- Katılım
- 2 yıl 9 ay 4 gün
- Mesajlar
- 18,707
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 6,357
- Cinsiyet
II. Dünya Savaşı'nın başladığı yıllarda dünya çapında epey yaygın bir 'diş' sorunu vardı. O dönem diş tedavisi henüz gelişmediği için insanlar ya dişlerini çektirmek ya da çürük dişlerinin ağrısıyla bir ömür yaşamak zorunda kalıyorlardı.
Özellikle ağız kokusu, çürükler, oyuk ve kırık dişler en sık görülen problemler arasındaydı. Sorun o kadar ciddiydi ki ABD hükumeti sadece en az 6 tane zarar görmemiş dişi olan vatandaşları ordusuna almaya karar vermişti.
Durumun acil ve ciddi olduğunu fark eden İsveç hükumeti ise bu konuda eşi benzeri görülmemiş birtakım önlemler almaya karar verdi.
Öncelikle devlet için çalışan diş hekimleri bu duruma kalıcı bir çözüm bulmakla görevlendirildi. Ancak doktorlar çözümü bulmadan önce, sorunun asıl nedenini bulmak zorundalardı.
Diş sorunlarının nedenini bulmak isteyen doktorların ve hükumet yetkililerinin ilk durağı, ülkenin dört bir yanından psikolojik rahatsızlıklardan muzdarip insanların yatırıldığı Vipeholm Akıl Hastanesi oldu...
Hastaların arasında özellikle zeka geriliği teşhisi koyulmuş, yaşları 15 ila 70 arası değişen 1000'den fazla hasta deney için toplandı. Hastalara ise "Sizi iyileştireceğiz" sözü verildi.
Toplanan deneklerin yeni hayatlarına uyum sağlamaları yaklaşık altı ay sürdü. Bu sürede sorun çıkaran hastalar ya zorla uyutuluyor ya da soğuk suda yıkanıyorlardı.
Ve deneyler başladı!
Vipeholm'deki tek doktor olan Hudo Froderberg ve diğer personeller, denekleri 0 ve 6 arasında yedi farklı kategoriye ayırdı.
0 grubu hayvanlardan bile daha düşük seviyede kabul edildi (!), yüksek puan alanlar ise kapsamlı gözetime alındı.
Deneyin ilk iki yılı boyunca hastalara normal bir İsveç öğününde bulunan şekerin yarısı, florür tabletleri, az miktarda nişasta ve A, B ve D vitaminleri verildi.
İki yılın sonunda deneklerde hiçbir diş oyuğu görülmedi.
Bu yüzden son aşamaya geçildi...
Deneyin son aşamasında hastalar dört farklı gruba ayrıldı ve İsveç yemeklerinin iki katı daha fazla şeker içeren yiyecekler verildi.
İlk gruba ekstra şekerli tatlı çörek, ikinci gruba şekerli içecekler, üçüncü ve dördüncü gruplara karamel, çikolata ve tofi verildi.
Henüz iki hafta bile geçmeden, içecek verilenlerin dışındaki tüm gruplarda diş çürükleri, oyukları ve ağız kokusu görülmeye başladı!
Acı içinde kıvranan hastaların arasında düşük seviyelerde olanlar tedavi edilmedi. İnsan haklarının tam anlamıyla oturmadığı, mental rahatsızlıkları olan insanların hükumete 'borçlu' sayıldığı o yıllarda yaşanan bu korkunç deney ise insanlık tarihine kara bir leke olarak yazıldı...