- Katılım
- 2 yıl 9 ay 4 gün
- Mesajlar
- 18,707
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 6,357
- Cinsiyet
Osmanlı'nın son parlak dönemlerinden birini yaşatan padişahın hikayesi oldukça hazin bir şekilde sonlanıyor.
birinci mahmud, osmanlı devleti'ne son parlak dönemini yaşatan çok başarılı bir padişahtır
lale devri'ni sona erdiren patrona halil isyanı sonrası amcası üçüncü ahmed tahttan indirilmiş ve 34 yaşındaki birinci mahmud tahta çıkarılmıştır.
saltanatının ilk zamanlarında patrona halil ve adamlarına boyun eğmiş gibi görünse de saraydaki hâkimiyetini kurunca patrona halil ve adamların görüşme yapmak bahanesiyle saraya çağırmış ve orada hepsinin kellesini uçurmuştur.
daha sonra iran ile savaşmış, tebriz gibi önemli noktaları geri almıştır.
1700'ler başında Osmanlı Devleti.
iran ile savaşı fırsat bilen rusya ile avusturya osmanlı'ya savaş ilan etmişse de osmanlı ordusunun başarıları karşısında iki ülke de barış teklif etmiş ve belgrad antlaşması
yapılmıştır.
buna göre:
avusturya, pasarofça antlaşması ile aldığı yerlerin banat hariç hepsini geri vermiş, ruslar kırım'dan ve tüm kuzey kafkasya'dan çekilmiş, rusya'nın karadeniz'de asla savaş ve ticaret gemileri bulundurmaması kararlaştırılmıştır.
humbaracı ocağı'nı kurduran birinci mahmut, tüm padişahlar içerisinde en çok kütüphane vakfeden padişahtır.
yaptığı hizmetler saymakla bitmeyecek olan bu padişah, saltanatının son iki senesinde çeşitli damar hastalıkları yüzünden neredeyse yataktan kalkamaz hâle gelmiştir. padişahın bu hâlde olduğunu bilen kardeşi ve halefi üçüncü osman ise artık tahta kendisinin çıkması gerektiğini dillendirmeye başlamıştır. dile kolay, 56 sene şimşirlikte kalarak en uzun süre kafes hayatı yaşayan şehzade ünvanını almıştır kendisi.
lâkin gerek birinci mahmud'un kudretli bir padişah oluşu gerekse etrafındakilerin ona olan sadakati sebebiyle şehzade osman'ın bu isteği kabul görmemiştir. ancak tüm bu olup bitenleri işiten birinci mahmud, 13 aralık 1754 tarihindeki cuma selamlığına katılıp halka görüneceğini bildirmiş ve sahiden de ayasofya'daki cuma namazının ardından atının üzerinde halkı selamlamıştır. nitekim geri dönüşte topkapı sarayı'nın demirkapı girişine kadar gelen padişah, burada atından düşmüştür. burada hekimlerce ayaküstü müdahale edilen padişahın öldüğüne hükmedilmiş ve derhal şehzade osman'a haber verilmiştir.
yarım saat içinde biat merasimi yapılan ve tahta çıkan üçüncü osman, abisinin cenazesinin hemen o gün, ikindi namazının ardından defnedilmesini emretmiştir.
Üçüncü Osman
birinci mahmud'un vasiyeti, temelleri kendi döneminde atılan nuruosmaniye camii'nin yanında hazırlattığı türbeye gömülmek iken yeni padişah bunu yapmamış ve birinci mahmud, valide turhan sultan türbesi'ne gömülmüştür.
cenaze namazının ardından saray ahâlîsi saraya geri dönmüş ve âdet olduğu üzere türbedar yalnız bırakılmıştır. bu adete göre padişahlar vefat ettiklerinde ertesi günün sabah namazına kadar başlarında kuran-ı kerim okunur idi. işte bu türbedar da yatsı vaktinde padişahın mezarı başında kuran okur iken mezardan gelen homurtuları duymuş ve derhal saraya koşmuştur.
burada kapıdaki görevlilere yalvar yakar vaziyeti anlatmış ve nihayet kızlarağası ile görüşebilmiştir. bu adamdan, padişahın yaşadığını ve diri diri gömüldüğünü işiten kızlarağası ne yapacağını bilemediğinden yeni padişah üçüncü osman'ı uykusundan uyandırıp durumu anlatmış ve onca sene tahtı bekleyen yeni padişahın emriyle sarayın içine çağrılan türbedardan bir daha haber alınamamıştır.
birinci mahmud, osmanlı devleti'ne son parlak dönemini yaşatan çok başarılı bir padişahtır
lale devri'ni sona erdiren patrona halil isyanı sonrası amcası üçüncü ahmed tahttan indirilmiş ve 34 yaşındaki birinci mahmud tahta çıkarılmıştır.
saltanatının ilk zamanlarında patrona halil ve adamlarına boyun eğmiş gibi görünse de saraydaki hâkimiyetini kurunca patrona halil ve adamların görüşme yapmak bahanesiyle saraya çağırmış ve orada hepsinin kellesini uçurmuştur.
daha sonra iran ile savaşmış, tebriz gibi önemli noktaları geri almıştır.
1700'ler başında Osmanlı Devleti.
iran ile savaşı fırsat bilen rusya ile avusturya osmanlı'ya savaş ilan etmişse de osmanlı ordusunun başarıları karşısında iki ülke de barış teklif etmiş ve belgrad antlaşması
yapılmıştır.
buna göre:
avusturya, pasarofça antlaşması ile aldığı yerlerin banat hariç hepsini geri vermiş, ruslar kırım'dan ve tüm kuzey kafkasya'dan çekilmiş, rusya'nın karadeniz'de asla savaş ve ticaret gemileri bulundurmaması kararlaştırılmıştır.
humbaracı ocağı'nı kurduran birinci mahmut, tüm padişahlar içerisinde en çok kütüphane vakfeden padişahtır.
yaptığı hizmetler saymakla bitmeyecek olan bu padişah, saltanatının son iki senesinde çeşitli damar hastalıkları yüzünden neredeyse yataktan kalkamaz hâle gelmiştir. padişahın bu hâlde olduğunu bilen kardeşi ve halefi üçüncü osman ise artık tahta kendisinin çıkması gerektiğini dillendirmeye başlamıştır. dile kolay, 56 sene şimşirlikte kalarak en uzun süre kafes hayatı yaşayan şehzade ünvanını almıştır kendisi.
lâkin gerek birinci mahmud'un kudretli bir padişah oluşu gerekse etrafındakilerin ona olan sadakati sebebiyle şehzade osman'ın bu isteği kabul görmemiştir. ancak tüm bu olup bitenleri işiten birinci mahmud, 13 aralık 1754 tarihindeki cuma selamlığına katılıp halka görüneceğini bildirmiş ve sahiden de ayasofya'daki cuma namazının ardından atının üzerinde halkı selamlamıştır. nitekim geri dönüşte topkapı sarayı'nın demirkapı girişine kadar gelen padişah, burada atından düşmüştür. burada hekimlerce ayaküstü müdahale edilen padişahın öldüğüne hükmedilmiş ve derhal şehzade osman'a haber verilmiştir.
yarım saat içinde biat merasimi yapılan ve tahta çıkan üçüncü osman, abisinin cenazesinin hemen o gün, ikindi namazının ardından defnedilmesini emretmiştir.
Üçüncü Osman
birinci mahmud'un vasiyeti, temelleri kendi döneminde atılan nuruosmaniye camii'nin yanında hazırlattığı türbeye gömülmek iken yeni padişah bunu yapmamış ve birinci mahmud, valide turhan sultan türbesi'ne gömülmüştür.
cenaze namazının ardından saray ahâlîsi saraya geri dönmüş ve âdet olduğu üzere türbedar yalnız bırakılmıştır. bu adete göre padişahlar vefat ettiklerinde ertesi günün sabah namazına kadar başlarında kuran-ı kerim okunur idi. işte bu türbedar da yatsı vaktinde padişahın mezarı başında kuran okur iken mezardan gelen homurtuları duymuş ve derhal saraya koşmuştur.
burada kapıdaki görevlilere yalvar yakar vaziyeti anlatmış ve nihayet kızlarağası ile görüşebilmiştir. bu adamdan, padişahın yaşadığını ve diri diri gömüldüğünü işiten kızlarağası ne yapacağını bilemediğinden yeni padişah üçüncü osman'ı uykusundan uyandırıp durumu anlatmış ve onca sene tahtı bekleyen yeni padişahın emriyle sarayın içine çağrılan türbedardan bir daha haber alınamamıştır.