Ketojenik diyet (keto) ve Atkins diyeti arasındaki temel fark: Ketojenik diyet (keto), hedef kiloya ulaşana kadar çok katı bir şekilde karbonhidratları azaltmaya odaklanırken Atkins, karbonhidrat tüketimini başlangıçta azaltır fakat kademeli olarak artırır. Keto aslında epilepsiden muzdarip olan insanların daha az nöbet geçirmesini sağlamak için tasarlanmış daha sonra kilo verme etkisi fark edilerek daha çok kilo vermek amacı ile kullanılmaya başlanmıştır. Atkins ise tamamen kilo verme amacıyla geliştirilmiştir.
Diyetlerin gündelik yaşamımızın bir parçası olması yeni bir akım değil. Uzun yıllardır çok çeşitli diyet yöntemleri uygulanıyor ve hangisinin daha iyi olduğu ile ilgili sonu gelmez tartışmalar yapılıyor. Bu yazıda birbirine çok benzeyen iki popüler diyetin, Atkins ve Keto’nun kuralları, benzer ve farklı özellikleri özetlenmiştir.
Ketoasidoz da denilen vücudun ketoz durumuna girmesi demek, karbonhidrat tüketiminin azaltılması ile vücudun enerji için karbonhidratlardan sağlanan glikoz yerine, yağları kullanması durumu demektir. Hücrelerde ortaya çıkan karbonhidrat açlığı nedeni ile vücudumuz enerji için yağları parçalamaya başladığında çok miktarda keton cisimciği üretilir. Düşük karbonhidrat alımı nedeniyle karaciğer yağı, yağ asitlerine ve keton yapılarına dönüştürür.
Vücudun ketoz durumuna girmesi için beslenme programının %70’i yağ, %25’i protein ve %5’i karbonhidratlardan oluşur.
Keto diyeti aslında çok eskidir. Tarihte uygulaması M.Ö. 500 yılına kadar geri gider. Daha sonra beslenme programından karbonhidratların çıkarılmasının epilepsi hastalarının geçirdiği nöbetleri azalttığı fark edilmiştir. Araştırmalar, nöbetlerin azaltılması konusunda ketonun ilaçlardan bile daha etkili olduğunu göstermiştir. Ancak aynı zamanda kilo vermeye neden olduğu anlaşılınca keto diyeti daha çok kilo verme amacıyla kullanımı ile ünlü olmuştur. Ancak doğru bir şekilde uygulanmazsa bazı olumsuz etkileri olabilir. Baş dönmesi, bazı böbrek sorunlarına vb.
Atkins diyeti 1960’lı yılların sonlarında Kardiyolog ve Diyetisyen Robert Atkins tarafından geliştirilmiştir. Atkins diyeti de karbonhidratlara benzer bir şekilde yaklaşır. Beslenme planında karbonhidratların oranı düşürülürken yağ ve proteinin oranı artırılır. Vücut ketoz durumuna girerek yağ yakımını artırır. Ancak Keto’dan farklı olarak Atkins’te karbonhidratlar aşamalı olarak diyete yeniden eklenir.
Atkins Diyeti dört aşamadan meydana gelir:
İndüksiyon aşaması da denilen ilk aşamada günde yaklaşık 20 gram karbonhidrat tüketilir. Bu aşama 1-2 hafta arasında sürer. Atkins diyetinin en zor aşaması bu aşamadır. Bu aşamada karbonhidrat bakımından zengin olmayan sebzeler ile kırmızı et, tavuk, balık veya deniz kabukluları tüketilir. Yüksek karbonhidratlı muz, portakal, elma, üzüm, armut vb. ile baklagiller yenmez.
İkinci aşama dengeleme aşamasıdır. Meyveler ve kuruyemişler gibi orta derecede karbonhidratlı yiyecekler diyete dahil edilir. Böylece günlük karbonhidrat alımı 50 grama kadar yükseltilebilir. Hedeflenen kiloya 2,2 -4,5 kg arasında kalana kadar bu aşamaya devam edilir.
Üçüncü aşama ince ayar aşamasıdır. Bu aşama hedeflenen kiloya 4,5-5 kg kala başlar ve hedef kiloya ulaşılana kadar devam eder. Bu aşamada karbonhidrat miktarı 50-80 grama çıkarılır.
Dördüncü aşama ömür boyu koruma aşaması da denir ve aslında bir yaşam stili olarak her zaman uygulanması ve kilo alımı söz konusu olursa bir önceki aşamaya dönülmesi tavsiye edilir. Bu aşamada karbonhidrat alımı 100 grama yükseltilebilir.
Bununla birlikte Atkins’in verimliliği, metabolik esnekliğinize ve hedefinize bağlı olarak da değişir. Esnek bir metabolizmanız varsa Atkins uzun vadede kilonuzu korumanıza yardımcı olur. Üstelik Atkins’te yiyebileceğiniz besinler çok daha çeşitlidir.
Sonuç olarak; Keto, Atkins ya da başka bir diyet programını uygulamaya karar vermeden önce hangisinin sizin için daha uygun olduğunu anlamanız önemlidir. Keto verimlilik açısından çok iyidir ama belki de karbonhidratsız bir yaşam sizin için dayanılmazdır. Bunun da ötesinde herhangi bir diyeti uygulamadan önce doktorunuzla görüşmenizi, beslenme planınızı ve alışkanlıklarınızı sağlık durumunuzu dikkate alarak şekillendirmenizi öneririz.
Diyetlerin gündelik yaşamımızın bir parçası olması yeni bir akım değil. Uzun yıllardır çok çeşitli diyet yöntemleri uygulanıyor ve hangisinin daha iyi olduğu ile ilgili sonu gelmez tartışmalar yapılıyor. Bu yazıda birbirine çok benzeyen iki popüler diyetin, Atkins ve Keto’nun kuralları, benzer ve farklı özellikleri özetlenmiştir.
Vücudun Ketoz Durumuna Girmesi Ne Demektir?
Ketoasidoz da denilen vücudun ketoz durumuna girmesi demek, karbonhidrat tüketiminin azaltılması ile vücudun enerji için karbonhidratlardan sağlanan glikoz yerine, yağları kullanması durumu demektir. Hücrelerde ortaya çıkan karbonhidrat açlığı nedeni ile vücudumuz enerji için yağları parçalamaya başladığında çok miktarda keton cisimciği üretilir. Düşük karbonhidrat alımı nedeniyle karaciğer yağı, yağ asitlerine ve keton yapılarına dönüştürür.
Keto Diyeti
Vücudun ketoz durumuna girmesi için beslenme programının %70’i yağ, %25’i protein ve %5’i karbonhidratlardan oluşur.
Keto diyeti aslında çok eskidir. Tarihte uygulaması M.Ö. 500 yılına kadar geri gider. Daha sonra beslenme programından karbonhidratların çıkarılmasının epilepsi hastalarının geçirdiği nöbetleri azalttığı fark edilmiştir. Araştırmalar, nöbetlerin azaltılması konusunda ketonun ilaçlardan bile daha etkili olduğunu göstermiştir. Ancak aynı zamanda kilo vermeye neden olduğu anlaşılınca keto diyeti daha çok kilo verme amacıyla kullanımı ile ünlü olmuştur. Ancak doğru bir şekilde uygulanmazsa bazı olumsuz etkileri olabilir. Baş dönmesi, bazı böbrek sorunlarına vb.
Atkins Diyeti
Atkins diyeti 1960’lı yılların sonlarında Kardiyolog ve Diyetisyen Robert Atkins tarafından geliştirilmiştir. Atkins diyeti de karbonhidratlara benzer bir şekilde yaklaşır. Beslenme planında karbonhidratların oranı düşürülürken yağ ve proteinin oranı artırılır. Vücut ketoz durumuna girerek yağ yakımını artırır. Ancak Keto’dan farklı olarak Atkins’te karbonhidratlar aşamalı olarak diyete yeniden eklenir.
Atkins Diyeti dört aşamadan meydana gelir:
İndüksiyon aşaması da denilen ilk aşamada günde yaklaşık 20 gram karbonhidrat tüketilir. Bu aşama 1-2 hafta arasında sürer. Atkins diyetinin en zor aşaması bu aşamadır. Bu aşamada karbonhidrat bakımından zengin olmayan sebzeler ile kırmızı et, tavuk, balık veya deniz kabukluları tüketilir. Yüksek karbonhidratlı muz, portakal, elma, üzüm, armut vb. ile baklagiller yenmez.
İkinci aşama dengeleme aşamasıdır. Meyveler ve kuruyemişler gibi orta derecede karbonhidratlı yiyecekler diyete dahil edilir. Böylece günlük karbonhidrat alımı 50 grama kadar yükseltilebilir. Hedeflenen kiloya 2,2 -4,5 kg arasında kalana kadar bu aşamaya devam edilir.
Üçüncü aşama ince ayar aşamasıdır. Bu aşama hedeflenen kiloya 4,5-5 kg kala başlar ve hedef kiloya ulaşılana kadar devam eder. Bu aşamada karbonhidrat miktarı 50-80 grama çıkarılır.
Dördüncü aşama ömür boyu koruma aşaması da denir ve aslında bir yaşam stili olarak her zaman uygulanması ve kilo alımı söz konusu olursa bir önceki aşamaya dönülmesi tavsiye edilir. Bu aşamada karbonhidrat alımı 100 grama yükseltilebilir.
Keto mu Daha İyi Yoksa Atkins mi?
Bu soruyu cevaplamak kolay değildir. Çünkü her ikisinin de artıları ve eksiler vardır. Ancak araştırmalar Keto’nun verimlilik açısından daha iyi sonuçlar elde ettiğini gösteriyor. Fakat Keto’yu uygulamak Atkins’i uygulamaktan daha zor. Yani sürdürülebilirlik açısından Atkins daha iyi bir alternatif gibi görünüyor.Bununla birlikte Atkins’in verimliliği, metabolik esnekliğinize ve hedefinize bağlı olarak da değişir. Esnek bir metabolizmanız varsa Atkins uzun vadede kilonuzu korumanıza yardımcı olur. Üstelik Atkins’te yiyebileceğiniz besinler çok daha çeşitlidir.
Sonuç olarak; Keto, Atkins ya da başka bir diyet programını uygulamaya karar vermeden önce hangisinin sizin için daha uygun olduğunu anlamanız önemlidir. Keto verimlilik açısından çok iyidir ama belki de karbonhidratsız bir yaşam sizin için dayanılmazdır. Bunun da ötesinde herhangi bir diyeti uygulamadan önce doktorunuzla görüşmenizi, beslenme planınızı ve alışkanlıklarınızı sağlık durumunuzu dikkate alarak şekillendirmenizi öneririz.
