Türk Hematoloji Derneği’nin görüşüne göre kordon kanına “yaşam sigortası” gözüyle bakmak yanlış
Damla ÇELİKTABAN / HT MAGAZİN
Kordon kanı saklama uygulaması 80’lerin başında Amerika’da başlatılmış. Türkiye’de tanınması ve yaygınlaşması için ise 20 yıl daha geçmesi gerekmiş. 2000’lerin başından beridir Türkiye’de kordon kanı saklama bankaları var ve uygulamalar “Kordon Kanı Bankacılığı Yönetmeliği- 2005” ile düzenlenmiş. Kordon kanının özelliği bebek yeni doğduğu sırada alınması ve kök hücre bakımından zenginliğiyle bazı hastalıklara şifa olabilir diye düşünülmesi. Kök hücreler, organizmadaki her hücre, doku ve organın kaynağı. Kök hücrenin bu kaynak olma özelliği şüphe götürmese de kordon kanı saklamanın realitedeki faydaları hakkında birçok farklı görüş mevcut. Kimi bilim adamları saklamanın düşünüldüğü kadar kullanışlı ya da faydalı olmadığını; boşuna havaya para atmak olduğunu düşünürken kimileri de kullanım ihtimali ne kadar düşük olursa olsun yapılmasını öneriyor.
NASIL ALINIYOR, NASIL SAKLANIYOR?
Genkord Başkanı Doçent Dr. Plastik Cerrah Gürsel Turgut kanın alınması ve saklanması işlemini şu şekilde tarif ediyor: “Kordon kanı, doğumu gerçekleştiren hekim tarafından, bebek anneden ayrılır ayrılmaz, plesanta içinden pediatrik kan torbasına alınarak muhafaza edilir. Toplanan kan, oda ısısında, temsilci ya da aile aracılığı ile kordon kanı bankasına ulaştırılır. Kanın miktarının en az 60 cc olması gerekmektedir. Kordon kanı bir sistem içerisinde ayrıştırılır ve ardından kademeli olarak, sıvı azot ile ısısı -196 dereceye getirilip karantina tankına alınır. Kordon kanının saklama koşullarına uygunluğunu gösteren tetkiklerin neticesinde yaklaşık 20 gün sonra ana saklama tankına yerleştirilir. Sağlık Bakanlığı 2005 yılında yayınladığı “Kordon Kanı Yönetmeliği” inde otolog (kişiye özel) amaçlı kordon kanı saklama süresi 12 yıl olsa da -196 derecede sıvı azot ile saklandığında kaynaklar bilimsel olarak 25 yılın üzerinde bozulmadığını göstermiştir. Türkiye’de kordon kanı saklanabilen kamu ve özel kuruluşların sayısı 10 civarında.
KİŞİYE ÖZEL SAKLAMA ÜCRETLİ
Kordon kanı saklama uygulamasının iki farklı çeşidi var; ilki özel kordon kanı bankalarında kanı veren kişinin ihtiyaçları için saklanması, diğeri ise kanların kamu adına kamu kurumlarında kök hücreye ihtiyaç duyacak vatandaşlar için saklanması. Otolog kullanım da denilen kişiye özel saklama ücretli bir uygulama. Bu işlemin maliyeti yaklaşık 2750 TL ile 3000 TL arasında değişiyor. Saklanan her sene için 300 TL civarında bir aidat talep ediliyor.
HANGİ HASTALIKLARDA KULLANILIYOR?
Kök hücre başta kan ve kemik iliği kaynaklı kanserler olmak üzere çeşitli kanser tiplerinde, kemik iliği ve bağışıklık sisteminin yetmezlik durumlarında tedavi amacıyla kullanılıyor. Ayrıca kök hücrelerin klinik potansiyeli başka hastalıkların (diyabet ve böbrek kanserini de içeren) tedavisinde de kanıtlanmış. Kök hücrelerin karaciğer hastalığı, koroner hastalıklar, otoimmün ve metabolik hastalıklar, kronik enflamatuar hastalıklar (amiloidoz vb.) ve diğer ilerlemiş kanser türlerinin tedavisindeki iyileştirici etkisi için olan araştırmalar da devam ediyor.
ÇEKİNCE NOKTASI
Türk Hematoloji Derneği’nin görüşüne göre kordon kanına “yaşam sigortası” gözüyle bakmak yanlış. Verilen kök hücre sayısı nakil başarısı için önem arz ediyor. Yeni doğanın kordonundan alınabilecek kanın miktarı ise belli. Genelde kordon kanı nakli 30-40 kg üzerindeki hastalar için çok uygun bulunmuyor, bu da kordon kanının tüm yaşam için değil, hayatın sadece ilk 10-15 yılı için kullanılabilir olduğu anlamına geliyor. Diğer bir çekince noktası da saklanan kana ihtiyaç duyma olasılığının düşüklüğü ile ilgili. 1993 yılından bu yana dünyadaki kordon kanı bankalarında saklanmakta olan ve yaklaşık 160.000 adet olduğu tahmin edilen otolog kordon kanlarının sadece iki tanesinin otolog nakil amaçlı kullanıldığı söyleniyor. Buna sebep olarak da; kordon kanı saklanmış bir çocuğa lösemi nedeni ile kök hücre nakli gerekecek olursa, başarısı açısından ilk tercih edilecek kök hücre kaynağı, saklanmış olan kordon kanı değil-varsa- doku tipi uygun kardeşinin veya aile dışı bir vericinin kök hücrelerinin olduğu belirtiliyor.
RİSKLİ KİŞİLERE ÖNERİLİYOR
Bazı araştırmacılar sadece ailelerinde ilik nakli gerektirebilecek hastalık öyküsü bulunan bebekler için bu uygulamanın yapılmasını savunuyorlar. Sonuç olarak kordon kanı ve kök hücre bankacılığı ile ilgili mutlaka yaptırın ya da asla yaptırmayın demek güç. Durum şu ki faydası belirsiz bir işlem için 3000 TL ayırmak sizi zorlamayacaksa bir kenarda bulunsun diye düşünülebilir.
Damla ÇELİKTABAN / HT MAGAZİN
Kordon kanı saklama uygulaması 80’lerin başında Amerika’da başlatılmış. Türkiye’de tanınması ve yaygınlaşması için ise 20 yıl daha geçmesi gerekmiş. 2000’lerin başından beridir Türkiye’de kordon kanı saklama bankaları var ve uygulamalar “Kordon Kanı Bankacılığı Yönetmeliği- 2005” ile düzenlenmiş. Kordon kanının özelliği bebek yeni doğduğu sırada alınması ve kök hücre bakımından zenginliğiyle bazı hastalıklara şifa olabilir diye düşünülmesi. Kök hücreler, organizmadaki her hücre, doku ve organın kaynağı. Kök hücrenin bu kaynak olma özelliği şüphe götürmese de kordon kanı saklamanın realitedeki faydaları hakkında birçok farklı görüş mevcut. Kimi bilim adamları saklamanın düşünüldüğü kadar kullanışlı ya da faydalı olmadığını; boşuna havaya para atmak olduğunu düşünürken kimileri de kullanım ihtimali ne kadar düşük olursa olsun yapılmasını öneriyor.
NASIL ALINIYOR, NASIL SAKLANIYOR?
Genkord Başkanı Doçent Dr. Plastik Cerrah Gürsel Turgut kanın alınması ve saklanması işlemini şu şekilde tarif ediyor: “Kordon kanı, doğumu gerçekleştiren hekim tarafından, bebek anneden ayrılır ayrılmaz, plesanta içinden pediatrik kan torbasına alınarak muhafaza edilir. Toplanan kan, oda ısısında, temsilci ya da aile aracılığı ile kordon kanı bankasına ulaştırılır. Kanın miktarının en az 60 cc olması gerekmektedir. Kordon kanı bir sistem içerisinde ayrıştırılır ve ardından kademeli olarak, sıvı azot ile ısısı -196 dereceye getirilip karantina tankına alınır. Kordon kanının saklama koşullarına uygunluğunu gösteren tetkiklerin neticesinde yaklaşık 20 gün sonra ana saklama tankına yerleştirilir. Sağlık Bakanlığı 2005 yılında yayınladığı “Kordon Kanı Yönetmeliği” inde otolog (kişiye özel) amaçlı kordon kanı saklama süresi 12 yıl olsa da -196 derecede sıvı azot ile saklandığında kaynaklar bilimsel olarak 25 yılın üzerinde bozulmadığını göstermiştir. Türkiye’de kordon kanı saklanabilen kamu ve özel kuruluşların sayısı 10 civarında.
KİŞİYE ÖZEL SAKLAMA ÜCRETLİ
Kordon kanı saklama uygulamasının iki farklı çeşidi var; ilki özel kordon kanı bankalarında kanı veren kişinin ihtiyaçları için saklanması, diğeri ise kanların kamu adına kamu kurumlarında kök hücreye ihtiyaç duyacak vatandaşlar için saklanması. Otolog kullanım da denilen kişiye özel saklama ücretli bir uygulama. Bu işlemin maliyeti yaklaşık 2750 TL ile 3000 TL arasında değişiyor. Saklanan her sene için 300 TL civarında bir aidat talep ediliyor.
HANGİ HASTALIKLARDA KULLANILIYOR?
Kök hücre başta kan ve kemik iliği kaynaklı kanserler olmak üzere çeşitli kanser tiplerinde, kemik iliği ve bağışıklık sisteminin yetmezlik durumlarında tedavi amacıyla kullanılıyor. Ayrıca kök hücrelerin klinik potansiyeli başka hastalıkların (diyabet ve böbrek kanserini de içeren) tedavisinde de kanıtlanmış. Kök hücrelerin karaciğer hastalığı, koroner hastalıklar, otoimmün ve metabolik hastalıklar, kronik enflamatuar hastalıklar (amiloidoz vb.) ve diğer ilerlemiş kanser türlerinin tedavisindeki iyileştirici etkisi için olan araştırmalar da devam ediyor.
ÇEKİNCE NOKTASI
Türk Hematoloji Derneği’nin görüşüne göre kordon kanına “yaşam sigortası” gözüyle bakmak yanlış. Verilen kök hücre sayısı nakil başarısı için önem arz ediyor. Yeni doğanın kordonundan alınabilecek kanın miktarı ise belli. Genelde kordon kanı nakli 30-40 kg üzerindeki hastalar için çok uygun bulunmuyor, bu da kordon kanının tüm yaşam için değil, hayatın sadece ilk 10-15 yılı için kullanılabilir olduğu anlamına geliyor. Diğer bir çekince noktası da saklanan kana ihtiyaç duyma olasılığının düşüklüğü ile ilgili. 1993 yılından bu yana dünyadaki kordon kanı bankalarında saklanmakta olan ve yaklaşık 160.000 adet olduğu tahmin edilen otolog kordon kanlarının sadece iki tanesinin otolog nakil amaçlı kullanıldığı söyleniyor. Buna sebep olarak da; kordon kanı saklanmış bir çocuğa lösemi nedeni ile kök hücre nakli gerekecek olursa, başarısı açısından ilk tercih edilecek kök hücre kaynağı, saklanmış olan kordon kanı değil-varsa- doku tipi uygun kardeşinin veya aile dışı bir vericinin kök hücrelerinin olduğu belirtiliyor.
RİSKLİ KİŞİLERE ÖNERİLİYOR
Bazı araştırmacılar sadece ailelerinde ilik nakli gerektirebilecek hastalık öyküsü bulunan bebekler için bu uygulamanın yapılmasını savunuyorlar. Sonuç olarak kordon kanı ve kök hücre bankacılığı ile ilgili mutlaka yaptırın ya da asla yaptırmayın demek güç. Durum şu ki faydası belirsiz bir işlem için 3000 TL ayırmak sizi zorlamayacaksa bir kenarda bulunsun diye düşünülebilir.