Daha anlamlı bir yaşam sürme isteği, farkındalığın ışığında bir yolculuğa dönüşebiliyor. Her ne kadar bu yolculuk kişiye özgü olsa da kadim inanışlar, varoluştan bu yana tüm insanlığa rehberlik ediyor. Evrenin spiritüel yasalarından biri olan karma yasası, bu rehberlerden sadece bir tanesi.
Karma felsefesi, genel bir yanılgıyla bir tür “ahlaki adalet sistemi” olarak tanımlanıyor. Öyle ki bu sınırlı bakış açısıyla karma, salt ödül ve cezaya indirgeniyor. Oysa bu felsefe, doğru algılandığında evrenin en kıymetli hazinelerinden birini sunuyor. Karma, bireyin ruhsal büyüme yolculuğuna eşlik ederken hayatını dönüştürme gücüne erişmesini sağlayabiliyor. Peki, karma felsefesi nedir?
Spiritüel bir kavram olan karmaya göre eylemler ve eylemlerin sonuçları, bireyin yaşamını etkileyerek yönlendirebiliyor. Tam da bu yüzden karma, “Ne ekersen onu biçersin.” yaklaşımından uzaklaşıyor. Sebep-sonuç ilişkisini barındıran bu kompleks kavram, Sadhguru tarafından şöyle özetleniyor: “Karma, kaderiniz tarafından yönlendirilmeden onu değiştirebileceğiniz anlamına geliyor.”
Sadhguru’ya göre karmayla ilgi en büyük yanılsama, iyiliklerin ve kötülüklerin bir kaydının tutulduğu algısından kaynaklanıyor. Zira bu algı, eylemlerin karşılığını almaktan kaçışın olmaması şeklinde yorumlanıyor. Oysaki karma, ne ödül ne ceza ile ilgileniyor. Bu felsefe, bize dışarıdan dikte edilen suç ve ceza sistemi yerine sadece bireyin kendisi tarafından oluşturulan bir döngüden bahsediyor. Yani karma, bireyin eylemlerindeki niyeti ve yaşananlara yanıt verme şeklinin bütününden oluşuyor. Bunun yanı sıra davranışsal kalıpların bilinçsiz bir biçimde takip edilmesi hâlinde bireyin kendisini kapana kıstıracağını da öngörüyor. Sadhguru, bu sebeple karmayı farkındalık ve odaklanmayla yönlendirmenin mümkün olduğundan bahsediyor. Her ne kadar karmanın belli yönlerde işlemeye eğilimi olsa da yüksek bilinçle yapılan her eylemin karmayı değiştirebileceğini söylüyor. Yani birey, bütünün hayrına yaptığı eylem ve bilinçli tercihlerle kendi hayatını yönlendirebiliyor.
Budizm’de karma inancı ise bu tanımdan biraz uzaklaşıyor. Buddha’nın öğretisinde karma, ruhun yani benliğin olmadığı fikrine dayanıyor. Budizm’e göre benlik, maddi dünyayla etkileşim sonucunda oluştuğu için “gerçek” sayılmıyor. Bu sebeple Budizm’de karmanın da kalıcı olmadığına inanılıyor. Bu farklılığa rağmen hem Hinduizm hem Budizm’de karma, özerk bir nedensellik yasasıyla işliyor. Hiçbir dış irade, bireyin eylemi ve kaçınılmaz sonucunun arasındaki ilişkiye müdahale edemiyor.
Karma, Janizm’de bu kavramın Batı’da anlaşıldığı şeklinden tamamen farklı bir anlam taşıyor. Janizm’e göre bildiğimiz hayatı deneyimleyebilmek için bilinç ile karma bileşeninin etkileşime girmesi gerekiyor. Jain felsefesine göre ruhun bilincini çevreleyen tüm süptil malzemeler, karmayı oluşturuyor. Benzer şekilde Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet’te de karma kavramının yer aldığı görülüyor. Hinduizm ve Budizm’den farklı olarak İbrahimî dinlerde insani eylemlerin tezahürü, ilahi bir kural koyucuya bırakılıyor.
Karmanın bilinçli eylemlerden ziyade tepkilerden oluştuğunu fark etmek, “iyi ve kötü karma” karmaşasını da ortadan kaldırıyor. Karmanın işleyişine göre içinde bulunulan durum, iki sonuç doğuruyor: Ya ilerleme kaydediliyor ya ilerlemek için gereken ders öğreniliyor. Dolayısıyla karma, kişinin farkındalıkla kendisine bakmasına olanak tanıyarak ilerlemek için ne yapması gerektiğini keşfetmesini sağlıyor.
Karmanın 12 yasası bulunuyor. “günlük yaşam kılavuzları” olarak değerlendirilebilen bu yasalar, bireyin bütünün hayrına davranabilmesi için farkındalığını arttırmaya yardımcı oluyor. Karma yasasının nasıl işlediğini içselleştirmeye yardımcı olurken aynı zamanda modern yaşama adaptasyonunu kolaylaştırıyor.
Karma felsefesi, genel bir yanılgıyla bir tür “ahlaki adalet sistemi” olarak tanımlanıyor. Öyle ki bu sınırlı bakış açısıyla karma, salt ödül ve cezaya indirgeniyor. Oysa bu felsefe, doğru algılandığında evrenin en kıymetli hazinelerinden birini sunuyor. Karma, bireyin ruhsal büyüme yolculuğuna eşlik ederken hayatını dönüştürme gücüne erişmesini sağlayabiliyor. Peki, karma felsefesi nedir?
Karma Nedir?
Bire bir çevirisiyle karma, “faaliyet” ya da “yapılan iş” anlamına geliyor. Karma, aslında Sanskritçede “kri” yani “eylem” kökünden türetilmiş bir sözcük. Dolayısıyla karma, kavram olarak sonuç doğuran eylemler üzerine temelleniyor. Elbette söz konusu eylemler, sadece fiziksel olarak gerçekleştirilen hareketlerle kısıtlı değil. Karma felsefesine göre bireyin zihinsel ve duygusal faaliyetleri de eylem tanımına dahil ediliyor. Böylece kişinin düşünsel, fiziksel ve duygusal eylemlerinin toplamı; kişinin karmasını oluşturuyor.Spiritüel bir kavram olan karmaya göre eylemler ve eylemlerin sonuçları, bireyin yaşamını etkileyerek yönlendirebiliyor. Tam da bu yüzden karma, “Ne ekersen onu biçersin.” yaklaşımından uzaklaşıyor. Sebep-sonuç ilişkisini barındıran bu kompleks kavram, Sadhguru tarafından şöyle özetleniyor: “Karma, kaderiniz tarafından yönlendirilmeden onu değiştirebileceğiniz anlamına geliyor.”
Sadhguru’ya göre karmayla ilgi en büyük yanılsama, iyiliklerin ve kötülüklerin bir kaydının tutulduğu algısından kaynaklanıyor. Zira bu algı, eylemlerin karşılığını almaktan kaçışın olmaması şeklinde yorumlanıyor. Oysaki karma, ne ödül ne ceza ile ilgileniyor. Bu felsefe, bize dışarıdan dikte edilen suç ve ceza sistemi yerine sadece bireyin kendisi tarafından oluşturulan bir döngüden bahsediyor. Yani karma, bireyin eylemlerindeki niyeti ve yaşananlara yanıt verme şeklinin bütününden oluşuyor. Bunun yanı sıra davranışsal kalıpların bilinçsiz bir biçimde takip edilmesi hâlinde bireyin kendisini kapana kıstıracağını da öngörüyor. Sadhguru, bu sebeple karmayı farkındalık ve odaklanmayla yönlendirmenin mümkün olduğundan bahsediyor. Her ne kadar karmanın belli yönlerde işlemeye eğilimi olsa da yüksek bilinçle yapılan her eylemin karmayı değiştirebileceğini söylüyor. Yani birey, bütünün hayrına yaptığı eylem ve bilinçli tercihlerle kendi hayatını yönlendirebiliyor.
Dinlerde Karma İnanışı
Dinler tarihinde karma inancı; Hinduizm, Budizm ve Janizm’de büyük bir öneme sahip. Hinduizm’de “Karma Nedir?” sorusu, yeniden doğuş sürecinin (Samsara) etik kısmı ile ilişkilendiriliyor. Hindu inanışına göre bireyin iyi ve kötü eylemleri, sonraki versiyonlarını doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla Hinduizm’de reenkarnasyon ile doğan ruhun geçmiş karmasını miras aldığına inanılıyor. Bu yüzden Hinduizm’de karma, evrensel nedensellik yasası olarak işliyor.Budizm’de karma inancı ise bu tanımdan biraz uzaklaşıyor. Buddha’nın öğretisinde karma, ruhun yani benliğin olmadığı fikrine dayanıyor. Budizm’e göre benlik, maddi dünyayla etkileşim sonucunda oluştuğu için “gerçek” sayılmıyor. Bu sebeple Budizm’de karmanın da kalıcı olmadığına inanılıyor. Bu farklılığa rağmen hem Hinduizm hem Budizm’de karma, özerk bir nedensellik yasasıyla işliyor. Hiçbir dış irade, bireyin eylemi ve kaçınılmaz sonucunun arasındaki ilişkiye müdahale edemiyor.
Karma, Janizm’de bu kavramın Batı’da anlaşıldığı şeklinden tamamen farklı bir anlam taşıyor. Janizm’e göre bildiğimiz hayatı deneyimleyebilmek için bilinç ile karma bileşeninin etkileşime girmesi gerekiyor. Jain felsefesine göre ruhun bilincini çevreleyen tüm süptil malzemeler, karmayı oluşturuyor. Benzer şekilde Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet’te de karma kavramının yer aldığı görülüyor. Hinduizm ve Budizm’den farklı olarak İbrahimî dinlerde insani eylemlerin tezahürü, ilahi bir kural koyucuya bırakılıyor.
Karma Yasası Nasıl İşler?
Karma inancına göre her eylemin tahmin edilemez bile olsa mutlaka bir sonucu bulunuyor. Rastgele iyi ya da kötü olmayan bu sonuçlar, tamamen dengeyi koruyacak bir biçimde kozmik şekilde oluşuyor. Üstelik bu sonuçlar, bireyin evrimsel olarak gelişmesini ve ilerlemesini sağlıyor.Karmanın bilinçli eylemlerden ziyade tepkilerden oluştuğunu fark etmek, “iyi ve kötü karma” karmaşasını da ortadan kaldırıyor. Karmanın işleyişine göre içinde bulunulan durum, iki sonuç doğuruyor: Ya ilerleme kaydediliyor ya ilerlemek için gereken ders öğreniliyor. Dolayısıyla karma, kişinin farkındalıkla kendisine bakmasına olanak tanıyarak ilerlemek için ne yapması gerektiğini keşfetmesini sağlıyor.
Karmanın 12 yasası bulunuyor. “günlük yaşam kılavuzları” olarak değerlendirilebilen bu yasalar, bireyin bütünün hayrına davranabilmesi için farkındalığını arttırmaya yardımcı oluyor. Karma yasasının nasıl işlediğini içselleştirmeye yardımcı olurken aynı zamanda modern yaşama adaptasyonunu kolaylaştırıyor.