerde ve pınarlarda",
"Ziraatler ve yumuşak tomurcuklu hurmalıklarda?"
"Dağlardan ustalıkla evler yontuyorsunuz."
"Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin!"
"Ve müsriflerin(ölçüyü aşanların) emrine itaat etmeyin!"
"Onlar ki, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyor ve ıslah etmiyorlar."
Dediler ki: "Sen ancak büyülenmişlerdensin."
"Sen, bizim bir benzerimiz olan beşerden başkası değilsin. Şayet doğru sözlü isen, bir ayet(mucize) getir (görelim)."
Dedi ki (Salih): "İşte, bir 'dişi deve', su içme hakkı (bir gün) onun, belli bir günde de sizindir."
"Ona, bir kötülükle dokunmayın, sonra büyük bir günün azabı, sizi yakalar."
Arkasından (deveyi) kestiler ve pişman olarak sabahladılar.
Böylece, azap onları yakaladı. Şüphesiz bunda, bir ayet(mucize) vardır, ancak onların çoğu iman etmediler.
Ve şüphesiz, senin Rabb'in, Aziz(şerefli), Rahim(acıyan)dır.
[ŞUARA (26)/141-159]

Muhakkak Biz, Semud (Kavmi'ne)de, kardeşleri Salih'i: "Sadece Allah'a köle olun" diye gönderdik. O zaman onlar, hasım(düşman) iki fırka olmuş (tartışıyorlardı).
(Salih) dedi ki: "Ey kavmim, neden iyilikten önce, kötülükte acele ediyorsunuz? Keşke Allah'tan bağışlanma dileseydiniz. Umulur ki, merhamet olunurdunuz."
Dediler ki: "Sen ve seninle birlikte olanlar yüzünden, uğursuzluğa uğradık." (Salih) dedi ki: "Sizin uğursuzluğunuz(başınıza gelenler) Allah Katı'nda (yazılı)dır. Bilakiz siz, sınanan bir kavimsiniz."
Şehirde, 'dokuzlu bir çete' vardı. Arz'da(yurtta), fesat(bozgun) çıkarıyorlar ve ıslah edici (düzeltici) olmuyorlardı.
Allah'a and içerek, dediler ki: "Geceleyin mutlaka (Salih'e) ve ailesine bir baskın düzenleyelim. Sonra (Salih'in) velisine: 'Ailesinin helakına biz şahit olmadık ve gerçekten bizler doğruyu söyleyenleriz' diyelim."
Onlar, bir plan(tuzak) kurdular. Biz de (onların tuzaklarına karşı), farkında olmadıkları bir plan kurduk.
(Sen bir) bak! O tuzak kuranların akıbeti(sonu) nasılmış? Muhakkak Biz, onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik.
İşte zalimlerin boş-ıssız evleri! Şüphesiz anlayan bir kavim için, bunda bir ayet(ibret) vardır.
İman edenleri kurtardık ki; onlar sakınanlardı.
[NEML (27) / 45-53]

Ad'ı ve Semud'u (yıkıma uğrattık). Onların meskenleri, sizin için ortaya çıktı. Şeytan, onların amellerini süsledi(çekici kıldı) ve böylece onları yoldan(İslam'dan) alıkoydu. Ancak onlar, (helak olurken) kavrayanlar oldular.
[ANKEBUT (29) / 38]

O zaman, Semud (Kavmi'ne) denildi ki: "Bir vakte kadar yararlanın."
Ancak, Rab'lerinin emrine baş kaldırdılar ve onlar, bakıp-dururlarken onları, 'Saika' (yere seren kuyruklu yıldız) yakaladı.
Böylece, ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne yardım bulabildiler.
[ZARİYAT (51)/ 43-45]

Muhakkak, Şira(yıldızı)nın Rabb'i O'dur.
Şüphesiz, önce gelen Ad(Kavmi'ni), O(Allah) yıkıma uğrattı.
Ve Semud'u da bırakmadı.
[NECM (53)/ 49-51]

Semud (Kavmi) de uyarıları yalanladı.
Dediler ki: "Bizden olan bir beşere mi uyacağız? Bu takdirde, gerçekten bir sapıklık ve delilik içinde kalırız."
"Zikir(vahiy), aramızdan ona mı verildi? Bilakis (Salih), çokça yalanlayan ve aşırı giden (birisidir)."
(Allah dedi ki): "Onlar, yarın, kimin çokça yalanlayan ve aşırı gidenler olduğunu bilecekler."
"Gerçek şu ki Biz, bir fitne(deneme) olmak üzere, 'dişi deveyi' gönderenleriz. Onları gözetleyip-bekle ve sabret!"
"Ve onlara, muhakkak suyun aralarında pay edildiğini haber ver. Her bir su alış (sırası kiminse, o) hazır bulunsun."
Derken onlar, arkadaşlarını çağırdılar. O(elebaşı)da, ileri atıldı, onu (deveyi) kesti.
(Bunun üzerine), Benim azabım ve uyarım nasılmış?
Muhakkak Biz, onların üzerine tek bir 'sayha (çığlık)' gönderdik. Böylece onlar, bir araya toplanmış 'kuru ot gibi, çer-çöp' oldular.
[KAMER (54)/ 23-31]

Semud ve Ad (Kavimleri), helakı (yakıp-kavuran rüzgarı) yalanladılar.
(Böylece) Semud (Kavmi), azgınlıkları sebebiyle helak oldu.
[HAKKA (69)/ 4-5 ]

Orduların haberi, sana geldi mi?
Firavun ve Semud (ordularının)?
Hayır; o kimseler ki örtüyorlar, (onlar) yalanlayanlardır.
[BURUC (85)/ 17-19]

Ve Semud (Kavmi) ki, onlar, vadilerde kayaları oyuyorlardı.
[FECR (89)/ 9]

Semud (Kavmi), azgınlıkla yalanladı.
(O) en şakileri(azgınları) ayaklandığında,
Allah'ın elçisi, onlara dedi ki: "O Allah'ın 'dişi devesi'dir, onu sulayın!"
(Ancak Salih'i), yalanladılar ve arkasından deveyi, öldürdüler. Rab'leri de, suçları sebebiyle, onlara gazaplandı ve onları yerle bir etti.
(Allah, hiçbir zaman, bu işin) akıbetinden(sonucundan) çekinmez!
[ŞEMS (91)/ 11-15]
 

Benzer konular

Geri
Üst Alt