- Katılım
- 4 yıl 2 ay 25 gün
- Mesajlar
- 25,600
- Tepkime puanı
- 8,841
- Yaş
- 35
- Konum
- Memed' Home
- Web sitesi
- forummeskeni.com
- İsim
- CHRS
- Memleket
- Neresi?
- Meslek
- IzdırapÇI
- Cinsiyet
- Medeni Hal
İnsan Dişisinde Memeler Neden Kalıcı Olarak Büyük ve Yuvarlak Biçimdedir?
İnsan dişisinin memeleri, gençliğinde diğer türlere göre daha yuvarlak ve biçimlidir. Peki, insandaki bu özgünlüğün evrimsel kökeni ne olabilir?
Cinsel seçilime dayalı bir açıklama
Türümüz, Homo sapiens içinde yer aldığı primat takımının diğer üyeleri gibi çift memeye sahiptir ve yavrularını salgıladıkları süt ile besler. Ancak diğer primat türleri ile kıyaslandığı zaman iki önemli farklılık göze çarpar: İlk olarak diğer türler yavru doğumu sonrası büyük memeye sahip olurken insan dişisinde ergenlikle birlikte çocuk yapıp yapmamasından bağımsız olarak kalıcı olarak büyük memeler gözleyebiliriz. İkincisi insan dişisinin memeleri, gençliğinde diğer türlere göre daha yuvarlak ve biçimlidir. Peki, insandaki bu özgünlüğün evrimsel kökeni ne olabilir?
Boyutla ilgili ilk akla gelen açıklama yağ bezleri ile desteklenmiş memelerin süt üretimini artırmasının yaratacağı üreme avantajı olabilir ancak diğer primatlar da yavrularına yeterli süt üretebilmektedirler. Doğum öncesi kalça ve memelerde sürekli yağ stoklarının bulunması insan dişisine özgüdür. Örneğin gorillerde insan erkeğine benzer biçimde karın kısmında yağ stokları bulunur ve kıvrımlı değil daha düz bir vücut gözlemlenir. Diğer yandan sarkık bir memeyi yavrunun ağzına alıp emmesi daha kolayken, yuvarlak biçimli meme hem ağza almayı zorlaştırır, hem de yavrunun nefes yolunu daraltır.
Yukarıdaki nedenler cinsel seçilime bağlı yapılan açıklamayı daha makul kılmaktadır ve türümüzün en önemli anatomik özgünlüğü olan zorunlu dik yürüyüş ile bağlantılı olabilir. İnsan dışındaki primatlar geçici olarak iki ayak üzerine doğrulabilseler de bunun sürekli ve anatomik olarak zorunlu olduğu tek tür insandır. Diğer primat türlerinde döllenme genellikle kızışma dönemlerinde ve erkeğin dişiye arkadan binmesi ile gerçekleşir.
Çiftleşmenin yüz yüze olduğu örneklerde dahi erkeğin dişinin üreme organını görmesi ilk olarak arkadan gerçekleşir ve bu sayede vücudun tek çıplak bölgesi olan kalça kızışma döneminde büyür ve gerçekten kızarabilir. Böylelikle döllenmeye hazır olduğu mesajını arka görünüşünden verir.
Zorunlu dik duruşa geçen, derisi çıplak kalan, yüz yüze iletişimin arttığı ve seksin kızışma dönemlerinin dışına taşıp süreklileştiği insan soyu içinse kalçaların ve göğüslerin sürekli yağ depoları olarak dişilerde belirginleşmesi cinsel seçilimin bir sonucu olabilir. Gözden uzaklaşan kalçaların daha belirgin olması ve dik durumdaki insanın cinsiyetinin önden de anlaşılabilmesi açık bir üreme avantajıdır. Aynı zamanda ortak primat atalarımızdan miras aldığımız geniş kalçanın çiftleşmeye olan çağrısı ön taraftaki kalçaya daha çok benzeyen memelerle desteklenmiş olabilir. Kalçaların görsel kopyasının ön kısımda yer almasını da dişiler için açık bir cinsel avantaj olarak görebiliriz.
Sosyobiyoloji genel olarak çok tartışmalı bir alan olsa da Desmond Morris’in Çıplak Maymun ve Sevmek Dokunmaktadır kitaplarında güzel bir anlatımla okuyabileceğiniz bu tez daha fazla araştırılmaya ve tartışılmaya değer duruyor.
İnsan dişisinin memeleri, gençliğinde diğer türlere göre daha yuvarlak ve biçimlidir. Peki, insandaki bu özgünlüğün evrimsel kökeni ne olabilir?
Cinsel seçilime dayalı bir açıklama
Türümüz, Homo sapiens içinde yer aldığı primat takımının diğer üyeleri gibi çift memeye sahiptir ve yavrularını salgıladıkları süt ile besler. Ancak diğer primat türleri ile kıyaslandığı zaman iki önemli farklılık göze çarpar: İlk olarak diğer türler yavru doğumu sonrası büyük memeye sahip olurken insan dişisinde ergenlikle birlikte çocuk yapıp yapmamasından bağımsız olarak kalıcı olarak büyük memeler gözleyebiliriz. İkincisi insan dişisinin memeleri, gençliğinde diğer türlere göre daha yuvarlak ve biçimlidir. Peki, insandaki bu özgünlüğün evrimsel kökeni ne olabilir?
Boyutla ilgili ilk akla gelen açıklama yağ bezleri ile desteklenmiş memelerin süt üretimini artırmasının yaratacağı üreme avantajı olabilir ancak diğer primatlar da yavrularına yeterli süt üretebilmektedirler. Doğum öncesi kalça ve memelerde sürekli yağ stoklarının bulunması insan dişisine özgüdür. Örneğin gorillerde insan erkeğine benzer biçimde karın kısmında yağ stokları bulunur ve kıvrımlı değil daha düz bir vücut gözlemlenir. Diğer yandan sarkık bir memeyi yavrunun ağzına alıp emmesi daha kolayken, yuvarlak biçimli meme hem ağza almayı zorlaştırır, hem de yavrunun nefes yolunu daraltır.
Yukarıdaki nedenler cinsel seçilime bağlı yapılan açıklamayı daha makul kılmaktadır ve türümüzün en önemli anatomik özgünlüğü olan zorunlu dik yürüyüş ile bağlantılı olabilir. İnsan dışındaki primatlar geçici olarak iki ayak üzerine doğrulabilseler de bunun sürekli ve anatomik olarak zorunlu olduğu tek tür insandır. Diğer primat türlerinde döllenme genellikle kızışma dönemlerinde ve erkeğin dişiye arkadan binmesi ile gerçekleşir.
Çiftleşmenin yüz yüze olduğu örneklerde dahi erkeğin dişinin üreme organını görmesi ilk olarak arkadan gerçekleşir ve bu sayede vücudun tek çıplak bölgesi olan kalça kızışma döneminde büyür ve gerçekten kızarabilir. Böylelikle döllenmeye hazır olduğu mesajını arka görünüşünden verir.
Zorunlu dik duruşa geçen, derisi çıplak kalan, yüz yüze iletişimin arttığı ve seksin kızışma dönemlerinin dışına taşıp süreklileştiği insan soyu içinse kalçaların ve göğüslerin sürekli yağ depoları olarak dişilerde belirginleşmesi cinsel seçilimin bir sonucu olabilir. Gözden uzaklaşan kalçaların daha belirgin olması ve dik durumdaki insanın cinsiyetinin önden de anlaşılabilmesi açık bir üreme avantajıdır. Aynı zamanda ortak primat atalarımızdan miras aldığımız geniş kalçanın çiftleşmeye olan çağrısı ön taraftaki kalçaya daha çok benzeyen memelerle desteklenmiş olabilir. Kalçaların görsel kopyasının ön kısımda yer almasını da dişiler için açık bir cinsel avantaj olarak görebiliriz.
Sosyobiyoloji genel olarak çok tartışmalı bir alan olsa da Desmond Morris’in Çıplak Maymun ve Sevmek Dokunmaktadır kitaplarında güzel bir anlatımla okuyabileceğiniz bu tez daha fazla araştırılmaya ve tartışılmaya değer duruyor.