İnsanlar başlangıçtaki heyecanı neden kaybediyorlar ve birbirlerine olan ilgileri azalıyor? Bu durum günümüzdeki ilişkilerin en büyük vebasıdır. İlişkide Heyecan Neden Biter? başlığı altında detayları konuşacağız.
Eski zamanları bir düşünün. Eski zamanın romanlarını, yeşil çam filmlerini. Dikkat ederseniz şöyle bir şey görürsünüz: İnsanların birbirlerine bağlılıkları çok daha yüksektir. Aidiyet duygusu ağır basar. O dönem kimse birbirini aldatmıyordu, sadakatsizlik yoktu gibi bir düşünceye sahipseniz eğer, bu da doğru değil. O zamanki dönemde iletişim olanakları şimdiki gibi kolay olmadığından, insanların birbirlerinden pek haberi olmuyordu. Yine de bugüne göre şüphesiz aldatma durumu çok daha azdı ve bugüne göre ilişkiler çok daha doğru ilerliyordu.
İnsanlar bir duygunun peşinde koşuyordu. Birbiriyle ilgili bu kadar maddi çıkarları yoktu. Bunları hepimiz biliyoruz. Hepimizin genel olarak geçmişe yönelik bir hüznü, kederli bir bakış açısı, bir özlemi vardır.
Şöyle bir gerçek var: Bugünün ilişkilerinde heyecanın çabuk yitirilmesinin çok fazla ve farklı sebepleri var. Bir kere insanlar çok fazla alternatifleri olduğunu düşünüyor. Yani birilerine ulaşabilmek eskiye göre çok daha kolay. Birileriyle hızlı bir şekilde iletişime geçebiliyoruz, sosyal medya üzerinden başkalarıyla konuşabilmek mümkün. Ayrıca Tinder vb. uygulamalar sayesinde de arkadaş arayan kişiler çaba harcamadan birbirleriyle iletişime geçebilmekteler. Dolayısıyla dönemin şartları aldatmayı kolaylaştırıyor.
Aşk, karşınızdakini birazda hayal etmektir. Yani partnerinize hayal gücünüzde bir konum veriyorsunuz. Bir süre sonra da birlikte olduğunuz kişinin hayalleriniz düşündüğünüzle aynı olmadığını görüyorsunuz ve aşk bitmeye başlıyor. İşte o esnada aşkı sevgiye dönüştürebilenler ilişkiye devam ediyorlar. İnsanlar arasındaki o dostane konuşmalar, paylaşımlar partnerleri birbirine bağlıyor. Yani tek bağlayıcı güç aşk değil. Lakin sağlam bir ilişkinin temelinde mutlaka aşk vardır. Aşk biter mi? Evet. Aşkın ömrü var mı? Evet, var. 40 senelik evli çiftlere ne diyeceksiniz diye sorarsanız onlar aşkı sevgiye dönüştürdüler. Aşkı bir boyuttan başka bir boyuta dönüştürerek muazzam bir iş yaptılar.
Aşkı sevgiye dönüştürebilmek bir mücadele işidir. Alttan almanız, fedakarlık yapmanız, karşınızdakinin beğenmediğiniz özellikleri ile barışık olmanız gerekiyor. Bugünün ilişkilerinde bir kere partnerler birbirlerini alttan almıyorlar. Partnerler hep dik kafalı. Kimse birbirine fazla tahammül etmek istemiyor. Herkes nasılsa başkasını bulurum diye düşünüyor. Bir insanla duygu yakalandığında heyecanlı aşama bitse bile o zamana kadar ki yaşanılan olaylar kişileri birbirlerine bağlar. Eğer dik kafalılık yapıp, sürekli gereksiz tartışmalarla vakit kaybedip, bu duygu yitirilirse; bir kaç sene sonra o kişi gibi birisi bulunamadığında ders alınıyor. Ben onun kıymetini bilememişim gibilerinden. Tabi artık çok geç. O kişide başka bir hayat yaşamaya devam ediyor.
Dolayısıyla burada ana konu şu: Aşkı sevgiye dönüştürmeye bakın. Paylaşıma dönüştürün. Aranızdaki paylaşımlar; seyahatlariniz, yediğiniz, içtiğiniz, birlikte kahkahalar attığınız mekanlar. Bunların hepsi sizi müthiş bir sevgi bağıyla birbirinize bağlar. Aşk kadar güçlüdür. Aşktaki hayal gücü ve heyecan, yerini bunlara bıraktığı zaman ilişkiniz çok uzun sürecek ve birbirinizden kopmak istemeyeceksiniz.
Eski zamanları bir düşünün. Eski zamanın romanlarını, yeşil çam filmlerini. Dikkat ederseniz şöyle bir şey görürsünüz: İnsanların birbirlerine bağlılıkları çok daha yüksektir. Aidiyet duygusu ağır basar. O dönem kimse birbirini aldatmıyordu, sadakatsizlik yoktu gibi bir düşünceye sahipseniz eğer, bu da doğru değil. O zamanki dönemde iletişim olanakları şimdiki gibi kolay olmadığından, insanların birbirlerinden pek haberi olmuyordu. Yine de bugüne göre şüphesiz aldatma durumu çok daha azdı ve bugüne göre ilişkiler çok daha doğru ilerliyordu.
İnsanlar bir duygunun peşinde koşuyordu. Birbiriyle ilgili bu kadar maddi çıkarları yoktu. Bunları hepimiz biliyoruz. Hepimizin genel olarak geçmişe yönelik bir hüznü, kederli bir bakış açısı, bir özlemi vardır.
Şöyle bir gerçek var: Bugünün ilişkilerinde heyecanın çabuk yitirilmesinin çok fazla ve farklı sebepleri var. Bir kere insanlar çok fazla alternatifleri olduğunu düşünüyor. Yani birilerine ulaşabilmek eskiye göre çok daha kolay. Birileriyle hızlı bir şekilde iletişime geçebiliyoruz, sosyal medya üzerinden başkalarıyla konuşabilmek mümkün. Ayrıca Tinder vb. uygulamalar sayesinde de arkadaş arayan kişiler çaba harcamadan birbirleriyle iletişime geçebilmekteler. Dolayısıyla dönemin şartları aldatmayı kolaylaştırıyor.
Aşk, karşınızdakini birazda hayal etmektir. Yani partnerinize hayal gücünüzde bir konum veriyorsunuz. Bir süre sonra da birlikte olduğunuz kişinin hayalleriniz düşündüğünüzle aynı olmadığını görüyorsunuz ve aşk bitmeye başlıyor. İşte o esnada aşkı sevgiye dönüştürebilenler ilişkiye devam ediyorlar. İnsanlar arasındaki o dostane konuşmalar, paylaşımlar partnerleri birbirine bağlıyor. Yani tek bağlayıcı güç aşk değil. Lakin sağlam bir ilişkinin temelinde mutlaka aşk vardır. Aşk biter mi? Evet. Aşkın ömrü var mı? Evet, var. 40 senelik evli çiftlere ne diyeceksiniz diye sorarsanız onlar aşkı sevgiye dönüştürdüler. Aşkı bir boyuttan başka bir boyuta dönüştürerek muazzam bir iş yaptılar.
Aşkı sevgiye dönüştürebilmek bir mücadele işidir. Alttan almanız, fedakarlık yapmanız, karşınızdakinin beğenmediğiniz özellikleri ile barışık olmanız gerekiyor. Bugünün ilişkilerinde bir kere partnerler birbirlerini alttan almıyorlar. Partnerler hep dik kafalı. Kimse birbirine fazla tahammül etmek istemiyor. Herkes nasılsa başkasını bulurum diye düşünüyor. Bir insanla duygu yakalandığında heyecanlı aşama bitse bile o zamana kadar ki yaşanılan olaylar kişileri birbirlerine bağlar. Eğer dik kafalılık yapıp, sürekli gereksiz tartışmalarla vakit kaybedip, bu duygu yitirilirse; bir kaç sene sonra o kişi gibi birisi bulunamadığında ders alınıyor. Ben onun kıymetini bilememişim gibilerinden. Tabi artık çok geç. O kişide başka bir hayat yaşamaya devam ediyor.
Dolayısıyla burada ana konu şu: Aşkı sevgiye dönüştürmeye bakın. Paylaşıma dönüştürün. Aranızdaki paylaşımlar; seyahatlariniz, yediğiniz, içtiğiniz, birlikte kahkahalar attığınız mekanlar. Bunların hepsi sizi müthiş bir sevgi bağıyla birbirinize bağlar. Aşk kadar güçlüdür. Aşktaki hayal gücü ve heyecan, yerini bunlara bıraktığı zaman ilişkiniz çok uzun sürecek ve birbirinizden kopmak istemeyeceksiniz.
